Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/385 E. 2023/134 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/385 Esas
KARAR NO : 2023/134

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16225-22861-18747] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16214-12078-61797] UETS

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; davacı taraf dava dilekçesi ile, “Alacaklısı … olan Bursa 16. İcra Müdürlüğü 2016/11385 sayılı dosya ile müvekkil … aleyhine icra takibi başlatılmıştır. 13.10.2016 tarihli ödeme emrine göre takip asıl olacak olarak 370.000,00 TL, faiz olarak 4.666,03 TL ve komisyon olarak 1.110,00 TL olmak üzere toplam 375.776,03 TL’dir. borcuna mahsuben … 25.07.2018 tarihinde …’e nakden 200.000,00 (ikizyüzbin) TL ödemiş ve ayrıca 20.09.2018 keşide tarihli 400.000,00 (dörtyüzbin) TL’lik keşidecisi Safari Bayraktar İnş. Ltd. Şti olan Türkiye Finans Bankası 4603584 seri nolu çek vermiştir. Haricen aldığımız bilgilere göre çek tahsil edildiğini işbu tahsilatın tamamı icra dosyasına bildirilmemesinden dolayı icra dosyası halen açık görüldüğünü her ne kadar davalı … borcu aşan miktarda tahsil etmişse de icra dosyasına kısmi tahsilat bildiriminde bulunmuş ve haciz işlemlerine devam etmektedir. Yani fazladan tahsilatı iade etmesi gerekirken hala icra dosyası sebebiyle kendisini alacaklı olarak gösterildiğini davalı icra dosyasına 462,578,00 TL tahsilat bildirmiştir. İcra dosyası alacaklısı vekili Av. … ise uzlaşma tutanağı beyanına göre 600.000,00 TL tahsilat yapıldığını 25.000,00 TL bakiye alacakları olduğunu beyan ettiğini davamız icra dosyasında bakiye görülen kısım için menfi tespit, icra dosya borcunu aşan ödeme için istirdat/alacak davası olduğundan ve icra dosyasına farklı bildirimde bulunulması, uzlaşma tutanağına farklı beyanda bulunulması sebebiyle menfi tespit kısmına isabet eden hakkımız ile aşan ödemeler birbirinin içine girdiğinden davamız belirsiz alacak davası olarak görülmektedir. Çünkü aynı ödemeye ilişkin olarak ödemenin ne kadar az veya fazlasını icra dosyasına sayılırsa icra dosya borcunu aşan ödeme de değiştiğini bu çerçevede davamızdaki talepleri şu aşamada daha sonra tamamlamak üzere kısmı talepli olarak açacaklarını her ne kadar davalıya icra dosya borcunu aşan ödeme yapıldıysa da gördüğümüz kadarı ile icra dosyasında işlemlere devam edilmektedir ve davacının taşınmazını satma hazırlıkları yapıldığını bu çerçevede icranın durdurulması için tedbir kararı verilmesin Bursa 16. İcra Müdürlüğü 2016/11385 sayılı dosya borcun olmadığının tespiti, dosya için fazla yapılan ödemeye ilişkin olarak 104.655,08 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalı kötü niyetli olarak icra işlemlerini yürütmeye devam ettiğinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; davalı alacaklı müvekkili …, … adındaki kişiler, davacı …’in banka kredisiyle satın aldığı Bursa ili İnegöl İlçesi 1261 ada 1 parsel sayılı sayılı taşınmaz üzerine yapacağı dairelerden satın almak için davacı … ile anlaşmış ve davacıya bu konuda ödeme yapıldığını davacı …, davalı müvekkilinin daire parasını ödediğine dair takip konusu senetleri davalı müvekkile verildiğini bu süreçten sonra davalı müvekkili dairesinin yapılıp kendisine teslimini beklerken davacı … FETÖ Terör Örgütü üyeliğinden tutuklandığını bu nedenle bu soruşturma kapsamında daire satın aldığı parsele ilişkin olarak tedbir konulduğunu bunun üzerine su tesisatçılığı yaparak geçimini sürdüren müvekkili bu durumdan çok etkilendiğinden ve mağduriyetinin giderilmesi için davacının ailesi ile