Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/126 E. 2021/684 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/126 Esas – 2021/684
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/126
KARAR NO : 2021/684

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …. SİGORTA A.Ş. –
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 24.04.2015 tarihinde sürücü … yönetimindeki 16 VY … plakalı araç ile müvekkilin eski eşi …’ın kullandığı 16 DG … plaka numaralı motosiklete çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilin eski eşi ve desteği … vefat ettiğini, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/822 Esas sayılı dosyasında karşı araç sürücüsü …’nın yargılaması yapıldığını ve …’nın taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, müteveffa … ölmeden önce … Sürücü Kursu isimli işletmenin sahibi ve aynı zamanda aday sürücü eğitmeni olduğunu, yıllarca sürücü kursu sınavlarına hazırlık olarak kursiyerlere hem B sınıfı hem de A2 sınıfı kullanım dersi verdiğini, kazanın meydana geldiği sırada müteveffanın dikkat ve özen yükümlülüğü ile aracını kullandığı, davalı yanın kusurlu olduğu ölen …’ın mesleği gözetildiğinde ve yapılacak inceleme ile de netleşeceğini, trafik kazası sonucu ölen 01.01.1954 doğumlu 61 yaşındaki … kaza tarihinde … Sürücü Kursu’nun sahibidir. Müteveffa nafaka yükümlüsü olarak eski eşi müvekkilin desteği olduğunu, müteveffa … ile müvekkil Sabiha Üngör, Bursa 3. Aile Mahkemesi’nin 2010/1463 Esas ve 2010/1433 Karar numaralı karar ile boşandıklarını, hüküm altına alınan protokole göre davacı Sabiha Üngör yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, müteveffa ölüm tarihine kadar nafakalarını düzenli bir şekilde müvekkile ödendiğini, müvekkilin destekten yoksun kalma tazminatı için karşı taraf 16 VY … plakalı aracın sürücü ve araç sahibi ile aracın sigortasına Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/528 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan davada karşı tarafın kusuru %20 kabul edilerek tazminat bedelinin %20’sine hükmedildiğini, bu nedenle tazminatın %80’inden müteveffanın aracının sigortasını düzenleyen davalı sigorta şirketi sorumlu olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/19437 Esas ve 2017/2200 Karar sayılı kararında; Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklı olduğunu, somut olayda, çift taraflı kazada, motorsikler sürücüsü olan davacıların murisi vefat ettiğini, muris motorsiklet sürücüsü kazada %100 kusurlu olup, karşı kamyon sürücüsü kazada kusursuz olduğunu, o halde, motorsiklet sürücüsünün mirasçıları olan davacılar, karşı kamyon ZMMS’si olan şirket karşısında üçüncü kişi olarak kabul edilmeyeceğini, ancak murisin kulandığı motorsikletin ZMMS’si olan şirket karşısında üçüncü kişi olduklarını, bu sebeplerle Mahkemece, davalı murisin kulandığı motorsikletin zmms’si olan şirket yönünden davacıların kazada hayatını kaybeden motorsiklet sürücüsünün desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları değerlendirilerek, destekten yoksun kaldıklarının kabulü halinde davalı şirket karşısında üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğini, müvekkilin destekten yoksun kalma zararı için davalı sigorta şirketine 09/01/2020 tarihli dilekçe için başvuru yaptığını ayrıca tarafımızca arabuluculuk kurumuna da başvuru yapılmış ancak görüşmeler olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle trafik kazasında ölenin desteğinden yoksun kalan müvekkil için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının 14.01.2020 tarihli hasara başvuru evrakları ekinde de görüleceği üzere hasara başvuru yapılırken sunulması gereken evraklar sunulmadığı tespit edileceğini, söz konusu olayda davacı maddi tazminat talebi için müvekkil şirkete başvurmuş ve bu başvuru neticesinde 2281090-2 nolu hasar dosyası açıldığını, husumetin tam olarak aydınlatılabilmesi için ……… tarihli yazı ile otopsi raporu, veraset ilamı, vukuatlı nüfus kayıt örneği gibi bir takım evraklar talep edilmiş, ancak davacılar gerekli belgeleri müvekkil şirkete iletmemiştir. bu nedenle, dosya eksik evrak aşamasında kalmış ve sonuçlandırılamadığını, müvekkil şirkete tam ve eksiksiz bir başvuru yapılmamış davacı eksik belgeleri tamamlamak yerine mahkemeniz nezdinde iş bu davayı ikame ettiğini, ödemeye konu talep edilen belgelerin iletilmesi ödemenin doğru yapılabilmesi için esastır. kaldı ki, davacı müteveffanın eski eşi olması sebebiyle müteveffanın diğer hak sahiplerinin varlığı önem arz ettiğini, … vefat etmiş olduğundan trafik sigortası Genel Şartlarına göre müvekkil şirket …’IN yasal mirasçılarılarına karşı poliçe sebebiyle bir ödeme yaptığı takdirde ödediği tazminatı yine davacılardan rücuen talep ve dava imkanına sahip olabileceğini, dolayısıyla işbu davada bk 135. maddede düzenlenmiş olan alacaklı borçlu sıfatı birleşmesinin bulunduğunun tespiti halinde borç sona ermiş olacağından davacıların müvekkil şirketten herhangi bir talepte bulunmaya hakları olmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, adli tıp kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/522 esas sayılı dosyası, Bursa 3. Aile Mahkemesinin 2010/1463 esas sayılı dosyası, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/528 esas sayılı dosyası, nüfus kayıtları, hasar dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durum raporları, bilirkişi raporu, keşif, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Bursa 3. Aile Mahkemesinin 2010/1463 Esas ve 2010/1433 Karar sayılı Karar ile davacıya 1000 TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/522 esas sayılı dosyasında, destek Şakir Kayabaşın sürücüsü olduğu 16 DG … plakalı araç ile dava dışı sürücüsünün … olduğu araç arasındaki trafik kazasında tarafların kusurlu olduğuna yönelik trafik bilirkişisince raporlar düzenlenmiştir.
