Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/456 E. 2021/874 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/456
KARAR NO : 2021/874

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkilinin 2010 yılında kooperatife üye olan tanıdıkları vasıtası ile davalı kooperatifin o tarihlerde başkanı olan … ile tanıştığını, …’ın kendisine güven telkin etmiş ve kooperatife üye olması için ikna ettiğini, müvekkilinin kooperatife üye olmayı kabul ettiğini ve Bursa 2. Noterliğince düzenlenen 26.07.2010 tarih ve 12886 yevmiye nolu devir sözleşmesi ile …’ın kendisine ait hisselerden 95 nolu üyelik hakkını 5000 TL bedel karşılığında müvekkiline devrettiğini, buna ilişkin olarak 08.10.2010 tarihli Yönetim kurulu kararını, üye kayıt belgesini de müvekkiline teslim ettiğini, bu görüşmeler sırasında müvekkilim emekli olduğunu söylemesi üzerine müvekkiline bu parayı şimdiden öderse bundan sonra hiçbir ödeme yapmadan kendisine 150 m2 lik bir daireyi teslim edeceklerini de söylediğini, bunun üzerine müvekkilim 10.000 Dolar ve 1500 Euro tutarındaki tüm parasını verdiğini, kendisine İnşaatı yapacak denilen Özmurat Müh. A.Velayet Kayaş tarafından düzenlenmiş 24.07.2010 tarihli 8000 USD ve 26.07.2010 tarihli 2000 USD ve 1500 Euvro karşılığı 6000 TL lik iki adet makbuz verildiğini, bundan sonra müvekkilinin 11.10.2011 tarihinde 200 TL ve 15.12.2012 tarihinde 200 TL olmak üzere üyelik aidatlarını ödemiş,daha sonra birkaç defa daha para gönderdiğini ancak makbuzlarını almadığını, bu şekilde 2018 yılına kadar izinler alınıyor ruhsat alınıyor vs diyerek müvekkilinin bu sürede … ile sürekli irtibat içinde olduğunu, müvekkilim 2018 yılında kızının ihtiyacı olması sebebiyle kooperatifteki hissesini paraya çevirebileceğini düşünerek …’ı arayıp durumu anlattığını, bu kişi bir süre çeşitli bahanelerle müvekkilimi oyalamış daha sonra da telefonlarına dahi çıkmamaya başladığını, bunun üzerine kuşkulanan müvekkilim Ticaret sicilinde ve çeşitli kurumlarda kooperatifi araştırdığında Metin Tolunayın 2016 yılında kooperatifin başkanlığından ayrıldığını, kendisine ait bir üyelik kaydının da bulunmadığını öğrendiğini, belgeleri ile birlikte kooperatife bâşvurduğunda ise üye kaydının yapılmayacağını …’ın eski defterleri kendilerine teslim etmediği yolsuzluk yaptığı gibi bir cevapla karşılaştığını, bunun üzerine Bursa 15.Noterliğinden 12.04.2019 tarihinde ihtarname göndererek talebini yinelemiş ancak kendisine gönderilen cevabi yazı ile aynı şekilde …’ın koopratifte bir adet hissesi varken bunu çeşitli kişilere devir ettiğini, kendilerine defter ve belgeleri teslim etmediğini, kooperatife kayıtlı 71 üye olduğunu buna karşılık 78 hissenin mevcut olduğunu söylediğini, kayıtlardan görüldüğü gibi … bu kooperatifte 2016 yılına kadar Yönetim Kurulu başkanı olarak görev yaptığını, dolayısıyla kooperatif adına yaptığı işlemlerden kooperatifin kendisi sorumlu olduğunu, müvekkilimle yapılan üyelik sözleşmesi de bu çerçevede geçerli bir sözleşme olduğunu, bu sebeple kooperatifin müvekkilimin üyeliğini kabul etmesi gerekirken kabul etmediğinden üyeliğinin tespit ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılan davanın haksız hukuka aykırı olduğunu, … bu kooperatifte 2016 yılına kadar Yönetim Kurulu başkanı olarak görev yaptığını, dolayısıyla kooperatif adına yaptığı işlemlerden kooperatifin sorumlu olduğunu, müvekkili ile yapılan üyelik sözleşmesinin de bu çerçevede geçerli olduğunu iddia ettiğini, davacı taraf, 2010 Yılında satın aldığını iddia ettiği hisseler nedeni ile üyelik tespiti talep ettiğini, yani dava