Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/408 E. 2021/94 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/408 Esas – 2021/94

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına KARAR

ESAS NO : 2020/408
KARAR NO : 2021/94

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/04/2020 tarihinde müvekkilerinin oğlu …’ün yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmek ister iken, davalı sigorta şirketin şoförü davalı …’ın tedbirsiz ve dikkatsiz davranması aşırı hızlı olması, yaya geçidine geldiğinde hızını azaltmadan yola devam etmesi gibi kusurlu davranışları neticesinde ölümlü kaza meydana geldiğini, müvekkillerinin yaşanılan bu ölümden dolayı ailece acı çekmekte olduklarını, üzüntülerinin bir nebze olsun maddi destekle hafiflemesi için anne, baba ve her bir kardeş için manevi tazminat isteminde bulunma zorunluluklarının doğduğunu, davalı işletene ait aracın 07/09/2019 – 07/09/2020 arası geçerli 224886419 poliçe numaralı Trafik Sigortasını düzenleyen davalı sigorta şirketinin 12/05/2020 tarihindeki başvuruyu yanıtsız bıraktığından, temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte limiti aşmamak üzere tazminata hükmedilmesinin istenildiğini, davalılar işleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, her bir kalem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik baba için 100 TL destek maddi, 100.000,00 TL madeni, anne için 100 TL destek maddi, 100.000,00 TL manevi, kardeş Sedat için 75.000,00 TL manevi, kardeş Osman Can için 75.000,00 TL manevi, kardeş Serhat için 75.000,00 TL manevi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak ve sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan sorumlu olması hususu gözetilerek temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizleri ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle usulden reddi gerektiği gerçekleşen kazanın meydana gelmesinde müvekkil …’ın hiçbir kusur ve ihmali bulunmadığını, Kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olan müteveffa … olduğunu, dava dilekçesinde, müteveffanın her ne kadar yaya geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçtiğinden bahsedilse de davacının bu beyanları gerçeği yansıtmadığını, kazanın gerçekleşme anını gösteren ve dosya içerisinde bulunan kamera kayıtlarından görüleceği gibi müteveffa yaya geçidinin bulunduğu yerden karşıdan karşıya geçmek yerine kendi ve diğer insanların can güvenliğini tehlikeye atarak yaya geçidinin ilerisinde bulunan alandan karşıdan karşıya geçmeyi tercih ettiği açıkça görüldüğünü, Söz konusu kazanın gerçekleşmesine müteveffanın yaya geçidinden geçmeyerek tamamen kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olduğunu, otobüsü kullanan şoför … tüm dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen kazanın oluşumuna engel olamadığını, kaza tespit tutanağında kusur tamamen davacıya yüklenilmiş, otobüsü kullanan davalı şoförün kusursuz bulunduğunu, davacı taraflarca şoförün aşırı hızlı olduğu iddia edilmişse de bu iddianın kabulü mümkün olmadığını, dava dilekçesinde kaza anında otobüs şoförünün telefonla konuştuğunu iddia edilmiştir ancak bu iddia da gerçeği yansıtmadığını, müvekkil …’ın, kazanın gerçekleştiği anda telefonla konuşmamakta yalnızca kendi kendine söylendiğini, davacı baba … ve anne …’ün maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığı ve müteveffanın anne ve babasıyla yaşadığından tüm ihtiyaçlarının müteveffa tarafından karşılandığı iddia edilmiş ise de dava dilekçesinde belirtilmekle, davacı baba … Bağ-Kur emeklisidir dolayısıyla maddi bir geçim sıkıntısında olmadığı eşine ve kendisine yetecek kadar maaşının bulunduğu açık olduğunu, Bunun yanı sıra müteveffanın çalışmadığı da dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Dolayısıyla müteveffanın ailesine maddi destek olması söz konusu olmadığını ayrıca müteveffanın kardeşlerinin anne ve babayla birlikte yaşadığı ikametgah adreslerinden anlaşılmakla davacıların ekonomik durumlarının araştırılması neticesinde müteveffa …’ün ailesinin tüm ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı ortaya çıkacağını, davacıların manevi tazminat talep etme hakları bulunmamakla birlikte, manevi tazminat, mal varlığı dışında hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olduğunu, manevi tazminatın konusu TMK m. 25/3 ve TBK m. 58’de düzenlenmiştir ve manevi tazminatı özel olarak düzenleyen bu maddelerin uygulanabilmesi için bu maddelerdeki şartların birlikte gerçekleşmiş olması gerekmediğini, manevi tazminat davası açılabilmesi için oluşması gereken şartlardan biri de hukuka aykırılıktır. meydana gelen kaza yayanın tamamen kendi ağır kusurundan kaynaklanmakta olup, bu sebeple hukuka aykırı ve haksız bir eylemden söz edilemeyeceğini, bu nedenlerle öncelikle, davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine, aksi kanaat halinde haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli açılan davanın esastan reddine, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar olunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Burulaş Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirketler aleyhine açmış olduğu maddi ve manevi tazminata ilişkin davayı kabul etmediklerini, Müvekkil şirkete ait 16 … 34 plakalı belediye otobüsü ile sürücü … seyir halindeyken müteveffa … aniden yola çıkmış ve kaza meydana geldiğini, dosyaya sunulan araç içi kamera kayıtlarından da açıkça görüleceği üzere otobüs yalnızca 3-4 metre uzaklıktayken