Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/447 E. 2021/538 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
“Karar”

ESAS NO : 2019/447
KARAR NO : 2021/538

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil firma ve karşı yan arasında ticari ilişki bulunduğunu, karşı yanın müvekkil firmaya işlenmek üzere hammadde bırakıp müvekkil firma tarafından mamül haline getirildiği ürünleri tek seferde olmasa bile birkaç seferde teslim aldığını, taraflarınca mamül haline getirilen ürünlerin ihtiyaç durumunda karşı yanın talebi doğrultusunda ya çok kısa bir süre içerisinde ya da birkaç gün içinde teslim edildiğini, bu prosedürün bu şekilde yaklaşık 2 yıl boyunca taraflar arasında devam ettiğini, ana hatlarıyla bahsedilen ticari ilişkinin karşı yanın tedarikçisini, imalatçısını müvekkile bildirmeden değiştirme iradesiyle son bulduğunu, davalı imalatçısını değiştirme kararını bildirmeden müvekkil firmaya işlenmek üzere son kez hammadde bıraktığını ve müvekkil firmanın da bu hammaddeleri işleyip mamül haline getirdiğini, ancak karşı yanın yaklaşık bir buçuk yıldır müvekkil firmadan ürünleri gelip almadığını, üstü örtük durumun devamı nedeniyle müvekkilin mağduriyetine son vermek için mamül hale getirilmiş ürünlerin teslim alınıp, yapılan işin bedelinin ödenmesi için karşı tarafa ihtarname çekildiğini, fakat karşı yanın müvekkil firmanın ekonomik olarak daha küçük çapta bir firma olmasından ve piyasaların bozuk olmasını fırsat bilip türlü gerekçelerle 2 yıllık geçmiş ticari ilişki boyunca almış olduğu bedelin çok altında ürünleri teslim almak istediğini, bu fırsatçı tutumlarının kendi cevabi ihtarnamelerinin 5. Maddesinde de dile getirerek kabul edilemez düşük bedel teklifinde bulunduklarını, bu nedenlerle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki beyanları gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin, en son 28.08.2017 tarihinde davacı’ya işlenmek üzere ham madde sevkiyatı yapmış olup, sevk ettiği ham maddelerin mamul hale getirilmesi talebi bulunmaksızın davacı’nın müvekkile sunmuş olduğu ekonomik koşulların ne denli maliyetli olduğunu tespit etmiş ve bu hususu davacı’ya bildirdiğini, davacı ile yapılan öncelikle sözlü görüşmeler neticesinde davacı’nın müvekkilin alternatif tedarikçi maliyetlerinin yarısına dahi yaklaşamaması nedeniyle 21.09.2017 tarihinde stok sorgusu yapılmış ve davacı firma yetkilisi …’ın (EK-1) de yer alan cevap mailinde stokta işlenmiş olarak bulunan kalemlerin bilgisi verildiğini, kendisine iletilen stok bilgisi üzerine müvekkil 05.10.2017 tarihinde 2 referans üründe sipariş bildiriminde bulunmuş, ancak davacıya iletilen 2 referans miktarlar bakımından eksik olarak teslim edilmeye çalışıldığını, diğer yandan davacı, müvekkilin herhangi bir talebi olmamasına ve kendisine iletilen stok bildirimde yer almamasına rağmen 3 referansta ürün sevk etmeye çalıştığını, dolayısıyla ek-2’de yer alan ve müvekkil tarafından gönderilen mailden anlaşılacağı üzere gereği gibi yapılmayan ifa kabul edilmediğini ve müvekkil talebine uygun bir sevkiyat yapılması için talepte bulunulduğunu, Davacı personeli … ise cevap mailinde açıkça “Gönderdiğiniz miktarlarda çalışmamız mümkün olmadığı ve 11.10.2017 tarihinde gönderdiğimiz fiyat teklifimize dönüş alamadığımızdan dolayı kesme makinasının ölçülerini değiştiriceğimiz için tüm hammaddenizi işledik” yanıtını vermiş ve malzemelerin olduğu şekliyle kabul edilmesini talep ettiğini, yine taraflar arasındaki mailleşme ayrıca gösterecektir ki davacı taraf huzurdaki dava ile ileri sürdüğü iddialarının aksine hiçbir dayanağı olmaksızın ve süreçleri çarpıtarak müvekkille dayatmada bulunduğunu, bunun üzerine müvekkil iyi niyetli bir şekilde tedarikçisi davacı tarafın da menfaatlerini gözetecek şekilde davacı’ya ilettiği teklifte yer alan referansları güncel fiyattan, sipariş olmaksızın haksız bir şekilde işlenen miktarları da adet başına 0,25 