Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/304 E. 2021/341 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/304
KARAR NO : 2021/341
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı aleyhine Bursa 11. İcra Müdürlüğü 2014/… esas sayılı dosya ile ilamsız takip yapıldığını, borçlu davalı yanca icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz edildiğini, icra müdürlüğünün 24/10/2014 tarihli kararı ile icra takibinin yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, anılan icra takibinin dayanağı müvekkili tarafından davalı borçlu şirkete yemeklere karşılık düzenlenerek teslim edilen 31/08/2014 tarihli 053869 nolu 56.200,00 TL bedelli, 15/09/2014 tarihli 24.867,00 TL bedelli ve 27/09/2014 tarihli, 053874 nolu, 17.631,00 TL bedelli 3 adet fatura toplamı 48.698,50 TL bedelin tahsili talebi olduğunu, faturaların davalıya teslim edilmek ve süresi içerisinde davalı borçlu yanca itiraz edilmemek sureti ile fatura içeriklerinin kabul edildiğini, davalı yanca kabul edilen faturalar nedeniyle müvekkili ile davalı yan arasındaki satış sözleşmesinin bulunduğunun kabul edildiğini, bu nedenle davalı tarafından yapılan yetki itirazının yerinde olmadığını, davalının dava konusu icra takibinde yetki ile birlikte borca da itiraz ettiğini, ancak işbu itirazın kötü niyetli olup, tamamen alacağın tahsilini geciktirme amacıyla yapıldığını, alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak amacı ile kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle İİK 67. Maddesi uyarınca asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle borçlunun haksız olan yetki ve borca itirazlarının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının sözleşmeden doğan davalardaki yetki kurulandan bahsetmesi somut vakıaya uygun düşmediğini, zira davayı yan ile aramızda akdetmiş bir sözleşme mevcut olmadığını, sırf bir mal veya hizmet alımının olması taraflar arasında bir sözleşme olduğunu göstermediği gibi kanunun bu maddede sözleşmeden doğan itilaflar demekle sözleşme içeriği ifası gecikmesi vb hususları anlattığını, bu sözleşmeden doğan alacakların tahsilinden bahetmediğini, davacı tarafından fatura kesildiğini ve faturalar gereği şirketin eksik ödeme yapmış olduğunu söylemesinin de yersiz bir beyan olduğunu, zira şirketin davalıya tüm ödemelerini gerçekleştirdiğini, kesilen faturaların karşılığında bir borcunun kalmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların beyanı, Bursa 11.İcra Müdürlüğünün 2014/… sayılı icra takip dosyası, faturalar, BA ve BS formları, talimat dosyası, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 17/10/2014 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 20/10/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 24/10/2014 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden 21/11/2017 tarihli celse de reddine karar verilmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 18/06/2015 tarihli raporunda özetle: Davacının tutmakta olduğu defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırmış olduğu ve tutmakta olduğu defterin kapanış tasdikine tabi olmadığının tespit edildiği, davacının kendi defterlerine göre davalıya toplam 98.698,50 TL tutarında yemek servis hizmeti verdiğini, karşılığında 50.000 TL tahsil ettiğini beyan ettiğini, bakiye 48.698,50 Tl’nin tahsil edilmediğini beyan ettiğini, davacı tarafın 48.698,50 Tl asıl alacak ve 301,82 TL vadelerden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunulduğunu, davalının daha önceden temerrüde düştüğüne dair bir kanıt bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 17/10/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle:Davalının bağlı bulunduğu Sarıgazi vergi dairesinden Ağustos ve Eylül 2014 aylarına ait Form BA’lara göre Ağustos 2014 ayına ait davacı faturasının kayıtlarına alındığı, ancak Eylül 2014 tarihli iki faturanın davalı tarafından teslim alındığına dair bir kanıt bulunmadığı, davacının Eylül 2014 ayında düzenlemiş olduğu 2 adet faturanın da davalıya teslim edildiği, davacının davalıdan 48.698,50 TL alacağının olduğu, Eylül 2014 tarihli fatuaraların davalıya teslim edilmemesi durumunda davacının 6.200,50 TL alacağının olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla dosya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince dosya bilirkişi …’ya tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 12/03/2018 tarihli raporunda özetle: Davacının davalıdan 17/10/2014 takip tarihi itibariyle 6.200,50 TL alacağının bulunduğu, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, ancak tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle takip sonrasında 6.200,50 Tl alacağı için 3095 s.k. M.2/2 kapsamında iskonto avans faiz isteyebileceği mütalaa edilmiştir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında yemek hizmeti verdiğini ve faturaların düzenlendiğini belirterek davacı tarafından icra takibine konu 31/08/2014 tarihli 56.200,50 TL fatura, 15/09/2014 tarihli 24.867 TL bedelli fatura ve 27/09/2014 tarihli 17.631 TL bedelli faturadan kaynaklı ödenmeyen 48.698,50 TL alacak ve 301,82 TL işlemiş faiz alacağı olduğunu ileri sürmüş olup davalı vekilinin 29/12/2014 tarihli cevap dilekçesinde ” hasmımızın esas hakkında ki mütalaasında ise fatura kesildiğini bu faturalar gereği şirketimizin eksik ödeme yapmış olduğunu söylemesi de yersiz bir beyandır zira şirketimiz davalıya tüm ödemelerini gerçekleştirmiş kesilen faturalar karşılığında bir borcu kalmamıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla, diğer bir değişle davacı vekilinin dava dilekçesinde 3 adet faturadan kaynaklı alacağı olduğunu ileri sürdüğü halde davalı vekilinin cevap dilekçesinde davalıya tüm ödemelerin gerçekleştirmiş olduğunu faturalar karşılığında borcu kalmadığını savunmuştur. Dolayısıyla üç faturadan kaynaklı verilen hizmetin ödendiğinin, ödeme savunmasının artık bu aşamadan sonra davalı tarafça usulune uygun yazılı ve kesin deliller ile ispat etmesi zorunludur.