Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/214 E. 2021/340 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/214
KARAR NO : 2021/340
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; QNB Finansbank Cumhuriyet Şubesi/Bursa, keşide yeri Bursa, keşide tarihi 31/12/2018, miktarı 200.000,00 TL.bedelli; keşidecisi … PVC Plastik İnşaat Yapı Malzemeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti, çek numarası 0327720 111 1512 0000000031395201, çek seri nosu UE 0327720 nolu çekin müvekkili tarafından kaybedildiğini, bu nedenle Mahkememizin 2018/1550 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve mahkememizce belirlenen 20.000,00 TL.teminat miktarının yatıralarak dava konusu çekin hamili durumunda olan kişilere çek bedelinin ihtiyati tedbir olarak ödemeden yasaklanmasına karar verildiğini, davalının müvekkili davacının elinden rızası dışında çıkan davaya konu çeki kötüniyetli olarak elinde bulundurduğundan şüphe bulunmadığını, müvekkilinin direkt davalıya geçtiği anlaşılan yani ciro silsilesi olmayan çekin davalı tarafından hiç bir ticari ilişki olmadan müvekkiline ait çeki ne şekilde elinde olduğunu açıklamasının mümkün olmadığını, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığı gibi davalının bu çeki iktisap etmesini gerektirecek herhangi bir hukuki ilişkinin de olmadığını, dolasıyla davalının kötüniyetli olup müvekkili davacının elinden rızası dışında çıkan çeki kötü niyetli olarak bulundurduğunu beyanla, dava konusu çeke ilişkin olarak başlatılabilecek icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına, davacının elinden rızası dışında çıkan çekin istirdatına ve müvekkilinin meşru hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun ve müvekkili ile çeki arasındaki ticari ilişkiden dolayı aldığı keşidecinin söz konusu çekte lehtar davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 09/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu keşidecisi … PVC Plastik İnş. Yapı Malzemeleri San ve Tic. Ltd. Şti, lehdarı … Çiftlik Et ve Et Ürünleri Hayvancılık Tarım Deri İnş. Tekstil Emlak İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti olan, QNB Finansbank’a ait, 31/12/2018 tarihli, 200.000,00 TL.bedelli çekin davacı tarafından ciro edilmek suretiyle müvekkili …’a verildiğini, müvekkilinin bahsi geçen çeki tahsil için Ziraat Bankası Narman Şubesine ibraz ettiğini ve takas merkezince karşılığının sorgulandığını ve mahkememizin 2018/1550 esas sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı sebebiyle bankadan tahsil edilemediğini, bahsi geçen çeki zayi olmadığını, borca karşılık davacı şirket tarafından müvekkiline ciro edilerek verildiğini, müvekkilinin çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü olmadığı gibi çekin rıza dışı elden çıktığını iddia eden davacının bu iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini, davacı tarafın bu şekilde haksız ve mesnetsiz davalar açmak suretiyle zaman kazanmak istediğini ve borçlarını ödemeyip iflas ve bunun gibi yollarla kaçma girişimlerinde bulunduğunu beyanla, açılan davanın ve ihtiytai tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçesi, Mahkememizin 2018/1550 Esas sayılı dosyası ile çek fotokopisi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, çek iptali davasına konu çekin hamilin elinden rızası dışında çıkması sebebiyle son hamile karşı, TTK’nın 792.maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır.
Bilindiği üzere 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7155 sayılı Yasanın 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinden sonra getirilen 5/A-maddesine göre: Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Yukarıda anılan 7155 sayılı Yasanın Yürürlük başlıklı 26. Maddesinin 1-a) bendine göre 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.
Davacı tarafından açılan eldeki davanın ise 03/01/2019 tarihinde yasal düzenleme yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup iş bu davaya uygulanması zorunludur.
