Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/350 E. 2020/786 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/350
KARAR NO : 2020/786

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı … Tasarım Halı Teks. San. Ve Tic. A.Ş ile davalı …. İnş. Taah. Tur. Mim. Müh. Tarım Tic. Ltd.Şti arasında mevcut ticari ilişki neticesinde davalı tarafından cari hesap ekstresi gereğince ödenmeyen 15.000,02 TLnin tahsili maksadı ile 23/01/2020 tarihinde Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2020/…. esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin başlatılan takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazın iptali davası ikame edebilmek için 31/01/2020 tarihinde arabulucuya başvurduklarını, anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, tarafların tacir olması ve davaya konu alım satım ilişkisinin ticari iş kapsamında olması nedeniyle işbu uyuşmazlığın ticari dava olduğu, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davalı tarafından Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takibine itirazın iptali ile, takibin devamına, alacağın % 20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkiline karşı açılan bu davada Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin inşaat işi taahhüdü altında bulunan tapunun Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Yeşilbayır Altınkale Mahallesi, 654 ada, 1 parsel nosunda kayıtlı taşınmaz üzerine SS Antalya Palmcity Konakları Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi inşaatı işinin projesine uygun 48 adet ikiz dubleks, 96 villa, 66 adet 3+1 daire, 60 adet 2+1 daire toplam 222 bağımsız bölümün tekstil tabanlı vinil duvar kadığı işlerinin davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak yapımı işini üstlendiğini, buna uygun olarak da sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği Antalya Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın esasende haksız olup reddinin gerektiğini, davacının alacağının likit ve muaccel bir alacağı bulunmadığından inkar tazminatının da reddinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk anlaşamama tutanağı, cari hesap ekstresi, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından cari hesap ekstresine dayalı olarak 23/01/2020 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir.
İtirazın iptali davasında icra müdürlüğünün yetkisi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 50. Maddesinde düzenlenmiştir.
İcra ve iflas Kanunun 50. Maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. icra mahkemesi*1* tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
İki icra mahkemesi*1* arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” yetkiye ilişkin düzenlemede kıyasen Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 04/02/2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Anılan 6100 sayılı yasanın 447/2. Maddesine göre “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” Hukuk Usulu Muhakemeler Kanununa yapılan atıfların HMK’ ya yapılmış gibi sayılması öngörülmüştür.
Bilindiği üzere mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 5 ila 19. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir(m.6).
HMK’da davalının ikametgahı mahkemesinin yanında, özel yetki kuralları ile başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır..
Diğer yandan yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddede ise “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” denilerek yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin de yetkili olduğu düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyor ise, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.
HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı”nı “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, davacı tarafından icra takibinde 2016 yılı ila 2019 yılı arasındaki davalı ile ticari ilişki kapsamında cari hesap ekstresine dayalı icra takibinin başlatıldığı, davalının itirazı üzerine davacının itirazın iptali talep edilmekle, uyuşmazlık konusunun cari hesap ekstresinde kayıtlı faturalar olup bu faturalarında davalının cevap dilekçesi ekinde ibraz ettiği 26/04/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklı faturaları da içerdiği anlaşılmakla, davalının yüklenici olduğu Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Yeşilbayır Altınkale Mahallesi, 654 ada, 1 parsel nosunda kayıtlı taşınmaz üzerine SS Antalya Palmcity Konakları Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi inşaatı işinin projesine uygun 48 adet ikiz dubleks, 96 villa, 66 adet 3+1 daire, 60 adet 2+1 daire toplam 222 bağımsız bölümün tekstil tabanlı vinil duvar kadığı işleri ile davacı arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu işin ifa yerinin Antalya olduğu gibi yetki sözleşmesinde de Antalya icra müdürlüklerinin yetkili olduğundan yetki sözleşmesinde kanunen genel veya özel yetkili mahkemenin yetkisi ayrıca belirtilmediğinden bu yetki sözleşmesinin münhasır yetki sözleşmesi olduğu ve tarafları bağladığı açık olup davalının icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının usulune uygun ve icra müdürlüğünün yetkisinin dava şartı olduğundan davanın usulden reddine, davanın usulden karar verildiği icra takibinin başlatılmasında davacının haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmediğinden kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın yetkili icra dairesinde takibin yapılmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine,
2-Davalı lehine kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 181,17 TL’den mahsubu ile bakiye 126,77 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 7/2,13. Maddesine göre nispi olarak belirlenen 2250 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/11/2020
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.