yaya yola fırladığını, dolayısı ile kazanın oluşumunu engellemek için sürücünün yapacağı bir şey olmadığını, Zaten gördüğü anda frene basmış birkaç metrede aracın durduğunu, manevra yapma kaçma şansı yoktur zira karşı şeritten araç geldiğini, yayanın geçtiği alan yaya kaldırımı olmadığını, adeta intihar eder gibi aracın önüne kendini attığını, yaya …’ün araçların geçiş üstünlüğü olan bir yolda dikkatsiz bir şekilde yola fırlayarak kazanın oluşumuna kusuru ile sebebiyet verdiğini, davacının talep ettiği manevi tazminat miktarları çok yüksek olduğunu, bu bedeli kabul etmediklerini, bütün bu nedenler ile müvekkil şirkete açılan davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle hukuki dayanağı olamayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Türk Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen 21/04/2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, 16 … 34 plakalı araç, müvekkil şirkete 04/09/2019-2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 224886419 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeyi bildirmemiz davayı kabul anlamında olmadığını, müvekkil sigortacı şirket, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabildiğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, müvekkil şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldıklarını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna ve yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, müteveffanın vefatı sebebi ile işbu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa mahkeme tarafından re’sen tespit edilmesi gerektiğini, bu sebeple müteveffanın ve ailesinin nüfus kayıtları dosyaya celp edilmeli, hesaplama yapılmasına karar verilmesi halinde, hesap raporundan ilgili pay oranları dikkate alınması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, tazminat talep edenlerin ölen kişi ile ilişkileri, yaşları, medeni durumları ve vefat sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları konuları öncelikli olarak belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından zmms genel şartlarına çerçevesinde yapılması gerektiğini, bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumluluğumuz doğacak ise, yapılacak olan bilirkişi incelemesi, 15.8.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olan Aktüerler Yönetmeliği uyarınca aktüer sıfatına sahip bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek yapılması gerektiğini, müterafik kusur durumu göz önünde bulundurulması gerektiğini, faiz hatalı talep edildiğini, müvekkil sigorta şirketi temerrüde düşmediğini, talep edilecek faiz yasal faiz olması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin, üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceği, önem kazandığını, Sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde evraklar incelenmiş olup sigortalı araç sürücüsü kaza tespit tutanağına göre kusursuz olduğundan müvekkil şirket temerrüde düşmediğini, haksız faiz talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini, bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, aleyhimize hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların beyan dilekçeleri, sair evraklar mahkememiz dosyası arasına alınarak incelenmiştir.
Mahkememiz dava dosyası Bursa 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… Esas 2020/174 Karar sayılı görevsizlik kararıyla gelmiştir.
TTK’nın 4/1. Maddesinde ”  Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı isleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme isi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c)11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlıgının veya isletmenin devralınması ile isletmelerin birleşmesi ve sekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diger tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 incimaddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diger yerlere iliskin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına finansal kurumlara ve ödünç para verme islerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı isi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari isletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmü yer almaktadır.
TTK’nın 5/A maddesinde ”Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü yer almaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında ”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; açılan dava trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Davanın mahiyeti gereği ticari bir dava olduğu, dava açılış tarihi itibariyle de davacı tarafça arabuluculuğa başvuru yapılmadığının tespit edildiği anlaşılmakla birlikte davanın TTK 4/1, 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A m. 2. f.,HMK 114/2, 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (Emsal nitelikte Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2020/1258 Esas 2020/1408 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın TTK 4/1, 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A m. 2. f.,HMK 114/2, 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE;
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 1.451,59 TL’den mahsubu ile bakiye 1.392,29 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacılara iadesine,
6-Davalılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalılara iadesine,
Dair davacılar vekilinin, davalı Burulaş vekilinin yüzüne karşı , diğer tarafların yokluğunda yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.