tl+kdv üzerinden satın almayı teklif etmişse de davacının afaki talepleri neticesinde öncelikle karşılıklı ihtarnameler gönderilmiş ve neticesinde arabuluculuk sürecinde de anlaşılamayarak mevcut duruma gelindiğini, davacının müvekkilin 05.10.2017 tarihli siparişini açıkça eksik olmak suretiyle ayıplı bir şekilde sevk etmeye çalıştığını, söz konusu eksiklik, müvekkilin siparişin bütünü üzerinden beklediği fayda ve avantajları ortadan kaldırmadığını, bu durumda müvekkilin ayıplı ifayı kabul etmesi beklenemeyeceğini, bu nedenlerle davacının haksız davasının reddi, mahkemeniz aksi kanaatte ise 5. numaralı başlıkta belirttiğimiz itirazlarımız doğrultusunda talep edilen alacak miktarının davacının müvekkile iletmiş olduğu teklif üzerinden hesaplanmasını, her halükarda dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin tedarikçisi olduğu söyleyen davacı şirketin hazır edilen ürünlerin davalı tarafından teslim alınmaktan kaçınıldığından bahisle teslimi hazır olan ürünlerin teslim alınması ve bedelin gecikme faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, dava konusu ürünler üzerinde makine mühendisi bilirkişi refakatinde inceleme yapılmış, dosya ayrıca hesap konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
05/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi sonucunda cari hesaba dayalı alacak ya da borç bakiyesi mevcut değildir, Uyuşmazlığa konu olan ürünlerin faturası dosyaya sunulmamıştır. c) 21.09.2017 tarihli siparişe istinaden hammadde gönderildiği ile ilgili bir sevk irsaliyesi fatura ya da mail yazışması mevcut olmadığını, dava dosyası içerisinde ve eklerinde 21.09.2017 tarihli siparişin ayrıntısı mevcut olmadığını, 21.09.2017 tarihindeki mailde davacı tarafından sadece stokta olan ürünlerin bilgisi verildiğini, davacı 03.10.2017 tarihli mailinde “…Gönderdiğiniz miktarlarda çalışmamız mümkün olmadığı ve 11.10.2017 tarihinde gönderdiğimiz fiyat teklifimize dönüş alamadığımızdan dolayı kesme makinasının ölçülerini değiştiriceğimiz için tüm hammaddenizi işledik Sevkiyat alanımızda yerimiz müsait olmadığı için tarafınıza sevkiyatı gerçekleştirildi.” ibaresi kullanıldığını, Davacı verilen sipariş miktarında ve fiyat konusunda anlaşılamadığı için davalının talebi olmaksızın ürünlerin işlendiğini beyan etmiştir. Devam eden mailleşme sürecinde 06.11.2017 tarihli mailde ise “Tarafınızdan bize stok sorulduğunda bu zamana kadar hep işlenmiş malzemelerin miktarı belirtildiğini, Daha önce hammadde stoku olarak sorulduğunda elimizdeki malzeme boy olarak bildirildi bu şekilde istenseydi tarafınıza bilgisi verilirdi” şeklinde bir açıklama yapıldığını, Stok sorgusu davalı tarafından 21.09.2017 tarihinde yapıldığını, Dolayısıyla Dava konusu alacak miktarına konu olan işlenmiş ürünlerde, davalı onayı alınmadığı görüldüğünü, e) Kendisine iletilen stok bilgisi üzerine davalının 05.10.2017 tarihinde 2 referans üründe sipariş bildiriminde bulunduğu, ancak Davacıya iletilen 2 referans miktarlar bakımından eksik olarak teslim edilmek istendiği, Davacının stok bildirimde yer almamasına rağmen 3 referansta ürünü sevk etmek istediği, 03.11.2017 tarihinde davalı tarafından gönderilen mailde gereği gibi yapılmayan ifanın kabul edilmediği ve davalının talebine uygun bir sevkiyat yapılması için talepte bulunulduğu görüldüğünü, Davacının 26.01.2018 tarihli “malzemeler hakkında” konulu mailinde parça başına 1,10 TL teklif ettiği görülmüştür. Hesaplama bu rakam göz önünde bulundurularak yapıldığında: 13.762 adet ürünün gönderilmesi halinde davalı tarafından satın alınacak tutar 15.138,20 TL olduğunu, davacı ve davalı tarafın 2018 yılına ait tutmuş oldukları Ticari Defterlerin TTK’nın 64.cü maddesine göre yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, Tek Düzen Hesap planına uygun olarak düzenli bir şekilde tutulduğu, Kanunlara uygun olarak tutulan Ticari defterlerin bu davada delil olabileceğini bildirmiştir.
