Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/95 E. 2020/917 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/95
KARAR NO : 2020/917
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/02/2019
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalıdan alacağın tahsili talebi ile Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin alacağının davalı borçluya yapmış olduğu hafriyat taşımalarına dayandığını, faturaların bizzat borçlu tarafından tanzim ettirildiğini, yapılan bu iş karşılığında ödeme yapılmadığını, borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazının iptali ile takibin %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilimizin icra takibinde konu faturalara ilişkin borcu bulunmadığını, kaldı ki; müvekkilimize icra takibine konu faturalar ödeme emrinin ekinde gönderilmediğini, bu sebeple borcun kaynağı tarafımızca bilinmediğini, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/2826E sayılı dosyasında ödeme emrinde belirtilen faturalar tarafımıza gönderilmemiş ise de müvekkilimizin davacıya belirtilen şekilde ve miktarda borcu bulunmadığını, davacı tarafından müvekkilimize alacağa ilişkin ihtarname gönderilmediğini, bu sebeple alacağın muaccel hale gelmesi söz konusu olmadığını, muaccel hale gelmeyen alacak iddiasını ve alacağın varlığını kabul etmediklerini, yine belirtmek isteriz ki; müvekkilimize icra takibine konu faturalar bildirilmediğini, müvekkilimize bildirilmeyen faturaların icra takibine konu edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkilimize alacağına ilişkin herhangi bir bildirim yapılmamış, doğrudan icra takibi yapılmıştır ve faiz talep edildiğini, icra dosyasında faiz başlangıç tarihinin bildirilmemesi kabul edilebilir olmadığını, davacı yan faturalara ilişkin alacağından (asla kabul manasına gelmemek kaydıyla) müvekkilimize ihtarname göndermeden faiz talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyası, BA-BS formları, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 21/02/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 27/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 05/06/2020 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde 2017 yılında davaya konu alacağı oluşturan faturaların 2 adet ve toplamda 23.600 TL olduğu, bu rakama karşılık davalı tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödeme kaydı ya da belgenin mevcut olmadığı, davacının davalıdan yıl sonu alacak bakiyesinin 23.600 TL olduğu, tüm bu kayıtların davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle 23.600 TL cari hesap karşılığı alacaklı olduğu, davacı ticari defterlerindeki muhasebe kayıtlarından görüldüğü, icra takibinin bu tutar üzerinden başlatıldığını, hesaplanan işlemiş faizinin 949,90 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden somut olayda, davacının davalıya hafriyat taşıma işi sebebiyle hizmet verdiği, 29/08/2017 tarihli 11. 800 TL bedelli fatura ile 30/07/2017 tarihli 11.800 TL bedelli faturaların düzenlendiği bedellerinin ödenmediği ileri sürülerek davacı tarafından alacaklı olduğu iddia edilmiş olup yapılan ticari defter incelemesinde davacı tarafından ticari defterlerin sunulduğu, ticari defterlerinin usulune uygun olduğu, davalının ise defterleri sunmadığı anlaşılmakla davacı tarafından HMK’ nın 222/3 Maddesi uyarınca davacının usulune uygun ticari defterlerine itibar edilerek dava konusu faturalar sebebiyle hizmetin davalıya verildiğinin sabit olduğu uyuşmazlığın fatura bedellerinin ödenip ödenmediği, düzenlenen 30/07/2017 tarihli 11.800 TL bedelli faturanın kapalı fatura olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından 29/08/2017 tarihli 11. 800 TL bedelli açık faturanın bedelinin yazılı ve kesin deliller ile ispat edilemediğinden bu miktar yönünden davanın kısmen kabulune, takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu 30/07/2017 tarihli 11.800 TL bedelli fatura yönünden dosya incelendiğinde:
Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vegi Usul Kanunu’nda faturanın açık ya da kapalı düzenlenmesi ve bunun sonuçlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 2. maddesine göre kanunda aksine bir hüküm yoksa ticari örf ve adetler ticari işlerde uygulanacaktır. Türkiye genelinde ticari örf ve adetlerde faturanın kapalı olarak düzenlenmiş olmasının ödendiğine karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Kapalı fatura da alt tarafı düzenleyen tarafından imzalanan faturadır. Bu karine nedeniyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından, karinenin aksini yani faturanın kapalı olarak düzenlenmesine rağmen bedelinin ödenmediği kanıtlama yükümlülüğü bunu ileri süren alacaklıya ait olacaktır (Yargıtay 15. HD’nin 21.01.2014 gün 2013/5571 Esas 2014/453 Karar, 15.02.2011 gün 2010/1034 Esas 2011/84 Karar sayılı ilâmları).
Kapalı fatura, fatura bedelinin ödendiğine karine olarak kabul edilir, ayrıca herhangi bir ödeme belgesi ibrazına gerek yoktur. Aksini iddia eden iddiasını yazılı delille ispatlaması gerekir.
Bu durumda dava konusu düzenlenen 30/07/2017 tarihli 11.800 TL bedelli faturanın alt kısmının, düzenleyen davacı tarafından imzalandığı sabit olduğundan bu faturanın kapalı fatura olduğu, bedelinin ödenmediğinin yazılı ve kesin deliller ile davacı tarafından ispat edilmediğinden bu miktar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının takipten önce temerrüde düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebinin reddi ile davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulune, davalının kötü niyet tazminatı talebinin davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalının 7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-11. Maddesi uyarınca arabuluculuk toplantısına mazeretsiz katılmadığından yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasına ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.800,00 Tl asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlar ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK’nun 67. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 2.360,00 Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İİk’nun 67 maddesi uyarınca davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 806,06 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 421,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 384,09 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 700,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 59,50 TL olmak üzere toplam 759,50 TL yargılama gideri ile 421,97 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.