Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/379 E. 2021/822 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/379 Esas – 2021/822
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/379
KARAR NO : 2021/822

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 1810/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalılar hakkında Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyası ile davacı bankaya olan kredi sözleşmesinden doğan borçları nedeni ile icra takibi yapılmış olduğunu, davalı … 36.031,07 TL nakit ve 85.740,00 TL gayrinakit tutardan, davalı … ise yalnızca 2.510,00 TL gayrinakit tutardan sorumlu olduğunu, davalıların borca, faize ve fer’ilere itiraz etmiş olup takibin durduğunu, yapılan itiraz yerinde olmayıp işbu davayı açma zorunluluğu doğmuş olduğunu, arabuluculuk için başvuru yapılmış, davalı-borçluların vekili ile yapılan görüşmede anlaşma sağlanamadığını, davalıların alacağın tahsilini uzatma ve zaman kazanmak amacını taşımakta olduğunu, itirazın iptaline % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkillerin davacıya iddia edildiği gibi herhangi bir borcu olmadığını, davalıların şirket hisselerini 2014 ve 2018 yıllarında devir ettiğini, davaya taraf olma ve husumetin doğru yönetilmesi dava şartı olduğunu, davalılar şirket hisselerini 2014 ve 2018 yıllarında devir ettiğinden açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı … ile davacı banka arasında akdedilen 10.04.2014 tarihli kefalet sözleşmesi TBK m. 584 gereği geçersiz olduğunu, davacı davalı … arasında akdedilen 10.04.2014 kefalet tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi incelendiğinde müvekkil-davalı …’in eşinin yazılı rızası bulunmamakta olduğunu, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini, TBK m.584 gereği açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı … ile davacı banka arasında akdedilen 07.01.2013 tarihli kefalet sözleşmesi, müteselsil kefalet sözleşmesindeki şekil şartlarına aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen 07.01.2013 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi incelendiğinde müvekkil-davalı …’in el yazısıyla kefalet tarihini yazmadığı ve eşinin bu şekil şartına aykırı olarak düzenlenen geçersiz kefalet sözleşmesine müvafakat ettiği görülmekte olduğunu, kanunda belirtilen şekil şartına aykırı olarak düzenlenen müteselsil kefalet sözleşmesine eşin rızasının geçersiz olacağını, TBK m. 583’e göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olamayacağını, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, sözleşmede davalının eşinin müvafakatini içeren yazı karakteri kendi el ürünü olmadığını, eşin müvafakatini gösteren yazı ile davalı …’in el yazısı aynı olduğunu, TBK m.583 gereği açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı … ile davacı arasında akdedilen 07.01.2013 tarihli kefalet sözleşmesi, TBK m. 583 gereği müteselsil kefalet sözleşmesindeki şekil şartlarına aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz olduğunu, davalı … ile davacı taraf arasında akdedilen 07.01.2013 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi incelendiğinde davalı …’nin el yazısıyla kefalet tarihini yazmadığı ve eşinin bu şekil şartına aykırı olarak düzenlenen geçersiz kefalet sözleşmesine müvafakat ettiği görülmekte olduğunu, kanunda belirtilen şekil şartına aykırı olarak düzenlenen müteselsil kefalet sözleşmesine eşin rızasının geçersiz olacağını, TBK m. 583’e göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtilmesinin şart olduğunu, sözleşmede müvekkil-davalının eşinin müvafakatini içeren yazı karakteri kendi el ürünü olmadığını, eşin müvafakatini gösteren yazı ile müvekkil-davalı …’in el yazısının aynı olduğunu, TBK m.583 gereği açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama gideri, vekalet ücreti ve %20 kötüniyet tazminatının davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra takip dosyası, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak 26/07/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçlulara ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalılar tarafından yasal süresi içinde borca itiraz edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak davacı tarafın davaya konu edilen genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarlarının her bir davalı bakımından tespiti, davalıların kefilliklerinin (kefaletlerin) geçerli olup olmadığı hususunda da rapor tanzim edilmesini talep edilmiştir.
