Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/659 E. 2021/115 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/659
KARAR NO : 2021/115

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (TC No:…)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … (TC No: …)- …
2- … (TC No:…)-…
3- … – … …
4- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin tahsili
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar … ve … ile kardeş olup, aynı zamanda davalı … … ve … Tic.Ltd.Şti.’nin ortakları olduğunu, müvekkili ile davalılar … ve …’in %31,6, davalı …’nun %5,2 oranında paylarının bulunduğunu, davalılar … ve …’in, kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak şirket zararına, kendi şahsi yararlarına eylem ve işlemlerde bulunmaları nedeniyle haksız menfaat temin etmeye başlamaları nedeniyle 2008 yılından itibaren davalı şirket çalışmalarında var olan ahenk ve fikir birlikteliğinin bozulduğunu, müvekkili davalılar arasındaki anlaşmazlık ve husumetin uzun sürmesi ve ciddi boyutlara ulaşması nedeniyle, şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilemediğinden şirketin feshinin zorunlu hale geldiğini, şirketin tasfiyesinin mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına izin verilmesini, şimdilik 10.000,00 TL , sonradan arttırılmak kaydıyla ayrılma bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, şirketin yargılama süresince telafisi imkansız zararlara uğramaması , doğru şekilde yönetilmesi ve müvekkilinin haklarının kaybolmaması için şirketin yönetiminin kayyıma devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, şirketin feshi ve tasfiyesi için hiçbir hukuki, mali veya başkaca bir somut yasal gerekçenin söz konusu olmadığını, şirketin aile şirketi olup, tarafların akraba olduklarını, taraflar arasındaki problemin davacının eşi … ‘le olan bazı gayrimenkullerin devri ile ilgili olup, dava konusu işletmeyle doğrudan ilgili bir ihtilafın mevzu bahis olmadığını, son beş bilanço süresince, davalı şirketin ciddi sorunlar yaşadığının tümüyle gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında sürekli sorun yaratan ve uzlaşmaya yanaşmayanın davacı olduğunu, 2013 yılı Aralık ayında tarafların ibralaştığını, müvekkilleri İbrahim ve …’in şirket aleyhine zenginleştiklerinin tümüyle iftira olduğunu belirterek, haksız, hukuksuz, mesnetsiz, soyut , ticaret yaşamının gerçeklerine aykırı talep ve davanın şirketten çıkma konusu dışındaki tüm taleplerinin reddine, şartları oluşmayan ihtiyati tedbirin reddine karar verilmesini savunmuştur.
KANITLAR:
Davalı şirketin ticari sicil dosyası, bilirkişi raporları,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, TTK 531 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin fesih ve tasfiyesi olmadığı takdirde şrket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği veya davacının, davalı şirket ortaklığından ayrılması için haklı sebeplerin olup olmadığı hususundadır.
Yapılan yargılama sonunda, TTK 636/3 maddesi uyarınca mahkememizce uygun çözüm olarak davacının şirket ortaklığından çıkarılmasının uygun olacağı kabul edildiğinden bilirkişi raporunda karar tarihine en yakın pay değeri olarak hesaplanan 474.675,18 TL çıkma payı ödenmek suretiyle davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına ve diğer davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa BAM 5.HD’nin 02/07/2019 tarih ve 2018/1625-2019/435 E/K sayılı ilamı ile “….dava, TTK 531 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi, olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkindir. Dosyada kamu düzenine aykırı bir husus tespit edilmemiş olup istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Taraflar arasındaki ihtilaf davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği veya davacının şirket ortaklığından ayrılması için haklı sebeplerin olup olmadığı hususundadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına izin verilmesine karar verilmiş olup bu husus iki tarafında kabulündedir. Şirket ortaklığından çıkan ortağın ayrılma payının hesaplanmasında şirket malvarlığının rayiç değerlere göre hesaplanması gerekir. Tarafların geçmişte yapmış olduğu anlaşma ve satışlar değer tespitinde esas alınamaz. Taşınmazların rayiç değerleri belirlenirken özellikle emsal taşınmazların serbest piyasadaki fiyatları belirlenerek dava konusu gayrimenkul ile kıyaslama yapılmak suretiyle şirket gayrimenkullerin serbest piyasadaki rayiç bedeli belirlenmelidir. Yine davalı şirketin ticaret sicil dosyasının tetkikinden davacının hisse oranında değişiklik olduğu görülmüştür. Bu değişiklik göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirme yapılması gerekir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere şirket ortaklığından ayrılma davalarında ayrılma akçesi ile ilgili karar karar tarihine yakın tarihteki değerlere göre yapılmalıdır. ..” gerekçesiyle mahkememiz hükmünün kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.

Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, davalı şirketin ticari sicil dosyası getirtilmiş, taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiştir.
Dinlenen davacı tanıkları beyanlarında; davacı ile davalı ortaklar ile arasında anlaşmazlığın olduğunu, davacının , davalı şirkete para verdiği halde alamadığını, şirket karından kendisine ödeme yapılmadığını, 3 kardeş olan ortaklar arasındaki ihtilaflar nedeniyle kardeşleri barıştırmaya çalıştıklarını ancak başarılı olunamadığını, davacıya, şirketin yönetiminde söz hakkı verilmediğini, maddi konularda kendisine bir hak tanınmadığını , şirket hakkında bilgi verilmediğini bildirmişlerdir.
Alınan 09/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, hem davacının hemde davacıların , davalı şirketin hiçbir kanuni sınırlamalara tabi olmadan borç altına sokacak taahhütlerde ve isteklerde bulundukları, tarafların aralarında elle yazıp imzaladıkları anlaşma ile …’e 2.500,00 TL, … ‘e 1.500,00 TL maaş verileceği yazıldığı, kağıda yazılı anlaşma ile ortaklara Limited Şirketlerde maaş bağlanamayacağı, bu kararın genel kurulda alınması, yada ana sözleşmede yer alması gerektiği, ortakların prim borçlarının şirket tarafından ödenemeyeceğine karşılık, ortakların prim borçlarının şirket tarafından ödendiğini, … adına Ziraat Bankasından alınan ve baştan beri şirket tarafından ödenen kredi taksitlerinin söz konusu kredi borcu bitinceye kadar devam edeceği, bütün masrafların davalı şirket tarafından ödenmesi ibaresi bulunduğu, böyle bir keyfi uygulamanın şirketlerde uygulanmasının mümkün olmadığı, son sermaye arttırımı ile ortakların paylarının arttırılmasına karar verildiği, İbrahim ve …’in tüm sermaye borçlarını ödediği, davacının bakiye kalan 3/4 yani 52.500-TL sermaye borcunu ödemediği, şirkete ödenmemiş sermaye borcu bulunduğu, şirketteki tüm olumsuz olayların şirket ortaklarından kaynaklandığı, şirket feshinin söz konusu olmayacağı, davacının şirket ortaklığından ayrılması söz konusu olduğunda, ayrılma akçesinin hesaplanabilmesi için İnşaat Mühendisi bir bilirkişi ile turizm sektöründe satılan her türlü hediyelik eşyanın değerlendirilmesi konusunda uzman bir bilirkişi ile SMM bilirkişiden oluşan heyet tarafından belirlenebileceği görüşü bildirilmiştir.
Davalı şirketin rapor tarihindeki rayiç değerinin tespiti için daha önce rapor veren SMM bilirkişi ile inşaat mühendisi ve … ve turizm sektöründe uzman bilirkişiden oluşan kuruldan rapor alınmıştır.
08/08/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı şirketin rayiç değerlere göre öz sermayesinin 2.669.948,59 TL olup, sermayesinin 400.000,00 TL , paylara göre dağılımı, … için 136.000,00-TL, … için 136.000,00 TL, … için 136.000,00 TL, … için 22.000,00 TL olduğu, … tarafından ödenmemiş sermayesinin 52.500,00 TL olduğu, öz sermayenin ortaklar arasındaki dağılımının, … için 136.000,00 TL hisse tutarı, 136/430 oran, 2.669.948,59 TL öz sermaye, 844.448,85 TL öz sermaye hissesi, … için,136.000,00 TL hisse tutarı, 136/430 oran, 2.669.948,59 TL öz sermaye, 844.448,85 TL öz sermaye hissesi, … için, 136.000,00 TL hisse tutarı, 136/430 oran, 2.669.948,59 TL öz sermaye, 844.448,85 TL öz sermaye hissesi, … için 22.000,00 TL hisse tutarı, 22/430 oran, 2.669.948,59 TL öz sermaye, 136.602,04 TL olduğu, davacı …’in ödenmemiş sermaye borcu olan 52.500,00 TL ‘nin, hisse değerinden düşülmesi gerektiği, bu durumda davacının hissesine düşen öz sermaye payının, 844.448,5- TL -52.500,00-TL = 791.948,85 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin, davalı şirketin gayrimenkul değerlerine itiraz etmeleri, itirazlarının değerlendirilmesi yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır.
