Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/151 E. 2021/328 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/151 Esas
KARAR NO : 2021/328
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin başlıkta belirtilen adreste faaliyet göstermekte olup geçmişte davalı ile ticaret yaptıklarını, ancak davalının 05.11.2019 tarihinde müvekkilinden 046219 nolu fatura ile ürün aldığını, ancak bu ürünlerin parasını ödemediğini, bunun üzerine kendisi aleyhinde Bursa 6. İcra Md.’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ancak davalı/borçlu bu takibin 12.918,01 TL’lik kısmına itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı/borçlu bu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının itirazından herhangi bir sebep belirtmediğini, davalı yapılan şifahi görüşmede, ödememe sebebinin 23.03.2015 tarihinde vermiş olduğunu, 20.08.2015 keşide tarihli, 30,000 EURO bedelli çekten dolayı 12,918.01 TL, kur farkından kaynaklı bir alacağının olduğunu, bu tutarı alacaklarından mahsup ettiğini beyan ettiğini, kur farkı talep edilebilmesi için; taraflar arasında imzalanan sözleşmede bu hususta açıkça bir hüküm bulunması gerektiğini, faturaya konu malların satışının yapıldığı faturada döviz karşılığının açıkça yazılması gerektiğini, Bursa 6. İcra Md.’nün 2020/… E.sayılı dosyasında, borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işleyecek % 17,25 oranında avans faizi ile birlikte tahsiline, borçlunun itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. sayılı dosyasından yapılan haksız takibe itiraz üzerine ve yine haksız iddialar ile açılan itirazın iptali davasının usul hükümleri yanı sıra ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olması nedeniyle esas yönünden de reddi gerektiğini, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkiden dolayı, davacı şirket tarafından 05.11.2019 gün ve 046219 numaralı fatura keşide edildiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmamakla birlikte usul hükümleri kapsamında; taraflar arasında bağımsız sözleşme veya cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda hem fatura bedelinin ödenmesinin temini hem de vade farkı talebinin başlangıç tarihinin belirlenmesi yönünden fatura borçlusuna bir ihtarname keşide edilerek borcun muaccel hale getirilmesi ve fatura borçlusunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, davacı tarafından başlatılan takip ve açılan dava öncesinde müvekkili şirkete bir ihtar ya da ihbar keşide edilmediğinden öncelikle açılan davada hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete takip ve itiraza konu herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında kurulan ticari ilişkide davacı tarafın kabulünde olduğu üzere satım bedeli TL’dir ve fatura da TL üzerinden düzenlendiğini, ancak ödeme ise döviz çeki ile gerçekleştirildiğini, davacı taraf kur farkının istenebilmesi için Yargıtay kararları uyarınca taraflar arasında bu hususun yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğini belirttiğini, davacı için, müvekkili şirket aleyhine sebepsiz zenginleşme söz konusu olduğunu, taraflar arasında her ne kadar bir vade belirlemesi olmamış ve müvekkili şirket temerrüde düşürülmüş değil ise de, davacı tarafın iddialarında ödeme gününün 23.03.2015 tarihi olduğu belirtildiğini, şu durumda davacı şirketin; 23.03.2015 tarihli ödeme için 20.08.2015 tarihli döviz çekini kabul ettiğini, 23.03.2015 tarihinde davacı şirkete 20.08.2015 keşide tarihli (30.000 eur x kur 2,7747=83.241,00 TL) çek tevdii edildiğini, çekin tahsil tarihinde 20.08.2015 30.000 eur x kur 3,2053= 96.159,00 TL olup, aradaki 12.918,00 TL lik fark kur değerleme olarak girildiğini, davacı taraf kasasına 12.918,00 TL fazla para girmiş bulunduğunu, davacı tarafça genel muhasebe kaydında da kur değerleme girilmesi gerekmekte iken bu yola gidilmediğini, Dolayısıyla müvekkili şirket tarafından tevdii olunan çekin tahsil edildiği keşide tarihi 20.08.2015 itibarı ile müvekkili şirketin davacı şirketten alacağı bulunduğunu, usul ve esas yönünden haksız ve mesnedden yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, sözleşme, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasında, 14.830,01-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde SMM bilirkişi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan 01/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Taraflar arasındaki fark davalı tarafından ileri sürülen 12,918,01-TL tutarlı kur farkı faturasından kaynaklandığı, Bu fark nedeniyle davacı defterlerinde takip tutarı kadar 14,830,01-TL alacak görünürken davalı bunun 12.918.01-TL lik kısmına itiraz edip 1.912.00-TL lik kısmını kabul ettiği,
