Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/644 E. 2022/463 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/644
KARAR NO : 2022/463
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilim şirketin faturalara dayalı alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, ödeme emri borçlunun adresine tebligat kanunu 35. Maddesine göre tebligat yapıldığını, borçlu vekili tarafından icra takibinin asıl alacağa, faiz ve fer’ ilerine itiraz etmiş ve 30.04.2019 tarihi itibariyle takip durduğunu, müvekkili şirket toptan ve perakende seramik , yapıştırıcı ve dolgu malzemeleri ile parke, süpürgelik ve muhtelif yapı malzemeleri satışı yapmakta olup, borçlu müvekkilim şirketten, ürünler satın almış olduğunu, satın alınan malzemeler davalıya teslim edildiğini, davalı satın aldığı malzeme bedelinin bir kısmına karşılık, … Finansbank A.Ş. Ertuğrulgazi Şubesi’ nin 31.01.2019 keşide tarihli, 10.000.-TL ve 28.02.2019 keşide tarihli, 12.520 TL bedelli çekleri keşide ederek vermiş ve bu çekler de ödenmediğinden , Bursa 19. İcra Müdürlüğü 2019/ 3590 E. Sayılı dosyasından takibe konu edilmiş ve davalı borçlu şirket Örnek 10 ödeme emrine karşı bir şikayet veya itirazda bulunmadığından takip kesinleşmiş ve şirket adına kayıtlı taşınmazlara haciz konulmuş olduğunu, davalı şirketin müvekkilim şirket nezdindeki cari hesap bakiyesi toplam 49.691,22 TL olduğunu, bu tutarın 31.231,22 TL’ lik kısmı ilamsız icra yolu ile takibe konulduğunu, müvekkilim şirketin ve davalı şirketin defter ve kayıtları incelendiği takdirde alacağımızın varlığı ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulune uygun davetiyenen tebliğine rağmen süresi içinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Davalı vekilinin 21/01/2020 tarihli dilekçesinde özetle: Davacının icra takibine konu faturalara yönelik taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, malların teslim edilmediğini borçlu olmadığını savunmuştur.

DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3591 ve 2019/3590 esas sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 20/03/2019 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 18/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 19/04/2019 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılabilmesi ve rapor düzenlenebilmesi için defter inceleme günü verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 14/07/2020 tarihli raporunda özetle: Davacı tarafın 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defter ve belgelerini sunması üzerine, yapılan inceleme ve tespitlere göre; davacı tarafın Ticari Defterlerindeki kayıtlara göre taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında kurulmuş yazılı bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı, faiz talebi ve İcra inkar Tazminatı hususunda Takdirin Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, davacının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılında davaya konu alacağı oluşturan fatura kayıtlarının 81(seksenbiradet ve toplamda 242.902,63 – TL olduğu, bu rakama karşılık davalı tarafından davacıya 12(oniki) adet ve 212.520,00 TL bedelli çeklerin verildiği, bu çeklerden 2(iki) adet ve 22.520,00 TL bedelli çeklerin ödenmeyip davalıya iade edildiği, davalı tarafından davacıya 2(iki) adet ve toplamda 4.060,00 TL nakit ödemenin yapıldığı, davalı tarafından da davacıya kesilen faturaların 4(dört) adet ve toplamda 1.181,41 TL olduğu, TTK”’ nın 21.maddesi hükümlerine göre davaya konu faturalar ile ilgili herhangi bir iade-iptal ve kabul edilmediğine dair kayıtlara rastlanmadığı, davacı tarafın davalı taraf adına düzenlediği faturalara ilişkin bildirimlerin 2016-2017-2018 yıllarında yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına BS Formu ile bildirildiği, takip konusu faturalar ile ilgili BS bildirimlerinin davacı tarafından yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına BS Formu ile bildirildiği (Ağustos-Ekim-Kasım/2018), davalı tarafın BA bildirimleri de Gelir İdaresi Başkanlığına yasal süresi içerisinde bildirilmiş olduğu, ancak takip konusu faturalar ile ilgili davalı tarafın BA bildirimlerinde Ağustos 2018 döneminde davacı taraftan alım yapıldığına dair bildiriminin bulunmadığı, Ekim ve Kasım 2018 dönemindeki BA Bildirimlerinin ise davacının BS bildirimleriyle uyumlu olduğu, davacının icra takip tarihi olan 20.03.2019 tarihi itibariyle davalıdan 47.661.22 TL Cari hesap karşılığı alacaklı olduğu, tüm bu kayıtların davacının Ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, icra takibinin 31.231,22 TL’lik kısmı üzerinden başlatıldığı, 31.231.22 TL üzerinden işlemiş