Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2022/7 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/100
KARAR NO : 2022/7
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/12/2014
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının %33,5 payla davacı şirketin ortağı olduğunu, şirketin kuruluşla birlikte davalının temsil ve ilzam yetkisi kullandığını ve bu süre içerisinde yapılan satışlarda gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek faturasız satış yapmak ve muhasebe kayıtlarında gerçeğe aykırı düzenlemeler yapmak suretiyle VUK’na aykırılıklar yaptığını, bu durumun şirketin diğer ortakları tarafından tespit inden sonra davalının yetkisi ortaklar kurulu kararıyla kaldırıldığını, ortaklardan …ye ve daha sonra …’a verildiğini davalının yapmış olduğu usulsüzlükler nedeniyle uyarıldığını hatta C. Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, 10/11/2014 tarihli olağanüstü genel kurult toplantısında davalının ortaklıktan çıkarılması teklif edildiğini, ancak ayrılmadığını, davalının haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, mahkememiz sözlü oturumunda; davacı şirketin diğer ortakları tarafından şirketin tüm aktifleri pasif hale getirilerek müvekkilinin alacakları ve şirketti haklarının ödenmediğini beyan etmiştir.
KANITLAR:
Şirket ana sözleşmesi, hazırlık dosyası, ticari defter ve kayıtlar, olağanüstü genel kurul toplantısı tutanağı, tanık beyanları, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava; haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılma talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı tanıklarının dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı Mümine Yılmaz; Ben davacı şirkette kasiyer olarak görev yapmaktayım, şirket ortağı Osman Bey’ in kesin talimatı olmasına rağmen davalı … bey kasadan diğer şirket ortaklarına haber vermeden izinsiz para alıyordu, hatta kasadan izinsiz para alamayacağını kendisine söylediğimde bana hakaret etti, siz de mi köpeklik yapıyorsunuz dedi. Zorla kasayı açtırmaya çalışıyordu, Osman bey in kesin talimatı olmasına rağmen kimseye bedelsiz ürün verilmeyecek demesine rağmen bedelsiz ürün alıyordu. Gelsin kendisi bana söylesin sen kimsin diye bana zorlama ve baskı yapıyordu. Turan bey şirkete geldiğinde çalışma şevkimiz gidiyor, huzursuz oluyorduk. Turan bey şirkete ara sıra geliyordu, geldiğinde de huzursuz oluyorduk, şirketi Osman bey idare ediyordu. Ben davacı şirketten ayrıldım, şu anda orada çalışmıyorum, Turan bey kasadan zorla para aldığı zamanlarda aldığı para miktarını belirtir bir yazı bırakıyordu. Bu olay toplam iki üç kez olmuştur.”
Davacı Tanığı …; Ben 2013 yılının son aylarında davacı şirkette muhasebeci olarak çalışmaya başladım. Ben çalışmaya başladığımda şirket müdürü Turan beydi, ancak kendisinin faturasız alım satımlar yaptığı anlaşıldığından şirket ortakları toplanarak Turan beyin müdürlük yetkisini kaldırdı ve müdürlüğü Abdullah Ömer bey e verdiler. Abdullah bey de İstanbul da yaşadığı ve şirket ile çok ilgilenemediği için müdürlüğü Osman bey e devretti. Osman bey de müdür olduktan sonra benim bilgisayarıma şifre koymamı ve bu şifreyi kendisine dahi söylemememi istedi, zira benim olmadığım dönemlerde diğer elemanlar veya patronun çocukları bilgisayarıma girerek oyun oynuyorlardı, virüs bulaşmasın diye bilgisayara şifre konuldu. Davalı … bey beni zorlayarak şifreyi öğrenmek istedi, bunu kendisine söyleme yetkimin bulunmadığımı belirttiğimde de şirket ortağı olduğunu bu şifreyi kendisine vermem gerektiğini söyleyerek baskı yaptı, ancak ben yinede şifreyi vermedim. Bir gün işten çıkmadan önce çekmecemin anahtarının kaybolduğunu farkettim, çekmecemin içerisinde muhasebe evrakları ve şirket cari hesapları vardı, ben işten eve gittikten sonra Turan bey arayarak şifreyi istedi, ısrarla vermeyeceğimi söyledim, ertesi gün de bu nedenlerle sabahleyin hakkımda tutanak tuttu. Benim akşam anahtarım kaybolduğunda yedek anahtarım ile çekmeceyi kilitleyip gitmiştim, sabah geldiğimde ise çekmecenin açık olduğunu ve içinde bulunan tüm evrakların alındığını gördüm, bu husus beni çok tedirgin etti, psikolojim bozuldu, bilgisayarımdaki yedeklerden yeniden belgeleri oluşturdum. Turan bey halen şirket ortağıdır, buna rağmen kendisi gayri resmi olarak davacı şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren Ulu Bursa Şehzade Lokumcusu isimli bir şirketin gayri resmi ortağı olduğunu duyduk. Bu hususu gazetedeki resim ve röportajlardan da gördük. Hatta lokum yapan ustamızla görüşmeler yaparak bazı lokumların içeriklerini istemiş, ayrıca bizim şirketimize özgü olan Hürrem Sultan ve Ligh lokumun içeriklerini öğrenerek dışarıda başka isim altında üreterek sattığını tur rehberlerinden öğrendik, Turan bey benden şifre istediğinde şifreyi veremeyeceğimi ancak istediği her konuda kendisine açıklama yapacağımı, yardımcı olacağımı bilgi vereceğimi söyledim, ancak ısrarla şifre istedi.”
