Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2020/678 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/10
KARAR NO : 2020/678

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av.
Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 1- … -…
2- … -…
DAVA : Ticari Şirket feshi
DAVA TARİHİ : 16/12/2014
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
YAZIM TARİHİ :17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davacı vekili dava dilekçesi ile; Bandırma-Bursa-Yenişehir Hızlı Tren projesi kapsamında Bursa-Yenişehir kesiminde aç-kapa tünellerinin yapım işinin asıl yüklenici olan … Yapı San. ve Tic. A.Ş.’den alt yüklenici olarak alındığını ve büyük kısmının tamamlandığını ancak ekonomik sıkıntılar nedeni ile kalan kısmın başka bir firma ile oluşturulacak adi ortaklık ile yürütülmesine karar verildiğini, bunun için davalı şirket ile 17/08/2012 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu ve 23/08/2012 tarihinde faaliyetine başladığını, bu adi ortaklığın üst yüklenici firmanın muvafakati ile kurulduğunu ve kısa süre sonra üst yüklenici ile davalı şirket arasında sözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının kar paylarını vermediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kardan 10.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde davalının ikametgahının Kdz. Ereğlisi olduğunu, HMK 14/2 maddesine göre davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, Bursa Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Davalı vekili ayrıca davacı şirketin iflas ertelemesi davası açtığını ve mahkemece kayyım atandığını, davanın kayyım izni ile açılması gerektiğini, bunun yanında davanın 818. sayılı BK.’nun 536 ve 6098 sayılı TBK’nun 640. maddesi gereğince altı ay öncesinden fesih bildirimi yapılmadan açıldığını, davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını,davacı ile herhangi bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, üst yüklenici ile sözleşmenin davalı tarafından kendi adına yapıldığını, adi ortaklık adına yapılmadığını, davacının makinalarının kira ilişkisine istinaden kullanıldığını ve ödemelerin kira bedeli olarak yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davacı; davalı ile adi ortaklık kurularak hızlı tren tünel yapım işini üstlendiklerini, işin tamamlanmasına rağmen davalı tarafından kar payının ödenmediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile kar payının ödenmesini talep etmiştir.
Dava halli gereken mesele,taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı,ortaklık ilişkisi varsa bu ortaklığın tasfiyesi ile davacının payının hesaplanması hususularıdır.
Mahkememizce davaya bakmaya davalının ikametgahı (merkezi) olan Kdz. Ereğlisi mahkemeleri yetkili olduğundan mahkememizin yetkisizliğine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine , Yargıtay 3 HD’nin 11/04/2017 tarih ve 2016/3557 -2017/5011 E/K sayılı ilamı ile “….HMK. nun 6. maddesi gereğince; bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde, sözleşmelerden doğan davalar için özel bir yetki kuralı konulmuştur.Anılan maddeye göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir. Somut olayda, taraflar arasında Bandırma-Bursa-Yenişehir Hızlı Tren projesi kapsamında Bursa-Yenişehir kesiminde aç kapa tünellerinin yapım işi için bir adi ortaklık sözleşmesi kurulduğu ileri sürülmüştür. Bu durumda, mahkemece; davalıların ikametgahı mahkemesi yanında, sözleşmenin ifa edileceği Bursa mahkemelerinin de yetkili olduğu, davacının seçimlik hakkını sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle kullandığı gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuş, Yargıtay 3 HD’nin 19/02/2018 tarih ve 2017/14069 -2018/1264 E/K sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek incelemeye devam olunmuştur.
Öncelikli mesele taraflar arasında adi ortaklığın kurulup kurulmadığını çözüme kavuşurmaktır.
Adi Ortaklık müessesesi TBK 620-646 maddeleri arasında düzenlenmiştir.Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır.Bu nedenle de herhangi bir kurumda tescile tabi değildir.Adi ortaklığın mutlaka yazılı şekilde yapılması şart değildir.Sözlü olarakda kurulabilir.Adi ortaklık sözlü olarak kurulabilirse de adi ortaklığın kurulduğunun ispatı HMK’daki ispat hükümlerine tabi olup ortaklığın yaptığı işin miktarı da gözönüne alındığında ortaklığın kurulduğu ancak yazılı delille ispat edilebilir.Ancak yazılı delil başlangıcı varsa tanık dinlenebilir.
Davacının iddia ettiği Bandırma-Bursa-Yenişehir,Bandırma-Bursa-Yenişehir Hızlı Tren projesi kapsamında Bursa-Yenişehir kesiminde aç kapa tünellerinin yapım işinin asıl yüklenici olan … Yapı San. ve Tic. A.Ş. ile davacı şirket arasında düzenlenmiş olduğu iddiasına ilişkin yazılı delil sunamamıştır.Kaldıki bu sözleşme davacı ile yapılmış olsa dahi iş sahibi şirket tarafından sözleşmenin fesih edilip, işin davalı şirkete ihale edilmesinde hukuka aykırılık olmadığı gibi davacıyı davalının aldığı ihaleye ortak etmek gibi bir hukuki netice doğurmaz.
Davalı vekili tarafından Bandırma-Bursa-YenişehirBandırma-Bursa-Yenişehir Hızlı Tren projesi kapsamında Bursa-Yenişehir kesiminde aç kapa tünellerinin yapım işini dava dışı … papı San..Tic A.Ş’den taşeron olarak aldığına dair 01/09/2012 tarihli sözleşme ibraz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak üçüncü kişilere yaptırdığı işlere ilişkin olarak alındığını beyan ettiği fatura bilgilerini ibraz etmiştir.Bu faturalar taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu konusunda delil olamaz. Davalı vekilinin de savunmasında belirttiği üzere,davacı ile dava dışı ….A.Ş şirketi arasındaki sözleşme fesih edilmeden davacının yaptığı işlere ilişkin alınan faturalar olup adi ortaklık kurulduğu konusunda delil olarak kabul edilemez.
Davacı delillerinden biri,davacıya ait işçi ücretlerinin ve vergi borçlarının davalı tarafından ödendiği iddiasıdır.Davalı taraf ise davacının taşeronluk sözleşmesinin fesih edilmesi üzerine kendilerinin taşeron olarak sözleşme imzaladıkları ve davacının işçileriyle işe devam ettikleri beyanı karşısında davacının bu delili de adi ortaklığın kurulduğu hususunda yeterli bir delil değildir.Kaldıki davalı 13/02/2013 tarihli borç dekontu ile davacının işçilerine ödediği bedeli davacı ile aralarındaki cari hesaba borç olarak eklediğini davacıya bildirmiştir.
Davalı davacının … Gıda Yemek..Ltd ŞTi ye olan borcu ödenerek 19/02/2013 tarihli borç dekontu ile davacının işçilerine ödediği bedeli davacı ile aralarındaki cari hesaba borç olarak eklediğini davacıya bildirmiştir.
Davalı, davacının UEDAŞ’a olan borcunu ödeyerek 31/07/2013 tarihli borç dekontu ile davacının işçilerine ödediği bedeli davacı ile aralarındaki cari hesaba borç olarak eklediğini davacıya bildirmiştir.
Davacı şirket tarafından davalı şirkete hitaben düzenlenen 12/02/2013 tarihli belgede,davacının Sançim Bilecik Çimento..A.Ş’ye olan 15.747,69 TL borcun ödenerek ,davacı cari hesabına borç olarak kaydedilmesi talep edilmiştir.Davacı tarafından düzenlenen bu belge davalının davacının bazı makinalarını kiralaması nedeniyle aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğu yönündeki savunmasını doğruladığından bu belgede davacı lehine delil olarak kabul edilmemiştir.

