Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2021/945 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/529
KARAR NO : 2021/945

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2015
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
İSTEM: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesindeki beyanlarından özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından davalıya elektrik enerjsi satışı yapıldığını, davacı şirket tarafından davalının ödemesi gereken TRT Payının TRT’ye ödendiğini, bu sebeple davalıdan tahsilinin gerektiğini, bunun için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/135 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ve davanın kabulüne karar verilerek Yargıtayca onandığını, Bursa 2. icra müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ve borcun bu dosyaya ödendiğini, asıl alacağa işleyen takip öncesi ve sonrası faiz ve bu kalemlerin KDV’sinden oluşan fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafından iade edilmesi üzerine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını belirterek itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinden özetle; icra takibine ve ödeme emrine borcun dayanağının net bir şekilde şerh edilmediğini, afaki talepten dolayı ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca bu alacağın icra takibi ile talep edilemeyeceğini, dava konusu yapılması gerektiğini, davacı tarafından Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/418 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, verilen kararı temyiz etmelerine rağmen onandığını, bu kararın gerekçesinde KDVler yönünden kabul kararı verilmediğini, bu nedenle evvelce verilmiş mahkeme kararı olduğundan bu kararın kesin hüküm mahiyetinde olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 25/01/2002 tarihli olduğunu, buna göre asıl alacağın ferisi olan KDV yönünden de talebin zaman aşımına uğradığını, ayrıca herhangi bir KDV borçlarının bulunmadığını, sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyasında icra takibi yapılmıştır.Bu icra takibinde 2.435,42 TL asıl alacak, 24,30 Tl işlemiş faiz, 4,37 TL KDV’si olmak üzere toplam 2.464,09 TL’nin tahsili talep edilmiştir.
Davacı tarafından süresinde takibe itiraz edilmesi üzerine takip durmuş, eldeki dava açılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 3. ATM’nin 2011/418 esas sayılı dosyasında tahsil davası açılmıştır. Bu davada dava dışı TRT Genel Müdürlüğüne 2003-2008 Ağustos dönemi için ödenen TRT Payının tahsili için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 Tl’sinin davacıdan tahsili talep edilmiştir. Yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği TRT Katkı Payı miktarının 38.348,52 TL olduğu belirlenmiş ve talep edilen 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı tarafından davalı temerrüde düşürülmediğinden 29/09/2011 dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verlimiştir.Bu davada da; zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; davanın 10 yıllık zaman aşımına tabii olması nedeniyle zaman aşımı itirazının reddedilmiş olduğu görülmüştür.Bu kararın Yargıtay 3. HD. Tarafından onanması üzerine kararın 24/03/2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Mevcut davada ise; davacının yukarıda açıkalması yapılan Bursa 3. Asliye Ticaret mahkemesinin 2011/418 esas sayılı dosyasında talep etmiş olduğu 10.000,00 TL için Bursa 2. icra Müdürlüğüne 2013/… esas sayılı dosyasında icra takibi yapılarak tahsil ettiklerini ancak bu alacakdan dolayı daha sonra fatura düzenlediklerini, bu fatura da takip öncesi işlemiş faiz ve kdv miktarlarını eklediklerini neticeden fatura miktarının 15965,52 TL olduğunu bu faturadan dolayı 2435,42 TL KDV alacakları oldukları, KDV alacağının tahsili icra takipleri yapmış oldukları anlaşılmıştır.
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/418 esas sayılı dosyasından verilen hükümde; 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizleyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Bu dosyada KDV alacağı talep edilmediği ve KDV hakkında da herhangi bir karar verilmemiştir. KDV üretilen ürün veya hizmet için belirlenen bedel üzerinden alınmaktadır. Belirlenen bedelde KDV; ayrıca gösterilmemiş ise, KDV nin bedelin içerisinde olduğu kabul edilmektedir. Davacı 10.000,00 tl nin tahsilini talep ederken KDV yi ayrıca göstermemiştir. Bu sebeple KDV nin bu miktarın içerisinde olduğu kabul edilmiştir. Bundan dolayı davacının ayrıca bir KDV alacağı mevcut değildir.
Bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. HD’nin 04/03/2019 tarih ve 2017/3872-2019/1307E/ K sayılı kararı ile; “Dava KDV alacağının tahsiline dair icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/418 esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan asıl alacakla ilgili fatura düzenlendiğini, söz konusu alacağın KDV’sinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece taraflar arasında sözleşme içeriği uyarınca hüküm altına alınan asıl alacak içerisine KDV’nin dahil olup olmadığı, bu alacak nedeniyle KDV talep edilebilmesinin mümkün olup olmadığı yine faturada belirtilen KDV borcunun ilgili kuruma ödenip ödenmediği belirlenmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, mahkemece konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yukarıda belirtilen hususlarda rapor alınarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda anlatılan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilerek, Bursa 3. ATM’nin 2011/418 E. Sayılı dosyasına konu faturaların taraflar arasındaki sözleşme içeriği uyarınca KDV’sinin ödemekle yükümlü olan tarafın hangisi olduğu, bu alacak sebebiyle KDV talep edilip edilemeyeceği, faturada belirtilen KDV borcunun ilgili kuruma ödenip ödenmediği hususlarında rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
SMMM Bilirkişi Zehra Kaya mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu TRT katkı payının davalı nihai tüketici abone tarafından ödenmesi gerektiği, toplam TRT Payının 1.917.426,10 TL x 2 / 100 – 38.348,52 TL olduğu tespit edildiği, ancak 10.000,00 TL’ sinin davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmüştür. Asıl alacak olan 10.000,00 TL bedel davalı tarafından ödendiği, KDV alacağı talebine ilişkin olarak TRT Katkı Payı, faiz, vergi, harç gibi unsurlar KDV matrahına dahil olduğu, b u unsurlar nedeniyle ortaya çıkan bu matrah üzerinden 9e 18 oranında KDV hesaplanarak fatura düzenlenmesinin ve davacının KDV talebinin önünde bir engel olmadığı, dolayısıyla davaya konu faturaların taraflar arasındaki sözleşme içeriği uyarınca Katma Değer Vergisini ödemekle yükümlü olan tarafın davalı nihai tüketici abone olması gerektiği, 18.02.2020 Tarihinde Ertuğrulgazi Vergi Dairesinden gelen cevap yazısında; “ödevli kurumun ilgili dönemlerden dairemize beyan edilen KDV tutarlarına ilişkin olarak ödenmeyen vergi borcu bulunmamaktadır” şeklinde belirtildiği görüldüğü, Asıl alacak olan 10.000,00 TL bedelin davalı tarafından ödendiği, Ancak faturalarda vade tarihinin yazmadığı ve icra takibi öncesi çekilmiş bir ihtamame olmadığı ve alacağın muaccel hale gelmediği için davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, bunların dışındaki asıl alacak, harç, yargılama gideri, yargılama vekil ücreti gibi giderlerin toplamı 12.724,50 TL olduğu, 10.000,00 TL asıl alacak, 148,50 TL harç, 1.256,00 TL yargılama gideri, 1.320,00 TL yargılama vekil ücreti olmak üzere toplam 12.724,50 TL üzerinden hesaplan KDV tutarı ise 1.941,03 TL olduğu, dolayısıyla davacının talep edebileceği KDV bedeli 1.941,03 TL olduğu, alacağın muaccel hale geldiği, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığı takdirde asıl alacak, faiz, harç, yargılama gideri, yargılama vekil ücreti gibi giderlerin toplamı; 15.365,27 TL olacağı, 10.000,00 TL asıl alacak, 2.640,77 TL vadelerden itibaren değişen oranlarda işlemiş avans faizi, 148,50 TL harç, 1.256,00 TL yargılama gideri, 1.320,00 TL yargılama vekil ücreti olmak üzere toplam 15.365,27 TL üzerinden hesaplan KDV tutarı 2.343,85TL olduğu, davacının talep edebileceği KDV bedeli 2.343,85 TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın rapor karşı itirazları kapsamında dosya önceki bilirkişiye tevdi edilerek, ek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu ek bilirkişi raporunda özetle: Fatura bedellerinin KDV’li olarak ödenip ödenmediği hususu; 26.10.2020 tarihinde dava dosyası içerisine ertuğrulgazi vergi Dairesince gönderilen BA-BS formlarında faturalarda yer alan tutarların KDV hariç tutarları yer aldığını, dolayısıyla fatura bedellerinin KDV’li olarak ödenip ödenmediği ile ilgili dosyaya herhangi bir belge sunulmadığından bu konu ile ilgili bir tespit yapılamadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce daha önce aldırılan bilirkişi raporunun ve ek raporun hükme esas alınmaya yeterli olmadığı ve Yargıtay bozma ilamına istenilen hususların raporlarda karşılanamadığı kanaatine varılarak dosyanın re’sen seçilen SMMM bilirkişisi Şevki Yetiker’e tevdi edilerek, tarafların iddia savunmaları, tüm dosya kapsamı, Yargıtay ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında sözleşme içeriği uyarınca hüküm altına alınan asıl alacak içerisine KDV’nin dahil olup olmadığı, bu alacak nedeniyle KDV talep edilebilmesinin mümkün olup olmadığı yine faturada belirtilen KDV borcunun ilgili kuruma ödenip ödenmediği hususunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