konusu satış işleminin üzerinden 9 yıl süre geçtiğini, bu süre zarfında yalnızca 1-2 kez aidat ödediğini belirttiğini, bu ödemelerin ise kime yapıldığı belli olmadığını, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 147/4 maddesi ” Bir ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki, bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki” davalara 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, bu nedenle dava konusu iddialar zamanaşımına uğradığını, zaman aşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yine kooperatif esas sözleşmesinin 46 maddesi “kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif ünvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir” hükmü bulunduğunu, davacı tarafın dilekçesinoe bir kısım belgelerden bahsetmiş ise de anılan belgeler tarafımıza tebliğ olunmadığını, bu belgelere ilişkin beyan hakkımızı saklı tuttuklarını, davacı tarafın, Kooperatif yönetim kurulunun 08/10/2010 Tarih kararıyla Davacı …’YI kooperatif üyeliğine kabul kararı vererek kendisine belge verdiği iddiasında olduğunu, öncelikle yukarıda da bahsettiğimiz üzere, kooperetif adına düzenlenecek belgelerin en az 2 yönetim kurulu üyesi tarafından imzalanmış olması gerektiğini, davacının …’ın hissesini kendisine sattığı- açılan başkaca davalar da bulunduğunu, bu davalarda da çift imzalı belge verildiği iddiası bulunduğunu, ancak biz ceza davası ve diğer davalar nedeni ile bilmekteyiz ki mzaların ait olduğu iddia olunan kişilerden …, kendisine ait olduğu iddia olunan bu imzaların sahte olduğunu, hiçbir zaman böyle belge düzenlemediğini beyan ettiğini, bu nedenle ortada geçerli bir belge bulunmadığını, yine kooperatif esas sözleşmesinin 17. Maddesi uyarınca “Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10. Maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir” hükmüne rağmen, davacı tarafça, müvekkil kooperatife karşı, yazılı olarak hisse devraldıklarına dair bir başvuru yapıldığını gösterir belgede sunulmadığını, davacı taraf bugüne kadar … ile muhatap olduğunu, tüm işlemleri bu kişi ile yaptığını söylemesine rağmen, yani esas kendisine karşı bir hile var ise bunu yapan kişinin … olduğunu bilmesine rağmen müvekkil kooperatife karşı kendisine verilen belgenin doğru ve geçerli bir belge olduğundan bahisle huzurdaki davayı açtığını, bu husus davacının kötü niyetli olduğunu açıkça ispat ettiğini, bu nedenle 6100 Sayılı HMK nın 329/1 maddesi uyarınca, müvekkilim tarafından, tarafımıza ödenecek olan 5000,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafça ödenmesine karar verilmesini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, tanık beyanı, Bursa 2.Noterliğinde düzenlenen 26.07.2019 tarih 12886 yevmiye nolu kooperatif hisse devir sözleşmesi, kooperatif üye kayıt formu, ,Üyelik devrinin kabulüne dair 08.10.2010 tarihli karar defteri sureti, ödeme makbuzları, 2011 ve 2012 yılına ait ödemelere ilişkin kooperatife ait makbuz fotokopileri, kooperatife ait tapu kayıtları, kooperatif ticaret sicil kayıtları, Bursa 15.Noterliğinden keşide edilen 12.04.2019 tarihli ihtarname, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/238 E sayılı dosyası, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 Esas sayılı dosyası, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/370 E sayılı dosyası, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/371 E sayılı dosyası, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/346 Esas sayılı dosyası, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E sayılı dosyası, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/100 