Alınan 17/10/2017 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; yapılan hesaplama sonucunda şirket öz sermayesinin 1.666.803,88 TL olduğu, davacının hisse değerinin 527.175,18 TL olup , ödenmeyen 52.500,00 TL tutarındaki sermaye borcunun düşülmesinden sonra ayrılma akçesinin 474.675,18 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
TTK 636/3 maddesinde “…haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir.Mahkeme istem yerine,davacı tarafa payının gerçek değerinin ödenmesine veya davacı ortağın şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözüme hükmedebilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yine 6102 sayılı TTK’nın 638/2. maddesinin “Her ortak,haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir…” hükmü ile yine aynı yasanın 641/1. Maddesinde ise “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın önceki bilirkişi heyetine tedvi ile BAM 5.HD’nin kararında belirttiği hususlarda rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulundan aldırılan 2. ve 3. Ek bilirkişi kurulu raporunda; yapılan itirazların ve BAM 5.HD’nin kararında belirtildiği hususlar doğrultusunda tekrar yapılan değerlendirme sonucunda şirketin öz sermayesi şirketin ibraz ettiği en son tarihli 31/03/2020 kayıtlarına göre 8.483.578,07 TL olarak hesaplandığı, bu öz sermayeye göre davacı ortağın hisse değerinin 1.647,392,00 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dosyadaki kanıt ve belgelere, alınan bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamına, Bursa BAM 5.HD ‘nin ilamı ile tüm dosyamına göre; davalı şirketin ortaklarından davacı ile davalılar … ve …’in kardeş oldukları, diğer ortak … ile de aralarında akrabalık bağı bulunduğu, davacı ile diğer ortaklar arasında şahsi ve şirket yönetimi ile ilgili olarak ciddi şekilde anlaşmazlıklar olduğu, bu nedenle davacının diğer ortaklarla bir araya gelerek şirket faaliyetlerini aynı çatı altında sürdürmesinin imkansız olduğu, davalıların şirket feshini istememeleri ve şirketin faal bir şirket olduğu gözönüne alınarak TTK 636/3 maddesi uyarınca mahkememizce uygun çözüm olarak davacının şirket ortaklığından çıkarılmasının uygun olacağı kabul edildiğinden bilirkişi raporunda karar tarihine en yakın pay değeri olarak hesaplanan 1.647.392,00 TL çıkma payı ödenmek suretiyle davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmiştir.
Davacı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile , ortaklıktan çıkma ve ayrılma pay akçesinin davalı şirket ile ortakları aleyhine dava açılmış ise de; Yargıtay 11.HD’nin 15.12.2008 tarih 2007/10702 Esas 2008/14009 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere bu nitelikteki davalarda husumetin feshi talep edilen şirkete yöneltilebileceği, ayrıca davalı şirket ortaklıkları … , … ve …’ya karşı husumet yöneltilmesi gerekmediğinden bu davalılara karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davalı ….. TURİSTİK VE … TİC.LTD. ŞTİ.’ortaklığından çıkmasına İZİN VERİLMESİNE,
2- 1.647.392,00- TL ayrılma akçesinin davalı şirketten, kararın kesinleşmesinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar …, …, … aleyhlerine açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
4-Harçlar yasası gereği alınması gereken 112.533,35-TL harçtan peşin alınan 28.304,11-TL harcın (peşin ve tamamlama harcı toplamı) mahsubu ile bakiye 84.229,24-TL harcın davalı şirketten tahsiline (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11/06/2015 tarih ve 2015/2255 esas -2015/81/66 karar sayılı kararı )
5-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 5.707,70-TL ile bozmadan sonra yapılan 750,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.457,20 TL yargılama gideri ile peşin alınan 28.304,11-TL harcın (peşin ve tamamlama harcı) davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yararına ölçümlenen 90.458,72-TL.vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen davalılar yönünden, davalılar … , … …, … vekili yararına ölçümlenen maktu 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/02/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Bozmadan önce davacı gideri, Bozmadan sonra davacı gideri;
77,40 TL ilk gider, 750,00 TL bilirkişi ücreti,
80,00 TL araç ücreti,
206,30 TL keşif gideri,
243,50 TL tebligat ve posta gideri,
5.100,00 TL bilirkişi ücreti,
5.707,70 TL toplam gider