Yine davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen 01/10/2012 tarihli fatura içeriğinden davacıya ait iş makinasının davalı tarafından kiralandığı anlaşılmış olup, davalının davacının makinalarını kiraladıkları için aralarında cari hesap ilişkisi olduğu yönündeki savunmasını doğrulamaktadır.
Davacı vekili İstanbul Anadolu Adliyesi 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/390 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu dilekçesinde, davalı ile aralarında makina kiralama ilişkisinin olduğunu ve ayrıca dava konusu olan tünel yapım işinin durduğu için işin devr edildiği ve teminatlarının irad kaydedildiğini bildirmiştir. Davacının bu beyanı da davalının savunmalarını doğruladığı, dosya kapsamına göre davacı şirket ile davalı şirket arasında adi ortaklık kurulduğu yazılı delillerle ispat edilemediğinden ve sunulan belgelerde yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olmadığı için tanık dinlenemeyeceğinden davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. HD’nin, 10/12/2019 tarih ve 2019/2425 -2019/9895 E/K sayılı ilamı ile “….dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. Somut olayda; ispat yükü üzerinde olan davacı, iddiasını sunmuş olduğu diğer delillerle ispat edememiştir. Ne var ki, davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmıştır.Buna göre, mahkemece; davacıya, davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve hasıl olacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. ..” gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydı yapılarak bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı taraf, Bandırma-Bursa-Yenişehir Hızlı Tren projesi kapsamında Bursa-Yenişehir kesiminde aç-kapa tünellerinin yapım işinin asıl yüklenici olan … Yapı San. ve Tic. A.Ş.’den alt yüklenici olarak (Davacı TCT İnşaat ) işi alıp şantiye kurup işin başlanmasına ve büyük kısmının tamamlandığını ancak ekonomik sıkıntılar nedeni ile kalan kısmın başka bir firma ile oluşturulacak adi ortaklık ile yürütülmesine karar verildiğini, bunun için davalı Bozkuşlar İnşaat şirketi ile 17/08/2012 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu ve 23/08/2012 tarihinde faaliyetine başladığını, bu adi ortaklığın üst yüklenici firmanın muvafakati ile kurulduğunu ve kısa süre sonra üst yüklenici ile davalı Bozkuşlar İnşaat şirketi arasında sözleşme imzalandığını, ancak davacı TCT İnşaatın devam eden Demirbaş, Makine, Şantiye izni, SGK, Fatura ve Ödemelerin belgeleri bulunduğundan ve tanıkların huzurunda bu işlemler yapıldığından sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının %50 kar paylarını vermediğini, söz konusu iddiaların ve Adi Ortaklığın kurulup kurulmadığına ilişkin, davalıya yemin teklifinde bulunmuştur.
Davalı şirket yetkilisi, yemin metnindeki iddiaları kabul etmediği, davacı şirket ile şahsı veya temsilcisi olduğu davalı şirket adına adi ortaklık kurulmadığını, aralarında yazılı ve sözlü herhangi bir anlaşma olmadığına dair dair yeminini eda etmiştir.
Yemin kesin delil niteliğindedir.
Davacı tarafından , davacı şirket ile davalı şirket arasında adi ortaklık kurulduğunu yazılı delillerle kanıtlayamadığı, davalı tarafından da eda edilen yemin ile bu husus sabit olduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlere, yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 170,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 116,40-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde yatıranına iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili yararına ölçümlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/11/2020

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.