Davacı tanığı …; ” Ben davacı şirkette depo sorumlusu olarak çalışıyorum, Turan beyin muhasebeden evrakları götürdüğünü biliyorum, bunu şirkette herkes biliyor. Turan bey bu olaydan sonra depoları açtırdı, depolarda kamera kayıtları yaptı, bilgisayarımdan zorla kamera kayıtlarını almak istedi, ben kendisine mani oldum, bunun üzerine bana kin besledi ve hakkımda suç duyurusunda bulundu, suç duyurusunda bulunmasının nedeni de facebook ta görüntü yayınlanmış, bu görüntülerde Turan bey in muhasebe evraklarını aldığı varmış, kendisi bu görüntüleri benim yayınladığımı düşünerek dava açtı.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Taraflarca sunulan tüm deliller toplanmış, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve davalının olası çıkarılma payının hesaplanması yönünden davacı şirket ve bağlı kayıtları üzerinde SMMM ve ticari şirketler konusunda uzman hukukçu bilirkişilere dosyası tevdi edilmiştir.
Alınan 30/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının, davalı şirket ortağının haklı nedenle ortaklıktan çıkarılmasının yönelik iddia ve talebini ispat etmesi gerektiği ancak dosya içerisindeki delillerin yetersiz olduğu bu sebeple çıkartma şartlarının mevcut olmadığını, mahkeme aksi düşünce içerisinde olması durumunda davacı şirket tarafından davalı ortağa ödenmesi gereken çıkartma payının 24.251,95-TL öz sermaye payı + 174.811,77-TL şirket alacağı olmak üzere toplam 199.063,72-TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekili tarafından sunulan son mizan incelenerek değerlendirilmek suretiyle davacı şirket ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde ve gayrimenkulların satış tarihindeki değerlerinin tespit edilmesi yönünde SMMM, İnşaat Mühendisi ve Emlakçı bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Alınan 24/03/2017 tarihli İnşaat Mühendisi ve Emlakçı bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların rapor tarihi olan 24/03/2017 tarihi itibariyle ve satış günleri itibariyle Bursa Osmangazi İlçesi, Dürdane Köyü, Karşıyaka mevkii, 10065 Ada, 18 parselde kayıtlı taşınmazın arsa değerinin rapor tarihi itibariyle (tefe endeksi 20.930,27-TL) 210.622,00-TL olduğu, satış tarihi olan 31/10/2014 tarihi itibariyle (tefe endeksi 17.404,06) olduğu, yapı değerinin rapor tarihi itibariyle (tefe endeksi 20.930,27) 189.378,00-TL olduğu, satı tarihi olan 31/10/2014 tarihi itibariyle (tefe endeksi 17.404,06) 157.472,70 TL olmak üzere rapor tarihi itibariyle toplam 400.000,00-TL olduğu, satış tarihi itibariyle toplam 332.610,33-TL olduğu, Bursa Gürsu, Zafer Mah. Nahiye Civarı Mevkii 233 ada 29 parselde kayıtlı taşınmazın rapor tarihi itibariyle arsa değerinin (tefe endeksi 20.930,27) 198.172,00-TL olduğu, satış tarihi olan 28/11/2014 tarihi itibariyle (tefe endeksi 17.235,80) 163.192,02-TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce itirazlar değerlendirilmek ve gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişilerin düzenledikleri rapor doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan 08/05/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; kök rapordaki hukuki yorum ve kanaatte herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığını, kaydi bilonçaya göre öz sermaya 101.893,05-TL olduğunu, bu rakama 2014 yılında satılan gayrimenkullerin satış değerleri ile bilirkişilerin tespit ettiği satış değerleri ile bilirkişilerin tespit ettiği satış tarihindeki değerler arasındaki 233.937,95-TL farkın eklendiğini ve öz sermayenin 335.831,00-TL olarak hesaplandığını, kök rapor yazılırken mizanda yer alan 174.811,77-TL tutarındaki davalı …’nin şirketten olan alacağnını defterlerde yapılan bir virman ile davacı şirketin diğer ortağı …’un hesabına geçirilip sıfırlanmış olduğunun görüldüğünü, hesaplar arasında elde hiçbir belge olmadan yapılan bu şekil virmanların geçerliliğinin olmadığını, bu virmanın geçerli olması için taraflar arasında imza altına alınmış bir mahsuplaşma belgesinin ibraz edilmesi gerektiğini, defter üzerinde hesapları