faiz tutarı 2.472,16 TL olduğu, işlemiş faizi ile birlikte toplam alacak tutarı 33.703,38 TL olduğu, davacı şirketin 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin “e-defter” kapsamında olduğu, TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde onay beratlarının alındığı, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, Kanunlara uygun olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil olabileceği, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın önceki mali müşavir bilirkişine tevdi edilerek davalı tarafın ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ve rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 30/11/2020 tarihli raporunda özetle: Davalı Şirketin 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerini sunması üzerine, yapılan inceleme ve tespitlere göre; takibe konu faturalardan 25.10.2018 tarihli 12.639,10 TL bedelli, 261328 nolu, 06.11.2018 tarihli 8.900,42 TL bedelli, 261446 nolu, 10.11.2018 tarihli 6095,79 TL bedelli 261505 nolu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının bu aylara ait (10-11/2018) Ba Bildirim Formunda bu alımlara ait bildirimlerin yapıldığı, takibe konu 28.08.2018 tarihli 5.855,95 TL bedelli, 461456 nolu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının 08/2018 dönemi Ba Bildirim Formunda da alım yaptığına dair bildirim bulunmadığı, davalının Ticari Defterlerindeki kayıtlara göre takip tarihi itibariyle 320 Satıcılar hesabında Cari hesap karşılığı borç ya da alacak bakiyesi bulunmadığı, alım faturalarına ait tutarların ve verilen çeklerin “Hesaplar Arası Virman” açıklaması ile 159.10.T04 Nolu “Verilen Sipariş Avansları” hesabına aktarıldığı, 31.12.2019 tarihi itibariyle 159.10.T04 Nolu “Verilen Sipariş Avansları” hesabına yapılan kayıtlar ile 81.487,17 TL davalı şirketin alacaklı olduğunun görüldüğü, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 2017 yılı 159.10.T04 nolu Verilen Sipariş Avansları hesabında; 02/01/2017 fiş tarihi, 02/01/2017 evrak tarihi, 00015332 evrak nolu, çek çıkışı çek senet çıkışı (cari) (2 adet) 40.000,00TL borç tutarı olan, 02/01/2017 fiş tarihi, 02/01/2017 evrak tarihi, 00015333 evrak nolu, çek çıkışı çek senet çıkışı (cari) (2 adet) 45.000,00TL borç tutarı, davacı şirkete yapılan aşağıda belirtilen çek çıkışlarının, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve 02.01.2017 tarihli, 00015332 nolu ve 40.000,00 TL bedelli çek çıkışının 13.06.2017 tarihinde yeniden çek çıkışı olarak kaydedildiği, davalının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin TTK’nın 64.cü Maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onaylarının ve yine yasal süresi içinde Yevmiye Defterlerinin noter kapanış onayının yapıldığı, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın önceki mali müşavir bilirkişine tevdi edilerek taraf vekillerinin itiraz ve beyanlarını değerlendirir rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 07/02/2022 tarihli ek raporunda özetle: Davacının ticari defterlerine göre; 2018 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 29.201.22 TL alacaklı olduğu, 2019 yılında karşılıksız çıkan çeklerin iade kaydı ve bu çeklere karşılık bankadan tahsil edilen 4.060 TL bedelin mahsubundan sonra icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 47.661,22 TL alacaklı olduğu, icra takibinin 31.231,22 TL’lik kısmı üzerinden başlatıldığı ve işlemiş faiz tutarı olan 2.472,16 TL ile birlikte toplam alacak tutarı 33.703,38 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise; davalının 2017 yılındaki mükerrer kayıtları, karşılıksız çeklerin ve bu çeklere karşılık bankadan tahsil edilen 4.060 TL bedelin düşülmesinden sonra icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 41.806,00 TL borcunun olacağı, 28.08.2018 tarih 5.855,95 TL bedelli, 461456 nolu Batuhan Kara imzalı faturadaki malların davalı tarafa tesliminin yapıldığı kanaatine varıldığı takdirde ise icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa olan borcunun 47.661,95 TL olacağı sonucuna varıldığı, davacının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin “e-defter” kapsamında olduğu, TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde onay beratlarının alındığı, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, Kanunlara uygun olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil olabileceği görüş ve kanaatine varılmış olup, takdir sayın mahkemenin olduğu, davalının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin TTK’ nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onaylarının ve yine yasal süresi içinde Yevmiye Defterlerinin