Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/841 E. 2021/1145 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/841
KARAR NO : 2021/1145

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – … Tuzpazarı Mah. Ismaıl Hakkı
Sok No:2 Osmangazı Bursa Tuzpazarı – Osmangazi Bursa
2- … ÖZEL REHABİLİTASYON SAN. VE TİC. LTD.
ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
ŞİRKET MÜDÜRÜ : …( T.C.No: …)
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
YAZIM TARİHİ : 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan şirket yöneticilerinin azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı …’nin davalı şirkette %50 oranında hissedar olduklarını, davalının diğer davalı şirket temsilcisi olduğunu, davalının müdürlük görevini yerine getirmediğini, özen ve bağlılık yükümlülüklerine aykırı davrandığını belirterek davalının davalı şirket temsil yetkisinin kaldırılmasına ve müdürlükten azline, şirkete Hilal Hacıoğlu’nun tedbiren kayyım atanmasına, fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini,tazminat talebinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğunu, TTK 623 maddesi gereğince şirket müdürünün ortaklardan en az birinin olması gerektiğini, davacının Hollanda da yaşadağı için şirket müdürü olmasının mümkün olmadığını, davacı adına Levent Biçer’in şirketi denetlediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dosyası, bilirkişi raporu, davalı şirket kayıtları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava ;davalı şirket müdürü olan diğer davalı …’nin şirket temsil yetkisinin kaldırılması ve 1.000,00 TL tazminata hükmedilmesine ilişkindir.
Mahkememizin 2019/506 esas sayılı dosyasında açılan davada; davacının davalı … hakkında açmış olduğu tazminat davası mahkememizin 2019/506 esas sayılı dosyasında yargılaması yapılmış, davalı şirket müdürlüğü azli için davalılar hakkında açılan dava tefrik edilerek mahkememizin 2019/841 esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiştir.
Dinlenen davacı tanığı … beyanında; ” ….ben davalı şirkete ait eğitim merkezinde çocuğum olması nedeniyle veli sıfatı ile gidip gelirdim, şirketin hijyen sorunu vardı, davalı … bey şirket müdürü olduğu halde şirketi etkin bir şekilde temsil edememekteydi, bana davacı vekilinin göstermiş olduğu okul müdürüne hitaben yazılmış 18/02/2018 tarihli dilekçede ki imza bana aittir, az öncede belirttiğim gibi okulda ciddi şekilde hijyen sorunu vardı, sosyal etkinlik konusunda eksiklikler vardı, hatta ben kendilerine sosyal etkinliklerde yardımcı olabileceğimi söylememe rağmen dikkate almadılar, o dilekçemde de sorumlu müdürün otorite boşluğu olduğunu yazmıştım, hatırladığım kadarıyla çocuğumu davalı okuldan alırken kaydını vermekte zorladılar beni, çocuğumu okuldan alış sebebim yukarıda bahsettiğim ve dilekçemde yazmış olduğum sorunlardır, ayrıca çocuğumun bireysel eğitim öğretmeni okuldan kovulduğu için bende çocuğumu okuldan aldım, ayrıca okul servisleri eski model araçlardandı, yazın çok sıcak kışında soğuk oluyordu, servislerde konfor hiç yoktu, eski ve kirliydi, hijyen sorunu vardı ve servis saatlerinde de problem vardı..” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Dinlen davacı tanığı … beyanında; … benim çocuğumda davalı rehabilitasyon merkezinde eğitim görmekteyken çocuğumu buradan aldım, çocuğumun eğitim gördüğü tarihlerde merkezde hijyen kurallarına dikkat edilmediğini, servislerde emniyet kemeri olmadığını, eğitim kurallarına uyulmadığını, hatta 4 yaşındaki oğlumun 14-15 yaşındaki engelliler ile aynı eğitime tabi tutulduğunu görmem üzerine milli eğitime davalı kurumu şikayet ettim, kurumda müdür olarak Yunus Emre bey görüldüğü halde kurumda yönetim ve kararları Yunus Emre beyin annesi Saadet hanım yapmaktaydı, biz bu sıkıntılarımızı Saadet hanıma ilettiğimizde bize kin tutup düşman oldu, hatta engelli çocuklarımız hakkında da olumsuz konuşmaya başladı, orada özellikle Deniz öğretmen için çocuğumuzu tutmaktaydık, onu da okuldan çıkarınca bende çocuğumu okuldan aldım, Deniz öğretmenin de okuldan çıkarılma sebebi bu bahsettiğim şikayetlerimi okulda görüp onunda aynı sebeplerden dolayı şikayetçi olmasıdır. Çocukların okula götürülüp getirildiği araçlar servis aracı değildi, transite benzeyen bir araçtı, araçta hijyen kurallarına uyulmamaktaydı, emniyet kemeri yoktu, hatta velilerden biri servis şoförünün araçta silah bulundurduğunu gördüğünü de söylemişti, servis araçları kararlaştırılan saatte de gelmemekteydi, sürekli bir aksaklık gecikme vardı… ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davalı tanığı Nihat Özkan beyanında; “…Ben davalı şirkette 2015 -2016 yılları arasında … ile birlikte hissedardım, 2016 yılı aralık ayında hissemi davalıya devrettim, … yurt dışında yaşamaktadır, onun adına işlemleri eşi Levet Biçer takip etmektedir, Levent Biçer sözünün eri bir insan değildir, ben davalı …’nin şirketin yönetimindeki tutum ve davranışlarını bilmiyorum, benim şirket ortaklığım döneminde davacının alacakları, davacıdan olan özel alacaklarını tahsil için sürekli şirkete gelip okulu bastıkları için davacının borcunu ben ödemek zorunda