Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/205 E. 2022/1020 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/205
KARAR NO : 2022/1020

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – R
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – T.C.N…. – S
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … – … …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davaya konu kaza sonucu vefat eden …’in annesi olup tek mirasçısı olduğunu, İskender’in babası yıllar önce vefat etmiş olup müvekkilin başka bir çocuğu bulunmadığını, davaya konu kaza, Bursa ili Mudanya ilçesi Bademli Mahallesi Eski Mudanya Yolu Caddesi üzeri … Yağ Fabrikası önü mevkinde 30/10/2019 günü saat 09:10 sıralarında gerçekleştiğini, davalılardan …’nun sevk ve yönetimindeki 16 S … plakalı servis aracı Mudanya, Bademli Mahallesi Eski Mudanya Yolu Caddesi üzerinde Bursa ili yönünden gelmekteyken … Yağ Fabrikası önü mevkinde davacı sürücünün ağır kusurlu olarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gidiş istikametine göre yolun sağına doğru yoldan çıkarak yaya kaldırımında yürümekte olan … ve müteveffa … isimli yayalara çarptıktan sonra dava dışı Kocaman Balıkçılık şirketine ait karavana çarparak durabildiğini, davalılardan işleten Baraklı Tur şirketi adına kayıtlı olan ve davalı sürücü tarafından kullanılan 16 S … plakalı aracın yaya kaldırımında yürümekte olan yayalar Arda ve İskender’i 17.50 metre sürüklediği, yaya kaldırımı üzerinde işaret levhasının kırıldığı, yaya kaldırımındaki yedi adet taşın kırıldığı, yaya olarak bulunan … ve …’in ağır yaralı olarak Bursa Şehir Hastanesine kaldırıldığı, trafik kazasının meydana gelmesinde 2918 SKTK’nun 52/1-A maddesine göre aracın hızını yaya geçitleri alanlarına girerken azaltmayan 52/1-B maddesine göre aracın hızını aracın yük ve teknik özellikleri ile görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayan 16 S … plakalı araç sürücüsü …’nun belirtilen kural hatalarını yaptığı kaza tespit tutanağında bildirildiğini, soruşturma dosyası içerisinde mevcut güvenlik kamerası izleme ve inceleme tutanağında; 30/10/2019 tarihinde saat 09:05 sıralarında Bademli taksi durağı önündeki kaldırımda … ve … isimli çocukların yaya olarak ilerledikleri sırada Bursa ili istikametinden …’nun kullandığı kazaya karışan 16 S … plakalı servis aracının seyir halinde olduğu, bir anda 16 S … plakalı servis aracının kaldırımda yürüyen … ve … isimli çocuklara çarptığının görüldüğü tespit edildiğini, müvekkilinin biricik ve tek oğlu olan 15 yaşındaki İskender maalesef kaza nedeniyle hayatını ömrünün baharında kaybetmiştir. Ölen …’in ölü muayene tutanağında vücudunun muhtelif bölgelerinde doku kayıpları, kanamalar, abrazyon ve laserasyonların bulunduğu tespit edildiğini, davalı sürücü, kazadan sonra tutuklanmış olup hakkında Birden fazla kişiye karşı işlenen Taksirle Ölüme ve Yaralanmaya Neden Olma suçundan ceza davası açılmış olup Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/387 E. Sayılı dosyası derdest olduğunu, ceza davasının ilk duruşması 26.03.2020 günü yapılmış olup davalı sürücünün tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma ileri bir tarihe ertelendiğini, davalı … maddi tazminat olarak 10.12.2019 tarihinde 122.147,32 TL ödemiş olup, bu ödeme çok düşük olduğundan davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde daha yüksek bedel ödemesi gerektiği düşünülerek bakiye zarar davalı … şirketinden talep edildiğini, müvekkili tarafından 02.01.2020 günü dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş olup 10.02.2020 günü yapılan üçüncü oturumda manevi tazminat konusunda davalılardan Baraklı Tur şirketiyle anlaşılmış olup, taraflarla maddi tazminat konusunda anlaşılamadığını, davalı sürücü vekili son oturuma katılmadığını, davalı işleten vadesi 30.04.2020 günü dolan ödemesini yapmayarak müvekkili bir kez daha mağdur ettiğini, davalı sürücü tam kusurlu olduğunu, davalı sürücü olaydan bir gün önce Ankara seyahati yaptığını ve gece geç