Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/54 E. 2020/133 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/54
KARAR NO : 2020/133

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …(VKN:…)
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/03/2020

Mahkememize tevzi edilen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili Bursa 6.Asliye Hukuk Mah’ne vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle:Müvekili şirketin gümrük müşavirliği alanında hizmet vermekte olup Gebze’de faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında tüm Türkiye illerindeki gümrük işlemlerinin takip edilmesi, sonuçlandırılması ve dış ticaret mevzuatı ile ilgili işlemler hakkında danışmanlık hizmetlerinin verilmesi amacıyla 06/01/2016 tarihinde 1 yıllık gümrük müşavirliği imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin, davalıların gümrük işlemlerinin yerine getirilmesini üstlenmiş olup davalılar tarafından müvekkiline Kestel 1.Noterliğinin 30/10/2015 tarihli ve … yevmiyenolu vekaletname verilerek şirket yetkilisi …’un vekil tayin edildiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca gümrük müşaviri sıfatıyla işbu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, davalı şirkete hizmet vermeye başladığını, ancak sözleşmenin süresi dolmadan davalının Kestel 1.Noterliğinden 28/07/2016 tarihli ve 08981 yevmiye nolu azilname ile müvekkilinin sözleşmenin süresi dolmadan azledildiğini, müvekkilinin bu süre zarfında davalı şirkete çeşitli gümrük müdürlüklerinde sözleşmeye istinaden onlarca iş yaptığını, ancak yaptığı işlerin karşılığının kendisine ödenmediğini, müvekkili şirketin yaptığı işler ve karşılığında kesilen faturaların hepsinin müvekkili tarafından ticari defterlerine işlendiğini, müvekkili şirkete azilname gönderildikten sonra müvekkili tarafından davalı şirkete haksız azil sonrası 04/08/2016 tarihli ve 369132 nolu 64.562,52 TL’lık fatura kesilerek gönderildiğini, fatura aslının davalı şirket çalışanı … tarafından tebellüğ edildiğini, ancak buna rağmen karşılığının ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Gebze 3.Noterliğinden 15/12/2016 tarihli … yevmiye nolu ödeme yapılmasına ilişkin ihtarname gönderilmesine rağmen davalı şirket tarafından Bursa 16.Noterliğinden 29/12/2016 tarihnide … yevmiye nolu ihtarnameye cevap erilerek faturanın teslim alınmadığının bildirildiğini, oysaki müvekkilinin gönderdiği faturanın 09/08/2016 tarihinde şirket çalışanı …’e teslim edildiğini, buna ilişkin teslim belgesinin ekte sunulduğunu, davalı tarafça Bursa 16.Noterliğinden gönderilen cevabi ihtarnamede kendilerine faturanın ulaşmadığını belirterek gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, bu beyanın müvekkilinin alacağını ödemeyi geciktirme amaçlı olarak yapıldığının açıkça ortada olduğunu, ortada hiçbir sebep yokken müvekkilinin azleden davalının haksız olduğunun ortada olduğunu, azil ile müvekkilinin mağdur duruma düşmüş olup zarara uğradığını, yapılacak yargılama neticesinde toplanacak delillerle davalının azilde haksız olduğunun müvekkilinin zarara uğradığının ortaya çıkacağını beyanla, davanın kabulü ile 64,56252 TL.alacağın işlemiş ve işleyecek faiziyle hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davaya yetki yönünden itiraz ettiğini ve esas olarak davacı yanın HMK1 19/1-g ile kendisine yüklenmiş olan yükümlülüğü de yerine getirmediğini, dayandığı hukuki belirtmediğini, davacının dava dilekçesi incelendiğinde yalnızca 06/01/2018 tarihli “gümrük müşavirliği sözleşmesi”ne dayandığının görüleceğini, ancak yine söz konusu sözleşmenin hiçbir maddesinde fesih halinde davacının 1 yıllık ücreti talep edebileceğine ilişkin bir düzenlemenin