Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/455 E. 2021/919 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/455 Esas – 2021/919
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/455
KARAR NO : 2021/919

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : TÜRKİYE … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalılar hakkında Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas Sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin kefilinin ve borca yönelik itirazları üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlu ile arabuluculuk görüşmesi yapılmış olup, anlaşmaya varılamaması üzerine itirazın iptali ile takibin devamını sağlamak için dava açmak gerektiğini, davalıların itirazı tamamen haksız, yasal dayanaktan ve iyi niyetten yoksun olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmeye ve süre kazanmaya yönelik olduğunu, takibin dayanağı olan sözleşmeler, kredi borçlusu dava dışı … Kont. Tekn. İth. İhr. San ve Tic. Ltd Şti. ile davalı ve müvekkil Banka arasında akdedilmiş olan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi sözleşmesi ve Business Card Sözleşmesi olduğunu, davalı sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme gereği şirkete … nolu ticari kredi kartı kullandırılmış olup, borçluların ödemesi gereken tutarlar ödenmediğinden dolayı 25.2.2020 tarihinde hesap kat edilerek borç muaccel hale geldiğini, borçlulara muaccel hale gelen borcun ödenmesine ilişkin çekilen ihtara rağmen herhangi bir ödeme olmadığını, hesap özetlerini içerir ihtarname usulüne uygun olarak noter vasıtasıyla borçluya gönderildiğini, söz konusu Bursa 20. Noterliği 27.2.2020 tarih 9163 yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi düzenlenmiş olup ihtarname, borçlunun sözleşmede belirttiği adrese gönderildiğini, borçlu, dilekçe ekinde sunduğumuz dosya içerisinde de bulunan kat ihtarnamesi ile daha once borçtan haberdar olduğunu, icra dosyasına sunduğu itirazda ise borca, herhangi bir sebep sunmadan kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafa yasal süresi içinde hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarname incelendiğinde, yasada aranan şartları taşıdığı görüleceğini, borçlulara gönderilen hesap kat ihtarında kat edilen kredilerin türleri, numaraları, kat edilen anapara, faiz, BSMV ve KKDF toplamları ile kat edildikleri tarihler belirtildiğini, ayrıca bu kredilere ilişkin tüm borç için muacceliyetin gerçekleştiği açıkça beyan edildiğini, borçluya gönderilen ihtarnameler, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi’ne kendi el yazısı ile yazmış olduğu adresine gönderildiğini, açıklanan bu sebepler göstermektedir ki muacceliyet ve temerrüt olgusu gerçekleşmiş olup Bankamızın takip başlatma hakkı doğduğunu, davalıların itiraz dilekçesinde beyan ettiklerinin aksine takipte istenen faiz oranı taraflar arasındaki sözleşmelere ve yasalara uygundur. Bu faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz tutarının ve fer’ilerinin de buna paralel olarak yasaya ve imzalanan sözleşmeye aykırılığını iddia etmek mümkün olmadığını, bu yöndeki itirazlar dayanaksız olduğunu, takip dosyasına örneği ibraz edilen sözleşmede davalının itiraz ettiği bütün hususlarda düzenlemeler bulunduğunu, sözleşmenin ilgili maddesinde faiz konusunda açıklık mevcut olduğunu, buna gore Banka ile davalılar arasında imzalan kredi sözleşmeleri gereğince temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının nasıl hesaplanacağı ve işleyecek faiz ve bu nedenle doğacak gider vergisinin kredi borçlusu ve müşterek müteselsil kefil sıfatını taşıyan davalılar tarafından karşılanacağı kararlaştırıldığını, müvekkil Bankanın tasfiye olunacak alacaklarla ilgili temerrüt faiz uygulaması doğrultusunda takibe geçildiğini, aynı nedenle %5 gider vergisi ve diğer taleplerimiz de yasal ve haklı olduğunu, takip konusu alacak likit ve muayyen olduğunu, Yerleşik Yargıtay kararları gereğince takip konusu alacak belirli, borçlu tarafından tayin ve tespit edilmesi mümkün nitelikte ise alacak likit sayıldığını, davalıların itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde İİK’nın 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın açmış olduğu davanın ticari nitelikli itirazın iptali davası öncesi arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğini ve davanın usulden reddi gerektiğini, 13.12.2019 tarihli ihtarnamede ihtar eden müvekkilin adresi “Ul. Polna 30A M 20 00-632 Varşova/ Polonya” olarak açıkça yazdığını, dolayısıyla davacı banka 18.12.2019 tarihinden itibaren, müvekkilin ikamet adresinin Polonya’da olduğunu kesin olarak bilindiğini, davacı, müvekkilin ikamet adresinin Polonya’da olduğunu 18.12.2019 tarihinden itibaren biliyor olmasına rağmen; 27.02.2020 tarihli ihtarnamesini ve 10.03.2020 tarihli icra takibini, müvekkilin Türkiye’deki eski ikamet adresine usulsüz olarak tebliği ettirdiğini, davacı tarfından davalı müvekkile gönderilen ihtarnameler Tebligat Kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak, müvekkilin eski ikamet adresine usulsüz olarak tebliği olduğunu, dolayısıyla müvekkile ihtarnameler tebliği olmadığını, müvekkil adına muacceliyet ve temerrüt gerçekleşmediğini, muaccel olmayan ve temerrüde düşürülmeyen alacak; icra takibine ve bu davaya konu edildiğini, muacceliyet ve temerrüt itirazlarının bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, banka kayıtları, ticari kredi kartı hesap özeti, gayri nakdi kredi sözleşmesi, businesscard sözleşmesi, banka kayıtları, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak 09/03/2020 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 13/03/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/11/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; Dava konusu borcun asıl borçlu şirket tarafından ödendiğini, konusuz kalan işbu dava ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davanın konusuz kaldığını bu nedenlerle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 02/11/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; Davanın konusuz kaldığını, dava konusu borcun ödendiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1350 Esas ve 2013/1740 Karar sayılı Kararı, yine 2013/10-1860 Esas ve 2015/1451 Karar sayılı Kararında “Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. ” konusuz kalma hallerinin sayıldığı ve dava konusu hakkın davacıya ödenmesi ile davanın konusuz kalabileceği vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’ nın 331. Maddesine göre: Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
O halde toplanan delillerden yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, dava konusu borcun asıl borçlu şirket tarafından ödendiğinin taraflarca ikrar edildiği ve borcun ödendiği anlaşılmakla dava konusu hakkın ödeme ile konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların beyanı doğrultusunda yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığından konusuz kalan dava yönünden esas hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığını,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 82,46 TL’den mahsubu ile bakiye fazla kalan 23,16 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK. ‘nın 341 ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.