Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/676 E. 2021/222 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/676
KARAR NO : 2021/222
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirkete ait 2014 Model Citroen marka 16 … 68 plakalı araç 07/11/2014 tarihinde Bayraktar Otomotiv Servis Hizmetleri A.Ş.’den 70.661,30 TL bedelle satın alındığını, Bayraktar Otomotiv Servis Hizmetler A.Ş.’nin kapanması nedeniyle aracın genel bakımlarının sağlanması için Citroen yetki ve lisansı bulunan İnallar Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş. teknik servisine düzenli zaman aralıkları ile getirilmiş ve bakımı yaptırıldığını, davaya konu olan aracın müvekkil şirket tarafından 29/11/2018 tarihinde aracın klimasından gelen kötü koku ve klimanın çalışma sesinin rahatsız edici seviyede olmasından dolayı yetkili firma İnallar Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş. teknik servisine bakım ve onarımının yapılması amacıyla teslim edildiğini, teslim edilen araçtaki arıza ile ilgili olarak müvekkil şirkete teknik servis çalışanları tarafından söz konusu arızanın aynı marka modeldeki araçlarda kronik olduğu, kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı ve bu arızanın her durumda ortaya çıkabileceği bilgisi verildiğini, dava konusu aracın gizli ayıplı olmasından dolayı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. Maddesi’nin atfıyla Türk Borçlar Kanunu’nun 223. Maddesi uyarınca tarafımızca araçtaki ayıbın öğrenilmesinden sonra derhal Bursa 22. Noterliği 37399 Yevmiye no’lu 17.12.2018 tarihli ihtarname ile davalı yetili firmaya ayıplı aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde araçta ortaya çıkan ayıbın ücretsiz olarak giderilmesi aksi durumda aracın bedel iadesinin talep edileceği bildirildiğini, dava konusu aracın klima sistemindeki arızadan dolayı araçtaki seyahati imkansız kılacak kadar ses çıkarması araçtan beklenen faydayı ve kullanım değerini önemli ölçüde azaltmış, araçtaki arıza aracın kullanım amacına, nitelik ve niceliğine aykırılık etmiş olduğundan davalı firmanın araçtaki gizli ayıptan sorumluluğunun olduğu Yargıtay İçtihatları ile de hüküm altına alındığını, söz konusu arızanın giderilebilmesi için davalı yetkili firma tarafından 28/02/2019 tarihinde düzenlenen e-fatura’ya ilişkin olarak araçta yapılan bakım, onarım ve değişikliklerin Isıtma grubu değiştirme, Klima işçiliği, Evaparatör kutusu, Klima hortum bağlantı adaptörü, Polen filtre, Klima borusu, Oring conta, klima kompresör, Klima radyatör, Klima borusu, Antifirizlerin değiştiğini, işbu bakım ve onarıma istinaden davalı yetkili firma tarafından müvekkil şirketten klima sisteminin komple değiştirildiğinden bahisle 14.143,39 TL bakım, onarım ve değişim bedeli talep edildiğini, davalı yetkili firmaya işbu ayıp bedelinden sorumluluğunun olduğu ve aracın ücretsiz onarımının gerçekleştirilmesi ihtar edildiği halde davalı firma tarafından TBK madde 227’de düzenlenen ayıptan doğan seçimlik haklarımızı kullanacağımız ihtarı ve gizli ayıp bildirimimiz kabul edilmeyerek müvekkil firmaya fatura düzenlendiğini, işbu faturaya istinaden müvekkil firma 27/02/2019 tarihinde toplam 14.143,42 TL ödemeyi davalı firmaya gerçekleştirdiğini, ödemeye dair dekontlar dilekçemiz ekinde sunduklarını, davalı firmaya ayıp bildirimi noter kanalı ile ihtar edildiği halde müvekkil firmanın ayıp bildirimini kabul etmediğini, müvekkil firma tarafından aracın ayıp bedeli ödendiğini, araçta meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, söz konusu aracın marka ve modelinde meydana gelen kronik bir arıza olduğu davalı yetkili servis tarafından beyan edildiği ve onaylandığı halde müvekkil firmadan aracın ayıplı olmasından kaynaklanan onarım bedeli talebinin kabulü tarafımızca mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından davalı yetkili firmaya ödenen aracın ayıp bedelinin tarafımıza iadesi için huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından davalı yetkili firmaya ödenen aracın ayıp bedeli tutarı olan 14.143,39 TL’nin ödeme tarihi olan 27/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil İnallar Otomotiv, sıfır km ve ikinci el araç satışı yapmakta olup Citroen marka araçların bayiliğini yaptığını, bu haliyle müvekkil şirketin üretim sürecine herhangi bir katkısı bulunmadığını, davacının üretimden kaynaklanan ayıp iddiasını müvekkile karşı ileri sürmesi mümkün olmadığından davanın müvekkil şirket yönünden pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkil şirketin dava konusu aracın Bursa İlindeki satış ve servis hizmetlerini yürüten bayisi olduğunu, bu nedenlerle davanın aracın ithalatını yapan distribütör firmaya ihbarını talep ettiklerini, otomobil 07/11/2014 tarihinde davacı tarafça Bayraktar Otomotiv Servis Hizmetleri A.