Sayılı dosyası, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, devir sözleşmesinin geçerliliği ve devir alanın üyeliğinin tespiti talebine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı tarafından zaman aşımı def-i ileri sürülmüş ise de kooperatif üyeliğinin tespiti davalarında zaman aşımı kısıtlanmasına dair yasal bir düzenlemenin bulunmadığından zaman aşımı defi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3254 Esas ve 2016/178 Karar sayılı Kararda açıkça vurgulandığı üzere)
Davalı kooperatife ait ticaret sicil kayıtları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kayıtları ve Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/175 Esas sayılı dosyası celp edilerek tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanı. Bursa 1. ATM nin 2018/238 esas sayılı dosyası değerlendirilerek davacının davalı kooperatife üyeliğinin varlığı, yönetim kurulu başkanı …’dan üyeliği devralıp almadığı, …’ın mükerrer üyelik devri sebebi ile davacının öncelikle üyeliğe hakkının bulunup bulunmadığı konularında gerekçeli denetime açık hüküm kurmaya elverişli rapor düzenlenmek üzere dosya 1 SMMM 1 Kooperatif bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 06/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: İbraz edilen defterlerden envanter defterleri ile defter i kebirlerin boş olarak teslim edildiği, içlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı tespit edildiğini, defterler usulüne uygun tutulmadığını, delil niteliği taşımadığını, davalının defterleri incelendiğinde eski başkan tarafından ibraz edilen 2014 ve 2015 yıllarına ait defterlerde bu hesapların hiçbirine rastlanmadığını, ayrıca kebir ve envanter defterleri de tutulmamış boş bırakıldığını, ibraz edilen 2016-2017-2018 ve 2019 yıllarına ait defter örnekleri incelendiğinde ise yine envanter ve e kebir defterlerinin boş bırakıldığı görülmüş ayrıca devir alınan defterlerde 431 ve 331 hesapları olmadığı için 2016 yılı defterlerinde bu hesaplar yer almadığını, dolayısıyla ortakların kimler olduğu yevmiye ve kebir defterlerine bakarak tespit etmek mümkün olmadığını, kısaca 2014 ve 2015 defterleri ve öncesi defterler kooperatif muhasebesine uygun tutulmadığını, 2017 ve 2018 yıllarında ortaklara aidat tahakkuk ettirilmiş ve yukarıda bahsedilen 431 hesap bu yıllarda kullanıldığını, ancak karşısında kullanılması gereken 331 hesap bu yıllarda da mevcut olmadığını, 431 hesaptaki üye isimleri incelendi ğinden davacının adına rastlanılmadığını, rapor içeriğinde ifade edildiği gibi davacının defterlerine göre davacının üyeliğine ait bir kayda rastlanılmadığını, otaklar pay defteri ise 24.05.2017 tarihinde tasdik ettirilmiş bir defter olup bu tarihten sonra doldurulmuş bir defter olduğunu, sadece üye isimleri ve iletişim bilgilerinin yer aldığı bu defterin de dava konusunu aydınlatacak bir vasfi bulunmadığını, hiçbir üyenin ne zaman üye olduğu ne kadar aidat tahakkuk ettiği ve ne kadarının ödendiğini gösteren hiçbir kayıt bulunmadığını, sonradan düzenlenen üye kayıt defterinde … ‘ya ait bir kayıt bulunamadığını, dava dilekçesinde devir edildiği ifade edilen üyeliğin numarası 95 olduğunu, bu üyelik numarasında …’ın olduğu, davacının hiçbir toplantıya çağırılmadığı, hiçbir toplantıda hazır bulunmadığının anlaşıldığını, davacı …’nin kooperatife üye olmak için yazılı bildirimde bulunduğuna dair herhangi bir belgeye ulaşılamadığını, yukarıda açıkladığımız üzere davacının kooperatif ortaklığı geçerli bir belgeye dayanmadığından kooperatif üyesi olamayacağı mütalaa edilmiştir.