Davacı vekili bu duruma örnek olarak verdiği, “çekin bir ödeme vasıtası olduğu çekle yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği ayrıca kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşme bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı tutarının yazılmış olması gerektiği ” ile ilgili örnek Yargıtay kararlarını örnek olarak gösterirken davalı vekili bu durumun “döviz üzerinden yapılan satışlarda ancak vergi usul kanunu uyarınca TL olarak kesilmek zorunda kalınan faturalardaki duruma sari olduğunu ” belirterek itirazda bulunduğu, Davalı vekili ayrıca “TL olarak satılan emtiaya ilişkin ödemenin döviz çeki ile gerçekleşmiş olması nedeniyle alıcı müvekkil şirket lehine doğan döviz kuru farkının müvekkil şirkete iade edilmesi ya da taraflar arasında takas mahsuba gidilmesi” esastır şeklinde beyanda bulunarak kur farkının müvekkiline ödenmesi gerektiğini ifade ettiği, Her iki tarafın iddia ve savunmaları incelendiğinde davalı vekilinin de itiraz ettiği gibi davacı vekili tarafından öne sürülen iddia ve eklenen Yargıtay kararları bedeli döviz üzerinden belirlenmiş ödemesinin eğer TL üzerinden yapılacaksa ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacağı ancak bunun için ya sözleşmede böyle bir hüküm bulunması ya da faturada döviz karşılığının yazılı olması gerektiği durumlar için olduğu, TL üzerinden yapılan alışverişlerle alakalı olmadığı, ancak davalı vekillinin diğer iddiasının da kabulü mümkün olmadığı, alışveriş TL üzerinden yapıldığı, Alacak tutarı dolar bazlı çekle ödenmiş o günkü kurdan davacıya teslim edilmiş artık çek cirolanarak davalının elinden mülkiyetinden çıktığı, bu işlem yapılırken o günkü kurdan hesaplanarak defterlere kayıt yapılıp cari hesaptan bu tutar kadar ödeme düşüleceği, zaten bu çekte davalının kendi çeki değil 101 hesapta takip ettiği müşterilerden alınan, alınan çekler hesabındaki çek olduğu, davalı muhasebesinin çeki teslim ettiği gün yapacağı muhasebe maddesi çeki aldığı tarih ile davacıya verdiği tarih arasında kur farkı varsa lehte kur farkı varsa çeki aldığı firmaya KDV li fatura kesmek aleyhine kur farkı varsa çeki aldığı firmadan kur farkı faturası isteyip bu tutarı defterine işlemek olduğu, benzer bir durumda İstanbul bölge adliye mahkemesi 16. Hukuk dairesinin aldığı bir karar rapor içeriğinde gösterildiği, sonuç olarak davacı davalıdan takip tutarı kadar yani 14.830.01-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce; dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile düzenlenecek ek raporda davalının da cari hesap ekstresi ve muavin defter dökümlerinin de belirtilerek ve itirazların değerlerlendirilmesi suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 26/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; bu davada davalı muhasebesinin hatalı kayıt yaptığı ve hesaplar dolayısıyla yanlış işlendiği, çekin vade tarihinde oluşacak kur farklı ile ciro eden firmanın hiç bir alakası olmadığı, davalının çeki ciro edip elinden çıkardığı, bu andan itibaren çekin ödendiği güne bakara çeki aldığı firmaya borç yazılamayacağı, davalı için kur farkı çeki ciro ettiği anda bittiği, davacıyı borçlandırdığı muhasebe fişi gereksiz ve hatalı bir muhasebe kaydı olduğu, sonuç olarak davacı davalıdan takip tutarı kadar yani 14.830,01 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı takip dosyası 14.830,01 TL asıl alacak üzerinden başlatılmış, davalı taraf borcun 1.912,00 TL’sini itiraz dilekçesinde kabul etmiş olup, icra takibinin 12.918,01 TL’lik kısmı durmuştur.
Davacı ve davalı yanın ticari defterleri incelenmiş, taraf ticari defterlerindeki uyuşmazlık davalı tarafından kayıt edilen 12.918,01 TL’lik (davalı defterlerinde 15.696,00 TL olarak kayıtlı) kur farkı faturasından kaynaklanmaktadır.
Davalı taraf, taraflar arasındaki ticari ilişkinin TL üzerinden yürüdüğünü, ancak ödemeyi döviz çeki ile gerçekleştirdiklerini, bu nedenle döviz kur farkı oluştuğunu, kendilerine iade edilmesi gerektiğini iddia etmektedir.
Davalı tarafın tacir olduğu, yabancı para cinsinden düzenlenen çeki bizzat cirolayarak davacıya teslim ettiği, TL üzerinden çek verme imkanı olduğu halde bunu yapmadığı, kurda meydana gelebilecek artışı öngörmesi gerektiği, taraflar arasında malın teslimi ve ödemeler hususunda ihtilafın olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında olan 2.583,60 -TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 882,43-TL harçtan peşin alınan 146,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 735,97-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 791,00-TL yargılama gideri ile peşin alınan 146,46-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Davacı gideri ;
750,00 TL bilirkişi gideri,
41,00 TL tebligat posta gideri
791,00 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.