Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/255 E. 2022/323 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/255 Esas – 2022/323
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/255 Esas
KARAR NO : 2022/323
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : ….. BRANDA VE MÜHENDİSLİK SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ….. ULUSLARARASI NAKLİYAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği doğan borcunu ödemediğinden, müvekkili tarafından Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9877 E. Sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı ilgili icra dosyasından gönderilen ödeme emrine ilişkin olarak borcun tamamına itiraz ettiğini, ortada gerçek bir ticari ilişki bulunmasına rağmen davalının borca itiraz etmiş olması itirazın, açıkça işlemleri yavaşlatmak adına ve kötüniyetli yapıldığının ispatı olduğunu, davalı borçlu, itirazında borcu ödediğine dair herhangi bir belge de ibraz edemediğini, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf, dava dilekçesinde, müvekkilinin iddia edilen zarardan sorumlu olduğunu belirtmek suretiyle tazminat talebinde bulunmuş olduğunu, davacının huzurdaki dava bakımından aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu nedenler davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak olan inceleme ile davacı şirkete herhangı bir borcu bulunmadığının tespit edileceğini, davacıların dava konusu ettikleri borç müvekkil şirket tarafından ödenmiş olduğunu, bu nedenlerle davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddi ile takibin haksız ve kötüniyeli olması nedeniyle davacı yanın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9877 sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından cari hesap ekstresine dayalı olarak 29/08/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 05/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 10/09/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davacı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından incelenip rapor düzenlenebilmesi için Gebze Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Tuncer Karaman’ın talimat mahkemesine sunmuş olduğu 17/06/2021 tarihli raporunda özetle: Davacı şirketin, ticari defterlerin tasdik ettirilmesi zorunlu olanlardan olduğu, davaya konu incelenen 2017-2018 ve 2019 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yasal ticari defterleri üzerinde yapılan usul incelemelerinde kayıtların VUK. 215-219 maddesi hükümleri ile Tekdüzen Hesap Planı Genel Tebliğine genel olarak uygun tutulduğu ve defterlerin birbirlerini teyit ettiklerinin görüldüğü, 6102 sayılı TTK’nunu ile HMUK’nun 222. maddesi amir hükümlerine göre davacı şirketin davaya konu 2017-2018 ve 2019 yıllarına ait yasal ticari defterleri delil kudretine haiz olup olmadığının, takdirinin sayın mahkeme’nin olduğu, davacı şirketin, davaya konu 2017-2018 ve 2019 yıllarına ait yasal ticari defterlerindeki kayıtlarına göre; 02.09.2019 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 14.357,94 TL olarak görüldüğü ve tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirketten 31.12.2019 tarihi itibariyle ise de kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 5.461.,24 TL olarak görüldüğü ve tespit edildiği, ayrıca taraflar arasında düzenlenen ve onaylanan Mutabakat Mektubunda, tarafların 31.12.2018 itibariyle Borç-Alacak bakiyesi 28.053,14 TL üzerinden mutabık kaldıklarınında görüldüğü, davacının icra takip tarihi öncesi için işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağına avans faiz talebinde ise haklı haklı olup olmadığının takdirinin sayın mahkeme’nin olduğu, taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin bulunduğunun görülüp gözlendiği mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davalı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından incelenip rapor düzenlenebilmesi için İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Abdurrahman Özbağrıaçık’ ın 12/04/2021 tarihli raporunda özetle: Taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu; davalının ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde olduğu; davalının incelenen kayıtlarına göre davalının davacıya 17.01.2020, 31.12.2020 ve dava tarihi olan 23.06.2020 tarihleri itibari ile 4.261,24 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında davacının 2020 yılına ait ticari defterlerin incelenebilmesi ve ek rapor aldırılabilmesi için Gebze Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Tuncer Karaman’ın talimat mahkemesine sunmuş olduğu 06/01/2022 tarihli ek raporunda özetle: Davacı şirketin, ticari defterlerin tasdik ettirilmesi zorunlu olanlardan olduğu, davaya konu incelenen 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yasal ticari defterleri üzerinde yapılan usul incelemelerinde kayıtların VUK. 215-219 maddesi hükümleri ile Tekdüzen Hesap Plamı Genel Tebliğine genel olarak uygun tutulduğu ve defterlerin birbirlerini teyit ettiklerinin görüldüğü, 6102 sayılı TTK’nunu ile HMUK’nun 222. maddesi amir hükümlerine göre davacı şirketin davaya konu 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yasal ticari defterleri delil kudretine haiz olup olmadığının, takdirinin sayın mahkemenin olduğu, davacı şirketin, davaya konu 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yasal ticari defterlerindeki kayıtlarına göre; 02.09.2019 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 14.357,94 TL olarak görüldüğü ve tespit edildiği, davacı şirketin, davaya konu 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yasal ticari defterlerindeki kayıtlarına göre; 23.06.2020 dava tarihi itibariyle ise de davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 4,261,24 TL olarak görüldüğü ve tespit edildiği, davalı tarafın ticari defterlerini inceleyen bilirkişi raporunun mukayeseli olarak incelenmesi sonucunda ise; 02.09.2019 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.357,94 TL alacaklı, 23.06.2020 dava tarihi itibariyle ise de davacının davalıdan 4.261,24TL alacaklı olduğu ve tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbirlerini teyit ettiklerinin görüldüğü, sonuç itibariyle; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14.357,94 TL, dava tarihi itibariyle ise de 4.261,24 TL alacaklı olduğu, davacının icra takip tarihi öncesi için işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağına avans faiz talebinde ıse haklı haklı olup olmadığının takdirinin sayın mahkemenin olduğu, taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin bulunduğunun görülüp gözlendiği mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında mal sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen icra takibine konu cari hesap ekstresine konu faturaların davalının ticari defterine kaydedildiğinden HMK’ nın 222. Maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerin kesin delil olduğu ve kanaat verici 06/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının dava tarihi itibariyle 4261,24 TL davalıdan alacaklı olduğu sabit olduğundan ve bu miktarın ödenmediğinden davanın kısmen kabulune ile icra takibinin devamına, bakiye kısmın ödendiğinden reddine, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune, davacının takipte kötü niyetli olduğunun sabit olmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Bursa 6.İcra müdürlüğünün 2019/9877 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4261,24 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte devamına,
– fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK 67. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 852,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İİK 67. Maddesi uyarınca davacının kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 291,09 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 173,41 TL’nin mahsubu ile bakiye 117,68 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’den davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 391,76 TL’nin davalıdan, bakiye 928,24 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.800,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 277,00 TL olmak üzere toplam 2.077,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 616,43 TL yargılama gideri ve 173,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 789,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.261,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.