olmadığının da görüleceğini, bu sebeple davacının söz konusu sözleşme dışında dayandığı bir başka hukuki dayanağının mevcut olmalıdır ki; müvekkili aleyhine haksız ve mesnetsiz işbu davayı başlatmış olmasının gerektiğini, davacının bu davaya sebep olan hukuki dayanağının ise bu durumun dava dilekçesinden anlaşılamadığını, işbu hususun da delilleri ile beraber davacı yanca açıklanması gerektiğini, bu nedenle tüm savunma haklarını saklı tuttuklarını, davacı yanın delil olarak nitelendirdiği “evrak çıktısı”nın delil vasfına sahip olmadığını, davacı yanın dilekçesinde 04/08/2016 tarihli 369132 nolu 64.562,52 TL.bedelinde olan faturanın müvekkili şirketçe teslim alındığını iddia ettiğini ve buna ilişkin kargo evrak çıktısını mahkememize delil olarak sunduklarını, ancak davacı yana defalarca telefon, mail yazışmaları ve gönderdikleri Bursa 16.Noterliğinin 29/12/2016 tarih … sayılı cevabi ihtarnamesi ile söz konusu faturaları teslim almadıklarını belirtmiş bulunduklarını, müvekkilinin teslim dahi almadığı faturalara itiraz etmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, davacı yanın faturaların gönderildiğini ve bu faturaların müvekkili şirketçe teslim alındığını iddia ettiğine göre bu iddiaların ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, zira olumsuzun teslim alınmadığının ispatının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öncelikle davacının faturaların müvekkili şirkete teslim edildiğini, kargo evrak çıktısının bu faturaların müvekilince teslim alındığını ispata yeterli olmadığını, zira evrak çıktısında söz konusu faturalara ilişkin hiçbir bilgi yer almadığını, tacirler arasındaki teslim ve tebligat usulleri ile ispat evrakı yasaları ve yargı kararları ile yerleşik olup içeriğinin belirsiz kargo bunlardan biri olmadığını beyanla, HMK ve TTKnun ilgili maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, HMK’nun ilgili maddelerine uygun dava dilekçesi ile işbu davayı ikame etmediğini, davacının davasının reddine veya eksik bırakılan hususların davacı yanca açıklattırılmasına, davacının iddia ettiği alacağı müvekkilinin yedinde mevcut olmadığı için davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçeleri, 06/01/2018 tarihli Gümrük Müşavirliği Slözleşmesi, Kestel 1.Noterliğinin 30/10/2015 tarihli ve … yevmiye nolu vekaletnamesi, Kestel 1.Noterliğinin 28/07/2016 tarihli 08981 yevmiye nolu azilnamesi, Bursa 16.Noterliğinin 29/12/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi, e-mail yazışmaları, banka hesap hareket ve kayıtları, BA ve BS formları, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arası düzenlenen gümrük müşavirliği sözleşmesinin feshi sebebiyle davacının zararından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememizin 30/04/2019 tarihli duruşma ara kararı uyarınca dosya üzerinde bir SMMM ve bir gümrük işlerinde uzman hesap bilirkişisi ya da hukukçu bulunmuyorsa SMMM bilirkişinin seçilmesine karar verilmiş ve dosya SMMM bilirkişileri tarafından 06/08/2019 havale tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiş olup, düzenlenen raporda sonuç olarak:Feshin haksız olduğu, faturanın davalıya ulaştığının ispat yükünün davacıda olduğu, davalı defterlerinde bu faturanın kaydına rastlanılmadığı, davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, sözleşme hükümlerine göre davacının kalan süre için kar kaybını talep edebileceği, sözleşme feshine kadar olan dönem için davacının zaten ücrete hak kazanmış sayılması gerektiği, ancak bu dönemde yapılan hizmet ile ilgili hiçbir belge ve faturanın dosyada mevcut olmadığı, feshin gerçekleştiği tarih ile 31/12/2016 arasındaki kısım için kar kaybı talep edebileceği görüş ve kanaati açıklanmıştır.