noter kapanış onayının yapıldığı ancak davalı şirketin ticari defterlerinde mükerrer kayıtların bulunduğu, bu hususta hukuki değerlendirme ve nihai karar sayın mahkemeye ait olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete mal sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu ancak davacı tarafın alacağına itirazın iptali davası yoluyla kavuşmasını istediği ve icra takibinde ise 10/11/2018 tarihli 6095,79 TL bedelli fatura, 06/11/2018 tarihli 8900,42 TL bedelli fatura, 25/10/2018 tarihli 12.639,09 TL bedelli fatura, 28/08/2018 tarihli 5855,95 TL faturalara tutunduğu anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davalarında bilindiği üzere takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi gereği takibe dayanak fatura konusu mallara dair akti ilişkinin kurulup kurulmadığı, malların teslim edilip edilmediği ve bedellerinin ödenip ödenmediğinin incelenmesi gerekir.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda mali müşavir bilirkişinin raporu ile icra takibine konu faturalardan 10/11/2018 tarihli 6095,79 TL bedelli fatura, 06/11/2018 tarihli 8900,42 TL bedelli fatura, 25/10/2018 tarihli 12.639,09 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 28/08/2018 tarihli 5855,95 TL faturanın defterlerde kayıtlı olmadığı sabit olup deftere kaydedilen ve itiraz edilmeyen faturalar yönünden malların davalıya teslim edildiğinin sabit olduğu açıktır.
Davacı tarafından düzenlenen davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmayan 28/08/2018 tarihli 5855,95 TL fatura yönünden ise teslim alan Batuhan Kara’ nın davalı çalışanı ve yetkili temsilcisi olmadığından bu fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Bu durumda malların teslim edildiği 10/11/2018 tarihli 6095,79 TL bedelli fatura, 06/11/2018 tarihli 8900,42 TL bedelli fatura, 25/10/2018 tarihli 12.639,09 TL bedelli fatura toplamı olan 27.635,3 TL bedelden davalı tarafından verilen çeklerden bankanın ödediği 4060 TL’ nin mahsubu ile davacının 23.575,30 TL alacağının ispat edildiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3590 esas sayılı icra takip dosyasına konu … Finansbank A.Ş ye ait 31/01/2019 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çek ve 28/02/2019 keşide tarihli 12.520 TLbedelli çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle davacı tarafından takip başlattığı, davalı tarafından verilen çeklerin mevcut borca karşı verildiğinin ileri sürülmekle aksinin davacı tarafından ispat edilmediğinden bu çekler yönünden yapılan icra dosyasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafından defterlerinde kayıtlı diğer çeklerin keşide tarihlerinin 2016 ve 2017 yılı olup fatura tarihlerinden önce olduğu avans olarak düzenlendiğinin davalı tarafından ispat edilmediğinden 2016 ve 2017 yılı çeklerin mevcut borca yönelik verildiğinden, icra takibine konu faturalara karşı ödeme yapıldığının ispat edilmediğinden davalının ödeme savunmasına itibar edilmemiştir. Dolayısıyla davacının icra takibine konu faturalar sebebiyle ispat edilen 23.575,30 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile davanın kısmen kabulüne, davacının işlemiş faiz alacağı yönünden, 6098 sayılı TBK’ nın 117. Maddesi hükmü uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur davacının takipten önce usulune uygun davalı tarafın ihtar edilmediği, alacağın muaccel olmadığından işlemiş faiz alacağı yönünden talebin reddine, alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddine davalının Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3591 esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 23.575,30 TL asıl alacak üzerine ve bu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte ve Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3590 esas sayılı icra takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,
2-İİK 67. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğundan alacağın %20 si olan 4.715,06 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.610,43 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 401,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.208,62 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’den davanın kabul ve ret oranlarına göre hesaplanan 923,63 TL’nin davalıdan, bakiye 396,37 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 700,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 164,70 TL olmak üzere toplam 864,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 605,04 TL yargılama gideri ve 401,81 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.006,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.