görüşme yapıldığını bir çözüm çıkmadığından daire satın almaya ilişkin ödemesinin ispatı olan senetleri Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11385 E. Sayılı dosyasında icra takibine koyulduğunu söz konusu taşınmazın da haczini talep ettiğini bu arada o dönem tutuklu olan davacı yanın ailesi, davalı müvekkile Ağır Ceza Mahkemesi’nce tedbir kaldırılınca taşınmazı satacaklarını, senet bedelinin zararını karşılamadığını bildiklerini, daire yapılmış olup rayiç değeri ne ise arsanın satış değeri üzerinden buna göre ödeme yapacaklarını, icradan arsanın satışının yapılmamasını, bu şekilde satılırsa arsa kredi ile alındığından paranın büyük çoğunun bankaya gideceğini, haricen satışla daire sattıkları takdirde herkese parasını ödeyebileceklerin, müvekkilin de beklemesini ve başkaca bir dava da açmamasını talep edip davalı müvekkil de bu nedenle süreci takip ederek beklemede kaldığını bu arada davacıdan daire satın alan Murat Şengül de İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2018/34729Esas sayılı takip dosyasında daire bedeline ilişkin olarak ödemiş olduğu 226.000TL için takibe girildiğini aynı şekilde davacıdan daire satın alan Talha Dumlu da davacı aleyhine İnegöl İcra Müdürlüğü’nde takibe giriştiğini bu sürecin devamında davacı … tahliye olduğunu ve devamında da taşınmaz üzerindeki tedbir Ağır Ceza Mahkemesi’nce kaldırıldığını öncelikle davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Dava ve cevap dilekçeleri, yazılı beyanlar, Bursa 16. İcra Müdürlüğü 2016/11385 sayılı dosya, 11/07/2018 tarihli 1261/1 parsel daire satışı başlıklı belge, çek fotokopisi, bilirkişi incelemesi, ATK raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, İİK 72. Maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı alacaklı tarafından davacının keşideci ve davalının lehtar olduğu toplamda 370.000 TL bedelli bonolara dayalı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, imzanın inkar edilmediğinden takibin kesinleştiği ve borçlu tarafından 12/07/2018 tarihli icra müdürlüğünün tutanağı ile borcun kabul edildiği ve icra dosyasında davacı borçlu tarafından davalıya 400.000 TL bedelli 20/09/2018 keşide tarihli çekin verildiği ve bu çek üzerinde 200.000 TL tahsilatın yapıldığı bu bedelin ödendiği sabittir.Davacı tarafından davalı alacaklıya 600.000 TL ödeme yapıldığını, icra dosyasına bildirilmediğini bu sebeple 25.000 TL kısmı yönünden menfi tespit, 104.655,08 TL kısım yönünden fazla ödeme yapıldığı ve istirdadını talep etmiştir.Davalı ise davacı ile icra dosyasındaki borcu ve arsa satışından kaynaklı zararları da karşılar şekilde anlaşma yapıldığı, davacının 625.000 TL borçlu olduğunu ve yapılan ödemenin bu bedelin ödenmesine ilişkin olduğu borcun halen ödenmediğini daire satışına dair sözleşmenin feshi sebebiyle 25.000 TL daha alacaklı olduğunu savunmuştur. Davalı tarafından 11/07/2018 tarihli 1261/1 parsel daire satışı başlıklı belgenin ibraz edildiği bu belge ile icra dosyasındaki borcu bütün hepsi dahil 625.000 TL olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafın15/02/220 tarihli celsedeki beyanı ile 11/07/2018 tarihli belgeyi inkar ettiği imzayı kabul etmediği anlaşılmıştır. Dosyanın 1 Grafolog bilirkişisine tevdi edilerek dosyai içerisinde bulunan 11/07/2018 tarihli 1261-1 parselde Daire Satışı başlıklı belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve rakamda tahrifat yapılıp yapılmadığı ve davalı tarafın dava konusu 400.000,00-TL bedelli çekin alt kısmında yazı ile doldurulan yazının hangi tarihte atıldığı, sonradan doldurulup