Ş.’den satın alındığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi, davacı ancak malın ayıplı olduğunu müvekkil şirkete süresinde bildirmesi halinde seçimlik haklarını kullanabileceklerini, dava konusu araç 29/11/2018 tarihinde klima arızası nedeni ile müvekkil şirket servisine getirilmiş olmakla, yapılan kontroller sonrasında ”klima sisteminin değiştirilmesi gerektiği” alanında uzman teknik personel tarafından tespit edildiğini, bu tespit işlemi ile birlikte, araçtaki şikayetlerin kullanımdan kaynaklı olduğu ve klima sisteminin değişmesi gerektiği, araç garanti süresi bitmiş olduğundan değişim işleminin garanti kapsamında yapılamayacağı, bu hususta Citroen Genel Merkezi’nin de garanti kapsamında değişime onay vermediği davacı şirkete bildirildiğini, davacı taraf tacir olup, bu doğrultuda basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, davacının klima ile ilgili şikayetlerini ve ücretsiz onarım talebini bildirdiği ihtarname 17.12.2018 tarihinde tarafımıza keşide edildiğini, aradan geçen dört yılı aşkın müddet içerisinde ayıp iddiasını ileri sürmeyen davacı tacir, derhal bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile seçimlik haklarını kullanma imkanını kaybettiğini, dolayısıyla her ne kadar davacı tarafça, tarafımıza karşı böyle bir dava ikame edilmiş ise de, TTK’nın ve TBK’nın genel ilkelerine ve ayıba ilişkin hükümlerine uygun davranmadığı anlaşıldığını, HMK 190. Madde ve TMK 6.madde uyarınca ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, dolayısı ile somut olayda ispat yükü davacı tarafta olduğunu, dava konusu araç 07/11/2014 tarihinde satın alındığını, aracın dört yılı aşkın süre ve 62.000 kilometre boyunca sorunsuz kullanıldığı tartışması olduğunu, davacının iddiasını kabul etmemekle birlikte, bir an için araçta gizli ayıp olduğu düşünülse dahi, bu ayıbın 4 sene ve 62.000 km sonrasında ortaya çıkması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının dört yıl boyunca hiçbir şikayeti olmadan aracı kullanmış olduğu göz önüne alındığında, garanti süresi dolduktan iki yıl sonra araçta ” gizli ayıp” bulunduğundan bahisle, dava ikame etmiş olması TMK madde 2 hükmü gereği hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilin Garanti Sözleşmesi kapsamında ücretsiz onarım yükümlülüğü bulunmadığını, dava konusu araç, garanti sözleşmesinde yazılı şartname kapsamında davalı tarafça satın alınmadığını, alıcı sıfatı ile davacı taraf açısından bağlayıcı olan bu Garanti Sözleşmesi kapsamında, bahsi geçen iddialardan müvekkilin sorumluluğu 2(iki) yıl müddetle sınırlı olduğu görüleceğini, ticari satışlarda ayıp iddiasında zamanaşımı bakımından, yasal süreden daha uzun süreli garanti verilmesi halinde zamanaşımının garanti süresi sonuna kadar uzayacağı kabul edilse dahi, aracın garanti süresi içinde de ayıp iddiası öne sürülmemiş olduğundan, davacı tarafça kullanım nedeni ile meydana gelen zarar yönünden onarım bedeli talep edilmesi haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu araç, 2014 yılında satın alınmış olup garanti sözleşmesi dışında ”Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik” kapsamında da müvekkilimizin herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, davacının tacir sıfatı ile yükümlü olduğu ihbar bildirimini süresinde yapmamış olması ve yine araçtaki ayıbın satış anında var olduğunu ileri sürebilecek hiçbir delil ileri sürememesi ve davacının TKHK’da tanımlanan seçimlik hakların ileri sürülme şartlarının da somut olayda bulunmaması sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle: Davacının, dava dilekçesinde yer verdiği tüm hususlar dayanaksız ve hukuka aykırı olup, hiçbir iddia tarafımızca kabul edilemeyeceğini, davacı yanın hiçbir iddiası gerçekleri yansıtmamakta olup, dürüstlük kuralına ve hakkaniyete aykırı talepleri kabul edilemez nitelikte olduğunu, zira davacı, aracını 07/11/2014 tarihinden onarım tarihine değin, yaklaşık 5 yıldır kullanmakta olup; yıllarca sorunsuz olarak kullanılan ve hangi dış etkenlere maruz kaldığı bilinmeyen bir aracın, ayıplı olduğundan bahisle klima sisteminde sorun yaşadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öte yandan, Kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için