Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/710 E. 2023/596 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/710 Esas
KARAR NO : 2023/596

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16818-18483-…] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – Konak Mah. Yıldırım Cad. Karadut Sk. No:1 D:21 Nilüfer/ BURSA
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:müvekkili şirketin “İzmir Yolu 5.km. Çayırhisar Mevkii Altıeylül/Balıkesir “adresinde bulunan Seat Bayiisi olup, Showroom olarak kullanılan binanın giydirme cephe kaplamasının … Çatı Cephe Yalıtım ve İnş. San. Tic. A.Ş. tarafından inşa edildiğini, 02.08.2016 tarihli Sözleşmenin içeriğinde taşıyıcı sistem ile ilgili olarak ‘”Alüminyum Kompozit Cephe İmalatı”işinin detayının uygun olarak tarif edildiği şekilde derzili sistemde montaj edileceği “Kapaklı Cephe İmalatı” nın düşeyde ve yatayda statik hesaba uygun profiller kullanılarak yapılacağı, oluşturulan cephenin galvaniz kaplamalı çelik ankrajlarla binaya asılacağı, ayrıca dübel, cıvata ve vidaların galvaniz kaplı olacağı , kanat profillerin detayına uygun yatay ve düşey taşıyıcı profillere monte edileceği, düşey ve yatay profil bağlantılarında kauçuk yaka kullanacağının belirtildiğini, yapılacak işlerin K.D.V dahil toplam Bedelinin 365.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, ancak zamanla söz konusu kurulmuş olan alüminyum kapaklı giydirme cephe sisteminde düşey haraket, yatay ileri geri hareket giydirme olması gereken hizadan kaçmalar oluştuğunu, ekte sunulan görüş bildirir nitelikteki … Proje ve Say Yapı Sisitemleri tarafından düzenlenen inceleme raporlarının işbu dosyaya ilave edildiğini, dava konusu imalatlara yönelik ASİL TÜRK Proje Mim. İnş. Tic. Ltd. Şti.’ne yaptırılan gözlemsel İnceleme neticesinde,”Yapı Elemanlarının Boyutlandırılmasında Kullanılacak Yüklerin Hesap Değerler” TS 498 “Çelik Yapıların Hesap ve Yapım Kuralları” TS 648, “Kaynak Şartnamesi” TS 3357 (Bu Standardın İptal Edilmiş olup, yerine TS EN 1993-1-1 “Çelik Yapılann Projelendirilmesi” kullanılmaktadır.), “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” 2007 Yılı Deprem Yönetmeliği dikkate alınarak yapılan statik hesaplamalar ile gözlemsel incelemeler neticesinde kurulmuş olan alümünyum kapaklı giydirme cephe sisteminde x, y ve z düzlemlerinde düşey hareket,yatay ileri geri hareket olması gereken hizadan kaçmaların mevcut olduğu, bunun da, kullanılan Alüminyum Profillerin Statik Hesabı, Cephe Bağlantı Ankraj Hesabı, Cephe Bağlantı Ankraj Çelik Dübel Hesabı, Alüminyum Giydirme Cephe Bitiş Detayları ve Cephe sistemlerini standartlarını etkilediğinin belirtildiği, yapılan statik hesap analiz sonuçlarına göre, 1382 mm lik aks aralarında 100*40*2,5 mm çelik takviye kullanılarak yeterli ve deplasman değerine sahip olacağı, 1300 mm lik aks aralarının üzerindeki açıklıklar ise 100*40*3,00 ram + 40*40*,2,5 mm çelik takviye kullanılarak yeterli ve deplasman değerine sahip olacağı, sonuç olarak kullanılacak tüm düşey alüminyum profillerin içine takviye profillerinin konulması gerektiğinin belirtildiğini, cephe Bağlantı Ankraj Hesabı sonucunda bağlantı ankraj tasarım ve saç kalınlıklarının uygun olmadığının belirtildiğini, cephe bağlantı Ankraj Çelik Dübel Hesabı sonucunda ankraj bağlantı bulonlarının 4/M 12 8.8 kalite 130 mm uzunluğunda epoksi ilşe betonarme döşemeye ankre edilmesi gerektiği, Alüminyum Giydirme Cephe Bitiş Detaylarında ise, Alüminyum Giydirme Cephe sisteminin bir bütün halinde çalışması için ve uygulanan cephe sisteminin ömrünün uzun olabilmesi