Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/470 E. 2021/1083 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2019/470
KARAR NO : 2021/1083

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Artvin ilinde ikamet ettiğini, Bursa ilindeki tanıdıklarından üretmiş bulundukları zeytinleri toplayıp Artvin’deki köyünde pazarlamak üzere 2007 yılı Nisan ayında Bursa’ya geldiğini tüm birikimleri ile oradaki tanıdıklarından yaklaşık 45.000,00-TL değerinde, 7240 kg birinci kalite zeytini toparladığını, nakliye için nakliye komisyonculuğu yapan davalı ile anlaştığını, komisyonu ve taşıma ücretinin ödendiğini, zeytinler yüklenirken …’in Yalova ilinden ev eşyası da yükleyeceğini bu nedenle müvekkilinin beklemesine gerek olmadığını, kamyonun geç kalması nedeniyle müvekkilini sürekli oyalayan bu şahsın Zeytinlerinin İstanbul’a getirip kardeşi olan … ile pazarlamaya çalıştığının ortaya çıktığını, müvekkilinin iz sürmesi neticesi şahısların yakalandığını, ancak zeytinleri sattıklarının anlaşıldığını, müvekkilinin şikayeti üzerine mezkur … kardeşler hakkında dava açıldığını, bozma sonrası Mudanya 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/867 Esas sayılı dosyası ile sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan mahkumiyetlerine karar verildiğini, kararın temyiz aşamasında olduğunu, bu şahıslar hakkında yaptıkları takibe itiraz ettiklerini ve takibin kesinleştiğini ileri sürerek, davalının Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın iptaline, %20 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgah adresinin Esentepe Mah. … Sk. No:…/… Nilüfer/Bursa olduğunu, davanın görevli ve yetkili Bursa mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu sebeple mahkememizin yetkisiz olduğunu, davacının dava dilekçesindeki tüm iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin hakkındaki iddiaların hepsinin gerçek dışı olduğunu, dayanak yapılan Mudanya 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/867 Esas sayılı dosyasının müvekkili ile hiç bir ilgisi olmadığını, müvekkilinin davacı tarafı tanımadığını, aralarında hiç bir hukuki ilişkinin olmadığını ileri sürerek öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili olduğunu iddia ettiği Bursa Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, komisyon sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İşbu dava dosyası Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1044 E. 2019/426 K. Sayıılı yetkisizlik kararıyla mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30078871-2019/1150-Ceza Dava Dosyası, Mudanya CBS 2007/597 Soruşturma dosyası celp edilmiş, Borçka Ticaret Ve Sanayi Odası’na, Bursa Esnaf ve sanatkarlar odasına, Osmangazi Vergi Dairesine, Nilüfer Vergi Dairesi’ne, S.S Marmara Zeytin Tarım satış Koop. Birliği’ne müzekkere yazılarak cevabı yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra,02/11/2018 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacı tarafça taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.Her ne kadar davacı tarafça davalı aleyhine taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi amacıyla Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmış ise de işbu dava dosyasında ve ilgili Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında taraflarca tanzim edilen taşımacılık komisyonu sözleşmesinin mevcut olmadığı , gelen müzekkere cevapları dikkate alınarak davacı ve davalının tacir kayıtlarının, esnaf kayıtlarının bulunmadığı, taraflar arasında akdedilen taşımacılık komisyonu sözleşmesi bulunmaması nedeniyle de davanın mutlak/nispi ticari davalardan olmadığı tespit edilmekle birlikte mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal mahiyette Ankara BAM 22. HD’nin 2019/1714 Esas 2020/1576 Karar sayılı ilamı, 2017/2574 Esas 2019/918 Karar sayılı ilamı, İstanbul BAM 12. HD’nin 2020/1188 Esas 2021/646 Karar sayılı ilamı, Samsun BAM 2. HD’nin 2018/1480 Esas 2018/1275 Karar dayılı ilamlar da dikkate alınarak)

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.