Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/849 E. 2020/176 K. 02.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/849 Esas – 2020/176
T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

Esas No : 2019/849
Karar No : 2020/176

Hakim : …
Katip : …

Davacı : … GIDA İNŞAAT TURİZM SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ –
Vekili : Av. …
Davalı : … ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ ANONİM ŞİRKETİ – …
Vekili : Av. …
Dava : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Dava Tarihi : 19/01/2016
Karar Tarihi : 02/03/2020
Kararın Yazım Tarihi : 18/03/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kullandığı 3168280 no.lu elektrik aboneliği üzerinden davalı elektrik tedarik şirketinden satın alınan elektrik enerjisi için tahakkuk ettirilen faturalarda tüketim bedeli karşılığı olmayan kayıp-kaçak bedeli adı altında haksız ve hukuka aykırı tahsilatlar yapıldığını, Y.HGK 2013/7-2454 E. 2014/679 K sayılı ve 21/05/2014 tarihli kararı ile elektrik kayıp-kaçak bedelinin tüketicilerden tahsil edilemeyeceğine hükmedildiğini “beyan olunarak ” dava tarihine kadar geçmişe dönük kayıp-kaçak bedeli adı altında haksız ve hukuksuz olarak müvekkili tarafından ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL’nin iadesine dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; göreve yargı yönünden itiraz ettiklerini, Danıştay Kanunun 24/1-C hükmü uyarınca düzenleyici işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair Danıştay’da dava açılabileceğini, kayıp-kaçak bedellerinin maliyet muhasebesinin bir gereği olarak hesaba katılması konusundaki iktisadi zorunluluk yasa koyucu tarafından dikkate alındığı böylece kayıp-kaçak bedeli bir maliyet unsuru olarak fiyata yansıtılmasının 4628 sayılı ve 6446 sayılı kanunlar bir bütün olarak ele alındığında açıkça anlaşılacağı, TTK göre davacının bütün iş ve işlemleri ticari iş olarak kabul edildiğinden üretilip satılan malın fiyatına dahil edildiği için davacının ödediği fatura içerisinde yer alan dava konusu bedellerin iadesi kabul edilirse davacı lehine sebepsiz zenginleşme sonucu doğuracağını, uyuşmazlık konusu bedellerin kanunla veya kanunun verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun olarak EPDK tarafından belirlendiğini, EPDK’nın belirlediği bu tarifeleri uygulamanın piyasada yer alan tüm şirketler bakımından bir zorunluluk olduğunu, YHGK kararında EPDK’nın yetki sınırını kayıp-kaçağı maliyete ekleyerek mi yoksa oranı yüksek tutarak mı aştığının belirtilmediğini, yasal mevzuata uygun davranan müvekkili şirketin yasal zorunluluk gereği tahsiline aracılık ettiği, bedellerden sorumlu tutulmasını hukuken kabul edilmeyeceğini, davacının haksız davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılarak davalı kurumdan elektrik abonelik sözleşmesi ve tahsilatlara ilişkin kayıtlar celp edilmiştir.Dosya konusunda uzman bir elektrik mühendisi bilirkişi ve SMMM bilirkişisine tevdii edilmiştir.
11/04/2017 tarihli Bilirkişi Kurul Raporunda: “…. Dava konusu yapılan aboneliklere dair dosyaya sunulan TL bazında Tüketim ekstresi v.b. Belgeler incelendiğinde yapılan uygulanın 3’er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasını takiben yayımlanarak yürürlüğe giren tarifeler ile örtüştüğünün görüldüğünü, EPDK tarafından yayımlanan tarifelere dayanılarak dava konusu faturalar üzerinde yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin 6719 sayılı kanunun 20.maddesi uyarınca kurumun düzenleyici işlemlerine (EPDK tarifelerine) uygun olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, mahkemece aksi yönde hüküm kurulması halinde ise; dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi sonucu düzenlenen tablolarda hesap dökümleri yapılan ve toplam bedelleri yazılı dava konusu fatura bileşenleri için 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih öncesi tahakkuk ettirilen ve fatura tanzim tarihlerinde geçerli olan usul ve mevzuata göre yapılan hesap ve değerlendirmelerin geçerli olduğunun kabulü halinde abone no: 00003168280 ticarethane grubu için kayıp kaçak bedeli toplamı 5.152,75 TL + 927,49 TL (KDV) olarak hesaplandığını…” belirtilmiştir.
Davacı tarafından idari işlemin iptali talep edilmediği, uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından , davalının görev itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu mahkememizin 12.06.2017 tarihli 2016/71 esas-2017/771 karar sayılı kararı ile davanın reddine dair karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bam 3.HD’nin 28.12.2017 tarihli 2017/524 esas-2017/1563 karar sayılı kararı ile, davacının istinaf talebinin reddine dair karar verilmiş, istinaf kararı temyiz edilmesi sebebi ile Yargıtay 3.HD’nin 2018/2289 E. 2019/8072 K. Sayılı, 17/10/2019 tarihli ilamı ile özetle, ”…Somut olayda, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına yargılama gideri ve maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmasına dair karar verilmiş, yeniden bir değerlendirme yapılmak üzere dosya mahkememizin 2019/849 esasına kaydedilmiş, ilk celsede usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına dair karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda konusu kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 116,38 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan gideri 887,30 TL yargılama gideri (11 TL’si Yargıtay bozma sonrası yapılan) ve 204,28 TL ( dava açılış aşamasında alınmış olan peşin, başvuru, vekalet harcı toplamı) harcın dava açılırken davacının haklı olduğu anlaşıldığından davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne ve HMK’ nın 331. Maddesine göre davacının dava açmakta haklı olduğu dikkate alınarak belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğundan hükmün tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.


Hakim …
¸e-imzalıdır.

Yargılama Gideri:
700 TL bilirkişi ücreti
187,30 TL posta ve tebligat gideri
170,78 TL peşin harç
29,20 TL Başvurma harcı
4,30 TL vekalet harcı
Toplam 1.091,58 TL