Dosya önceki bilirkişiler dışında bir kooperatif hukukçu bilirkişiye tevdi edilerek, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirir ve davalı tarafın ibraz ettiği kooperatife ait defter ve belgeler üzerinde incelemeler yapılarak davacının kooperatif üyeliği ile ilgili rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 27/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kooperatif tarafından davacıya çağrı da yapılmadığını, Yargıtay 23. H.D. 20.09.2013 tarih ve 2013/4925 E., 2016/5616 K. Sayılı kararına göre, kooperatif üyeliği tartışılan kişinin adının, hazurun listelerinde yer alıp almadığı tek başına ölçü olmadığını, Yukarıda sayılan diğer hallerden ( 5.sh. Son paragraf) herhangi birinin var olup olmadığı incelenmesi gerektiğini, uyuşmazlık konusu olayda sayılan hallerden “taraflar arasında kooperatif üyeliğinin devredildiğine dair yazılı akit olacak ve kooperatife bildirilecek” durumu gerçekleştiğini, Açıklanan Yargıtay kararında, Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve Ana Sözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve kooperatifin makul bir sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda yönetimin devir alanı üyeliğe makul bir süre içerisinde kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder, yer aldığını, Davacı … , Bursa 2.Noterliği’nin 26.07.2016 tarih ve 12886 yevmiye nosu ile …’a ait olduğu kabul edilen 95 nolu üyelik hak ve hissesinin tamamını , bedelini ödeyerek …”dan devraldığını, devir sözleşmesini , kooperatife bildirecek olan sözleşmenin taraflarından herhangi biri olduğunu, devir tarihinde (üstelik yönetim kurulu başkanı olan) devreden … , kooperatife gerekli bildirimi yaptığı için …, … , … imzasıyla ” Üyelerimizden 86 nolu üye … 26 Temmuz 2010 tarihinde Bursa 2.Noterliği 12886 sayılı evrakla hissesini …’ya devrettiğini, gerekli kaydın yapılması için oy birliği ile karar verildiğini, … 121 sıra nosu ile kayıt yapılmıştır” içeriğine havi, Yargıtay kararına göre kooperatif yönünden hüküm ifade eden, üyelik devrine ait 08.10.2010 tarihli kararı verdiğini, BTSO kayıtları incelendiğinde davalı kooperatifin üyelik devri ile yeni üyenin kabulüne karar vermeye yetkili organ Kooperatif Yönetim Kurulu olduğunu, 08.10.2010 tarihinde Kooperatif Yönetim Kurulu’na başkanı … ve üye … ve … yer aldığını, davacı …’nın, …’ın hissesini alarak üyeliğe kabul kararında imzası bulunan yönetim kurulu üyesi … “imzanın kendine ait olduğunu” 15.12.2020 tarihli celsede kabul ettiğini, hissenin devri de noter aracılığıyla gerçekleştirildiğini, …’ın, hisse devrine yönelik rıza ve iradesi hem Noter evrakında hem de Yönetim Kurulu kararında mevcut olduğunu, bundan başka davalı tanığı …, 24.07.2010 tarihli üye kayıt formundaki imzanın …’a ait olduğunu beyan ettiğini, Kooperatif Esas Sözleşmesinin 46.md. “Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif ünvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir” hükmü bulunduğunu savunduğunu, … , 08.10.2010 tarihli üyelik devri hakkındaki kararda, … yanında yer alan imzasını açıkça kabul etmiş olmasıyla Kooperatif Esas Sözleşmesinin 46.md. düzenlenen kooperatifi temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının gerektiğine dair şart gerçekleştiğini, bu durumda üyeliğin davacıya devrine ait kararı , kooperatif yönünden bağlayıcıdır ve hüküm ifade edeceğini, davalı vekili beyanı ( 15.12.2020 tarihli celsede) “Bursa 1. ATM 2018/238 esas sayılı dosyasında dava konusu hissenin …’ye ait olduğuna dair karar verildiğini, bu durumun dikkate alınmasını talep