amacıyla hazırlanan çizimdeki prensip detay doğrultusunda, sistemin tüm kenarlarının yalıtılması gerektiği, ayrıca ankraj üst bağlantı noktasında deformasyon olup olmadığının tespiti için alüminyum kompozit levhanın kaldırılarak tahkik yapılması gerektiği hususlarının belirlendiğini, söz konusu binaya yapılan cephede oluşan kaymalar nedeniyle yapılan inşaatın ayıplı yapılıp yapılmadığını ve oluşan zararın miktarının tespiti için Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/169 D.lş dosyası ile yapılan tespitte; Yaşanan sorunların sistemin çözümünde ve projelendirmedeki hatalardan ve malzeme, işçilik hataları nedeniyle zaman içerisinde yer çekim kuvveti ve malzemelerin kendi ağırlığı ve hava koşullarına göre genleşme ve büzülme durumları ile rüzgar yüklerinin de etkisi nedeniyle giydirme cephe sisteminin çalışması sonucunda meydana geldiğinin değerlendirildiği, dava konusu giydirme cephe sistemindeki sorunların çözümlenmesi amacıyla yapılacak bakım onarım çalışmalarının serbest piyasa koşullarına göre talep tarihi itibariyle ortalama 65.000,00 TL, KDV dahil 76.700,00 TL götürü bedel ile gerçekleştirebileceği görüş ve kanaatine varıldığı, diğer yandan yukarıda bahsi gecen hususlar ve ortaya çıkan sorunlar dikkate alındığında dava konusu sorunların kullanımdan kaynaklı sorunlar olmadığı, yüklenici firma tarafından yapılan projelendirme ve imalatlardaki malzeme seçimi ve işçilik hatalarından kaynaklandığı, bu yönüyle de ayıplı ürün/ ayıplı mal niteliğinde değerlendirilebileceği kanaatine varıldığını, ilgili mevzular gereği işin yapımını üstlenen yüklenici yapının planın ve mevzuatına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, ruhsata ve eki projelerine uygun olarak ve bünyesindeki mimar ve mühendisler ile diğer uzmanların gözetimi altında inşa ederek yapı sahibine teslim etmek zorunda olduğunu, bu itibarla yapının ön cephesinde … Çatı Cephe Yalıtım ve inşaat San. Tic. A.Ş. firması tarafından yapıldığı belirtilen alüminyum kapaklı giydirme cephe kaplaması ile ilgili hazırlanan proje ve hesaplar ile uygunlamada gerçekleştirilen imalatlardan sorumlu olduğu görüş ve kanaatine vanlmıştır.” şeklinde rapor düzenlendiğini belirterek, tüm bu nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, “İzmir Yolu 5.km. Çayırhisar Mevkii Altıeylül/Balıkesir “adresinde bulunan Seat Showroom olarak kullanılan binada yapılan giydirme cephede oluşan kaymalar nedeniyle söz konusu inşaatın ayıplı olarak yapılmasından kaynaklanan 76.700 TL zararının 29.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşeminin “Uyuşmazlıklar” başlıklı 12. Maddesinin ilk bendinde, “İş bu sözleşmeden veya eklerinden kaynaklanan her türlü ihtilafta Bursa Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kabul edilecektir.” hükmüne yer verildiğini, diğer bir anlatımla iş bu sözleşmeden ve eklerinden doğacak her türlü uyuşmazlık durumunda Bursa Mahkemelerinin münhasıran yetkili kılındığını,6100 Sayılı Hukukı Muhakemeler Kanunu’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde , ” Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denmekte olduğunu, bu durumda yukarıdaki esas sayılı dosya üzerinden açılan davanın “Bursa Mahkemelerinde ” açılması gerektiğini belirterek davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/169 D. İş sayılı dosyası, bilirkişi raporları, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan işlerin ayıplı olduğundan bahisle bakım ve onarım çalışmaları bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının Balıkesir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/394 