birbiriyle kapatmakla bu işlemin gerçekleşemeyeceğini, bu nedenle davacı şirketin bu konuyla ilgili kabul edilebilir bir belge sunmadıkça virmanın geçersiz olduğunu, dolayısıyla tekrar hesaplanan öz sermaye tutarının aşağıdaki gibi olduğunu, öz sermayenin 335.831,00-TL davalı ortak hissesine düşen payın 112.083,60-TL olduğunu, şirketten olan 174.811,77-TL alacağı ile birlikte ortaklıktan ayrılma akçesinin 286.895,37-TL olduğu bildirilmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, alınan bilirkişi raporları ile son alınan 08/05/2017 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; davalının Hacivat Karagöz Lokum Şekerleme Gıda Teks. Otomotiv İnş. Nakliye Turizm İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamından şirkette ortaklar arasında anlaşmazlıklar bulunduğu, ortaklar arasındaki sorunların şirket faaliyetlerine zarar verdiği anlaşılmamış olup, davalının da duruşmada çıkma payımın tarafına ödenmesi halinde ortaklıktan çıkmayı kabul ettiğini beyan ettiği, mahkememizce 08/05/2017 tarihli ek raporla tespit edilen ayrılma akçesinin yerinde olduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile; TTK.nun 640.md gereğince davalının davacı şirket ortaklığından çıkarılmasına, TTK.nun 641.maddeye uygun olarak hesaplanan ayrılma akçesinin davalıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından İstinaf Kanun yoluna başvurulması üzerine Bursa BAM 5. HD’nin 13/02/2020 tarih ve 2018/1073-2020/185 E/K sayılı kararı ile; “Davacı taraf, davalının ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiş, davalı taraf ise ortaklıktan çıkarılmayı kabul ettiği, ayrılma akçesinin ödenmesini istemiş, mahkemece harç ikmal ettirilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, yargılama sırasında ayrılma akçesinin değerinin belirlendiği, değer ölçüsüne tabi davaların nispi harca tabi olduğu, davanın özelliği gereğince, ayrılma akçesini tahsil edecek olan davalının eksik harcı ikmal ettirmesi gerektiği, harç hususunun kamu düzenine ilişkin olup re’sen nazara alınacağı anlaşıldığından, mahkemece ayrılma akçesi miktarı üzerinden davalıya süre verilip, harcın yatırılması halinde işin esası incelenip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan kabule göre, TTK’nın 641. maddesine göre, ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkına haizdir. Ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın ayrılma payının karar tarihine en yakın tarihteki şirket mal varlığının gerçek değerine göre hesaplanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, şirketin araçlarının, taşınmazlarının, varsa şirket içindeki makine ve aletlerin, stokta bulunan malların gerçek değerinin hesaplanmadığı, davacı şirketin taşınır ve taşınmaz varlıklarının, bu malların özelliklerine göre konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin hesaplandıktan sonra şirketin malvarlığından pasifleri düşülerek, davalıya ödenecek ayrılma akçesinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek, bilirkişi heyetinden davacı şirketin mal varlığı durumu ve istinaf ilamı kapsamında ek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davacının, ÇIKARMA iddiasını ispat ettiği varsayımdan hareketle davalının davacıdan alması gereken ayrılma payının; Gelen defter kayıtları ve bilançoya göre 31.12.2020 tarihi itibari ile özvarlık rakamı 96,014,37 TL olduğu, Mali müşavirin verdiği bilgiye göre değerleme yapılacak herhangi bir maddi duran varlık bulunmadığını, bu rakama gayrimenkullerin satış tarihinde defterlerde gösterilen 261.864.40-TL ile teknik bilirkişilerin aynı tarihte tespit ettikleri 495.802. 