Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/839 E. 2020/700 K. 06.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
Esas No : 2019/839
Karar No : 2020/700

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : … – …
Vekilleri : Av. … –
: Av. … –
Davalılar : 1- … – …
: 2- … – …
Vekili : Av. … –
Dava : İtirazın İptali
Dava Tarihi : 14/04/2015
Karar Tarihi : 06/11/2020
Kararın Yazım Tarihi : 23/11/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili firma ile davalılar arasında sözleşmenin olduğunu, bu sözleşmeye bağlı olarak davalıların alışveriş yaptığını, davalıların 13/10/2012 tarihinde 796868 nolu fatura ile 6.400,00 TL’lik alışveriş yaptığını ve bu alışverişleri taksitlendirdiğini, ancak bu taksitleri ödemediğini, soz konusu borç ödenmediğinden Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazı haksız yere yaptıklarını, davalılar vekili alacağın neye dayalı ve hangi malın alındığını bilmediklerinden borca itiraz ettiklerini, ekte sunmuş oldukları faturada da görüleceği üzere almış olduğu ürünleri bizzat kendisine teslim edildiğini, müvekkili şirket ile imzalamış olduğu cari hesap sözleşmesi ile davalıya hesap açılarak davaya konu malların satışı yapılmıştır, davacı ve davalıların imzalamış oldukları cari hesap sözleşmesi ve fatura bu alışverişin açık delili olduğu, davalılar vekilinin alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği iddiası da haksız ve tamamen borcu ödemeyi ötelemeye yönelik olduğu tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen yazılı cevap dilekçesi vermemiş oldukları davalılar vekilinin oturumda vermiş olduğu beyanında; takibe yapmış oldukları itirazları tekrarlamış, takibe itirazında ise, alacağın neye dayalı olarak yapıldığının anlaşılmadığını bu nedenle icra takibinnde gösterilen cari hesap sözleşmesininden kaynaklandığı ileri sürülen alacağın likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğini ödeme emrine yazılı 6.400,00 TL tutarlı asıl aalcağı, 376,93-TL tutarındaki işlemi faiz tutarına ve işlemiş ve işleyecek ticari faiz oranına, 1.600,00 TL tutarlı sözleşme tazminatına itirazlarını tekrar ettiklerini belirtmiştir.

Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası, fatura, cari hesap sözleşmesi, imza incelemesine esas belge asılları, ticari defter kayıtlar, bilirkişi raporları.
Dava Bursa 4. Tüketici Mahkemesinin 07/04/2014 tarih 2014/957/583 E-K sayılı görevsizlik kararıyla mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 5. İcra Müdürlüğü 2013/… Esas sayılı dosyasında, 6.400,00 TL asıl alacak, 379,63- TL işlemiş faiz, 1.600,00 TL %25 sözleşme tazminatı olmak üzere 8.376,93 TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava ; takip talebine itiraz edilen alacaklının, alacağının varlığını genel hükümlere göre ispatlanmasına ilişkindir. (İİK m. 67)
Taraflarca sunulan tüm deliller toplanmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden davacı ve davalı şirketlere ait ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi ve yaptırılmıştır.
Alınan 27/01/2016 tarihli SMMM bilirkişisi tarafından ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesi bulunduğu davacı vekili tarafından dilekçesinde bu sözleşmenin 21/02/2010 tarihli olduğunun belirtildiği ancak sözleşme üzerinde herhangi bir tarihin görülmediği ve her sayfasının imzalı olmadığı ve sözleşme süresinin 20 yıl olduğu, tarafların ibraz ettiği 2012 yılına ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinni zamanında yapıldığı defterlerin sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, dava konusu faturanın 13/10/2012 tarih ve 796868 nolu 6.400,00 TL tutarlı bir fatura olduğu üstündeki irsaliye no ve tarih kısımlarının boş olduğu dosya içeriğinde ve ibraz edilen belgelerde irsaliye örneği olmadığı için malın teslim alınıp alınmadığı alındıysa kim tarafından alındığının belli olmadığı, faturadaki imzanın alta atıldığı ve kapalı olarak kesildiği yan tarafındaki ödeme planı kısmının boş olduğu, davacı defterlerinde dava konusu faturanın 20/12/2012 tarihli 3012 nolu maddede işlendiği ancak davalı adına bir alt hesap açılmayış 796856 nolu faturadan başlayıp 796932 nolu faturaya kadar olan faturaların 120 00 001 alt hesapta kredili alacaklar adı altında toplu olarak işlendiği bu nedenle kapanış kaydında davalı adına açılmış bir alt hesap bulunmadığından herhangi bir tespit yapılamadığı, davalı defterlerinde dava konusu faturanın bulunmadığı defterlerinde ve cari hesaplarında fatura ve davacı firma ile ilgili bir kayda rastlanmadığı, davacının kestiği faturayı BS formuyla maliyeye bildirdiği, davalının BA formlarında fatura ile ilgili olarak bir bildirimin görülmediği, bu durumda fatura konusu malı teslim ettiğini ispatlanması gerektiği hususlarındaki kanaatini bildirmiştir.