Davalı tarafın kusura yönelik itirazları, davacının destekten yoksun kalma tazminatı konusunda rapor aldırılmak üzere dosya 1 trafik, 1 aktüer bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: 16 VY … plakalı otomobilin sürücüsü …’nın kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, 16 DG … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu ve davacının destek zararının 114.353,05 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde; Dava açılırken 100,00 TL olarak talep etmiş oldukları destekten yoksun kalma tazminatı değerini 114.253.05 TL olarak arttırarak toplam 114.353,05 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketinin müzekkere cevabı ve SGK’ nın yazısında, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacılara yapılmış herhangi bir ödemenin olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde toplanan delilerden, davacının boşandığı nafaka yükümlüsü eşi müteveffa …’ ın sürücüsü, davalının ise zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 DG … plakalı motosiklet ile dava dışı sürücünün … olduğu 16 VY … plakalı araç arasında meydana gelen 24/04/2015 tarihli trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/522 Esas sayılı dosyasında kazaya ilişkin kayıtlar ve 07/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile müteveffa sürücü …’ ın motosiklet ile Yunus Emre Bulvarı üzerinden Osmangazi istikametinden sinyalize ışıklı kavşaktan Millet Mahallesi istikametine geçiş yapmak için sola dönüş yaptığı sırada dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki 16 VY … plakalı aracın Yunus Emre Bulvarı üzerinden Yavuz Selim caddesi istikametinden( karşı istikamet) Vatan Caddesine geçiş yapmak istediği sırada ışıklı kavşak içerisinde otomobil ve motosikletin çarpıştığı, her iki aracında yeşil ışıkta geçtiğinin beyan edildiği, ibraz delillere rağmen kesin olarak hangi aracın yeşil ışıkta geçtiği tespit edilemediği durumlarda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, işletme tehlikeleri doğrultusunda tehlikeler eşit varsayıldığından, zararın yarı yarıya paylaştırılması gerektiğinden tarafların eşit oranda kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan destekten yoksun kalma tazminat ının yasal dayanağı Borçlar Yasası’nın 45. maddesi olup, destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Diğer bir anlatımla; yasa ile ya da sözleşmeye konulmuş bir ödev bulunmaksızın bir kimsenin eylemli ve düzenli olarak ötekine yardım etmesi ve ileride yardımın sürüp gitmesinin beklenir bulunması ölenin destek sayılması için yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil, eylemli bir durumdur. Bu nedenle miras hukuku veya nafaka yükümlülüğü ile ilgili değildir. Eylemli destek, yardımlarda düzenlilik ve devamlılık halinde söz konusu olur. Dolayısıyla vefat eden …’ ın Bursa 3. Aile Mahkemesinin 2010/1463 Esas ve 2010/1433 Karar sayılı Karar ile davacıya 1000 TL nafakaya hükmedilmekle müteveffanın davacıya eylemli olarak destekte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 07/04/2021 tarihli destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmasına dair raporun gerekçeli denetime açık olduğundan ve taraflarca açıkça rapora itiraz edilmediğinden, bu rapora itibar edilerek davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığından belirlenen 114.353,05 TL tazminattan davalının sorumlu olduğu ve davacının davalıya başvurduğu 14/01/2020 tarihinden 8 iş günü sonu olan 25/01/2020 tarihi itibariyle temerrüt oluştuğundan bu tarihten itibaren ve aracın ticari araç olmadığından yasal faiz işletilerek aşağıdaki şekilde davanın kabulune karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, 114.353,05 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (Davalının poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına)
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.811,46 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL ile ıslah harcı 391,00 TL olmak üzere toplam 445,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.366,06 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 1.400,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 76,50 TL olmak üzere toplam 1.476,50 TL yargılama gideri ve peşin alınan 54,40 TL ile ıslah harcı 391,00 TL olmak üzere toplam 445,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.921,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 14.813,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.