SMMM bilirkişi Şevki Yetiker mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: TRT payının 3093 sayılı TRT Kanunun ve 09.07.2008 tarihli 5784 sayılı yasanın 11.Maddesi ile elektrik bedeli üzerinden hesaplanıp TRT’nin hesabına aktarılan bir bedel olduğu, Elektrik faturalarında ise 62 TRT payı olarak ifade edildiği, ilk olarak 1984 yılında çıkarılmış olan 3093 sayılı TRT Kanununun 4/c maddesinde yer aldığı, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/1. maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarının KDV’ye tabi bulunduğu, aynı Kanun’un 24. maddesinde ise KDV matrahına dâhil olan unsurların ayrıca sayıldığı, maddenin (b) alt bendinde, “ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurların da KDV matrahına dâhil olduğunun hüküm altına alındığı, Katma Değer Vergisi Kanununa göre; elektrik dağıtımının mal teslimi olarak değerlendirildiği, ayrıca kanunda elektrik dağıtımı veya kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesinin KDV’yi doğuran olay olarak tanımlandığı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK)’nun 1. maddesinin 1. ve 2. Fıkralarında; “her türlü mal ve hizmet ithalatı” ile “diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra; aynı Kanunun 2. maddesinin 3. bendinde; “su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımlar da” mal teslimi olarak kabul edilmiş olduğu, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 9. maddesinde; tarife tespitinde yer almayan ve elektrik enerjisi tüketiminin kwh başına tahsil edilmesi gereken ve Kanunlarla belirlenmiş olan vergi (Belediye Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi ve bunun gibi) resim ve harç, teşekkül veya şirket tarafından ayrıca faturalara ilave edilerek tahsil edileceğinin düzenlendiği, bütün bu düzenlemelere ve yasa maddelerine bakıldığında TRT payından KDV alınacağı hususunda bir engel olmadığı, davacının davalıdan talep ettiği 2,435,42-TL tutarındaki KDV yi talep edebileceği, ancak eğer KDV nin ödenmesine karar verilirse davalının temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talep edilemeyeceği, davalı vekili Mahkeme tarafından vergi dairelerine müzekkere yazılarak, davacı şirket tarafından fatura bedellerinin KDV li olarak ödenip ödenmediğinin sorulması ve gelen cevaba göre ek rapor alınmasını talep etmiş mahkemece vergi dairelerine yazılan müzekkerelere cevap olarak BA-BS formları mahkemeye gönderildiği, öncelikle vergi dairelerinden davalı vekilinin istediği bilgilerin gelmesi mümkün olmadığı, KDV beyannamelerinde faturalar tek tek gösterilemeyeceği, kesilen faturalar matrahına göre ayrı ayrı toplu halde alınan faturalarda indirilebileceği kaleminde tek tutarla beyannamede yer aldığını, herhangi bir faturanın gösterilip gösterilmediği tutarının ne olduğu KDV li mi değil mi gibi bilgilere KDV beyannamesinden ulaşılamayacağını, BA&Bs formlarında ise faturalar KDV siz olarak gösterilir. Fatura KDV limi kesildi oranı neydi gibi bilgiler BA&BS formlarında da görünmez. Sadece bu iki faturada değil kağıt ortamında verilen hiçbir beyannamede fatura içeriği vergi dairesi tarafından görülemeyeceğini, ancak inceleme esnasında istenilen evrak ve defterlerin ibrazı ile bu tespitler yapılabileceğini, dosya içindeki fatura örneğini incelediğimizde KDV’nin ayrıca gösterildiği açıkça görüldüğünü, sözleşme incelendiğinde KDV’nin ayrıca isteneceği açıkça belirtildiğini, burada asıl incelenmesi gereken davalı Güzeldağ Tekstil Ltd. Şti defterlerinde bu faturanın kaydedilip kaydedilmediğinin ve faturaya ait KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davalı firma bu faturadaki KDV’yi KDV beyannamesinde ve defterlerinde indirim konusu yaptıysa zaten bu tutarı devlete ödeyeceği KDV tutarından mahsup etmiş ve devlete bu tutar kadar eksik KDV ödediğini, faturanın kesildiği firma yani davalı firma için faturadaki KDV indirilebilir KDV olduğunu, fatura KDV sinin davacı tarafından ödenip ödenmediğinin tespiti için bunun öğrenilmesi için davacı defterlerinde 2014 mart ayına ait 391 hesaplanan KDV hesabının muavin defter dökümü varsa TRT ye ait hesabın muavin defter dökümü ile faturanın işlendiği yevmiye kaydının örneği davalı defterlerinde de aynı ay 191 indirilebilir KDV hesabının muavin defter dökümü ve faturanın işlendiği yevmiye kaydı dır. Ayrıca her iki firmanın mart 2014 KDV beyannamelerini istenilen muavin defter ekinde ibraz etmeleri halinde davacı tarafından KDV nin gösterilip gösterilmediği davalı tarafından da indirilip indirilmediği tespit edilebileceğini, sonuç olarak kesilen faturada KDV nin ayrı olarak gösterilmesi ve bunu davalıdan talep etmesi davacının yasal hakkı olup ödenmesi gereken KDV tutarının 2,435,42-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya ve taraflarca sunulan ticari defterler önceki bilirkişi Şevki Yetiker’e tevdi edilmiş olup, taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, tarafların 2014 yılına ait ticari defterler ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, ek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
