Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/24 E. 2020/85 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/24
KARAR NO : 2020/85

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC No:…)-
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1-… (TC No: …) –
2-…-… TEKSTİL-
3-… (TC’si bilinmiyor)
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Müvekkili …ın 04/02/2020 tarihinde … Bankası AŞ Bitlis-Tatvan Şubesi tarafından telefonla arandığını, kendisinin borçlu gözüktüğünü, 31/01/2020 ödeme tarihli 7.000,00 TL.bedelli … TC Kimlik numaralı … adına düzenlenmiş bir senedin bulunduğunu ve aynı gün notere protesto çekilmesi için verileceğinin söylendiğini, müvekkilinin kimseye böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin senedi incelediğinde senet üzerindeki isimlerden hiçbirini tanımadığını, kendi ad soyad ve kimlik numarasının yazıldığını, adresinin ise senet üzerinde yazılı Bitlis/Tatvan olmadığı gibi oraya hiç gitmediğini gördüğünü ve belirttiğini, bankaya böyle bir senet düzenlemediğini söylediğini, ancak banka şubesi protestonun çekileceğini belirttiğini, hatta ilk adres aramasında bankanın belirtilen adreste tebligatı birinin aldığını da söylediğini, eğer ileride muhtemel bir icra ödeme emri tebligatı bu şekilde yapılırsa müvekkili aleyhine icra takibi yapılıp mal varlığı ve banka hesapları bloke edilebileceğini, müvekkilinin yazısı ve imzasını taklit edilerek sahte bir senet tanzim edildiğini, müvekkilinin tacir, banka ve kredi kurumları ile sıkı ilişkileri bulunduğunu, bu olay sebebiyle müvekkilinin sicilinin etkilenmesi ve ticari itibarının zedelenmesinin muhtemel olduğunu, müvekkili adına Bursa C.Başsavcılığında suç duyurusunda da bulunduğunu beyanla, davanın kabulüne, adreslerini bilmediği davalıların … Katılım AŞ ve … Bank …’ndan adres ve kimlik bilgilerinin öğrenilerek tebligat yapılmasına, senedin senet metni dışında 3.kişilere devri halinde de hamil/hamillerin davaya dahil edilmesine, müvekkilinin borçsuz olduğunun tespiti ile senedin iptaline, aleyhine icra takibi yapılması ihtimaline binaen tedbiren durdurulmasına veya iptaline, senedin protesto edilmesi halinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğrama, ticari itibarının zedelenmesi ihtimali karşısında Merkez Bankası ve Türkiye Bankalar Birliğine ve ilgili kurumlar yazı yazılarak protesto işleminin iptaline ya da dava süresince bu konuda dava açılmış olduğu şerhinin işlemesine, haksız yere yapılacak olan icra takibi halinde davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, senedin davalılara ve 3.kişilere ödenmek zorunda kalınması halinde bedellerin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, dava harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.
Aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüş olup; davanın mahiyeti ve yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile arabuluculuğa tabi olması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş olup; davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL maktu harcın 119,55-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 65,15-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin, Mahkememiz D.iş dosyası üzerinden değerlendirilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır