Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/204 E. 2021/54 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/204
KARAR NO : 2021/54

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2016
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
DAVA :
Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dava dilekçesinde özetle;taraflar arasında süre gelen cari hesap ilişkisi olduğunu,müvekkilinin Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2010/… esas sayılı dosyasında takibe konulan faturalardan dolayı davalıya borcunun olmadığını belirterek,davalıya borcu olmadığının tespitine ve %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini ve Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili duruşmada tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle;taraflar arasında 2008-2010 yılları arasında ticari ilişki olduğunu,davacının bu süreçte 69.739,86.-TL tutarında mal aldığını,ancak 57.726,79.-TL ödeme yaptığını,geriye kalan miktarı ödemediğini belirterek,davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle başlatılan icra takinden dolayı,davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davası istemine ilişkindir.
Bursa 5.İcra Müdürlüğü’nün 2010/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Gaz Dağ.Paz.San. Ve Tic.Ltd.Şti tarafından,borçlu … aleyhine 12.013,07.-TL asıl alacak,495,63.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.508,70.-TL’nin tahsili için icra takibine başlanıldığı,takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahallinde yapılan keşifle dosya,konusunda uzman SMMM bilirkişi …’a tevdii edilmiş,bilirkişiden aldırılan 30/01/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda;davacı ve davalının her ikisinin de TTK’nın hükümlerine göre tacir olduklarını,davacıya ait defterlerin 213 Sayılı VUK’nın 224.ve 225.maddeleri ile 6762 Sayılı eski TTK’nın 66.maddesi ve 6102 Sayılı Yeni TTK’nın 64.maddelerine göre açılış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığını,kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığını,davalıya ait defterlerin 213 Sayılı VUK’nın 224.ve 225.maddeleri ile 6762 Sayılı eski TTK’nın 66.maddesi ve 6102 Sayılı Yeni TTK’nın 64.maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığını,davacı kayıtlarına göre 31/12/2010 tarihi itibariyle,davacının davalıdan 4.771,55.-TL alacaklı göründüğünü,davalı kayıtlarına göre ise 31/12/2010 tarihi itibariyle davalının davacıdan 12.013,08.-TL alacaklı göründüğünü,davacı kayıtlarına göre;2010 yılı açılış bakiyesinin sıfır olduğunun kabulü durumunda;davacının davalıdan 3.514,28.-TL alacaklı olacağını,davalı kayıtlarında görünen 2010 yılı açılış bakiyesinin 15.196,30.-TL olduğunun kabulü durumunda;davacının davalıya 11.682,02.-TL borçlu olacağını,davalı kayıtlarında yer alan ve davacı lehine kabul edilen tahsilatların 2.715,75.-TL bakiye borçtan düşülmesi durumunda davacının davalıya 8.966,27.-TL borçlu olacağını,davalı kayıtlarına göre;davacının davalıya 8.516,27.-TL borçlu olacağını,davacı kayıtlarında yer alan davalı lehine kabul edilen tahsilatların 450,00.-TL bakiye alacağa eklenmesi durumunda davalının davacıdan 8.966,27.-TL alacaklı olacağını,dosya içeriğinde davalının sunmuş olduğu deliller içinde yer alan;davalının davacıdan 31/07/2010 tarihi itibariyle 11.213,42.-TL alacaklı olduğunu gösterir 24/08/2010 tarihinde düzenlenerek ve taraflarca kaşelenip ve imzalandığını,taraflar arasında imza kaşe edilen mutabakat mektubunun kabulü durumunda mutabakat mektubundan sonra taraflar arasındaki farklılıklarda göz önüne alındığında;31/12/2010 tarihine göre davalının davacıdan alacağının 12.013,08.-TL,davacı kayıtlarında yer almayan 31/07/2010 tarihinden sonra düzenlenen faturalarınlan 3.163,61.-TL olduğunu,davalının davacıdan 12.013,08.-TL – 3.163,61.-TL = 8.849,47.-TL alacaklı olacağını bildirmiştir.
Dosya, önceki bilirkişiye tevdii edilerek,davacı tarafından ibraz edilen tahsilat makbuzlarının incelenerek hangilerinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu,hangilerinin kayıtlı olmadığı ve bunlardan hangilerinin ödeme olarak kabul edildiğini açıklayıcı ek rapor düzenlemesi istenilmiş,bilirkişiden aldırılan 26/08/2014 hakim havale tarihli ek bilirkişi raporunda;davacı tarafından sunulan ödeme belgelerinden 01/07/2010 tarihli Tkb 600 Usd ödeme açıklamalı 919,85.-TL tutarlı kayıtla ilgili banka dekontunun bulunduğunu,fakat dekontun döviz satın alım dekontu olduğunu,dekont üzerinde ödemenin davalıya yapıldığına dair bilginin veya ibarenin bulunmadığını,davacının 01/07/2010 tarihinde 919,85.-TL tutarında 2 adet ödeme kaydı girdiğini,davacının sunduğu diğer tüm ödeme belgelerinin davalı kayıtlarında yer aldığını,kök rapor değerlendirme kısmında farklılıklar olarak maddeler halinde açıklanan ve sonuç kısmında mahkememizin takdirine sunularak opsiyonel olarak yapılan bakiye hesaplamalarında değişikliğe yol açacak farklı bir bilgi ve belgenin bulunmadığını bildirmiştir.
