Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/587 E. 2021/731 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/587
KARAR NO : 2021/731

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
YAZIM TARİHİ : 04/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan yargılaması sonucunda;
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tescil işlemlerini 06.05.2016 tarihinde tamamlayarak davalıya üyelik için başvuru yaptığını, davalının ise 11.05.2016 tarihli 2016-5 sayılı yönetim kurulu toplantısının 3 nolu ara kararı ile müvekkilinin üyelik başvurusunun kabul edildiğini, davalı birliğin üyelik başvurusunu kabul etmesine rağmen üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, 15 gün içerisinde müvekkiline üyelik başvurusu ile ilgili bildirimde bulunmadığını, bir çok üye kooperatife arsa tahsisi yapmasına rağmen davacıya yapmadığını, bunun üzerine yeniden 13.07.2018 tarihinde üyelik başvurusu yapıldığını bu kez davalının 25.07.2018 tarihli cevabı ile Birlik Ana Sözleşmesinin 15.maddesinde yedek üye veya benzeri üye alınmaz maddesinin bulunduğuna ilişkin yanıt verilerek, üyelik sürecinin askıda bırakıldığını, bunun üzerine davacı tarafından davalıya karşı Bursa 23.Noterliği’nin 19.09.2018 tarih ve 35446 sayjlı ihtarnamesinin keşide edildiğini,davalının 25.09.2018 tarihli cevap ihtarnamesi ile üyelik talebinin olağan genel kurulda değerlendirileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin, davalı birliğe üye olmak için ana sözleşmenin 14.maddesinde yazılı olan tüm şartlara sahip olduğunu, ancak davalının tüm üyelik şartlarına haiz davacıyı üye olarak kabul etmediğini, T.C. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 20.04.2006 tarih ve 2005/ 4763 E. 2006J 4366 K. sayılı ilamı gereğince yönetim kurulu kararına karşı genel kurulda itiraz eden ve genel kurulda da bu talebi reddedilen kişinin iptal davası açma hakkı olduğunu belirterek, müvekkili kooperatifin davalı kooperatifler birliğine üye olmak için gerekli tüm şartları sağladığı halde birliğe üye olarak kabul edilmediğine dair yönetim kurulu kararının iptaline ve 11/5/2016 tarihinden itibaren üye olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 31/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 11.05.2016 tarihinden itibaren davalı birliğe üyelik başvurusunun kabulüne şeklinde talepte bulunulduğunu yargılama esnasında alınan bilirkişi raporları ve diğer deliller müvekkil kooperatifin zaten davalı birlik üyesi olduğunu gösterdiğini buna rağmen birlik yönetim kurulunca usulsüz bir yönetim kurulu kararı ile müvekkil kooperatifin üye olmasının gerekleri yerine getirilmediği, arsa tahsisi gerçekleştirilirken, genel kurul yapılırken müvekkilin hakları ve temsil yetkisi hiçe sayıldığı belirtilerek, davalı birliğin müvekkilin üyeliğini reddeden yönetim kurulu kararlarının iptaline, müvekkil kooperatifin 11.05.2016 tarihinden itibaren davalı birliğe üye olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde 19.09.2018 tarihli üyelik başvurularının kabulüne karar verilmesine dair davasını ıslah ettiğini bildirmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 11.05.2016 tarihinde davalıya üyelik için müracaat eden davacının üyelik talebinin üyelik evraklarının tamam olduğu gün içerisinde eksik evrakların tamamlanacağının söylenmesi üzerine yönetim kurulu tarafından kabul edildiğini, toplantı sonrasında davalının Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne müracaat ederek davacı hakkında bilgi talep ettiğini, davacının henüz kuruluş aşamasında bir kooperatif olduğu, genel kurul yapmadığı,Genel Kurulda Emir Koop’a katılım talebi kararı almayan kooperatiflerin Emir Koop’a üyelik kaydının yapılmasının mümkün olmadığından 12.05.2016 tarihli 2016-6 sayılı yönetim kurulu kararı ile davacının üye yapılmasına yönelik kararın yok hükmünde sayıldığını, ayrıca eski başkan ile davacı kooperatif sahiplerinden birisin arasında akrabalık – çıkar ilişkisi olduğunu,16.05.2016 tarihinde davacının tekrar müracaat ettiğini ancak çift imza bulunması gerekirken tek imza bulunduğu için başvurusunun işleme alınmadığını, davacı kooperatifin 06.05.2016 tarihinde kurulduğu, ilk genel kurulun 16.05.2016 tarihinde yapıldığı, oysa üyelik talebinin ise 11.05.2016 tarihinde yapıldığı, bu sebeple 12.05.2016 tarihinde alınan yönetim kurulu kararının yok hükümde olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, genel kurul kararı yapılmadan üyelik müraacatında bulunan kötü niyetli davacının, müvekkiline karşı Bursa Asliye 2. Ticaret Mahkemesinin 2016/ 986 – 2017/ 786 E/ K. Sayılı dosyasında dava açtığını ve davasının reddedildiğini, kesin hüküm teşkil eden dava nedeniyle iş bu davanın reddi gerektiğini, davacının 2018 yılında yaptığı yeni üyelik talebinin ise ; birlik uhdesinde tahsis yapılacak arsa bulunmaması sebebiyle reddedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR
Davalı kooperatife ait genel kurul tutanakları, bilirkişi raporu,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME;
Davacının, davalı kooperatif birliğine üyeliğinin iptaline dair davalı kooperatif yönetim kurulunun kararının iptaline yönelik davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, davalı kooperatif sicil dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı ve davalı kayıtları üzerinde kooperatifler hukuku uzmanı bilirkişi ve SMMM marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının müracaat tarihinde davalı kooperetifler birliğine üyelik koşullarını taşıyıp taşımadığı ve davacının üyelik talebinin reddine dair davalı yönetim kurulu kararının yasa ve kooperatif ana sözleşmesine uygun olup olmadığı ve davalı birliğin davacının kooperatife üyeliğine yok hükmünde sayılmasına dair kararın usulüne uygun olup olmadığı hususunda bilirkişi kurulundan rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 28/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; Kooperatıfler Kanunu Mad. 8 gereğince üyelik kabul işlemlerine yönetim kurulu tarafından karar verilmesi gerektiği ve yönetim kurulunun üyelik şartlarına haiz olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğu, davacı kooperatifin müracaatı üzerine davalı kooperatif tarafından alınan 11.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının davalı kooperatife üyeliğinin kabul edildiği, yönetim kurulu kararı ve Kooperatifler Kanunu 8.madde gereğince davacının üyeliğe kabul edildiği, üyelik şartlarına haiz olmamasına rağmen üyeliğe kabul edildiği iddia edilen davacı hakkında davalı tarafından ihraç /çıkarılma prosedürünün işletilmediği, davalı kooperatif hazirun listesinde davacının adının yer almadığı,11.05.2016 tarihi itibariyle üyeliğe kabul edilmiş olan davacının sonraki müracaatının ve bu müracaat üzerine davalı kooperatif tarafından alınan yeni kararın mevcut üyelik durumunu değiştirici bir yönü bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi heyetinden davacının 11/05/2016 tarihinden beri üyeliğinin tespitine ilişkin talebi ile ilgili olarak değerlendirme yapıldığı halde, bu talebin kabul edilmemesi halinde davacının ikinci terditli talebi olan 19/09/2018 tarihli üyelik başvurusunun kabulü ile ilgili görüş belirtilmediğinden davacının bu talebi de değerlendirilerek ve davalı vekilinin itirazı doğrultusunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
Düzenlenen 04/01/2021 tarihli 1.ek bilirkişi kurulu raporunda; Kooperatiflerde Açık Kapı İlkesinin mevcut olduğu, Kooperatifler Kanunu Mad. 8 gereğince üyelik kabul işlemlerine yönetim kurulu tarafından
karar verilmesi gerektiği ve yönetim kurulunun üyelik şartlarına haiz olup olmadığını
incelemekle yükümlü olduğu,
davacı kooperatifin müracaatı üzerine davalı kooperatif tarafından alınan 11.05.2016 tarihli
yönetim kurulu kararı ile davacının davalı kooperatife üyeliğinin kabul edildiği, yönetim kurulu
kararı ve Kooperatifler Kanunu Mad. 8 gereğince davacının üyeliğe kabul edildiği ,üyelik şartlarına haiz olmamasına rağmen üyeliğe kabul edildiği iddia edilen davacı
hakkında davalı tarafından İhraç /Çıkarılma prosedürünün işletilmediği,
davalı kooperatif hazirun listesinde davacının adının yer almadığı,
11.05.2016 tarihi itibariyle üyeliğe kabul edilmiş olan davacının sonraki müracaatının ve bu
müracaat üzerine davalı kooperatif tarafından alınan yeni kararın mevcut üyelik durumunu
değiştirici bir yönü bulunmadığı,
davacının 19.09.2018 tarihli üyelik başvurusunun davalı tarafından red edilmesinin açık kapı ilkesine uygun olmadığı, zira davalı kooperatifin üye sayısı yönünden bir üst sınırının mevcut olmadığı, üst sayı sınırı olmayan davalı kooperatifin Kooperatif Ana
Sözleşmesinin 14.maddesi gereğince ;
birliğin çalışma bölgesi içinde bulunmak,
başka bir konut kooperatifleri birliğine ortak olmamış olmak,
ana sözleşmesinde ortak olma konusunda hüküm bulunmak ve genel kurullarında
birliğine katılma kararı almak, birlik yaptırımlarına katılmayı kabul etmek ve ana sözleşme hükümlerini, bütün hak ve
ödevleriyle kabul ettiğini birlik yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmek, birlik genel kurulunca belirlenecek miktarda aylık ödentiyi kabul etme şartlarına haiz olması halinde davacıyı üyeliğe kabul zorunluluğunun bulunduğu, davalının red
