Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2021/315 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına “Karar”

ESAS NO : 2020/469
KARAR NO : 2021/315

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR :1-… – … …
:2-… – … …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkile ait 34 … 335 plakalı aracın 21/09/2018 tarihinde Bursa ili, Kestel İlçesinden İnegöl İstikametine seyri esnasında … sevk ve idaresindeki 34 … 0905 plakalı araca çarpması neticesinde hasarlandığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalıların sorumluğundaki aracın sürücüsünün asli kusurlu olup müvekkilin aracında meydana gelen hasarlardan sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin yurt içinde ve yurt dışında enterprise oto kiralama ismiyle tanınmış bir oto kiralama şirketi olduğunu, davalıların sorumluğundaki aracın haksız fiili ve kusuru sebebiyle meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkile ait aracın hasarlanmış ve onarım geçirdiğini, müvekkil aracın onarımda kaldığı süreçte aracını kiraya vermediğini ve iş durması, araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına uğradığını, söz konusu kazanç kaybının tahsili amacıyla davalılar hakkında Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı takip dosyası ile icra takibine girişildiğini, takibin yetki itirazın sonucu Bursa icra Müdürlüğüne gönderildiği, ancak davalılar tarafından takibe haksız itirazda bulunulduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 20196/… E. Sayılı dosyasında davalıların icra takibine yaptığı itirazların 4.500,00 TL yönünden iptaline ve takibin devamına, %20 den az olmamak üzere her bir davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Yönetim Akademisi Ortak Sağ Güv. San. Tic. Ltd. şti vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, Davacı ile davalı müvekkillerim arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkile kazadan dolayı atfedilecek bir kusur bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde başlıca kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, söz konusu kaza mahallinde yapılacak keşifle görülecektir ki davacı tarafın sürücüsü hız kurallarına uymamış ve seyir halinde iken telefonla konuştuğunu, söz konusu dava haksız fiilden kaynaklı mahrum kalınan kar kaybına yönelik itirazın iptali davasıdır ve ticari nitelikte olmaması ve arabuluculuğa başvuru şartı bulunmaması rağmen davacı tarafından arabuluculuğa başvurulduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine , yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyası, sigorta bilgi ve gözetim merkezine müzekkereye yazılarak poliçe ve hasar verileri, İl emniyet Müdürlüğünden kazaya ilişkin bilgi ve belgeler, Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/505 E. Sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İlgisi icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından 05/08/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 19/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 20/08/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; her ne kadar davacı şirketin oto kiralama işi ile iştigal ettiği anlaşılmış ise de, davacı şirket tarafından, 34 … 335 plakalı aracının 21/09/2018 tarihinde, meydana gelen trafik kazası neticesinde araçta hasar meydana geldiği belirtilerek kazanç kaybının davalılardan tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamada kullandığı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal nitelikte İstanbul BAM 37. HD 2017/458 Esas 2017/449 Karar sayılı ilamı, Samsun BAM 2. HD 2019/1343 Esas 2019/1338 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak)
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.