esas, 2019/205 karar ve 23/05/2019 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememiz esasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında Balıkesir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak refakate bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Metalürji Mühendisi … alınarak mahallinde keşif yapılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Metalürji Mühendisi …’ ın 22/10/2021 tarihli raporlarında özetle: Davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin taraflarca imzalanan sözleşmeye uygun olduğu, kullanılan malzemelerinin sözleşmede kararlaştırılan malzemelerle aynı nitelikte olduğu, dava konusu mahalde uygulama yapılan malzemelerin ayıplı veya üretim hatası olmadığı, dış cephe malzemesinin deformasyona uğrama sebebinin imalatın tamamlanmasından sonra sahanın alt temel malzemesi ile 30cm döküldükten sonra vibrasyonlu silindirle sıkıştırıldıktan sonra tekrar aynı işlemler yapılmadan cephe profillerine ve ankrajlara yaslanarak beton atıldığı, her hangi bir önlem alınmadan mevcut taşıyıcı sisteme fazladan yükleme yaptığı, yapısal taşıyıcı elemanların ve bağlantı elemanlarının kapasitelerini aşması nedeniyle mevcut sistemin ( ön cephe) deformasyona uğradığı, keşif sırasında bile saha betonunda oturmaların olduğu ve çatlağın devam ettiği görüldüğü, davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin plana, mevzuata, fen ve sanat kurallarına, ruhsata , ek projelere uygun olarak yapıldığı, sözleşmenin 11. Maddesindeki ödeme şeklinin KDV dahil, 65.000,00.-TL sözleşmede peşin geri kalan miktar ise 30,60,90,120,150,180 gün vadeli 40.000,00.-TL çek ile bakiye 60.000,00.-TL ise işin bitiminde kesin hesap çıkarılarak çıkan rakama göre tahsil edileceği belirtilmesine rağmen dosya içinde kesin hesabın görülmediği, yüklenici firmanın sözleşme dahilinde olmayan dış cephe saha betonunun atılmasının kesin olmasına rağmen beton atılırken yaptıkları imalata zarar verilmemesi için davacıyı uyararak ikaz etmeleri gerektiği, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. Öğr. Ü. … ve Dr. …’ a tevdi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. Öğr. Ü. … ve Dr. …’ un tarihli raporlarında özetle: Sayın Mahkemenin 17.01.2022 tarihli ara kararı ile tarafımızdan cevaplanması istenen hususlar ve cevaplarımız aşağıda verilmiştir. Talimat bilirkişi raporu ve değişik iş delil tespiti dosyasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla, tarafların iddia- savunmaları dikkate alınarak davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin taraflarca imzalanan sözleşmeye uygun olup olmadığı, kullanılan malzemelerinin sözleşmede kararlaştırılan malzemelerle aynı nitelikte olup olmadığı, ayıplı olup olmadığı(üretim hatası olup olmadığı), mevcut durumuna gelmesinde kullanıcı hatası – imalat hatası- montaj hatası olup olmadığı, yüklenici firmanın plana, mevzuata, fen-sanat kurallarına, ruhsata, ek projelere uygun olarak yapılıp yapılmadığı, kullanılan malzemelerin yapılan işte kullanılması gereken niteliklerde-özelliklerde olup olmadığı, işçilik hatası olup olmadığı,Cevap: Her iki bilirkişi kurulu da mahallinde inceleme yapmış, kullanılan malzemeyi yerinde görmüştür. Buna rağmen biri kullanılan malzemenin sözleşmeye uygun olmadığını beyan ederken diğeri sözleşmeye uygun olduğunu beyan etmektedir. Bu durum, kullanılan Malzemenin değiştirilmemesi koşulu ile ancak mahallinde yapılacak inceleme ile tespit edilebilir. Statik hesap yapılması, Cevap: Statik hesap yapılması bir profesyonel mühendislik hizmeti olup bili