kararında üyelik şartlarına haiz olunmadığına dair bir savunma bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü 2017 yılında yapılan olağan genel kurul toplantısında son arsa tahsisi yapılan kooperatiflerin üyeliklerinin kabul edildiği bu tarihten sonra arsa tahsisi yapılmadığı ve üye kaydedilmediği savunması karşısında, davacının müracaat tarihi olan 13/07/2018 tarihinden sonra kooperatife yeni bir üye kaydı yapılıp yapılmadığı, bu tarihten sonra eski veya yeni üyelere arsa tahsisi yapılıp yapılmadığı ve bu tarih itibari ile davalı kooperatifin tasfiye aşamasında olup olmadığı hususlarında bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 07/06/2021 tarihli 2. Ek bilirkişi kurulu raporunda ise; 2017 yılında yapılan olağan genel kurul toplantısında son arsa tahsisi yapılan kooperatifin
üyeliklerinin kabul edildiği bu tarihten sonra arsa tahsisi yapılmadığı ve üye kaydı yapılmadığı, son
kaydedilen üyeliklerin …, …, …, … ve … olduğu ve son kayıt işleminin, Ortalar Pay defterinin incelenmesi sonucunda 25.09.2017 tarihli S.S. … Konut
Yapı Kooperatifinin üyelik kaydı olduğu,
13.07.2018 tarihinden sonra kooperatife yeni üye kaydı yapılmadığı,
13.07.2018 tarihinden sonra eski veya yeni üyelere arsa tahsisi yapılmadığı,
davalı kooperatifinin 13.07.2018 tarihi itibariyle tasfiye aşamasında olmadığı tespit ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı,davalı kooperatife ilk olarak 11/05/2016 tarihinde başvurmuş olup,aynı gün yönetim kurulu kararıyla üyeliğe kabul kararı verilmiş,ancak ertesi gün yapılan araştırmada davacı kooperatifin üyelik için aranan ilk genel kurul toplantısını yapmış olma şartını yerine getirmediği anlaşılınca 12/05/2016 tarihinde davacının üyeliğe kabulune ilişkin kararın sehven alındığı belirtilerek bu karar yok hükmünde sayılmıştır.
Davacı bu karara karşı mahkememizin 2016/986 esas-2017/786 karar sayılı kararıyla iptal ve üyeliğe kabul için dava açmış ancak bu davayı müracaata bıraktığından 14/06/2017 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı daha sonra 13/07/2018 tarihinde üyelik için başvurmuş ancak bu talebi hakkında da kesin bir karar verilmeyip 25/09/2019 tarihli genel kurulda görüşüleceği kararlaştırılmış ve bu genel kurulda da kabulune veya reddine ilişkin bir karar alınmamıştır.
Hernekadar davacının üyelik talebi 11/05/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edilmiş ise de,bu ancak üyelik koşullarını taşıyan kooperatifler için kazanılmış hak oluşturur.Bu tarihte davacı kooperatif üyelik için şart olan ilk genel kurul toplantısını yapmadığından ve genel kurulda bu yönde bir karar almadığından üyelik için aranan şartları taşımadığından ve sehven yapılan üyeliğe kabulün hemen ertesi gün 12/05/2016 tarihinde yapılan üyeliğe kabul işleminin sehven yapıldığı belirtilerek geri alındığından davacı lehine bu yanlışlıktan hak çıkarmak mümkün olmayacaktır.Kaldı ki davacı da üyeliğe kabul edilmediğini bildiği için mahkememize dava açmış ve sonrasında müracaata bırakmıştır.
Davacı 13/07/2018 tarihinde üyelik için yeniden davalı kooperatife başvurmuştur.Bu başvuru da davacının bu tarihe kadar üye olmadığını bildiği ve kabul ettiği anlamına gelmektedir.Bu nedenle davacı 12/05/2016 tarihli üyeliğe kabul işleminin iptaline ilişkin kararın iptalini süresinde talep etmediğinden bu tarihten itibaren kooperatif üyesi olduğuna dair tesbit kararı verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Hernekadar kooperatiflerle ilgili olarak açık kapı ilkesi benimsenmiş ise de bu üyelik koşullarını taşıyan her isteyenin kooperatife üye kabul edilmesi anlamına gelmez.Özellikle davanı taraflarının yapı kooperatifi olduğu gözönüne alındığında,kooperatifin amacı olan üyelerine arsa tahsisi sınırsız olamayacağından alacağı üyeleri de belirli bir sayıda tutmak zorundadır.Burada bakılacak olan davalının,davacıyı üyeliğe kabul etmemesi kararının keyfi olup olmadığıdır.Aldırılan bilirkişi ek raporunda da belirtildiği gibi davacının ikinci müracaat tarihi olan 13/07/2018 tarihinden sonra davalı kooperatifin yeni bir üye kabul etmediği ve bu tarihten sonra eski veya yeni üyelere arsa tahsis etmediği anlaşıldığından davalının üyeliğe kabul konusunda keyfi davrandığından bahsedilemez.Bu nedenle davacının üyelik için ikinci müracatının kabul edilmemesi yasaya uygun olduğundan davacının bu yöndeki davasının da reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan nedenlere, kararın dayandığı hukuksal gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yararına ölçümlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflar tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından kalan tutarın hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bam’da İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/06/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.