Taraflarca imzalanan 31.07.2010 tarihli mutabakat mektubu uyarınca,bu tarih itibarıyla davacının davalıya 11.213,42 TL borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 21/10/2015 tarih 2015/2359 esas-2015/13228 kararıyla “……. “davalı tarafından toplam 12.013,07 TL tutarlı 26 adet faturaya dayalı olarak davacı aleyhine takip başlatılmıştır. Davacı yan ise, takibe konu tüm fatura bedellerini ödediğini iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açmış, böylece 26 adet faturanın bedelini ödediğini ispatla yükümlü hale gelmiştir. Bu olgular karşısında davacının takibe konu tüm fatura bedellerini ödediğini kanıtlamakla sorumlu olduğu gözetilmeksizin, benimsenen bilirkişi raporundaki tespite uyularak takibe konu 6 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve bu faturalara konu malların davalı yanca davacıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı böylece 6 adet fatura toplamı 3.163,61 TL’den davacının sorumlu tutulamayacağından bahisle yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı asil 13.10.2016 tarihli oturumda,davasını ispat etmesine rağmen 4 yıldır davanın sonuçlanmaması nedeniyle reddi hakim talebinde bulunmuş,davacının talebi kanunda sayılan red sebeplerinden olmadığından HMK 41/2 maddesi uyarınca red kararı geri çevrilmiştir.
Bursa 5.İcra Müdürlüğü’nün 2010/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde;alacaklı … Gaz Dağ.Paz.San. ve Tic.Ltd.Şti tarafından,borçlu … aleyhine 12.013,07.-TL asıl alacak,495,63.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.508,70.-TL’nin tahsili için icra takibine başlanıldığı,takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamı doğrultusunda aldırılan 29.07.2016 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda;taraflar arasındaki 31.07.2010 tarihli mutabakata göre davacının davalıya 11.213,42 TL borçlu olduğu,mutabakat sonrası farklılığın davalı tarafından davacı adına düzenlenen 6 adet karşılığı 3.163,61 TL tutarında faturalar ve davalı kayıtlarında yer alan davacının borcunu azaltıcı 10.08.2010 tarihli 250,00 TL tutarlı “… nakit alınan” açıklamalı tahsilattan kaynaklandığı,buna göre davalının 31.12.2010 tarihi itibarıyla 12.013,08 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Taraflarca imzalanan 31.07.2010 tarihli mutabakat mektubu uyarınca,bu tarih itibarıyla davacının davalıya 11.213,42 TL borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından ibraz edilen tahsilat makbuzları ve ödeme belgelerinde imza olmadığından ve davalı tarafından kabul edilmediğinden ispata elverişli belgeler değildir.Ayrıca bu belgelerin hepsi mutabakat tarihi olan 31.07.2010 tarihinden önceki tarihli olduğundan mutabakat tarihi itibarıyla davacının davalıya 11.213,42 TL borçlu olduğu yönündeki kabulünede etkisi yoktur.
Davada ispat yükü davacıda olup davacı 26 adet fatura bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlüdür.Ancak bu konuda yazılı belge ibraz edemediğinden bu yükümünü yerine getirememiştir.
Davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyizi üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/958 Esas ve 2017/4308 Karar sayılı ilamında “Dava, menfi tespit davasıdır. Mahkemece davacının borçlu olmadığı miktar belirlenip bu miktar üzerinden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken olumlu tespit kararı şeklinde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Somut olayda, Yargıtay Bozma İlamında vurgulandığı üzere, davalı tarafından toplam 12.013,07 TL tutarlı 26 adet faturaya dayalı olarak davacı aleyhine takip başlatılmıştır. Davacı yan ise, takibe konu tüm fatura bedellerini ödediğini iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açmış, böylece 26 adet faturanın bedelini ödediğini ispatla yükümlü hale gelmiştir. Bu olgular karşısında davacının takibe konu tüm fatura bedellerini ödediğini kanıtlamakla sorumludur. Dolayısıyla dava konusu alacağın miktarı dikkate alınarak davacının, davalıya alacağını ödediğini yazılı delille ispat etmekle yükümlü olup tarafların ticari defterler üzerinde yapılan incelemede 29/07/2016 tarihli raporda davalının davacıdan 12.013,08 TL alacaklı olduğu, kaldı ki davalı tarafından bütün fatura bedellerini ödendiğinin ileri sürdüğünden davacının 26 adet faturanın ödenmesine dair belge sunulmadığı ve dayandığı delillere göre ispat edilemediğinden sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. HD’nin 21/10/2019 tarih ve 2018/1770 – 2019/4850 E/ K sayılı kararı ile; “Dava, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 26 adet faturaya dayalı olarak yapılmış ve itiraz edilmediği için kesinleşmiş ilamsız takibe karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı takip konusu 26 adet fatura bedelinin ödediği gerekçesiyle açtığından ispat külfetini üzerine almıştır. Dosya içinde bulunan 24/08/2010 tarihli davalı alacaklı tarafından davacı borçluya gönderilmiş mutabakat metninde borç 31/10/2010 tarihi itibariyle 11.213,42 TL olarak gösterilmiştir. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişiye takip dayanağı faturalar tespit ettirilip, 31/10/2010 tarihinden önceki fatura miktarı ile mutabakat belgesindeki miktar karşılaştırılıp bu miktar fatura toplamından az ise aradaki farkın davacı borçlu lehine ödeme olarak kabul edilmesi gerekir. Ayrıca tarafların kayıtları incelenerek davacının bu faturalardan hangilerinden ne miktarda borçlu olmadığı gösterilerek menfi tespit kararı verilmesi gerekir. Mahkemece bu yöntemle bir değerlendirme yapması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosyanın önceki bilirkişi dışında 1 fatura ve ticari defterler konusunda uzman SMMM bilirkişisine tevdi edilerek, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda takibe dayanak faturaların tespiti, 31/10/2010 tarihi itibariyle mutabakat metnindeki borç miktarı ve önceki fatura miktarlarının karşılaştırılması ve farkın borçlu lehine ödeme olarak kabul edilmesi ve takibe dayanak faturalardan davacının hangilerinden ne miktarda borçlu olduğuna ilişkin ayrıntılı, gerekçeli, hüküm kurmaya elverişli rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davalı alacaklı şirketin ve davacı borçlu firmanın 2010 yılı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu önceki bilirkişi tarafından 29/01/2014 tarihli kök rapor ve ek rapor düzenlendiği, davalı alacaklı şirketin 2010 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK’na göre süresinde yaptırıldığı, 2010 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmadığı, davalı alacaklı şirketin 2010 yılı ticari defterlerine göre davalı alacaklı şirketin davacı borçlu firmadan 12.013,08 TL alacaklı olduğu, davalı alacaklı şirketin davacı borçlu firmadan takip tarihinde alacak bakiyesinin 12.013,0 Tl olduğu, davalı alacaklı şirket tarafından davacı borçlu firmaya 24/08/2010 tarihinde gönderilen mutabakat formunun davacı borçlu tarafından imzalandığı, 31/07/2010 tarihi itibariyle tarafların 11.213,42 TL bakiyede mutabık kaldıkları, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine yapılan icra takibinde dayanak gösterilen faturaların toplamının 12.782,78 TL olduğu, Yargıtay kararında 24/08/2010 tarihli mutabakat metninde borcun 31/10/2010 tarihi itibariyle 11.213,42 TL olarak belirtmişse de dava dosyasına mevcut olan 24/08/2010 tarihli mutabakat metninin 31/07/2010 tarih itibariyle 11.213,42 TL olduğu, davacı borçlunun takip dayanağı faturalar nedeniyle davalı alacaklı şirkete 12.013,07 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan deliller ve Yargıtay 19. HD’nin 21/10/2019 tarih ve 2018/1770 – 2019/4850 E/ K sayılı kararında vurgulandığı üzere somut olayda, davalı tarafından toplam 12.013,07 TL tutarlı 26 adet faturaya dayalı olarak davacı aleyhine takip başlattığı, davacı yan ise, takibe konu tüm fatura bedellerini ödediğini iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açmış olup böylece 26 adet fatura bedelini ödediğini davalı ispatla yükümlü hale gelmiştir. Bozma ilamında vurgulandığı üzere davalı alacaklı tarafından borçlu davacıya gönderilen 24/08/2010 tarihli mutabakat metninde her ne kadar bozma ilamında 31/10/2020 tarihi olarak belirtilmiş ise de mutubakat metninin düzenlendiği tarih ve metnin içeriğinde açıkça 31/07/2010 tarihi olarak yazılı olduğundan , mutabık kaldıkları tarihin 31/07/2010 tarihi kabul edilerek tarafların ticari defterleri üzerinde yeniden yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 02/11/2020 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek 31/07/2010 tarihi itibariyle fatura miktarının 6.289,52 TL olduğundan, mutabakat belgesindeki 11.213,42 TL nin, fatura miktarından az olmadığından davacı lehine ödeme olarak kabul edilecek miktarın olmadığı ve 31/07/2010 tarihinden sonra da icra takibine konu faturaların ödenmesine dair belge sunulmadığı ve davacının dayandığı delillere göre de takibe konu alacağın ödendiğinin ispat edilemediğinden sübut bulmayan davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir yoluyla davalının alacağına kavuşmasının engellenmediğinden davalı lehine kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Davalı lehine kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 85,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından tebligat, posta gideri olan 187,25 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Dair, davacı asil ve davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokulğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’a temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.