aracın ayıplı olduğu düşünülse dahi, ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin zamanaşımı süresinin dolmuş olması ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın ayıp iddiası ile ilgili olarak Müvekkil Şirket sorumlu tutulamaz. Zira Türk Borçlar Kanununun 231. Maddesi: “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı şeklinde olmakla, dava konusu aracın 07/11/2014 yılında trafiğe çıktığı ve 07/11/2016 yılında iki yılın geçtiği dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ihbar dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, arabuluculuk tutanağı, Bursa 22. Noterliği ihtarnameleri, e-fatura, dekont, iş emirleri, keşif, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, aracın ayıplı olması sebebiyle onarım bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu aracın tramer kayıtları ve hasar dosyası celp edilerek araç üzerinde 2 otomotiv, 1 makine mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, taraf tanıkları dinlenerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu aracın klima sistemi elemanlarının arızalanması nedeni ile araç klimasının çalışmadığı ve kötü kokuların klima sistemindeki polen filtresinin nemli olarak kalmasından kaynaklandığı, dava konusu aracın klima sistemindeki arızanın yetkili servisin vermiş olduğu hizmetten kaynaklanmadığı, yetkili servisin arızanın oluşumundan sorumlu olmadığı, dava konusu aracın klima sisteminin imalat kaynaklı olduğu, dava konusu araçtaki arızanın kullanıldıktan sonra ortaya çıkan bir arıza olması nedeniyle arızanın gizli bir ayıp niteliğinde olduğu, dava konusu araçta oluşan klima arızasının kullanıcı kaynaklı olmadığı, dava konusu arızanın yetkili serviste orjinal parça değişimi ile giderildiği ve tekrar etmediği, bu tür parça değişiminin araçta değer kaybı meydana getirmeyeceği, dava konusu araçtaki klima arızasının giderilmesinde davacının ödediği 14.143,26 TL bedel sebebiyle alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı taraf otomobilin klima sisteminin üretim hatasından kaynaklanan gizli ayıplı bulunduğunu ve bunun 29/11/2018 tarihinde ortaya çıktığını iddia etmektedir. Davacı şirket, dava konusu otomobili 07/11/2014 tarihinde Bayraktar Otomotiv Servis Hizmetleri A.Ş den satın aldığını, satıcı firmanın kapandığı, davalının üretici firmanın yetkili ve lisansı olup aracın servis hizmeti ve genel bakımlarını yapmıştır.
Davalı tarafından zamanaşımı def-inde bulunulmuştur.
Taraflar arasındaki ilişki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Ticari satım sözleşmesinin düzenlendiği 07/11/2014 tarih itibariyle yürürlükte bulunan hükümler değerlendirildiğinde,
6098 Sayılı TBK’nun 219/1 maddesinde “satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerinin ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında “satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” düzenlemesi yer almaktadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223.maddesinde “alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.
6098 Sayılı TBK’nun 231.maddesinde “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.”
Satışa konu malın garanti süresi yasada öngörülen zamanaşımı süresinden daha uzun bir süre ise, o taktirde garanti süresinin sonuna kadar ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak dava açılabilir. Bu arada belirtmek gerekir ki satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette 6098 sayılı TBK 223.maddesinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. TBK.223.maddede belirtilen ihbar süreleri hak düşürücü süre niteliğindedir. İğfal (ağır kusur) halinde ise zamanaşımından söz edilemeyeceği 6098 sayılı TBK.231/son maddesinde hükme bağlanmıştır. TBK 231/son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması nedeniyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
Somut olayda, dava konusu aracın 07/11/2014 tarihinde davacı tarafından satın alındığı ayıbın ortaya çıktığı 29/11/2018 tarihi ve dava tarihi itibariyle 2 yıllık sürenin tamamlandığı, araçtaki arızanın üretimden kaynaklanan gizli ayıplı olup ağır kusurlu olduğunun ileri sürülmediği gibi yapılan bilirkişi incelemesi ve dinlenen tanık beyanları ile ağır kusurun varlığının ispat edilemediğinden zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın zaman aşımı sebebiyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcın peşin alınan 241,54 TL’den mahsubu ile bakiye fazla 182,24 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.