SMMM Bilirkişi Şevki Yetiker tarafından mahkememize sunulan ek bilirkişi raporunda özetle: Davacının defter kayıtlarından görüldüğü gibi davacı, trt payını KDV dahil 15.965.52-TL olarak kestiğini, bu tutara 2013/… esas nolu icra takibinin masrafı olarak 1468.43-TL yi eklediğini ve tutarın 17,433,95-TL olduğunu, davalı her ne kadar faturayı kabul etmemiş ve defterlerine işlememiş olsada bu tutarın KDV hariç 14.998.53-TL lik kısmını ödediğini, kalan 2,435,42-TL yi ödemediğini, davacı BİS enerji yaklaşık 5 yıl önce faaliyetini durdurduğunu, bu nedenle istenilen belgelere ulaşılamadığını, burada önemli olan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı faturanın davalı tarafından kabul edilmediği ile ilgili olduğunu, kök raporda belirtildiği gibi yasa hükümlerine göre TRT payına KDV nin ayrıca ilave edilerek tahsil edileceği ifade edildiğini, davalı faturanın KDV sini de ödemekle yükümlüdür. Davalı faturayı almamış iade etmiş defterlerine de işlemediğini, ancak KDV hariç kısmını icra dairesi vasıtasıyla davacıya ödediğini, davalı defterlerinde ne fatura ne de KDV ile ilgili bir kayıt bulunmadığını, davalı, davacı BİS enerji ile 25.01.2002 tarihinde sözleşme imzalamış 2006 yılına kadar alışverişte bulunduğunu, sonraki yıllarda elektriğini CLK Uludağ firmasından temin ettiğini, sonuç olarak davacının kestiği faturada ayrı gösterdiği KDV vi talep etme hakkı bulunmadığını, dolayısıyla davalının dava tutarı kadar yani 2.435 42-TL davacıya borcu bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, KDV alacağının tahsiline dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yeni raporlar tanzim ettirilmiş, SMMM bilirkişisi Şevki Yetiker tarafından tanzim edilen 12/10/2021 tarihli ek raporda özetle; davacının defter kayıtlarında TRT payını KDV dahil 15.965,52-TL olarak kestiği, bu tutara 2013/… esas nolu icra takibinin masrafı olarak 1468.43-TL yi eklediği, tutarın 17,433,95-TL olduğu, davalının faturayı kabul etmediği, davalı defterlerine işlememiş olsa da bu tutarın KDV hariç 14.998.53-TL lik kısmını ödediğini,kalan 2,435,42-TL yi ödemediği,davacının yaklaşık 5 yıl önce faaliyetini durdurduğunu, bu nedenle istenilen belgelere ulaşılamadığını, faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, faturanın davalı tarafından kabul edilmediği ile ilgili olduğunu, yasa hükümlerine göre TRT payına KDV’nin ayrıca ilave edilerek tahsil edileceğinin ifade edildiğini, davalının, faturanın KDVsini de ödemekle yükümlü olduğu, davalı faturayı almamış,iade etmiş, defterlerine de işlememişse de KDV hariç kısmını icra dairesi vasıtasıyla davacıya ödediğini, davalı defterlerinde ne fatura ne de KDV ile ilgili bir kayıt bulunmadığını, davacının kestiği faturada ayrı gösterdiği KDVyi talep etme hakkı bulunduğunu, dolayısıyla davalının dava tutarı kadar 2.435 42-TL davacıya borcu bulunduğunun belirtildiği, SMMM bilirkişi Şevki Yetiker tarafından tanzim edilen bilirkişi kök-ek raporunda davaya konu edilen alacak bilimsel, gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, buna göre davalı tarafın Bursa 20. İcra Dairesi’nin 2014/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına, alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında olan 487,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜNE;buna göre davalı tarafın Bursa 20. İcra Dairesi’nin 2014/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında olan 487,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 166,36 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 41,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 124,76 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan; başvurma harcı 27,70 TL, posta ve tebligat gideri 109,80 TL ile bozmadan sonra yapılan; posta ve tebligat gideri 16,65 TL, bilirkişi gideri 1500,00 TL olmak üzere toplam 1.654,15 TL yargılama gideri ve 41,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.695,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 2.435,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