ediyorum” şeklindeki beyanda bulunduğunu, …’a ait hissenin Bilal İnci’ye devrini konu alan karar da 08.10.2010 tarihli olup aynı karar içeriğinde yer aldığını, karara göre, davacı …’ya ait üyelik devrinin Bursa 2.Noterliği’nin 26.07.2010 tarih ve 12886 yevmiye sayısıyla , Bilal İnci’ye ise Bursa 16.Noterliğinin 06.09.2010 tarih ve 41664 yevmiye sayısı ile gerçekleştiği saptandığını, davalı kooperatif için hüküm ifade etme tarihleri aynı tarihli olan (08.10.2010 olan) kararda kanımızca üstün tutulacak hak daha önceki tarihli hisse deviri olduğunu, …’ya üyelik devri 26.07.2010 tarihi olup, Bilal İnci’ye göre devir tarihi olan 06.09.2010 ‘dan önceki tarihli olduğunu, Bursa 2.Noterliğinin 26.07.2010 tarih ve 12886 yevime nosu ile düzenlenen kooperatif hisse devri sözleşmesine istinaden, Kooperatif Esas Sözleşmesinin 46.maddesine göre kooperatifi temsile yetkili olan yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan … ve …’in imzalarıyla, 08.10.2010 tarihli üyelik kabul kararıyla …’nın, davalı S.S. Öztuğ Konut Yapı Kooperatifi’nin kooperatif üyesi olduğu mütalaa edilmiştir.
Kooperatif kayıtlarında inceleme yapan kooperatif bilirkişisinin 27/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli olduğundan bu rapora itibar edilmiştir.
Bilindiği üzere 1163 Sayılı Kooperatifler Kanun’un 8. maddesine göre, kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır. Yönetim Kurulu; ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır.
Aynı Kanun’un 14/3. maddesine göre, ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.
Kooperatif Ana Sözleşmesinin 10. 11.ve 17. Maddesinde ortaklık şartları, kabulu ve devrine dair yasa maddeleri ile uyumlu düzenlemeler getirilmiştir.
Dava dışı davalı kooperatifin yönetim kurulu başkanı … 95 nolu kooperatif üyeliğini Bursa 2.Noterliği’nin 26.07.2010 tarih ve 12886 yevmiye sayısıyla davacıya devri yapılmıştır.
Davalı kooperatife ait defter kayıtları, hazirun cetvellerinde 95 nolu üyelik kaydının …’ a ait olduğu sabittir.
Davalı kooperatifin 08.10.2010 tarihli Kooperatif Yönetim Kurulu başkanı … ile üyeler … ve … yer aldığı karar defterinde, davacı …’nın, …’ın hissesini alarak üyeliğe kabul karar verildiğinin görüldüğü ve yönetim kurulu üyesi … “imzanın kendine ait olduğunu” açıkça celse de kabul ettiği ve Kooperatif Yönetim Kurulu başkanı … tarafından hissenin devredildiğinden bu belgenin geçerli olup davalı kooperatifi bağlayacağı ve Kooperatif Ana Sözleşmesinin 11. Maddesi uyarınca ortaklığa kabul yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceğinden davacının kooperatif üyesi olduğu kanaatine varılarak davanın kabulune, her ne kadar …’ ın aynı üyeliği Bursa 1. ATM 2018/238 esas sayılı dosyasında dava konusu hissenin …’ye devredildiğinin davalı tarafından savunulmuş ise de davacı …’ya üyelik devri (26.07.2010) Bilal İnci’ye göre devir tarihi olan 06.09.2010 ‘den önce, yine yönetim kurulunun karar metninde öncelikle …’ nın üyeliğine karar verilmiş olup davacıya üyeliğin geçtiğinden sonraki üyelik devrinin geçersiz olduğu anlaşılmakla davalının bu savunmalarına itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın Kabulü ile, davacının davalı … Konut Yapı Kooperatifine üye olduğunun tespiti ile, bu kooperatifin ortaklık defterine TESCİLİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 2.100,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 124,10 TL olmak üzere toplam 2.224,10 TL yargılama gideri ve 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.268,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.