Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/287 Esas – 2020/796
T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
Esas No : 2020/287
Karar No : 2020/796
Hakim :
Katip :
Davacı : …. ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ –
Vekili : Av.
Davalı : … GAYRİMENKUL YÖNETİMİ VE YATIRIM TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
Vekili : Av.
Dava : Tazminat (Rücuen Tazminat)
Dava Tarihi : 03/07/2020
Karar Tarihi : 27/11/2020
Kararın Yazım Tarihi : 07/12/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigorta edilen 16 NEY … plaka sayılı araç, 04.09.2018 tarihinde davalının yönetiminde bulunan … Avm yer altı otoparkında çıkan yangın neticesinde ağır hasarlandığını, mezkur kazanın meydana gelmesinde … Avm Yönetimi tamamen kusurlu olduğu gibi; aksinin iddia edilmesi halinde dahi TBK gereği özen yükümlülüğü yerine getirilmediğinden kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği sorumlu olduğunu, mezkur kaza nedeniyle sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz ile sigortalı araç pert total işlemine tabi tutulmuş olup belirlenen toplam 50.131,90-TL hasar bedeli 25.10.2018 tarihinde sigortalımıza ödendiğini, devam ile araç pert total olması sonrası 10.200,00-TL sovtaj bedeli müddeabbihten tenzil edildiğini, müvekkil şirketin ödemiş olduğu bakiye 39.931,19-TL hasar bedelini TTK 1472 maddesi gereğince rücu hakkı mevcut olduğunu, 39.931,19-TL’nin 25.10.2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz , dava masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Uyuşmazlık konusu olayda aracın kimliği belirsiz bir şahıs tarafından kundaklandığı tespit edilmiştir. Meydana gelen hasara 3. şahsın %100 kusurlu eylemi sebep olduğundan müvekkile husumet yöneltilemez. Müvekkil haksız fiil faili olmadığı gibi bu haksız fiilden dolayı akdi ya da kanuni bir sorumluluğu da bulunmadığını, öncelikle davacının aracın otoparkta çıkan yangın neticesinde zarar gördüğü ifadesi hatalıdır. Somut olayda otoparkta bir yangın meydana gelmediğini, bu hasar otopark işletmesindeki bir eksik, kusur veya arıza nedeniyle çıkan bir yangından değil münferit olarak davacının aracındaki yangından kaynaklandığını, Dosyada mübrez eksper raporunun 4. Sayfasında sigortalının aracının alışveriş merkezinin otoparkında park halindeyken ön kısmından yanması neticesinde maddi hasarın meydana geldiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla ortada sadece davacının aracında çıkan bir yangın söz konusu olup hasar davacının aracının 3. Kişi veya kişilerce kundaklanmasından kaynaklandığını, dolayısı ile AVM yönetimine veya otopark işletmesine yöneltilecek bir kusur veya ihmal bulunmadığını, müvekkil şirket olayın meydana geldiği otopark dahil olmak üzere AVM’nin güvenliğini sağlaması için özel bir güvenlik şirketi ile anlaşmış, otoparkın güvenliği için gereken tüm tedbirleri almıştır. Olayda herhangi bir kusuru, ihmali veya özen yükümlülüğüne aykırılığı bulunmayan müvekkil şirkete rücu edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı AVM yönetiminin kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu iddia etse de ortaya çıkan zarar ile müvekkil şirketin sorumluluğu arasında nedensellik bağı bulunmadığını, bu nedenle Öncelikle rücuen tazminat davasında dava dışı sigortalı ile müvekkil şirket arasındaki vedia ilişkisi gereği görevli mahkeme genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemeleri olup işbu davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, uyuşmazlığa konu aracın kimliği belirsiz bir şahıs tarafından kundaklandığı, hasara 3. şahsın %100 kusurlu eyleminin sebep olduğu, müvekkil şirketin AVM’nin ve otoparkın güvenliğinin temini için yasa gereği özel güvenlik şirketinden hizmet aldığı, müvekkil şirket güvenlik hizmetini, davanın ihbarını talep ettiğimiz firmadan almakla üzerine düşen edimi yerine getirdiği açık olduğundan davanın müvekkil yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, her ne kadar müvekkil üzerine düşen özen ve tedbir yükümlülüğünü yerine getirmiş olsa da her halde mezkur olayda hiçbir şüpheli davranış sergilemeyen 3. bir şahsın bir anda ve çok kısa sürede aracı kundaklamasının önceden öngörülmesi ve engellenmesinin hayatın olağan akışında mümkün olmadığı, zarara sebebiyet veren olay ile müvekkil şirketin eylemleri arasında bir illiyet bağı bulunmadığı, hasarın meydana gelmesinde müvekkil şirkete yüklenebilecek herhangi bir kusur veya kusursuz sorumluluk söz konusu olamayacağından haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkil şirket yönünden esastan reddine, aksi halde -kabul anlamına gelmemek üzere- müvekkilin kusursuz sorumlu olduğu düşünülse dahi TBK’nın 579 maddesine göre sınırlı sorumlu olduğunun değerlendirilmesine, sorumluluk sınırını aşan talebin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde belirlenmiştir. Buna göre, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan hukuk davaları Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanı içerisine girmektedir.Ayrıca,Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar da Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine girmektedir.
Davacı sigorta şirketi, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan dava dışı gerçek kişi ruhsat sahibi Sevgi Taşkın’a ait aracın hususi araç olduğu, davalının yönetiminde bulunan … AVM yer otoparkında çıkan yangın neticesinde kendi sigortalısına kasko tazminatı ödemesine dayalı olarak TTK 1472 gereğince sigortalısına halef olduğu ,eldeki davanın rücu davası olduğu anlaşılmış olmakla,
Konuyla ilgili Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E.-9 K. sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava da sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Gerçek kişi(hususi araca sahip) sigortalının zarar sebebiyle açacağı dava haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat alacağı olup bu davanın görülme yeri genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.Somut olayda TTK ‘dan düzenlenen mutlak ticari dava özelliği olmadığı, hususi araç sahibinin gerçek kişi tacir olmadığı, sigortalı aracın ticari araç olmadığı gibi davanın da haksız fiilden kaynaklı bir dava olması dikkate alındığında, sigortalı hangi mahkemede dava açacak ise ilgili sigorta şirketinin de o mahkemede dava açması gerektiği yönündeki Yargıtay İBGK emsal bağlayıcı içtihadı da göz önüne alınmak suretiyle, somut olayda araç hususi olup, tacir olmayan gerçek kişi adına kayıtlı olmakla birlikte, 6102 sayılı TTK veya diğer özel yasalarda belirtilen uyuşmalıklardan da olmayıp ortada bir mutlak veya nispi ticari bir dava olmadığı sabittir. Dolayısı ile TTK 4/1. maddesinin ilk cümlesine göre bu dava ticari dava olarak kabul edilemez. Diğer yandan uyuşmazlık, TTK’da düzenlenen ve TTK 4. maddesinin b ve devamı bentlerinde de yazılı hususlardan da doğmadığından ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Bu nedenle davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine,mahkememizin görevsizliğine,Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(İstanbul Bam 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2021 Esas, İstanbul Bam 8. Hukuk Dairesi’nin 2017/1334 Esas 2017/742 Karar, İstanbul Bam 37. Hukuk Dairesi’nin 2017/681 Esas 2017/687 Kara sayılı ilamları da dikkate alınarak)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2020
Katip 136164
¸e-imzalıdır.
Hakim 194065
¸e-imzalıdır.