saatte uyuduğunu ifadesinde ikrar ettiğini, tanık olarak dinlenen araç içerisinde bulunan şahısların alınan beyanlarında, davalı sürücünün olay günü dalgın olduğunu, iki kez öğrenci almak için geri döndüğünü, bir sefer ters şeritten gidildiğini, olay sırasında bir anda kaldırıma çıktığını, kaza anında herhangi bir tepki vermediğini, frene basmadığını, kaza anında baygınlık geçirdiğine dair bir görgülerinin bulunmadığını beyan ettiğini, davalı sürücü araç kullanmaya ehil olmadığını, davalı sürücü yıllık olarak pediyodik alınması gereken raporları almadığını, davalı sürücünün yüksek tansiyon, obezite vb. bir çok kronik rahatsızlıkları mevcut olup anti deprasan ilaçların da aralarında olduğu bir çok ilaç kullandığını, davalı sürücünün çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle engelli raporu mevcut olduğunu, davalı aşırı kilolu olduğundan direksiyon hakimiyetini sağlayamadığını, hatta bir tanık davalı sürücünün vücudu ile direksiyon mesafesinin yakın olduğunu ifade ettiğini, müteveffa … başarılı bir öğrenci olması dışında Nilüfer Altınşehir Gençlik Spor Kulübünün 1689277 numaralı lisanslı futbolcusu olduğunu, İskender 13.08.2013 tarihinde Burgazspor’da amatör futbol kariyerine kaleci olarak başlamış olup gelecek vaad eden ve önü açık bir genç yetenek Kazada hayatını kaybeden ve futbolculuk da yapan 15 yaşındaki …’in sosyal medya hesabından yaptığı, “Anneme sözüm var. Onu villalarda yaşatacağım” paylaşımı hala hafızalardan silinmediğini, elim kaza onu hayallerinden ve hayatından acı bir şekilde koparttığını, Mudanya’da da başarılı bir futbolcu olarak bilinmesinden ötürü Mudanya Belediyesi tarafından yeni yapılan spor tesisine ve parka …’in ismi verildiğini, görüldüğü üzere, kaza nedeniyle müteveffa profesyonelliğe geçmek üzereyken parlak spor kariyerine de devam edememiş olup hem müvekkil hem de müteveffa ciddi bir kazançtan yoksun kaldığını, futbolcuların kazanmış oldukları milyon liralar herkes tarafından bilindiğini, hele ki; futbolda kalecilik yeri kolay doldurulamayacak önemli bir mevkii olduğunu, müteveffa futbol kariyerine devam edebilseydi en azından hayattaki tek varlığı olan annesini villalarda yaşatma sözünü tutacağını, müvekkili hayattaki tek varlığı olan evladını yitirmiş olup önemli bir destekten mahrum kaldığını, müteveffanın ileride profesyonel bir futbolcu olması durumu da nazara alınarak maddi tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini, TBK m.76 uyarınca “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.” Davalı sürücünün tam kusurlu olduğu ceza dosyası kapsamında sabit olduğunu, bu sebeple müvekkil lehine geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep ettiğini, öncelikle davalılar işleten ve sürücü adına kayıtlı banka hesaplarına, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, taşınır ve taşınmazların kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkile TBK uyarınca geçici ödeme yapılmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve ileride arttırılması kaydıyla şimdilik 1.000 T.L. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve ileride arttırılması kaydıyla kaydıyla, davalı … şirketinden bakiye maddi tazminatın poliçe limiti dahilinde kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen olarak sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: 16 S … plakalı araç, sigortalı şirket tarafından tanzim edilen 06.01.2019-2020 vadeli 6374052019 poliçe no’lu zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve diğer deliller tarafımıza tebliğ edilmemiş olup öncelikle davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkil şirketin işletenin sorumluluğu bulunmaması karşısında sorumluluğu bulunmayacağının açık olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı yana 122.147,32 TL ödeme yapılarak sorumluluk yerine getirildiğini, sorumluluğunu yerine getiren müvekkile karşı ikame edilen işbu haksız ve mesnetsiz davanın bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sürücünün tali