Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/265 E. 2021/1125 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/265
KARAR NO : 2021/1125

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı dernek davalı taraf ile camiinin bir kısım mermer işlerinin yapımı için anlaşmış olup müvekkil tarafından işin yapılması için 8063604 seri nolu … ve … Bankası A.Ş. Ankara şubesine ait 20.800 TL bedelli 30/06/2020 keşide tarihli keşide yeri Ankara olan çek cirolanarak davalıya verilmiş olduğunu, davalı ile iletişime geçilmesine rağmen davalı taraf müvekkili oyalamış olduğunu, davalı çeki iade edeceğini beyan etmişse de çeki iade etmekten kaçınmış olduğunu, müvekkilin ısrarlarına rağmen henüz bugüne kadar davalı çeki iade etmemiş olduğunu, çekin karşı tarafça takibe konması konusunda haklı endişelerinin olduğunu, bu nedenlere davanın kabulüne karar verilerek dava konusu 8063604 seri nolu Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ankara şubesine ait 20.800 TL bedelli 30/06/2020 keşide tarihli keşide yeri Ankara olan çek üzerine ihtiyati tedbir konularak, davalı şirkete 20.800,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile haksız ve kötüniyetli davalı şirket aleyhine çek bedelinin %20’sinden aşağı olmayan tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı müvekkil şirketin söz konusu çekten , davanın kendisine tebliği ile birlikte haberi olduğunu, davacı yan , davalı müvekkil şirket ile bir kısım mermer işlerinin yapılması için anlaşma yapıldığını , işin yapılması için davaya konu çekin cirolanarak davalı müvekkil şirkete verdiğini iddia etse de davalı müvekkil şirketin davacı taraf ile hiç bir ticari ilişkisi olmadığını, dava dosyasındaki çeki davacı müvekkil şirket yetkilisi imzalamamış olduğunu, davalı müvekkil şirketin kaşelerini kullanarak kendisini şirket yetkilisi olarak gösteren dolandırıcı olan … isimli … T.C. Kimlik numaralı kişi tarafından imzalanan bu çeklerin hiç bir hükmü olmadığını, … isimli şahıs tarafından müvekkil şirketin kaşesi kullanılarak bu şekilde piyasayı dolandırıldığını öğrendiklerini. bu şahıs hakkında dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunma hazırlıklarının olduğunu, davacı tarafından sunulan Whatsapp kayıtlarında ” Mermerci Tuncay ” isimli kişi ile görüşüldüğü çok açık görüldüğünü, bu şahsın belirttiğimiz … isimli … T.C. Kimlik numaralı kişi olduğu açık ve net olduğunu, bu kişi müvekkil şirket tarafından yetkilendirilmediği gibi müvekkil ile bu şahsın alakası da olmadığını, bu nedenle söz konusu çek ile ilgili müvekkil şirkete dava açılması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, İİK 72. Maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde inceleme yapmak üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 26.03.2021 tarihli raporunda özetle: Her iki taraf ta 2020 yılına ait defterlerini ibraz etmiş olup açılış tasdikleri yasal sürelerinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kapanış tasdik süreleri halen devam etmekte olduğu, davacı defterlerinde bir şirketten bağış olarak alınan 20.800-TL tutarlı dava konusu çekin davalıya verildiğine dair kayıt bulunmakta olduğu, çekin önlü arkalı fotokopisinde davalının kaşesi ve el yazsı ile elden teslim aldım yazısı ve isim soyadı belli olmayan bir imza yer almakta olduğu, davalı vekili müvekkil şirketin kaşelerini kullanarak kendisini şirket yetkilisi olarak gösteren dolandırıcı olan … isimli … t.c. Kimlik numaralı kişi tarafından imzalanan bu çeklerin hiç bir hükmü olmayıp , … isimli şahıs tarafından müvekkil şirketin kaşesi kullanılarak bu şekilde piyasayı dolandırıldığını öğrenmiş bulunmaktayız şeklinde beyanda bulunmuş olduğu, Sgk dan gelen yazılarda davalı şirketin bu isimde çalışanı bulunmamakta olduğu, davalı defterleri incelendiğinde ise davacıdan böyle bir çek alındığına dair bir muhasebe kaydı görülmemiş olduğu, ne alınan çekler ne alınan avanslar ne de alıcılar hesaplarında dava konusu çekle ilgili bir kayıt bulunmamakta olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme dosya içeriği evraklar içinde bulunmadığı, ayrıca aralarında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu tespit edilememiş olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin 22/12/2021 tarihli dilekçesi ile davalı aleyhine açmış oldukları feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 23/12/2021 tarihli dilekçesi ile davacı vekilinin feragatini kabul ettiklerini vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadıklarını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden tahkikat aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat sebebiyle reddine,
2-Kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celseden sonra vuku bulması sebebiyle 2/3′ ü olan 39,53 TL’den peşin alınan 355,22 TL’den mahsubu ile bakiye 315,69 TL fazla karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.