Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2020/807 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/310
KARAR NO : 2020/807

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı ile davacı arasında, davacının sahibi olduğu AS TV’de yayınlanan Buğu programına davalının sponsor olması konusunda 28.09.2016 ve 01.12.2018 tarihlerinde iki ayrı sözleşme imzalandığını, her iki sözleşme uyarınca AS TV’de sözleşme süresince Buğu programının başında ve sonunda maksimum 5 saniyelik “sunar, sundu, devam edecek, devam ediyor” anonsları ile davalı … Belediyesine ait logo yer alacak; karşılığında ise davalı, AS TV’ye aylık sponsorluk bedeli olarak 3.000,00 TL + KDV olmak üzere toplam 12 ay için 36.000,00 TL + KDV ödeyeceğini, yine her iki sözleşme uyarınca yayın saati ve gününde yayınlanan her program faturalandırılacağını, söz konusu sözleşmeler uyarınca davacı alacaklı yaptığı her yayının karşılığı olarak değişik tarihlerde davalı/borçluya faturalar kesmiş ve faturadan kaynaklanan alacaklarını cari hesaba eklediğini, davalı/borçlu tarafından sözleşmeye dayanan ve cari hesaptan kaynaklanan borçlar ödenmeyince, davacı tarafından Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019/13687 Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borçlu işbu takipte, yetki ve borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, yetki itirazına istinaden dosya Orhangazi İcra Müdürlüğüne gönderilmiş olup Orhangazi İcra Müdürlüğünün 2019/2938 Esas sayılı dosyası ile borçluya tekrar ödeme emri gönderilmiş ve ödeme emri borçluya 24.12.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlu 31.12.2019 tarihinde takibe kısmi itiraz etmiş ve 17.801,69 TL’lik itiraz yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini, öncelikle şunu belirtmek isteriz ki; taraflar arasında 28.09.2016 ve 01.12.2018 tarihlerinde akdedilen ve takibin dayanağı olan sözleşmede, sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklarda Bursa mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığını, HMK m.17 ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
” hükmüne havi olduğunu, sonuç olarak taraflar arasında geçerli bir yetki anlaşması mevcut olduğunu, buna rağmen borçlu/davalı kötü niyetli olarak yetkiye itiraz ettiğini, ancak sürecin uzamaması amacıyla Bursa icra dairelerinde başlatılan takip dosyası tarafımızca Orhangazi icra müdürlüğüne gönderilmiş ve dosyanın yeni esas alması sağlandığını, sonuç olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki yetki düzenlemesine istinaden işbu dava Bursa mahkemelerinde açıldığını, borçlu/davalı itiraz dilekçesinde, takip tarihi itibariyle fatura asıl alacak toplamının 54.822,63 TL olduğunu, 17.801.69 TL tutarı aşan kısma ve işlemiş faize itiraz edildiğini belirtmekte ise de iş bu itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının davacıya olan borcu ticari defterlerin, faturalar ve cari hesap ektrelerinin incelenmesiyle ortaya çıkacağını, davalının, müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla iyi niyet kurallarına aykırı olarak itiraz edip, takibin 17.801,69 TL’lik kısmının durmasına neden olduğu hususu açık olduğundan davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalının yapmış olduğu itiraz haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, alacağın %’20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının açmış olduğu davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davanın Orhangazi mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacı şirketin müvekkili Belediye tarafından yapılan itirazın iptalinin kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arasında düzenlenen reklam-sponsor sözleşmesi kapsamında davacının alacağının varlığı, miktarı ile davalının damga vergisi kapsamında tahsilatının haklı olup olmadığı ve itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacı ile davalı arasında yapılan reklam-sponsor sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalının tahsil ettiği damga vergisinin haksız olup alacaklı olduğunun ileri sürüldüğü anlaşılmakla, reklam sözleşmesine dayalı alacağın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının Belediye olup tüm işlemlerinde kamu yararının gözetildiğinden tacir sayılamayacağı sebebiyle eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığından mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın genel görevli mahkeme olan Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.