kusurunun tespiti halinde ise TBK md 52 ” Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” çerçevesinde davacı yanın kusuru nazara alınarak tazminatın kaldırılmasını talep ettiklerini, geçici ödeme talebin reddini talep ettiklerini, geçici ödemeye hükmedilebilmesi için TBK md 76 iki temel şart arandığını, bunlardan ilki zarar görenin iddiasının haklılığını gösterir inandırıcı kanıtlar sunmak ve ekonomik durumunun da geçici ödeme yapılmasını gerektirir halde olması gerektiğini, kazanın ve zararın oluşumunda müvekkil şirket sigortalısı aracın kusuru bulunmadığını, ayrıca hesaplanacak tazminat miktarına ilişkin dosya muhteviyatında herhangi bir bilgi ya da belge mevcut olmadığını, asıl olarak ise davacı yanın ekonomik durumuna ilişkin olarak araştırma yapılmadan karar verilmiş olup bu durum kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, bununla birlikte kabul anlamına gelmemekle birlikte belirtmek isteriz ki davacıya müvekkil şirket tarafından 122.147,32 TL ödeme yapıldığını, yargılama bitmeden, zararın miktarı ile davalının zararın sorumlusu olup olmadığı tespit edilmeksizin davalının tazminat borçlusu olduğunun ilanı ile geçici olarak tazminata mahkûm edilmesinin, usul hukuku ve sorumluluk hukuku kuralları ile bağdaşmadığını, davanın reddine karar verildiğinde müvekkilin ödediği bu bedeli davacı yandan geri alması imkanı icra – iflas kanunu ve davacının maddi durumu karşısında mevcut olmayıp geçici ödeme kararının iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, diğer yandan ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ettiklerini, ancak önemle belirtelim ki aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının sayın mahkemenizce tespit edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirket Anadolu Sigortaya rücu imkanı doğduğunu, Anadolu Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkilime herhangi bir başvuru yapılmadığını, temerrüt süresi delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, zira Yargıtay yerleşik içtihatları ve Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta şirketinin temerrüdü gerçekleşmeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava sebebiyle bir yıla yakın tutuklu olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin iddia edilen trafik kazasında herhangi bir bilinçli kusuru olmadığını, olay anında ehliyeti iradesi olmadığından kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’ne usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, nüfus kayıtları, mirasçılık belgesi, hastane kayıtları, Adli Tıp Kurumu kayıtları, ilaç reçeteleri, Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/387 esas sayılı ceza dava dosyası, Bursa CBS 2019/109843 sayılı soruşturma dosyası, TFF lisans kayıtları, sigorta kayıtları, okul kayıtları, sosyal medya kayıtları, dijital kayıtlar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları, feragat dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında dosya bir trafik bilirkişisine tevdi edilerek, dava konusutrafik kazasında tarafların kusur oranları noktasında tarafların iddia ve savunmaları, ceza dosyasındaki rapor ve deliller değerlendirilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Trafikçi bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: 16 S … Plaka Sayılı Minibüs Sürücüsü Davalı …’ nun: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’nın 47/1-d ”Karayollarından Faydalananlar; Trafik Güvenliği Ve Düzeni İle İlgili Olan ve Yönetmelikte Gösterilen Diğer Kural, Yasak, Zorunluluk veya Yükümlülüklere Uymak Zorundadırlar ” ve 52/1-b ” Sürücüler; Hızlarını, Kullandıkları Aracın Yük Ve Teknik Özelliğine, Görüş, Yol, Hava Ve Trafik Durumunun Gerektirdiği Şartlara Uydurmak Zorundadırlar ” maddelerini ihlal ettiğinden % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, Ölen Yaya … ve Yaralanan Yaya …’ in: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir trafik kural ihlali yapmadığından Atfı Kabil Kusuru olmadığı mütalaa edilmiştir.