hizmeti kapsamında yapılamaz. Statik hesap konusu ayrı bir uzmanlık alanı olup oldukça pahalı bir iştir. Pahalı bilgisayar programlarına ihtiyaç vardır. Kurul üyelerimizin böyle bir donanımı bulunmamaktadır. Ücreti taraflarca ayrıca karşılanmak üzere bu işlerde deneyimli bir özel mühendislik bürosundan yardım alınabileceği gibi üniversitelerin döner sermaye işletmeleri kanalı ile bu işlerde uzman öğretim üyelerinden de yardım alınabilir. Mevcut durumun statik hesabının yapılması için; Mahallinde yapılan imalatın rölövesinin çıkartılması, yani taşıyıcı sistemde kullanılan Malzemenin cins ve kesitini, boyunun bi em şemasının çizilmesi, bunun için taşıyıcı sistemde kapalı olan bir kısım yerlerin sökülerek incelemeye hazır hale getirilmesi gereklidir. Elde edilen bu verilere göre mühendislik piyasasında kabul görmüş bilgisayar programlarından birinin kullanılması ile sistemin statik – dinamik analizinin yapılarak kullanılan kesitlerin yeterli olup olmadığı belirlenmelidir. Ayrıca inşaatın ayıplı olarak yapıldığı tespit edildiği takdirde davacı tarafın zararının tespit edilmesi; cevap; iki aşamadaki çalışmalardan sonra bu kısma cevap verilebileceği, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında Balıkesir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak refakate yeni bilirkişi heyeti olan İnşaat Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Metalurji ve Malzeme Mühendisi … alınarak mahallinde keşif yapılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, İnşaat Mühendisi … ve Metalurji ve Malzeme Mühendisi …’ in 10/04/2023 tarihli raporlarında özetle: İzmir Yolu 5. Km. Çayırhisar Mevkii Altıeyül/Balıkesir adresinde bulunan Seat Bayiisi showroom olarak kullanılan yapı çevresindeki saha betonundaki oturmaların özellikle ön cephe ve sağ yan cephene yapılan keşif sırasında da halihazırda devan eder durumda olduğu, saha betonunda derin çatlaklar ve çökmeler olduğu, uygulamanın oturma eğilimli zayıf zemine uygun şekilde zemin malzemesi serilip sıkıştırılmamasından kaynaklı olarak kusurlu şekilde yapılmış olduğu, keşif gününde cephe profilleri ve yeni ankrajlara dayanan bölümdeki (tretuvarların altında kalan bölüme) saha betonu uygulamasının kaldırılmış olmasına rağmen, taraf beyanlarında ve dosya kapsamındaki fotolardan cephe imalatının tamamlanmasının ardından bu bölümlere de ilgili uygulamanın yapılmış olduğu, sözleşme dahilinde olmayıp, davalı tarafından yapılmamış olan bu hatalı uygulamadan kaynaklı çökme ile askıda kalan saha betonu ve tretuvar kaplaması yüklerinin ankrajlara bağlantı elamanlarına getirmiş olduğu ilave yüklerin, dava konusu cephe imalatında meydana gelen kusurların sebebi olduğu, oto showroom amaçlı kullanılacak bir yapıda ve dolayısıyla çevresinde, yüklenici firmanın sözleşme dahinde olmamasına rağmen, dış cephe saha betonunun atılacağını öngörmesi gerektiği, dolayısıyla saha betonu uygulaması sırasında, ankrajların korunması için gerekli önlemleri alması yada gerekli uyarıları yapması gerektiği, mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacının maliki olduğu araç bayisinin showroom olarak kullanılan binasının giydirme cephe kaplamasının taraflarca akdedilen 02.08.2016 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafça yapılması gerektiği ancak davalı tarafça işin eksik/ayıplı yapıldığı iddiasına dayalı olarak ayıpların giderilmesi için gerekli bakım/onarım bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Bu kapsamda, yasal hükümler değerlendirildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatlamak zorundadır.
Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa iş sahibinin sözleşmeden dönebileceği, bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin ayıbı oranında bedelden indirim ve eğer aşırı bir masrafı gerektirmez ise bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarımını isteyebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır.
Davacı tarafından ayıp savunması sebebiyle uyuşmazlığın, davalı yüklenicinin yaptığı işin ayıplı olup olmadığı noktasında toplandığı, ayıbın varlığını 4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190. Maddesine göre “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. “, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/15-1976 Esas ve 2015/1184 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere ispat yükü lehine hak iddia eden davalı iş sahibindedir.
Ayıbın varlığı ve niteliğinin belirlenmesi teknik incelemeyi ve bu nedenle bilirkişi raporu alınması gerektirdiğinden iş sahibi ayıbın varlığını ve niteliğini kanıtlama yükümlülüğü nedeniyle kendisine teslim edilen esere ilişkin bilirkişi inceleme yapılabilmesini mümkün kılacak şekilde davranmalıdır. Aynı zamanda ayıbın varlığı, niteliği konusunda algı kişiden kişiye değişebildiğinden, objektif bir bakış açısının yapılması gerekli olup bu değerlendirmeyi de ancak teknik bilirkişinin incelemesi ile ortaya çıkabileceğinden tanık beyanı ile ispatın güç olup ayıbın varlığı halinde davadan önce delil tespiti yaptırılması ispat kolaylığı sağlamaktadır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/15-1976 Esas 2015/1184 Karar sayılı ilamı) İlk bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 22/10/2021 tarihli raporda özetle;davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin taraflarca imzalanan sözleşmeye uygun olduğu,kullanılan malzemelerinin sözleşmede kararlaştırılan malzemelerle aynı nitelikte olduğu, dava konusu mahalde uygulama yapılan malzemelerin ayıplı veya üretim hatası olmadığı,dış cephe malzemesinin deformasyona uğrama sebebinin imalatın tamamlanmasından sonra sahanın alt temel malzemesi ile 30 cm döküldükten sonra vibrasyonlu silindirle sıkıştırıldıktan sonra tekrar aynı işlemler yapılmadan cephe profillerine,ankrajlara yaslanarak beton atıldığı, herhangi bir önlem alınmadan mevcut taşıyıcı sisteme fazladan yükleme yaptığı, yapısal taşıyıcı elemanların ve bağlantı elemanlarının kapasitelerini aşması nedeniyle mevcut sistemin(ön cephe) deformasyona uğradığı, keşif sırasında bile saha betonunda oturmaların olduğu ve çatlağın devam ettiği görüldüğü, davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin plana, mevzuata, fen ve sanat kurallarına,ruhsata,ek projelere uygun olarak yapıldığı,sözleşmenin 11. Maddesindeki ödeme şeklinin KDV dahil, 65.000,00 TL sözleşmede peşin geri kalan miktar ise 30,60,90,120,150,180 gün vadeli 40.000,00 TL çek ile bakiye 60.000,00 TL ise işin bitiminde kesin hesap çıkarılarak çıkan rakama göre tahsil edileceği belirtilmesine rağmen dosya içinde kesin hesabın görülmediği, yüklenici firmanın sözleşme dahilinde olmayan dış cephe saha betonunun atılmasının kesin olmasına rağmen beton atılırken yaptıkları imalata zarar verilmemesi için davacıyı uyararak ikaz etmeleri gerektiği, ikinci bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda özetle; her iki bilirkişi kurulu da mahallinde inceleme yapmış, kullanılan malzemeyi yerinde gördüğü, buna rağmen biri kullanılan malzemenin sözleşmeye uygun olmadığını beyan ederken diğeri sözleşmeye uygun olduğunu beyan ettiği, kullanılan malzemenin değiştirilmemesi koşulu ile ancak mahallinde yapılacak inceleme ile tespit edilebileceği, cevap,statik hesap yapılması bir profesyonel mühendislik hizmeti olup bilirkişi hizmeti kapsamında yapılamayacağı, statik hesap konusunun ayrı bir uzmanlık alanı olduğu, oldukça