04/06/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle;Davaya konu edilmiş parçaların ölçüleri : 38 – 40 -42 – 44,50 – 46,50 mm. Çaplı olduğunu, Kesilen parçaların siparişe özgü tasarlanmış vasıf ve nitelikte olduğu, Özellikleri belirlenmiş ürünler olduğu, Gizli -açık ayıp olmadığı, Siparişlerin teklife uygun olduğu , fiyatlandırmanın maliyet hesaplarına göre makul olduğu, 6 – Kesilen parçaların (yapılan işin) davalının kullanabileceği ürünler olduğu, hammaddeyi Ünver Grubun gönderdiği, HPS Borunun sadece işçilik yaptığı tespit edildiğini, Davacı tarafça yapılan işin rayiç bedelinin toplam 30.689,26 TL olduğu, taraflarca yapılan yazışmalarda davacı tarafın ürünleri 03.11.2017 tarihinde davalı firmaya faturası ile birlikte gönderdiği, davalı firma tarafından ürünlerin kabul edilmediği, daha sonra 16.03.2018 tarihinde Bursa 19. Noterliği 3512 yevmiye sayılı ihtarname ile teslime hazır olan paslanmaz burç parçaların alınması ve bedelinin ödenmesi talep edildiği, Tarafların kusur oranı : Dava konusu ticari ilişkinin İşçilik Ücretlerindeki anlaşmazlıktan kaynaklandığı , Ünver Grubun , H.P.S. Boruya daha önce benzer işleri yaptırdığı , Son yapılan iadelerin fiyatlardan kaynaklandığı , ancak ürünlerin sipariş verilmeden yapıldığı iddiası olduğundan, Davacı H.P.S. Borunun %20 , Davalı Ünver Gurubun ise % 80 Kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı tarafça,davalı tarafa ait olan hammaddelerin işlenerek hazır edilmesi neticesinde işbu boru parçalarının davalı tarafça teslim alınmadığı iddiasına dayalı olarak malların davalı tarafa teslimi ve kesim bedellerinin-yapılan iş bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.Her ne kadar davacı tarafça davalı aleyhine alacak davası açılmış ise de şirket müdürlerinin/çalışanlarının mail yazışmaları incelendiğinde , davalı tarafa ait olan hammaddelerin davalı tarafın bilgisi ve onayı olmadan kesildiği, hammaddeler işlendikten ve hazır edildikten sonra davalı tarafça boru parçalarının davacı taraftan teslim alınması hususunda davalı tarafa bildirimde bulunulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden yazılı sözleşmenin bulunmadığının tespit edildiği,makine mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu edilmiş parçaların ölçülerinin,38- 40-42- 44,50 -46,50 mm. çaplı olduğu, daha önceki kesimlerin ölçülerinin 38 – 40 -42 -44,50-46,50-63,50-66-83,30-86 mm. çaplı olduğu, davacı tarafın makine ölçülerini değiştireceğinden bahisle davalıya ait hammaddeleri işlediği ancak kesilen boru parçalarının ölçülerinin davalı tarafın kullanmayacağı ölçülerde kesilmiş olma durumunun, davalı tarafın kendisine ait olan hammaddeleri işlenmeden geri alma olasılığının da göz önünde bulundurulması gerektiği kanaatine varıldığı,her ne kadar 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının %20 kusurlu davalının %80 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de mahkememizce işbu tespit edilen kusur durumu hükme esas alınmamış, davacı tarafın, davalı tarafa ait olan hammaddeleri işlemeden önce davalı tarafa hangi ölçülerde kesmesi gerektiği ile ilgili herhangi bir bildirimde/ihtarda bulunulmadığı,davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığı, davalı tarafın bilgisi dahilinde(davalı tarafın isteyebileceği ölçülerde) davalı tarafa ait hammaddeleri işlemediği, davacı tarafça sipariş edilmeyen ürünün işlendiğinin tespit edildiği, fiyat tekliflerine davalı tarafça geri dönüş sağlanmadığından ve kesme makinesinin ölçülerinin değiştirileceğinden bahisle davacı tarafça hammaddelerin işlendiği,bu hususta davalı tarafın onayının- talebinin olmadığı hususu dikkate alındığında davacı tarafın tam kusurlu olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 618,44 TL’den mahsubu ile artan 559,14 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 5.432,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.