O halde yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı tarafından QNB Finansbank Cumhuriyet Şubesi/Bursa, keşide yeri Bursa, keşide tarihi 31/12/2018, miktarı 200.000,00 TL.bedelli; keşidecisi … PVC Plastik İnşaat Yapı Malzemeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti olan çekin hamili olduğunu elinden iradesi dışında çıktığını çekte son hamil olarak görünen davalıya karşı istirdat talep etmiş olup istirdat davasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 792. Maddesinde düzenlendiğinden mutlak ticari dava olduğu ve istirdat davasının konusunun, bankada çek hesabında bulunan para alacağına ilişkin ve eda davası olduğu sabit olup ayrıca davanın taraflarca serbestçe üzerinde tasarruf edebilecekleri işlerden kaynaklandığından davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı olan arabulucuya başvuru zorunludur. Dolayısıyla dava dilekçesi ve cevap dilekçesi kapsamında arabulucuya başvurulmadığı sabit olduğundan davanın arabulucuya başvuru dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’ nın 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 2019/620 -2019/281 E/ K sayılı kararı ile; “Mevcut davada; menfi tespit davasının yanında TTK 792 maddeye göre; çekin istirdadı da talep edilmiştir. Bu nedenle dava aynı zamanda bir alacak davasıdır. TTK 792 maddeye göre talepte bulunmasından dolayı mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu nedenle TTK 5/A maddesi gereğince arabulucuya müracaat edilmeden dava açılması mümkün değildir. Menfi tespit davaları yönünden arabulucuya müracaat edilip edilmeyeceği hususu uygulamada tartışmalıdır. Genel olarak uygulanan görüş ise; menfi tespit davasında, davalının alacak iddiası bulunduğundan arabulucuya tabii olması gerektiği yönündedir. Dairemizce de bu görüş kabul edilmektedir. Bunun yanında; menfi tespit davası devam ederken borç tahsil edildiğinde dava re’sen istirdat davasına dönüşmektedir. Bu sebeple menfi tespit davası bir alacak iddasını içermektedir. Aksi takdirde re’sen istirdat davasına dönen menfi tespit davasında yargılamanın ortasında arabulucuya gidilmesine karar verilmesi sonucunu doğurur. Bu da usul ekonomisine uygun bir sonuç doğurmaz. Bu sebeple davacının itirazları yerinde değildir. Davacı 21/03/2019 tarihli dilekçe ile tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İddiasını yaklaşık ispat kuralı gereğince ispat edemediğinde ve bu hususta kanaat getirilmediğinden, talebinin reddine karar verilmiştir. ” gerekçesi ile mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, BAM bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde defter incelemesi yaptırılmak üzere inceleme günü verilmiş olup, taraflarca inceleme gün ve saatinde ticari defter ve belgeler ibraz edilmemiştir.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çekin istirdadı ve çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ‘ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” denilmiştir. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde, Mahkememizin 2018/1550 Esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi deliline dayanmıştır.
Somut olayda, dava konusu davacı lehtar tarafından QNB Finansbank Cumhuriyet Şubesi/Bursa, keşide yeri Bursa, keşide tarihi 31/12/2018, miktarı 200.000,00 TL.bedelli; keşidecisi … PVC Plastik İnşaat Yapı Malzemeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti olan çekin hamili olduğunu elinden iradesi dışında çıktığını çekte son hamil olarak görünen davalıya karşı menfi tespit ve istirdat talep etmiş olup kambiyo senedi sebebiyle borçlu olmadığını ve çek iradesi dışında elinden çıktığı ve hamilin ağır kusur veya kötü niyetli olduğunu davacı ispatla yükümlüdür.
Davacı tarafından çekte imzaya itiraz etmediği anlaşılmaktadır.
Taraflarca belirlenen inceleme gününde ticari defterler ibraz edilmediğinden inceleme yapılmadığı gibi dava konusu çekin kambiyo senedi olup ticari defterlere kaydının zorunlu olmadığından ticari defter deliline itibar edilmemiş ve çekteki ciro silsilesinin düzgün olup davacı tarafından çekin iradesi dışında elinden çıktığının ve çeke karşılık davalıya borçlu olmadığının yazılı ve kesin delillerle ispat edilemediğinden ayrıca davalının çeki iktisabında ağır kusur ve kötü niyetli olduğuna dair somut bir vaka ve delilin olmadığından menfi tespit ve istirdat davasının sübut bulmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 3.415,50 TL’den mahsubu ile bakiye fazla kalan 3.356,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.