Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/359 E. 2021/994 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/224
KARAR NO : 2021/953

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: MüvekkilS şirket ile davalı şirket arasında davalıya ait … Gazinosuna ilişkin ilan verilmesini konu alan ticari iş ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkil yapmış olduğu bu işlere istinaden 07.11.2016 tarihli 018516 seri nolu 1.180,00 TL bedelli, 31.07.2014 tarihli … sıra nolu 1.180,00 TL bedelli, 14.10.2013 tarihli … sıra nolu 885,00 TL bedelli faturaları düzenlemiş olup, davalı söz konusu fatura borçlarını müvekkile ödemediğini, fatura borcundan kaynaklanan alacağın ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhinde fatura alacağına istinaden Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket yapmış olduğu haksız itirazında müvekkile borcu bulunmadığından bahisle takibe, borca, ödeme emrine ve işleyecek faize itiraz ettiğini, davalı/borçlu tarafından yapılan itiraz hukuka aykırı olup yasal dayanaktan yoksun, kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmak maksatlı olduğunu, davalı ile müvekkil şirketin cari hesap tabloları incelendiğinde de bu durum ortaya çıkacağını, sunulan cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere davalı şirket, müvekkile 3.839,70 TL borçlu bulunduğunu, sonuç olarak davacı müvekkilin, davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin ticari defterlerinde kayıtlar bulunmakta olup, yargılama sırasında yapılacak bilirkişi incelemesinde bu husus anlaşılacağını, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 29/11/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 17/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 23/12/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari deftelrer bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle Davacı Şirketin 2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini sunması üzerine yapılan inceleme ve tespitlere göre; Davacı şirketin cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde, 2009 yılı açılış bakiyesinin 1.037,20 TL olduğu, 2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016 yıllarında davaya konu alacağı oluşturan faturaların 4(dört) adet ve toplamda 3.688,00 – TL olduğu, bu rakama karşılık davalı tarafından davacıya 1(bir) adet ve 885,00 TL değerinde kredi kartı ile ödemenin yapıldığı, Tüm bu kayıtların davacının Ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, TTK’ nın 21.maddesi hükümlerine göre davaya konu faturalar ile ilgili herhangi bir iade-iptal ve kabul edilmediğine dair kayıtlara rastlanmadığı, Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 3.839,70 TL Cari hesap karşılığı Alacaklı olduğu Ticari defterlerindeki muhasebe kayıtlarından görülmüştür. İcra takibi de bu tutar üzerinden başlatıldığını, ancak dava dilekçesinde toplam 3.245,00 TL olan 3 adet fatura bedeli talep edildiğini, davacının işlemiş faiz talebi bulunmadığından tarafımdan işlemiş faiz hesaplanmadığını, davacının takip tarihinden itibaren asıl alacağa (969,00) oranında değişen oranlarda işleyecek adi kanuni faiz talebinin bulunduğu görüldüğünü, davacı Şirketin 2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016 yılına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onaylarının yaptırıldığı, 2013-2014-2015-2016 yıllarına ait Yevmiye defterlerinin yasal süresi içerisinde noter kapanış onayının yapıldığı, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, Kanunlara uygun olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil teşkil edebileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin ödeme beyanları, davalı tarafın ödeme itirazları dikkate alınarak, 885,00 TL ödemenin hangi faturaya karşılık olduğu, davacının açıkça alacağının ne kadar olduğuna yönelik ek rapor düzenlenmek üzere dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi ek raporunda özetle: 885,00 TL ödemenin hangi faturaya karşılık olduğu, davacının açıkça alacağının ne kadar olduğu hususu hakkında; 01.01.2009 yılı açılış bakiyesi 1.037,20 TL olduğunu, 30.11.2009 tarihli 442,50 TL bedelli fatura borca eklenmiş ve bakiye 1.479,70 TL olduğunu, 11.12.2009 tarihinde 885,00 TL kredi kartı ödemesi ile borç 594,70 TL’ ye düştüğünü, .2010-2011-2012 yıllarında herhangi bir hareket olmadığından 2013 yılına 594,70 TL borç bakiyesi ile devrettiğini, 14.10.2013 tarihinde 885,00 TL, 31.07.2014 tarihinde 1.180,00 TL, 07.11.2016 tarihinde de 1.180,00 TL’lik 3 fatura ile borç 3.839,70 TL’ ulaştığını, sonuç olarak; 11.12.2009 tarihinde 885,00 TL kredi kartı ödemesinin 2009 yılı borç bakiyesinden düşüldüğü, daha sonra 2013, 2014 ve 2016 yıllarında düzenlenen üç fatura sonrası davacının toplam alacağının 3.839,70 TL olduğu görüldüğü, İcra takibi de bu tutar üzerinden başlatıldığını ancak dava dilekçesinde toplam 3.245,00 TL olan 3 adet fatura bedeli talep edilmiş olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalıya ticari defterlerini sunmak üzere 15/10/2020 tarihli celse de yasal sürenin verildiği, ihtaratlı davetiye gönderildiği ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete ait gazinoya ilan verilmesine dair ticari ilişkinin kurulduğu, hizmetin verildiğin ve verilen hizmete dair faturaların düzenlendiği ancak bedelinin davalı tarafça ödenmediği ileri sürülmüş olup taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, davalı tarafın meşruhatlı davetiyenin tebliğine rağmen süresi içinde ticari defterlerini sunmadığından davacının defterlerinin HMK’ nın 220. Maddesi gereğince kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 08/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının üç adet faturadan kaynaklı 3839,70 TL alacaklı olduğu, 885 TL ödemenin 11/12/2019 tarihinde borçtan düşüldüğü, faturalara karşılık davalı tarafından yapılmış bir ödeme olduğunun da davalı tarafça ispat edilmediğinden davacının faturalardan kaynaklı 3245 TL alacağının sübut bulduğundan davanın kabulu ile bu miktar yönünden takibin devamına, davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının faturaya dayalı likit alacak olduğundan haksız olarak borca itiraz sebebiyle icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bursa 8. İcra Md.nün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın 3.245,00-TL kısmı yönünden iptaline, takibin 3.245,00-TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlar ile birlikte devamına,
2-İİK 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20’si oranında hesaplanan 649,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 221,67 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 167,27 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 500,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 87,00 TL olmak üzere toplam 587,00 TL yargılama gideri ve 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 641,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.245,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava konusu uyuşmazlığın HMK 341/2 maddesi uyarınca 2021 yılı kesinlik sınırı olan 5.880,00-TL altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.