Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2022/215 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/134
KARAR NO : 2022/215

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – İzmir Yolu 22. Km. Mümin Gençoğlu Cad. Nilüfer/BURSA
VEKİLİ : Av. … – …
Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1989 yılında Bursa’da 7 bin 500 m2 alanda kurulduğunu, kuruluş amacının tümüyle ihraca olan müvekkili şirketin Avrupa standartlarına uygun dizayn edilen fabrikasının makine parkları ve depoları ile 23 yılda 10 kat büyüdüğünü, 1996 yılında yurt içi pazara da yönelen müvekkili şirketin, bugün 250.000 m2 açık arazi üzerine kurulu 75.000 m2 kapalı alanda dünya standartlarında üretim yaptığını, konserve ürünleri ilk kez sağlıklı cam kavanozda sunan ve reçel, sebze konserveleri, hazır yemekler, haşlanmış bakliyatlar, salça, turşu ve dondurulmuş gıda gibi yüzde 100 yerli üretimden elde ettiği ürün çeşidini her geçen gün zenginleştiren müvekkili şirketin bugün 8 bölie müdürlüğü ve 40 bayiden oluşan yaygın dağıtım kanalı olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketin kullanmakta olduğu kavanozun aynısını kullandığını, ayrıca davalı tarafın yine müvekkili ile birebir aynı renkte kapak ve rengi mavi üzerine beyaz yazılı logo rengi kullandığını, müvekkili şirkete ait alt marka ve seri ürün imajı yarattığını, bunun iyiniyet kuralına aykrılık teşkil ettiğini, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin devam ettiğin ibu nedenle müvekkili şirketin uğradığı zararın her geçen gün katlanarak arttığını, bu nedenle davalı tarafça müvekkili aleyhine yaratılan ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin durdurulmasına, dava konusu haksız rekabet teşkil eden ürünlere el konulmasına ve muhafazasına, haksız rekabet sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 Tl maddi tazminatın bankaların kısa vadeli mevduata bir yıl içerisinde uyguladığı en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
Davalının 15/05/2017 tarihli dilekçesinde özetle: Davacı şirketin haksız rekabet yarattığı iddiasının kabul edilemez mahiyette olduğunu ürettiği ürünlerin şirkete ait TPE tarafından her türlü inceleme ve araştırmalar sonucunda tescil edilmiş FİONA markası bulunduğunu, bu markanın ibaresi küçük ve gizli bir şekilde herhangi bir karışıklığa mahal verecek tarzda değil herkesin rahatlıkla görülebileceği ve farkını anlayabileceği şekil ve ebatta olduğu tüketicinin FİONA ve PENGUEN markalarını karıştırabilecek benzerlik bulunmadığını beyan etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, itiraz dilekçesi, davalının beyan dilekçesi, tarafların beyanı, TPE’ ye yazılan müzekkere, Bursa 10. Noterliğinin 15/01/2016 tarihli ve 01844 yevmiye numaralı ihtarnamesi, Batman 2. Noterliğinin 28/01/2016 tarihli, 01235 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, haksız rekabetin tespiti ve men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve tazminat istemlerine ilişkindir.
HMK’nın 1. maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla düzenleneceği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınacağı belirtilmiştir.