doldurulmadığı konularında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Alınan 23/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; fotokopi belgeler üzerinde yapılan belge incelemesi, tahrifat incelemesi, el yazısı ve imza incelemelerinde; belgelerin güvenlik özelliklerinin tespit edilememesi, belgeler üzerinde mürekkep incelemesi yapılamaması, harf karakterlerinin tersimi ve imza kaligrafisi ve karakteristik özelliklerinin bu tür belgeler üzerine yeterince yansımaması ve el yazısı ve imzaların bu tür belgeler üzerine farklı yöntemlerle transfer edilebilmesi sebebiyle mümkün olamamaktadır (1) ve (2) numara ile tanımlanan raporun üst kısmında görüntüleri bulunan fotokopi belgeler üzerinde imzanın davacıya ait olup olmadığı, belge üzerindeki rakamda tahrifat yapılıp yapılmadığı, dava konusu çekin alt kısmında yazı ile doldurulan yazının hangi tarihte atıldığı, sonradan doldurulup doldurulmadığı konularında; inceleme konusu belgelerin fotokopisi olması, belgelerin güvenlik özelliklerinin tespit edilememesi, belgeler üzerinde mürekkep incelemesi yapılamam üzerindeki harf ve imzaların belge üzerinde belirgin olmaması , el yazılarının ve imzaların eksik olarak çıkması ve yukarıda birinci maddede belirtilen sebeplerden dolayı, inceleme konusu fotokopi belgeler üzerinde incelemesi istenilen hususlar doğrultusunda inceleme yapmak mümkün olamamıştır ancak, (1) ve (2) numara ile tanımlanan raporun üst kısmında görüntüleri bulunan fotokopi belgeler asıllarının temin edilerek tarafıma verilmesi ayrıca; …’in (2) numara ile tanımlandırılan inceleme konusu çekin alt kısmında yazılı bulunan yazılarının birebir aynısı şahsa gösterilmek sunmak suretiyle yazılacak huzurda alınacak muk: 1 yazılarının da söz konu ilanlarının sonradan doldurulup doldurulmadığı ve mürekkep incelemesine esas olarak tarafıma verilmesi halinde yeniden yapılacak inceleme ve karşılaştırma neticesinde bir kanaat bildirmek mümkün olabileceği kanaatine varılmıştır.Dosyanın yeniden grafolog bilirkişiye tevdi edilerek, dosyada ve mahkeme kasasında evrak asıllarının bulunduğundan grafolog bilirkişisince evrak asıllarının değerlendirilerek, önceki ara karar doğrultusunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Alınan 10/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; bir belgenin saklanma koşulu, ısı, işık, nem gibi faktörler inceleme kriterlerini doğrudan etkilemekte olup, bu değişkenler mürekkep yaşı tayini ile ilgili net ve bilimsel sonuçlar ortaya konulmasını engellemekte olduğunu bu sebeple, belge üzerindeki mürekkep yaşının tayinine yönelik kesin ve net bir tespitte bulunmak mümkün olamamakta olup (2) numara ile tanımlandırılan, çek fotokopisi alt kısmında mavi renk mürekkepli kalem ile yazılmış, “Yukarıda fotokopisi bulunan…” ibaresi ile başlayıp. “…25.07.2018” ibaresi ile son bulan el yazıları ve ” “…” ve “…” adlarına atfen atılı bulunan imzalar üzerinde mürekkep yaşı yönünden yapılan incelemede; yukarıda birinci maddede belirtilen sebeplerden dolayı, söz konusu belge üzerinde bulunan el yazılarının ve atılı bulunan imzaların hangi tarihte yazılıp imzaların atıldığı, söz konusu el yazılarının sonradan doldurulup doldurulmadığı hususunda bir tespitte bulunmak mümkün olamamış olduğunun kanaatine varılmıştır. Dosyaya sunulan uzman görüşü ile mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan bu çelişkinin giderilmesi için dosyanın İstanbul ATK Fizik İhtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Alınan 01/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu 11/07/2018 tarihli