Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/166 E. 2021/619 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/166
KARAR NO : 2021/619

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacı şirkette tüm ısı cihazları ile bunlara ait malzemenin satışı ile faaliyet gösterdiğini, müvekkil ile davalı/borçlu bir süredir ticaret yaptıklarını, davalı/borçlu, müvekkilden çeşitli tarihlerde farklı kalemlerde ürünler almış olup bu ürünlerin bedellerinin bir kısmını ödediğini, ancak 2019 yılında almış olduğu ürünlerin bir kısmının bedellerini ödemediğini, bunun üzerine, davalı-borçlu aleyhinde, cari hesap ekstresine dayanılarak Bursa 11.İcra Md.’nün 2019/… E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak borçlu, bu takibe hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bunun üzerine dosya, dava şartı olması nedeni ile arabuluculuğa götürülmüş ancak orada da herhangi bir anlaşma sağlanamamıştır. Hatta kendisi arabuluculuk tutanağını da imzalamadığını, borçlu bu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu salt zaman kazanmak amacı ile takibe itiraz ettiğini, davalı/borçlunun yetki itirazı yerinde olmadığını, zira takip fatura ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan bir alacak nedeni ile yapıldığını, yani takip konusu borç bir para borcudur. Bu hususta BK m.89/1’de “para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yereşim yerinde ifa edilir” hükmü düzenlendiğini, somut olayda müvekkilin faaliyet adresi Bursa’dır. Bu madde ışığında da yetkili icra dairesi ve mahkemesi de Bursa İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, borçlunun arabuluculuk aşamasında herhangi bir yetki itirazında bulunmadığını, hatta arabuluculuk tutanaklarını da imzalamaktan imtina ettiğini, bunun dışında, taraflar arasında Sakarya İcra Dairesi ve mahkemelerinin yetkili olacağına dair özel bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını, bu nedenle davalı/borçlunun yetki itirazının reddi gerektiğini, borçlu itirazında haksız ve kötü niyetli olup, salt zaman kazanma saiki ile hareket ettiğini, bu ürünler davalı/borçlu tarafından alındığını, bu ürünlere ait kayıtları mevcut olduğunu, bundan başka, bu husus, her iki firmanın ticari defter ve belgelerinde yapılacak bilirkişi incelemesinde aydınlığa kavuşacaktır. BA-BS formlarında da bu husus ortaya çıkacağını, borçlu itirazında, ödeme emrine konu borcun neden kaynaklandığının açıklanmadığı ve yine ödeme emri ile birlikte kendilerine herhangi bir evrak gönderilmediğini belirttiğini, ancak gerek takip talebi, gerekse ödeme emri incelendiğinde takibin konusunun cari hesap ekstresi olduğu açıkça gözüktüğünü, kaldı ki bu cari hesap ekstresi de ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edildiğini, o cari hesap ekstresinde borcun kaynağı olan tüm faturalar gözüktüğünü, borçlu salt zaman kazanmak gayesi ile kötü niyetli olarak bu takibe itiraz ettiğini, borçlu itirazında faize ve faiz başlama tarihine de itiraz ettiğini, borçlu talep hakkını kullandığını, borçlunun faizin başlangıç tarihi ile ilgili olan itirazı yerinde olduğunu, faizin borçluya ödeme emrinin tebliğinden sonra (29,11,2019) işlemesi gerektiğini, ancak talep edilen faiz oranı doğru olduğunu, zira her iki taraf ta tacir olduğunu, tacirler arasındaki ihtilaflarda avans faiz oranları uygulandığını, Merkez Bankası verilerine göre de takip tarihi olan 23.09.2019 tarihinde avans faiz oranı yıllık %19,50 olduğunu, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile alacağın % 20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defterler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 18/01/2021 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan ödeme emri tebliği 29/11/2019 tarihinden itibaren 32.696,80 Tl alacak bakiye olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere Sakarya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine talimat yazılmış olup, talimat mahkemesince davalı şirkete TK.’nun 35.maddesine göre usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı tarafından ticari defterler sunulmadığından inceleme yapılamayarak talimatın bila ikmal mahkememize iade edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete mal sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, davalı tarafın süresi içinde ticari defterlerini sunmadığından davacının defterlerinin HMK’ nın 220 ve 222/3 Maddesi gereğince kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek ve davalının usulune uygun tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz etmediği anlaşılmakla davalının takip tarihi itibariyle 32.696,80TL davacıya borçlu olduğunun ispat edildiğinden davanın kabulu ile itirazın iptaline, taleple bağlı kalınarak ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda davalının haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalının Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın 32.696,80 Tl asıl alacak kısmı yönünden iptaline, takibin 32.696,80 Tl asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa ödeme emrinin tebliği olan 29/11/2019 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
2-İİK’nun 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 6.539,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.233,52 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 393,15 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.840,37 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 600,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 240,50 TL olmak üzere toplam 840,50 TL yargılama gideri ve 393,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.233,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.904,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.