556 Sayılı KHK’nın 71. maddesinde ise “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir…” denilerek marka hakkı ve bu hakkın kullanılmasından kaynaklı ihtilaflardan doğan uyuşmazlıkların ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince giderilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesi ve itiraz dilekçesinde, davacının kullandığı kavanozun aynısını davalının kullandığı, aynı renkte kapak rengi ve mavi üzerine beyaz yazılı logo rengi kullanarak davacı şirkete ait alt marka ve seri ürün imajı yaratıldığını iddia edildiği, davalı beyan dilekçesinde, ürettiği ürünlerin TPE tarafından tescil edilmiş FİONA markası olduğunu, davacının PENGUEN markası ile benzerlik bulunmadığını beyan etmiştir. Dolayısıyla davacının tescilli Penguen Markasına ait kavanozun aynı renkte mavi üzerine beyaz yazılı logo rengini davalının kullandığını ve alt marka imajı yaratıldığının da ileri sürürmüş olup ve davalının da tescilli markaya dayandığı anlaşılmakla, marka, markadan kaynaklı haklar, bunların ne suretle kullanılacağı ve korunacağı hususları 556 Sayılı KHK’da düzenlenmiştir. Bu bakımdan, uyuşmazlığın çözümünde 556 Sayılı KHK hükümlerinin ve davalının marka hakkını kullanıp kullanmadığının irdelenmesinin gerektiği aşikardır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/4348 Esas ve 2013/3866 Karar sayılı Kararında da vurgulandığı üzere)556 Sayılı KHK hükümleri uyarınca bu yönde inceleme ve değerlendirme yapmaya bu alanda ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilen Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri görevli olup HSYK’nun 24/03/2005 tarih ve 188 sayılı kararı gereğince Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olarak davaya bakmaya Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine İstanbul BAM 13. HD’nin 13/02/2020 tarih ve 2020/359-2020/188 E/ K sayılı kararı ile; “Davacı iddiasında, davalı tarafın müvekkili ile birebir aynı renkte kapak ve rengi mavi üzerine beyaz yazılı logo rengi kullandığını, müvekkili şirkete ait ürünlerle ambalajın benzerliği nedeniyle alt marka ve seri ürün imajı yarattığını, bunun iyiniyet kuralına aykrılık teşkil ettiğini, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin devam ettiğini bu nedenle müvekkili şirketin zarara uğradığını belirtmiş, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca tescilli markadan kaynaklanan öncelik ya da üstünlük haklarına dayanmamış, tüm iddialarını 6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandırmıştır. Kaldı ki aynı eylemle birden fazla yasa ile korunmakta olan hakların ihlali iddiasının varlığı halinde, kural olarak hakların yarışması hali söz konusu olmayıp, hakların yığılması durumu mevcuttur. Hak sahibinin bu halde koruma talebi bakımından seçimlik hakkı bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta da davacı taraf davasını, TTK’da düzenlenen haksız rekabetin önlenmesi yönünde kullandığından, davaya bakma görevi ticaret mahkemesine aittir. ((Yargıtay 11. HD 10/12/2015 tarih 2014/ 19065- 2015/ 13291 sayılı ilamı) Bu durum karşısında mahkemece, davacının marka hakkına dayanmadığı, uyuşmazlığın tescilli olmayan ambalajdan kaynaklandığı, davacının da 6102 sayılı TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandığı gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış,davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne , kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2017 Tarih 2017/56 Esas-2017/1382 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)a-3 maddesi gereği KALDIRILMASINA; Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, BAM ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar, dava konusu ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor aldırılmak üzere dosya 1 SMMM bilirkişi, 1 Gıda Mühendisi bilirkişi ve 1 marka patent uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davacı vekilinin (Davalı şirket ile ilgili) dava dosyasına sunduğu muavin dökümüne göre; Davacı şirketle, Davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 16.02.2007 tarihinde başladığı, 08.09.2015 tarihinde son bulduğu, tarafların hesap bakiyelerinin (0) sıfır olduğu, Davacı şirketin, Davalı şirkete ürün sattığı, Davacıya konu ürünler ile davalıya konu ürün arasında tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, bu sebeple haksız rekabet koşullarının oluşmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarını değerlendirir ek rapor aldırılmak üzere dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Kök raporda belirttikleri kanaatlerinde bir değişiklik bulunmadığını, davacıya konu ürünler ile davalıya konu ürün arasında tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, bu doğrultuda haksız rekabet koşullarının oluşmadığı mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacı tarafından tescilli markası Penguen markasına ait kavanoz ile birebir aynı renkte kapak ve rengi mavi üzerine beyaz yazılı logo rengi kullandığını, müvekkili şirkete ait ürünlerle ambalajın benzerliği nedeniyle alt marka ve seri ürün imajı yarattığını, bunun iyiniyet kuralına aykrılık teşkil ettiğini, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat talep edilmiş davalı ise cevap dilekçesi ibraz etmeyerek davalının iddialarını inkar etmiş olup uyuşmazlık, davacının Penguen markasına ait kavanoz ile davalıya ait Fiona markasına ait kavanoz ürünleri arasında iltibasın bulunup bulunmadığı, haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu ürünler ve sunulan delil ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 30/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ve itiraz üzerine düzenlenen 06/09/2021 tarihli ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğundan, birbiri ile uyumlu bu raporlara itibar edilerek, davacıya ait ürün ile davalıya ait ürünün birebir aynı olmadığı, kavanozlar üzerinde kullanılan görsel ve konumlandırmaların farklı olduğu ve tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, kavanoz ve kavanoz kapağındaki benzerliklerin davacıya özgülendiğine dair bir delilin bulunmadığından, objektif iltibas ve haksız rekabet koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla açılan davanın sübut bulmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın sübut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile bakiye 90,08 TL fazla nispi karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesine müteakip istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.