kaldım, hatta ödediğim bedeli de alamadım, benim ortaklık dönemimde kızlarım 34-35 yaşlarında olup okulda öğretmenlik yaptılar, benim dönemimde velilerin okulda sızlanma yaptıklarını duymadım, benim dönemimde şirket müdürü benim kızımdı, ancak davacının eşi izin döneminde okula geldiğinde okulu karıştırıp gitmekte idi…”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davalı tanığı Cemal İncidizen beyanında ” … Ben davalı şirketin kullandığı okulun mülk sahibiyim, davacı yurt dışında yaşamakta olup, davacı adına eşi okulla ilgilenmektedir, davacının eşi okulu kendisi şikayet etmiştir, öğrenci velilerin okulu şikayet ettiğini bilmiyorum, ben davalının şirket muhasebe kayıtlarında hile yaptığını bilmiyorum, hatta davacının eşi Ankara’dan muhasebeci getirtip defterleri inceletti, o zaman bile davalının hilesine rastlanılmadı şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyanın 1 SMMM bilirkişiye tevdi ile bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler ile dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Aldırılan 29/9/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin 2016 (kar) -2017-2018 yıllarında şirket net zararından dolayı şirketin zararının birçok nedeni olabileceği, firmaların sektörel olarak faaliyette bulunduğu hususlar, ülkelerin
bulunduğu küresel ve ekonomik nedenler,kur artış veya azalışları,haksız rekabet karşısındaki
durumu, personel istihdamının bazı sektörlerde hizmet verdiğiniz kişilerin az olsa da sabit sayıda tutma zorunlulukları, çalışanların işletme politikalarını doğru uygulması,müşteri sosyo-ekonomik durumu, müşteri uygulama politikaları,danışmanlık hizmeti aldığınız kurumların işletmeye katkısı,tahsilat kabiliyeti, kira giderlerinizin işletmedeki pay oranı,ve tabiki şirket yöneticilerinin şirket yönetimindeki ekonomik, iktisadi, yönetim, insan kaynakları,basiretli ve öngürülü yönetim bilgisi olup, davalı …’nin bu zararlardan sorumlu tutulup tutulmayacağı
kanaat veya sonucuna ulaşmak mümkün olmadığı, dava dosyası içeriği , yerinde inceleme esnasında kendisine verilen resmi evraklardan tespitle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kuruma uygulanan yaptırım ve tüm idari para cezaları (mahkemece iptal
edilen harici) yöneticilerin en önemli özelliklerinden biri olan basiretli ve öngörülü (basiretli
tacir: geleceği gören, sezgisi yüksek, dikkatli ve yapacaklarının nereye varacağını bilen ya da bilmesi gereken,
ticari iş, işlem ve eylemlerinin hukuki, mali ve ticari sonuçlarını öngörmesi gereken) davranışdan uzak bir
yönetim anlayışı uygulandığı kanaati ile ; ve bu bağlamda yönetim boşluğu olup olmadığı,uygulanan yaptırım
ve idari para cezalarının sorumluluğun şirket yönetim kademesinde bulunan davalı …
Çelik’e ait olup-olmadığına dair değerlendirme hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
TTK 630 maddesinde; “… Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur…” hükmü yer almaktadır.
Taraflar , davalı Hayat Pınarı Özel Rehibilitasyon San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ortağı olup,herbiri eşit hisseye sahiptirler ve davalı ortağın şirketi münferiden temsil yetkisi vardır.
Davacı ortak, basiretsiz yönetim ve kötü niyetli davranışlar nedeniyle şirketin zarara uğratıldığını iddia ederek davalı ortağın müdürlükten azlini talep etmişlerdir.
Müdürlükten azil için, azli istenen ortağın şirket yönetiminde kusurlu ve kötü niyetli olması ve talep eden davacının da ondan daha az kusurlu olması gerekmektedir.
Dinlenen tanık beyanlarından,davalı yöneticinin,şirketin servis araçlarının seçiminde özen göstermediği, eğitim kurumunda olması şart olan hijyeni temin edemediği,eğitim ve sosyal faaliyetler konusunda velilerin memnuniyetini sağlayamadığı ve ve yasa yönetmeliklere aykırı davrandığı için şirketin idari para cezalarına muhatap olmasına sebebiyet verdiği anlaşılmış olup,davalının şirket yöneticiliğinden azli koşullarının oluştuğu kanaatiyle davalının şirket yöneticiliğinden azline karar verilmiştir.
Duruşmada ilk genel kurul toplantısı tarihine kadar şirkete müdür olarak atanan SMMM Dursun Samur’un gerekçeli karar yazılmadan önce eşinin sağlık mazareti nedeniyle görevden azlini istemesi üzerine ara karara gerek duyulmadan … seçilmiştir.
Davalı şirkete,karar kesinleştikten sonra görevinin başlaması kaydıyla ilk genel kurul toplantısı tarihine kadar SMMM …’un şirket müdürü olarak atanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın KABULÜ ile; davalı …’in davalı şirket müdürlüğünden azline,
-Davalı şirkete, ilk genel kurul toplantısı tarihine kadar SMMM …’un şirket müdürü olarak atanmasına,
-Şirket müdürü için 4.000,00-TL ücret takdirine, ücretin ileride davalı şirketten alınmak üzere şimdilik davacı tarafından peşin olarak yatırılmasına,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı yararına ölçümlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.069,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/12/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Davada davacı gideri,
800,00- TL bilirkişi ücreti,
269,05- TL tebligat ve posta gideri,
1.069,05 – TL toplam gider,