Mahkememizin 03/12/2019 tarihli duruşma ara kararı uyarınca taraf vekillerinin itiraz ve beyanlarını değerlendirir taraflar arasında düzenlenen gümrük müşavirliği sözleşmesi hükümleri kapsamında davacının talep ettiği 04/08/2016 tarihli faturaya konu sözleşmenin 8 ve 12.maddelerine istinaden 1 yıllık haksız sözleşme bedeli alacağı konusunda rapor düzenlenmesi amacıyla önceki bilirkişi heyetine ilave olarak 1 hesap konusunda uzman hukukçu bilirkişinin katılımıyla düzenlenen 28/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak:Davacı ve davalı tarafın ticaret defterlerindeki kayıtlara göre tarafların aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, işlemi faiz talebi hususunda takdirin Mahkememize ait olduğu, dava tarihi itibari ile davaya konu faturanın davacının resmi defterlerinde 04/08/2016 tarihli ve 95.268,48 TL.bedelle kayıtlı olduğu, ancak davalının resmi defterlerinde ise ilgili faturaya ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacı tarafın davaya konu olan borcu oluşturan faturaya ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacı tarafın davaya konu olan borcu oluşturan faturaya ilişkin bildirimlerin yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına BS formu ile bildirdiği, davalı tarafın ise davaya konu alacağı oluşturan faturaya ilişkin bildirimleri Gelir İdaresi Başkanlığına formu ile bildirmediğinin taraflarınca tespit edildiği, davacı ile davalı tarafın BA-BS bildirimleri arasında bir uyumsuzluğun mevcut olduğunun görüldüğü, davalı tarafından davacı tarafın davaya konu fatura ile ilgili 29/12/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile dava konusu faturanın davalıya teslim edilmediği, sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde kayıtlı alacağının bulunmadığı ile ilgili ihtarnamenin davacıya gönderildiği, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde fesih halinde taraflar için bir götürü tazminat, cayma tazminatı, ilave ücret yahut cezai şart öngörülmediğinin öngörüldüğü, fesih tarihine kadar davacı tarafından yapılan işlerin bedellerinin ödendiği, bu ödemelerin aylık ödemeye bağlı olmayıp, çek karşılığı ya da banka havalesi ile ara ödemelere yapıldığı, dava konusu olan 04/08/2016 tarihli ve 95.268,48 TL.bedelli fatura ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu faturanın davalı tarafından davacının sözleşmenin süresi dolmadan azledilmesinin akabinde düzenlendiği, bu fatura karşılığı davacı tarafından herhangi bir iş gerçekleşmediği, davacı şirketin 2016 yılına ait tutulmuş oldukları ticari defterlerin TTK’nun 64.maddesine göre yasal süresi içerisinde noter açılış onaylarının ve yine yasal süresi içinde yevmiye defterinin noter kapanış onayının yapıldığı, davalı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin elektronik defter kapsamında olduğu, yasal süresi içerisinde onay beratlarının alındığı, tek düzen hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, kanunlara uygun olarak tutulan ticari defterlerin bu davada delil olabileceği, davacı gümrük müşavirinin sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından sözleşme süresinden önce ve sözleşmede belirtilen fesih prosedürüne uygun olmadan fesih edildiği, bu yönüyle feshin haklı olduğuna dair ispat külfetinin davalı tarafından yerine getirilmediği, davacının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalı ile sözleşme imzalandıktan sonra Bursa’da bir şube açmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle bir işyeri kiralayıp kira kontratı düzenlendiğini, bu işyerinde gerekli tadilat ve düzenlemeleri yaptığını ve kirasını ve aidatını her aya düzenli olarak ödendiğini, kontrat ve ödeme makbuzlarını daha sonra sunacaklarını, yine davalının işlerinin zamanında ve aksamadan yapılabilmesi için 3 kişi ile anlaşma sağlayarak bu kişilerin sgk vergi ve maaşlarının ödendiğini belirterek sözleşmeye istinaden edimini yerine getirmek için bu şekilde ciddi masraf yaptığını ifade ettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin hizmet sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmede bu işin görülmesi için fiyat konusunu içeren 3 nolu maddede fiyatın gümrük müşavirliği asgari ücret tarifesine (2016) göre belirleneceğinin yazılı olduğunu, davacının yapacağı masrafların çalıştıracağı kişiler için uğrayacağı zararın davalı tarafından karşılanacağına sözleşmenin haksız feshedilmesi halinde ödenmesi gereken herhangi bir cezai şart ve tazminata dair davalının verdiği herhangi bir taahhüt olmadığını, bu nedenle de bu masrafların davalıdan talep edebilme hakkının olmadığı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
O halde toplanan delillerden somut olayda, taraflar arasında 06/01/2016 tarihli 1 yıl süreli gümrük müşavirliği sözleşmenin düzenlendiği, 28/07/2016 tarihinde Kestel 1. Noterliğinin 08981 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafından sözleşmenin süresi sona ermeden sözleşmeyi feshettiği, davacının yaptığı hizmet bedellerinin ödendiği sabit olup uyuşmazlık sözleşmenin bir yıllık süre dolmadan davalı tarafından feshi sebebiyle davacının zararın varlığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dosya üzerinden tarafların ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarının gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek, davalı tarafından sözleşmenin feshi sebebiyle sözleşmede davacıya herhangi bir cezai şart öngörülmediği gibi davacı tarafından dava dilekçesinde sözleşmenin süresinden önce feshi sebebiyle uğradığı zararın neler olduğunun somutlaştırılmadığı, davalı tarafından yeniden delil bildirilmesine muvafakatının olmadığından, HMK’nın 194. Maddesi ” Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar.
(2) Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.” ve HMK’ nın 119/1-f maddesi ” İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.” alacağa dayanak fatura konusu zararlara yönelik vakıa ve delillerin dava dilekçesinde belirtilmediği ve ispat edilmediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.102,57 TL’den mahsubu ile bakiye 1.048,17 TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.193,13 TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333.Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341.ve 345.Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/02/2020
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.