35-TL arasındaki 233,937,95-TL nin günümüzdeki karşılığının eklenmesi gerektiğini, o tarihteki tefe endeksi 17.404.06 nisan ayı için 46,534,81 TL olduğunu, oranladığımızda 46,534,81/17,404,06-2,6738 = 233,937,95-TL nin bu günkü değeri 625,503,29-TL olduğu, Özvarlık hesabını buna göre yaptığımızda: 96,014,374625,503,29 – 721,517,66-TL olduğu, hissesine düşen pay- 6,675/20,000 * 721,517,66-TL 240,806,52-TL olduğu, o tarihte görünen alacağı 174,811,77-TL eklendiğinde: 415.618.29-TL olduğu, davalının ayrılma akçesi 31.12.2020 tarihli defter kayıtları ve bilançoya göre 415,618,29-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek, Bam mahkememizin kaldırılmasına yönelik kararda da belirtildiği üzere hükme en yakın tarih itibariyle gerçek değerin tespit edilerek çıkma payının hesaplanması talep edildiğinden davacı vekilinin itirazları Bam bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor aldırılması talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu ek bilirkişi raporunda özetle: Davacının, ÇIKARMA iddiasını ispat ettiği varsayımdan hareketle davalının davacıdan alması gereken ayrılma payının; Gelen defter kayıtları ve bilançoya göre 31.12.2020 tarihi itibari ile özvarlık rakamı 60,348.00TL olduğunu, Mali müşavirin verdiği bilgiye göre değerleme yapılacak herhangi bir maddi duran varlık bulunmadığını, Bu rakama gayrimenkullerin 28,11,2014 satış tarihinde defterlerde gösterilen 261.864.40 TL satış değeri İle teknik bilirkişilerin aynı tarihte tespit ettikleri 495.802. 35-TL arasındaki 233,937,95-TL nin günümüzdeki karşılığının eklenmesi gerektiğini, o tarihteki tefe endeksi 17404,06(kasım 2014 satış tarihi) Eylül 2021 ayı için 53783,78 TL olduğu, oranladığımızda 53783,78/17404,06-3,0903 = 233,937,95-TL nin bu günkü değeri 722,938,45-TL olduğu, özvarlık hesabını buna göre yaptığımızda:60,348,004-722,938,45-783,286,00-TL olduğunu, hissesine düşen pay- 6,675/20,000-*783,286,00-TL> 261,421,70-TL olduğu, o tarihte görünen alacağı 174,811,77-TL eklendiğinde: 436,233,47-TL olduğu, davalının ayrılma akçesi 30,09,2021 tarihli defter kayıtları ve bilançoya göre 436,233,47-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde somut olayda toplanan delliler ve İstinaf İlamı doğrultusunda, davacı şirket, davalının ortaklıktan çıkarılmasını talep etttiği, davalı taraf ise ortaklıktan çıkarılmayı kabul ettiği, ortaklar arasında anlaşmazlığın olduğu anlaşılmakla, davalının davacı şirketten çıkarılmasında haklı sebebin TTK 640/3. Maddesi uyarınca gerçekleştiği, uyuşmazlık noktasının davalı ortağın ayrılma akçesinin miktarı noktasında toplandığı görülmektedir.
TTK’nın 641. maddesine göre, ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haizdir. Ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın ayrılma payının karar tarihine en yakın tarihteki şirket mal varlığının gerçek değerine göre hesaplanması gerekir.
Davacı şirketin celp edilen tapu kayıtları ile davacı tarafından ibraz edilen muhasebe kayıtlarında şirket üzerine kayıtlı bilirkişilerle inceleme yapılabilecek taşınır ve taşınmaz malvarlığının olmadığı, duran varlıkların şirketin aktif varlığından çıkarıldığı tespit edilmiştir,
Bu durumda davacı şirket defterleri üzerinde önceki bilirkişilerle yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi heyetinin üçüncü ek bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğundan bu rapora itibar edilerek, davalı ortağın ayrılma akçesinin 436.233,47 TL olduğunun tespitine, bu miktar yönünden davacıdan alınarak davalıya verilmesi ile davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına dair davanın kabulune dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalı …’nin TTK’nın 640/3 maddesi gereğince davacı şirket ortaklığından ÇIKARILMASINA,
2-436.233,47-TL ayrılma akçesinin davacı şirketten alınarak davalıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 29.799,11 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL , 4.899,45 ile tamamlama harcı 2.550,32 TL’ nin mahsubu ile bakiye 22.324,14TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan; bilirkişi gideri 1.300,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 140,05 TL olmak üzere 1.440,05 TL ile bozmadan sonra yapılan; bilirkişi gideri 600,00 TL, posta ve tebligat masrafı 55,60 TL olmak üzere toplam 2.095,65 TL yargılama gideri ve peşin alınan 25,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.