Davalı vekili 18/04/2016 tarihli dilekçesi ile takibe konu edilen 796868 no’lu fatura ile 46852 nolu cari hesap sözlemesinindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzayı açıkça inkar ettiklerini, faturadaki imzaların müvekkilinin el ürünü olup olmadığı konusunda imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
İmza incelemesi yapılmak üzere Grafoloji Uzmanı bilirkişiden alınan 30/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; fatura suretinin arka yüzünde mavi müekkepli kalemle atılı bulunan ıslak imza ve cari hesap sözleşmesinin arka yüzünde bulunan imzaların davalı … eli ürünü olduğu kanaatine vardığını bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden 04/01/2017 tarihinde alınan raporda; fatura karbon nüshasının arka yüzünde “müşteri” kısmına atılı imza ve cari hesap sözleşmesinde “müşteri (borçlu” ksımında atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalılar vekili tarafından adli tıp kurumunca yapılan incelemede, inceleme konusu belgelerden olan 13/10/2012 tarih ve 796868 seri nolu faturanın aslı üzerinde değil, nüshası üzerinde inceleme yapıldığı belirtilerek rapora itiraz edilmiş ise de; inceleme konusu yapılan belge fotokopisi olmayıp, karbon nüshasıdır. Kaldı ki; bu belge dışında başkaca mukayese belgelerde labaratuvar ortamında usulüne uygun olarak incelenmiş olup, 30/09/2016 günlü grofoloji uzmanı , hemde 04/01/2017 günlü adli tıp raporunda imzaların davalı şirket yetkilisi …’e ait olduğu belirlenmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhinde Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine konu 796868 no’lu fatura ile 46852 nolu cari hesap sözlemesinindeki imzanın davalı …’in eli ürünü olduğu, cari hesap sözleşmesi gereğince davalıya satışı yapılan mallara konu faturanın davacı tarafından BS formuyla maliyeye bildirdiği ve malların davalıya teslim edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda davalılar takip konusu fatura bedellerini ödemekle yükümlüdürler ve takibe itirazları yerinde değildir.
Takip tarihi itibariyle alacak likit olup, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmalıdır.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememiz bu kararı davalılar vekilinin 13/04/2017 tarihli dilekçesi ile istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesine tabi tutulmuş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2682 E. 2019/2196 K. Sayılı 18/10/2019 tarihli ilamı ve ” davalının BA formlarında da kayda rastlanmadığını, irsaliye örneği ibraz edilmediğinden teslimin ispatlanamadığını belirtmiştir. Teslim hukuki bir işlem olup, ancak kesin delille ispat edilebileceğinden, davacı dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmış olduğundan davacıya yemin delili hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
İstinaf kararı gereği mahkememiz esasına kaydedilen dava dosyasında yeniden yargılama yapılmakla birlikte davacı tarafa yemin delilini kullanıp kullanmayacakları hatırlatılmış, davacı taraf yemin delilini kullanacaklarını beyan etmekle birlikte davalı tarafa yemin davetiyesi gönderilmiş, davalı … duruşmada ” Ben Semercioğlu İnşaat Harfiyat Ltd . Şti’nin kuruluşundan itibaren müdürüyüm. Davacı şirket ile yıllardır alışverişimiz vardır. Semercioğlu İnşaat Faaliyet alanı inşaattır. Davacı firmadan kendimiz için giyim alışverişi yapmıştık. Yaptığımız alışverişlerin bedelini de ödemiştik. Bana gösterine 13/10/2012 tarihli faturada adı geçen 20 gömlek, 20 ceket ve 20 pantolon içerikli fatura alışverişini ben yapmadım, alışverişi de ben ve firmam yapmadı. Faturadaki imza da bana ait değildir,. Yaptığımız alışverişlerin bedelini de peşin ya da kredi kartı ile ödüyoruz, davacı şirkete bir borcumuz yoktur, faturalarda belirtilen ürünlerin yerine de başka bir ürün almadık. bu hususta namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla birlikte davacı tarafın , davalılardan ilgili icra takibine konu faturaya dayalı olarak alacaklı olduğunu ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine, yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE
2-Yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın peşin alınan 109,30 TL’den mahsubu ile bakiye 54,90 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 68,95 TL’lik yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-Davalı ………… İnş. Hafriyat. Nak. San. Tic. Ltd.şti tarafından yapılan 50 TL’lik yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı Semercioğlu İnş. Hafriyat. Nak. San. Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
9-Davalılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.