belgede … adına atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’in eli ürünü olduğu, inceleme konusu 11/07/2018 tarihli belgede ” Alpere verileçek ” okunur ibarenin devamında bulunan ” 137 bin tl ” okunur ibaresinde bulunan ” 37 ” ve ” 625.000 ” okunur ibaresinde bulunan ” 625 ” ibareleri üzerinden optik ve spektroskopik olarak ayırt edilemeyen bir kalemle mükerrer gidilmiş olduğu, mükerrer gitmeler nedeniyle söz konusu kısımlarda evvelce mevcut ibarelerin mahiyetinin tespit edilemediği, inceleme konusu belgelerde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu belgede yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir kanaatine varılmıştır. Dosyanın hesap bilirkişisine tevdi edilerek dava tarihi itibariyle davacının ileri sürdüğü ödemeler davalının dosyaya sunduğu 11/03/2018 tarihli sözleşme de değerlendirilerek davacının davalıya borçlu olup olmadığı borç miktarının hesaplanması davalının ileri sürdüğü harç tahsilat bilgileri icra dosyasında varsa tarafların imzalarının olduğu taahhütname dikkate alınarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Alınan 21.11.2022. tarihli bilirkişi raporunda; Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2016/11385 Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra taraflar arasında 11.07.2018 tarihli Sözleşmenin imzalandığı, akabinde 12.07.2018 tarihinde borçlu tarafından icra taahhüdü verildiği, 400.000,00 TL ödemenin çek ile yapıldığı, aynı tarihte 200.000,00 TL’nin nakden ödendiği, 15.127,93 TL harcın ise alacaklı tarafından ödendiği, davacı tarafın iddiaları çerçevesinde 11.07.2018 tarihli Sözleşmesi kabul edilmeden Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2016/11385 Esas sayılı dosyası kapsamında ödeme yapıldığı iddiasının kabulü halinde davacı borçlunun; takip tarihi olan 11.10.2016 itibari ile 375.776,03 TL borçlu olduğu, dava tarihi olan 03.05.2019 itibari ile de 102.179,24 TL fazla ödeme yapmış olduğu (8 Seçeneğine) göre, Davalının savunması çerçevesinde 11.07.2018 tarihli Sözleşme kapsamında Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2016/11385 Esas sayılı dosyası ile birlikte munzam zarar eklenerek borcun yapılandırılması ve borç kabulü iddiasının kabulü halinde; takip tarihi olan 11.10.2016 itibari ile 375.776,03 TL borçlu olduğu, dava tarihi olan 03.05.2019 itibari ile de 103.229,81 TL fazla ödeme yapmış olduğu, anılan fazla ödemenin taraflarca 11.07.2018 tarihli Sözleşme ile kararlaştırılan ve Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2016/11385 Esas sayılı icra takibine konu edilmeyen 137.000,00 TL zarar karşılığında ödenen bedel olduğu ve davacı borçlunun 33.770,19 TL davalı alacaklıya takip konusu edilmeyen zarar karşılığı borcunun bulunduğu kanaatine varılmıştır. O halde toplanan delillerden somut olayda, davacı tarafından Bursa 16. İcra müdürlüğünün 2016/11385 esas sayılı dosyasındaki borç için 600.000 TL ödeme yapıldığı, icra dosyasına davalı alacaklının bildirimde bulunmadığından ödeme sebebiyle 25.000 TL kısmı yönünden borçlu olmadığının tespiti ve 104.655,08 TL kısmı yönünden fazla ödemenin istirdadının talep edildiği, davalı ise davacının iddialarını inkar ederek davacı ile daire satışına dair harici taşınmaz satım sözleşmesinin olduğu, dairenin teslim edilmediğinden oluşan zararlardan kaynaklı borç ve icra dosyasındaki borç ile birlikte 625.000 TL toplam borcun olduğu, 600.000 TL kısmının ödendiği halen 25.000 TL davacının borçlu olduğunu savunmakla uyuşmazlık noktasının, davacı tarafından yapılan 600.000 TL ödemenin bizatihi eldeki icra