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 21/10/2015 tarih 2015/2359 esas-2015/13228 kararında da açıkça vurgulandığı üzere fatura bedelinin, ödeme iddiasının ispatla yükümlü olması)
Davalının sunduğu deliller ve yapılan ticari defter incelemesinden, faturalardan kaynaklanan alacağın ödendiğinin davalı tarafça ispat edilmediğinden asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. HD’nin 18/06/2020 tarih ve 2018/1372 – 2020/533 E/ K sayılı kararı ile; “Somut olayda, davacı tarafın 31.08.2014, 15.09.2014 ve 27.09.2014 tarihli faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunduğu, 31.08.2014 tarihli faturanın BA formunda kayıtlı olduğu, diğer faturaların ise kaydının bulunmadığı, mahkemece her ne kadar davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanına göre, faturaların kabul edildiği, ödemeye ilişkin ispat yükünün davalıda olduğu belirtilmiş ise de davalı vekilinin ön inceleme ve diğer duruşmalardaki beyanı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalının kendisine daha önceden teslim edilen faturalara ilişkin olarak ödemede bulunduğunu kabul ettiği, dava konusu faturaların teslim alındığının belirtilmediği, bu durumda Eylül 2014 tarihli faturalara ilişkin olarak hizmet verildiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacı tarafın yemin de dahil olmak üzere tüm delilleri değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, BAM kaldırma ilamı doğrultusunda davacının yemin teklif etteği davalıya yemin davetiyesi tebliğ edilerek talimat yoluyla yeminin eda edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının davalıya ticari ilişki kapsamında yemek hizmeti verdiğini ve faturaların düzenlendiğini belirterek davacı tarafından icra takibine konu 31/08/2014 tarihli 56.200,50 TL fatura, 15/09/2014 tarihli 24.867 TL bedelli fatura ve 27/09/2014 tarihli 17.631 TL bedelli faturadan kaynaklı ödenmeyen 48.698,50 TL alacak ve 301,82 TL işlemiş faiz alacağı olduğunu ileri sürmüş olup dava konusu 31.08.2014 tarihli faturanın BA formunda ve davalı defterlerin kayıtlı olduğundan bu fatura yönünden davacı tarafından hizmetin verildiğinin sabit olduğundan yapılan ödemeler soncunda tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda 6.200,50 TL davacının alacaklı olduğu sabit olduğundan ve davalının ödediğinin ispat edilemediğinden 6.200,50 TL alacağın sübut bulduğu anlaşılmakla bu miktar yönünden davanın kısmen kabulu ile icra takibinin devamına, diğer 15/09/2014 tarihli 24.867 TL bedelli fatura ve 27/09/2014 tarihli 17.631 TL bedelli faturalar yönünden ise faturaların davacının ticari defterlerde kayıtlı olması tek başına yeterli değildir. Ticari kayıtların dayanağı belgelerin de (sevk irsaliyesi v.s.) ibrazı gereklidir. Bu kapsamda hizmet verdiğine dair teslim belgelerinin sunulmadığından ve davalının yemini eda ettiği anlaşılmakla hizmet verildiğinin davacı tarafından usulune uygun yazılı delillerle ispat edilemediğinden bakiye alacak talebinin reddine ve takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğünün ispat edilmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, ayrıca davalının icra inkar tazminatı talebi yönünden ise alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının kabul edilen alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune, davacının takipte kötü niyetli olduğunun tespit edilemediğinden kötü niyet tazminatı yönünden reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 6.200,50 Tl asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi, icra gideri, icra vekalet ücreti ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK’nun 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 1.240,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İİK’nun 67 maddesi uyarınca davalı lehine kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 423,56 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 586,65 TL’den mahsubu ile bakiye fazla 163,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan; bilirkişi gideri 400,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 124,40 TL, talimat gideri 375,00 TL ile bozmadan sonra yapılan; posta ve tebligat gideri 121,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.020,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 129,92 TL yargılama gideri ve 586,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 716,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 6.324,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.