Bankacı bilirkişinin 05/08/2021 tarihli raporunda özetle: Davalı …; asıl borçlu şirketteki hisselerini 2014 yılında devrettiğini, sonradan verilen kredilerden sorumlu olmadığını iddia etmekte olduğu, … ‘nin imzasını olmadığı tek sözleşme; 10.04.2014 tarihinde diğer davacı …’in müteselsil kefil olarak yer aldığı 1.500.000,00 TL. ‘lık sözleşme olduğu, bu nedenle imzasının bulunduğu sözleşmelere bağlı olarak verilen çek yapraklarından mer’i risk teşkil eden 2 adedi için toplam 2.510,00 TL’nın depo edilmesinden sorumlu tutulmuş bulunmakta olduğu imzası bulunduğu sözleşmelere yapılan itirazlara ilişkin olarak yukarıdaki bölümlerde yaptığımız tespit ve değerlendirmelerin ışığında bu miktardan sorumlu olmasının gerektiği, Davalı … ise; 25.12.2018 tarih ve 9731 Sayılı T. Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edildiği üzere asıl borçlu … San. Tic. Ltd. Şti.’ndeki hissesini Tuncay Şimşek ‘e devretmiş ve şirket tek ortaklı Limited Şirkete dönüşmüş olduğu, icra takibinde takibe konu çek koçanları, …’in imzasının bulunduğu sözleşmelere bağlı olarak verilmiş olduğu, sözleşmelerin geçersizliğine ilişkin itirazlar, raporumuzun önceki bölümlerinde irdelenmiş ve kefaletin geçersizliğini gerektirecek herhangi bir hususun bulunmadığı tespit edilmiş olduğu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmak için, firma ortağı olmak gerekmediği gibi, hisselerin devrinden sonra kefaletin sona ermeyeceği de izahtan vareste olduğu, bu nedenlerle davalı …’in takibe konu tüm borçtan sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmış olduğu, taraflar arasındaki kredi sözleşmenin 11. Maddesinde temerrüt faizi ile ilgili olarak; “müşteri, mevcut TL. kredilerine uygulanan kredi faiz oranlarından, muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan orana, bu oranın % 30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ödeyeceğini taahhüt eder” hükmü yer almakta olduğu, davacı bankanın muacceliyet tarihinde uyguladığı en yüksek faiz oranı % 31,50 olduğu bu oranın % 50 fazlası (31,50 * 1,30 * 40,95) % 40,95 olduğu, icra takibinde % 83,25 temerrüt faiz oranından talepte bulunulmuş olduğu, daha düşük olan % 40,95 temerrüt faiz oranından hesaplama yapılmış olduğu, yapılan hesaplamalar sonucunda; müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in; 29.07.2019 icra takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu borç tutarının ayrıntıları 32.195,37TL asıl alacak, 1.710,47TL işlemiş faiz, 87,03TL BSMV, 394,14TL masraf olmak üzere 34.387,01TL nakit borç, 85.740,00TL gayri nakit toplamı/depo talebi olmak üzere toplam 120.127,01TL toplam borç tutarının nakit kısmının; icra ve takip masrafları, vekalet ücreti ve takip tarihinden ödeninceye kadar asıl alacak tutarına işletilecek % 40,95 temerrüt faiz oranından faizi, faizin % 5 BSMV, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte, tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi geri ödemelerin TBK. ‘nun 100. maddesi gereği önce faiz ve masraflardan düşümü sağlanmak kaydı ile tahsilinin gerekeceği, ayrıca 85.740,00 TL. Gayrinakdi borun; banka şubesinde açılacak bir hesapta depo edilmek üzere nakden ödenmesi gerekmekte olduğu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil … ise; imzasının bulunduğu sözleşmelere bağlı olarak verilen çek yapraklarından mer’i risk teşkil eden 2 adedi için toplam 2.510,00 TL’nın depo edilmesinden sorumlu tutulmuş bulunmakta olduğu, bu nedenle davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in 29.07.2019 icra takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu borç tutarının 2.510,00 TL. gayrinakdi borç (depo talebi), takip tarihi itibariyle gayrinakdi borç tutarı 2.510,00 TL. ‘nın, banka şubesinde açılacak bir hesapta depo edilmek üzere nakden ödenmesi gerekmekte olduğu mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müşterek borçlu müteselsil kefiller aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi talebine ilişkindir.Bankacı bilirkişi … tarafından tanzim edilen 05/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’in; 29.07.2019 icra takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu borç tutarının 32.195,37TL asıl alacak, 1.710,47TL işlemiş faiz, 87,03TL BSMV, 394,14TL masraf olmak üzere 34.387,01TL nakit borç, 85.740,00TL gayri nakit toplamı/depo talebi olmak üzere toplam 120.127,01TL olduğu, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’nin 29.07.2019 icra takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu borç tutarının 2.510,00 TL gayrinakdi borç (depo talebi) olduğunun belirtildiği, bilirkişi … tarafından tanzim edilen işbu raporda davaya konu edilen alacaklar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak davanın davalı … yönünden kısmen kabulüne , davalı … yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın davalı … yönünden KISMEN KABULÜNE,davalı …’in Bursa 3. İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE,
-Takibin 32.195,37 TL asıl alacak, 1.710,47 TL işlemiş faiz, 87,03 TL BSMV, 394,14 TL masraf olmak üzere toplam 34.387,01 TL alacak üzerinden ,alacağın asıl alacak kısmı olan 32.195,37 TL lik kısmına takip tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek %40,95 temerrüt faiz oranında faizi, faizin %5 BSMV, icra harç ve masrafları, vekalet ücreti ile birlikte, tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi geri ödemelerin TBK 100. maddesi uyarınca önce faiz ve masraflardan düşümünün sağlanmak kaydıyla DEVAMINA,FAZLAYA İLİŞKİN TALEBİN REDDİNE,
-Alacak likit olduğundan asıl alacağın(32.195,37 TL) %20’si olan 6.439,07 TL icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın davalı … yönünden KABULÜNE,
-85.740,00 TL gayri nakdi kredi bedelinin davalılar tarafından(davalı …’nin 2.510,00 TL sinden sorumlu tutulması kaydıyla) davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.348,98 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 615,33 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.733,65 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 750,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 74,50 TL olmak üzere toplam 824,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 786,88 TL yargılama gideri ve 615,33 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.456,61 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.158,05 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 1.644,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.