dosyası için ödeme olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen 11/072018 tarihli dava tarihinden önce düzenlenen belge ile davacı tarafından davalıya 625.000 TL icra dosyası ile birlikte borcunun olduğunun ikrar edildiği, her ne kadar davacı tarafından inkar edilmiş ise de yapılan grafolog bilirkişi incelemesi sonucunda ATK Fizik İhtisas Dairesinin 16/02/2022 tarihli raporun gerekçeli denetime açık ve kanaat verici olduğundan bu rapora itibar edilerek sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğinden bu sözleşmedeki borcun davacıyı bağlayacağı açıktır.
Diğer yandan hesap ve icra bilirkişisi tarafından düzenlenen 21/11/2022 tarihli ek bilirkişi raporunun b seçeneğinin olaya ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek, bu raporda açıkça vurgulandığı üzere dava tarihi itibariyle davacının 11/07/2018 tarihli sözleşme kabul edilerek yapılan hesaplama ile davacının harici taşınmaz satım sözleşmesinin kaynaklı munzam zararı kapsamında alacağının olduğu borcun ödenmediğinin sabit olup davacı tarafından yapılan 600.000 TL ödemenin hem icra dosyası borcu hem de 137.000 TL kısmının munzam zarara ilişkin ödeme olup 625.000 TL borçtan bakiye 33.770,19 TL halen davalının alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla icra dosya borcunun ödendiği davacının icra dosyasındaki borcu sebebiyle davalıya borçlu olmadığının ispat edildiğinden açılan menfi tespit davasının kabulune karar vermek gerekmiştir. Davacının istirdat talebinin dava tarihi itibariyle fazla ödemenin yapılmadığı davalının alacaklı olduğundan istirdat davasının reddine karar verilmiştir.Diğer yandan davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin davalının alacaklı olduğu, davacı ile düzenlenen sözleşme ile borcun tamamının ödenmediğinden kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalının kötü niyet tazminat talebinin davacı tarafından teminat yatırılarak davalının alacağa kavuşmasının ihtiyati tedbir yoluyla engellenmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı tarafından dava dilekçesinde 25.000 TL kısmı yönünden menfi tespit, 104.655,08 TL yönünden istirdat davası açıldığından yukarıda açıklandığı üzere menfi tespit yönünden kabul, istirdat yönünden davanın reddine karar verilmiş ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinde bu miktarlar esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
a-Bursa 16. İcra müdürlüğünün 2016/11385 esas sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b-Davacının istirdat talebinin reddine,
2-İİK 72. Maddesi uyarınca davacı ve davalı lehine kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.707,75 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.214,19 TL nin mahsubu ile bakiye fazla 506,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 254, 5 TL kısmının davacıdan, bakiye 1065, 5 TL kısmının davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 2.300 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 661,15 TL olmak üzere toplam 2.961,15 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 570,96 TL yargılama gideri ve peşin alınan 1.707,75 TL harç olmak üzere toplam 2.278,71TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan; bilirkişi gideri ve ATK dosya masrafı 1.300 TL, ‘den davanın kabul ve ret oranlarına göre hesaplanan; 1049TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13/3. Maddesine göre belirlenen 16.698,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2023
Katip …

¸e-imzalıdır.

Hakim …

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.