Davalı vekillerinin kusur raporlarına karşı itirazları kapsamında, dosya ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, kusur konusunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından mahkememize gönderilen ATK raporunda özetle: Davalı sürücü Mehmet AKKÖROĞLU, sevk ve idaresindeki minibüs ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, seyrini kaplama içerisinde kalacak şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybedip kaldırım üzerinde yürüyen yayalara tedbrirsizce çarptığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda asli kusurlu olduğu, Davalı sürücü Mehmet AKKÖROĞLU’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya aktüer bilirkişiye tevdii edilerek, davacının destekten yoksun kalma tazminatı miktarı konusunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Tazminat davalarında son Yargıtay kararlarında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılacağını belirtmesi sebebiyle hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosunun esas alındığı, Davalı … şirketinin 10.12.2019 tarihinde 122.147,32 TL ödeme yaptığı, ödeme tarihi itibariyle davacı annenin zararının 236.866,40 TL olarak hesaplandığı, ödemenin yetersiz olduğuna karar verilmesi halinde rapor tarihi itibariyle 2022 yılı bilinen verilerine göre hesaplama yapıldığı, Davalı … tarafından yapılan ödeme, rapor tarihine göre yasal faiz ile güncelleme yapılarak hesaplanan tazminattan mahsup edildiği, müteveffa küçüğün 18 yaşına geleceği tarihe kadar yetiştirme gideri hesaplandığı ve hesaplanan tazminattan mahsup edildiği, Müteveffanın amatör futbol oynadığı ancak bu dönemde gelir elde etmeye başladığı ve miktarı konusunda bir bilgi ve belge sunulmadığı, ileride bu işi yapıp yapmayacağı ve elde edebileceği gelire ilişkin bir veri bulunmaması sebebiyle takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere asgari ücrete göre hesaplama yapıldığı, rapor tarihi itibariyle yapılan güncelleme neticesi ZMMS poliçesi toplam ödemesinin güncel değerinin 144.856,68 TL olup ZMMS poliçesine göre toplam teminatın 390.000 TL olması sebebiyle bakiye 245.143,32 TL yönünden sorumluluğunun devam etti, davacının rapor tarihi itibariyle karşılanmamış zararının 350.310,87 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin aktüerya bilirkişisinin raporuna karşı itirazları kapsamında rapor düzenlenmek üzere dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu ek bilirkişi raporunda özetle: Tazminat davalarında son Yargıtay kararlarında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılacağını belirtmesi sebebiyle hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu ile Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, Davalı …, toplam 178.183,60 TL ödeme yapmış olup ZMMS poliçesine göre toplam teminatın 390.000 TL olması sebebiyle bakiye 211.816,40 TL yönünden sorumluluğunun devam ettiği, davacı annenin hesaplanan tazminatı poliçe limitleri dahilinde ve davalı sigortanın sorumluluğunda bulunduğu, Davalı … tarafından yapılan ödeme, rapor tarihine göre yasal faiz ile güncelleme yapılarak hesaplanan tazminattan mahsup edildiği, müteveffa küçüğün 18 yaşına geleceği tarihe kadar davacı anne yönünden asgari ücrete göre yetiştirme gideri hesaplandığı ve hesaplanan tazminattan mahsup edildiği, Dava dışı babaanne ve dede yönünden de destek tazminatı hesabı yapıldığı ve onların paylarının ayrıldığı, bu kişiler yönünden açılmış bir dava olmaması ve davalı … tarafından ödeme yapılmış olması sebebiyle bu kişiler yönünden garame hesabı yapılmasına gerek bulunmadığı, Müteveffanın asgari ücretin üzerinde gelir elde edebileceğine yönelik somut bilgi ve belge olmaması sebebiyle bu yönde yeniden bir değerlendirme yapılmadığı, davacının rapor tarihi itibariyle karşılanmamış zararının 186.567,52 TL TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin 29/09/2022 havale tarihli feragat dilekçesinde: Davalılar ile sulh olduklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekilinin 05/04/2022 tarihli dilekçesinde, davacı ile sulh olduklarını vekalet ücreti ve yargılama gideri ücreti talebinin olmadığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden dilekçeler aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celseden sonra vuku bulması sebebiyle 2/3′ ü olan 53,80 TL’den peşin alınan 54,40 TL’den mahsubu ile bakiye 0,60 TL fazla karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … A.Ş ‘ nin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı … tarafından yapılan 350,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.