pahalı iş olduğu,pahalı bilgisayar programlarına ihtiyaç olduğunu, kurul üyelerinin böyle bir donanımı bulunmadığı, ücreti taraflarca ayrıca karşılanmak üzere bu işlerde deneyimli bir özel mühendislik bürosundan yardım alınabileceği gibi üniversitelerin döner sermaye işletmeleri kanalı ile bu işlerde uzman öğretim üyelerinden de yardım alınabileceği, mevcut durumun statik hesabının yapılması için; mahallinde yapılan imalatın rölövesinin çıkartılması, yani taşıyıcı sistemde kullanılan Malzemenin cins ve kesitini, boyunun şemasının çizilmesi, bunun için taşıyıcı sistemde kapalı olan bir kısım yerlerin sökülerek incelemeye hazır hale getirilmesi gerekli olduğu, elde edilen bu verilere göre mühendislik piyasasında kabul görmüş bilgisayar programlarından birinin kullanılması ile sistemin statik – dinamik analizinin yapılarak kullanılan kesitlerin yeterli olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, ayrıca inşaatın ayıplı olarak yapıldığı tespit edildiği takdirde davacı tarafın zararının tespit edilmesi; cevap; iki aşamadaki çalışmalardan sonra bu kısma cevap verilebileceğinin bildirildiği, son bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda ise showroom olarak kullanılan yapı çevresindeki saha betonundaki oturmaların özellikle ön cephe ve sağ yan cephene yapılan keşif sırasında da halihazırda devan eder durumda olduğu,saha betonunda derin çatlaklar ve çökmeler olduğu, uygulamanın oturma eğilimli zayıf zemine uygun şekilde zemin malzemesi serilip sıkıştırılmamasından kaynaklı olarak kusurlu şekilde yapılmış olduğu, keşif gününde cephe profilleri ve yeni ankrajlara dayanan bölümdeki (tretuvarların altında kalan bölüme) saha betonu uygulamasının kaldırılmış olmasına rağmen, taraf beyanlarında ve dosya kapsamındaki fotolardan cephe imalatının tamamlanmasının ardından bu bölümlere de ilgili uygulamanın yapılmış olduğu, sözleşme dahilinde olmayıp, davalı tarafından yapılmamış olan bu hatalı uygulamadan kaynaklı çökme ile askıda kalan saha betonu ve tretuvar kaplaması yüklerinin ankrajlara bağlantı elamanlarına getirmiş olduğu ilave yüklerin, dava konusu cephe imalatında meydana gelen kusurların sebebi olduğu, oto showroom amaçlı kullanılacak bir yapıda ve dolayısıyla çevresinde, yüklenici firmanın sözleşme dahinde olmamasına rağmen, dış cephe saha betonunun atılacağını öngörmesi gerektiği, dolayısıyla saha betonu uygulaması sırasında, ankrajların korunması için gerekli önlemleri alması ya da gerekli uyarıları yapması gerektiğinin bildirildiği, birinci ve üçüncü bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu hususlar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak;davalı şirket tarafından kaplanılan dış cephenin taraflarca imzalanan sözleşmeye uygun olduğu,kullanılan malzemelerinin sözleşmede kararlaştırılan malzemelerle aynı nitelikte olduğu,malzemelerin ayıplı veya üretim hatası olmadığı hususu gözetilerek ( her ne kadar iki heyet tarafından da davalı yüklenicinin sözleşme dahilinde olmayan dış cephe saha betonunun atılmasının kesin olmasına rağmen beton atılırken yaptıkları imalata zarar verilmemesi için davacıyı uyararak ikaz etmeleri gerektiği hususu yönünde görüş bildirilmiş ise de dava dışı şirket tarafından yapılan işlemlere dayalı meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulamayacağı, davalının taraflarca akdedilen sözleşme kapsamında yaptığı işin ayıplı olmadığı dikkate alınarak raporların bu kısmı hükme esas alınmamıştır) davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.309,85 TL’den mahsubu ile bakiye 1.129,95 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve davacının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 12.272,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/05/2023

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.