Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/301 E. 2021/489 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/301
KARAR NO : 2021/489

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

ASIL DAVADA:
DAVACILAR : 1- … – …
: 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-…
VEKİLİ : Av. … – … Genel Müdürlüğü-…
İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :21/04/2005

BİRLEŞEN BURSA 2.ASL.TİC.MAH. 2005/183 ESAS 2005/257 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVACILAR : 1- … – …
: 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-…
VEKİLİ : Av. … – … Genel Müdürlüğü- …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/05/2005
BİRLEŞEN 2.ASL. TİC.MAH. 2010/325 ESAS 2010//608 KARAR SAYILI DOSYADA:
DAVACI-KARŞI DAVALI :… GENEL MÜDÜRLÜĞÜ- …
VEKİLİ : Av. … – … Genel Müdürlüğü-
DAVALI-KARŞI DAVACILAR : 1- … – …
: 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/06/2010
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
YAZIM TARİHİ : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
MAHKEMEMİZDE AÇILAN 2005/152 ESAS SAYILI DOSYADA:
DAVA: Davacı vermiş olduğu dava dilekçesindeki ve duruşmalardaki beyanlarında; davacı ile davalı kurum arasında “BURKAN -5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenajı İnşaatı İşleri” ne ilişkin olarak 20/04/2005 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmeye göre çalışma alanının beş bölge olduğu, üç bölgenin avan projesinin hazırlanmış olduğu, iki bölgenin ise hazırlanmamış olduğu, avan projenin davacı şirket tarafından hazırlanacağı, sözleşmenin 4.maddesine göre avan sözleşme hazırlanmadan ve idarenin talimatı olmadan çalışma yapılamayacağının belirlendiğini, avan proje hazırlanarak davalı idareye verildiğini, ancak sözleşmede sürelerin belirtilmesine rağmen davalı idare tarafından onay süresinin uzatılması, tadilat ve değişiklik nedeniyle iş bitim süresi yönünden davacının süre kaybına sebebiyet verildiğini, bunun için süre uzatım talebinde bulunulduğunu ancak talebin kabul edilmediğini, bu nedenle hakedişlere uygulanması gereken eskalasyon katsayısının uygulanmaması nedeniyle davacıya 95.000,00 TL eksik ödeme yapılmasına sebebiyet verildiğini, oysaki 22/03/2007 tarihine kadar 444 günden aşağı olmamak üzere süre uzatımı verilmesi ile bu süreye ilişkin olarak uygulanması gereken eskelasyon katsayısı uygulanarak eksik ödenen 95.000,00 TL’den şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğunu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davanın açıldığı tarihte çalışmaların devam ettiği belirtilmiş ise de, 18/03/2005 tarihinden itibaren davacı müteahhit firmanın tüm çalışma bölgelerinde sözleşme konusu imalatlara yönelik hiçbir imalat yapmadığını, bu durumun Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/56 Değişik İş Esas sayılı dosyasında tespit edildiğini, davacı firmanın sözleşme şartlarına uymadığı, üzerine düşen görevi yerine getirmediği, sözleşmeyi esastan ihlal ettiği ve sonunda sözleşme bölgesini fiilen terk ettiğini, bu sebeple sözleşmenin fesh edilmek zorunda kalındığını, Bursa 14.Noterliğinden düzenlenen 40761 yevmiye nolu ihtarnamenin gönderilerek davacının müteaddit defalar uyarılmasına ve bu ihtarname ile 10 günlük süre verilmesi, aksi takdirde sözleşmenin fesh edileceği bildirilmesine rağmen davacının son gün çalışma bölgelerine birkaç işçi ve ekipman göndererek feshi önlemeyi hedeflediğini, işin bitirilmesine yönelik gerekli çaba ve gayret içine bir türlü girmediğini, ihtarnameden sonra Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/3 Değişik İş dosyasında yaptırmış oldukları tespitte mevcut ekip ve çalışma temposu ile sözleşme şartları ve iş programına göre işin süresi içerisinde bitirilmesinin mümkün olmadığı, tespit tarihi itibariyle işin gerçekleşmesi oranının %45 olması gerekir iken %25 oranında gerçekleşmiş olduğunu, davacının sürekli bahane üreterek süre uzatım talebinde bulunduğunu, sözleşme hükümlerine göre davacının taleplerinin haksız olduğunu, davacının sahayı görmeden projeler çizdiğini, bunların da uygun olmaması nedeniyle düzeltilmesi için iade edildiğini, ancak çoğu zaman hiç dokunulmadan tekrar onaya sunulduğunu, işin imalat + proje olarak bir bütün olduğunu, davacının düzgün veri toplayamaması, ehil eleman çalıştırmaması neticesinde eksik ve hatalı projeler oluşturduğunu ve bunun sonucunda sürelerin uzamasına sebebiyet verdiğini, sözleşmeye göre davacının sözleşme bölgelerinde eş zamanlı çalışma yapması gerektiğini, bir projenin onayı ile diğer projeye başlanması arasında hiçbir ilişki olmamasına rağmen davacının aksi talepte bulunularak süre uzatım için gerekçe oluşturmaya çalıştığını, hangi hallerde süre uzatım verileceğinin sözleşmede belirlenmiş olduğunu, sözleşmede belirlenmiş olan proje onay sürelerinin düzgün hazırlanmış projeler için geçerli olduğunu, sözleşme hükümleri ve kabul edilmiş teknik esaslarla çelişen eksik ve hatalı avan ve uygulama projelerinin ise mühendis tarafından düzenlenen değerlendirme raporu ekinde düzeltilmek üzere yükleniciye iade edildiğini, bunun da projenin onay için idareye sunulmuş olduğu şeklinde kabul edilemeyeceğini, 24/06/2013 tarihli toplantıda davacının talebi üzerine öncelik sırasının 1-3-4-2-5 olarak belirlendiğini, davacının bu bölgelere ait çalışma programını içeren iş programını 15/07/2003 tarihinde mühendise sunduğunu, ancak iş programının sözleşmenin 27.maddesinde belirtilenler dikkate alınarak işlerle ilgili tüm faaliyetler için genel yöntem düzenleme, sıralama ve zamanlamanın gösterilmemesi nedeniyle 28/07/2003 tarihinde iade edildiğini, zaman kaybının önüne geçilmesi için 27/08/2003 tarihli toplantıda yüklenicinin görüşleri ve rızasıyla öncelik sırasının 4-2-1-3-5 olarak değiştirildiğini, 28/08/2003 tarihinde sunulan iş programının 09/09/2003 tarihinde mühendisin uygun görüşüyle 04/11/2003 tarihinde işveren tarafından onaylandığını, bunun da zamanaşımında süre kaybına sebebiyet verildiğini, her çalışma bölgesinde eksik ve ayıplı işler nedeniyle süre uzamasına sebebiyet verildiğini belirterek, davacının tüm taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BURSA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2005/183 ESAS 2005/257 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
İSTEM: Davacı vermiş olduğu dava dilekçesindeki ve duruşmalardaki beyanlarında; Davalı kurum ile imzalanan “BURKAN -5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenajı İnşaatı İşleri” sözleşmesi gereğince idareye teminat mektupları verildiğini, eskelasyon katsayısı uygulanarak eksik ödemenin tahsili için davalı idareye karşılık Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/152 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, ancak davalı idare tarafından Bursa 14.Noterliğinden düzenlenen 06/05/2005 tarih 10409 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin fesh edildiğini, fesih sebeplerinin oluşmadığını, bu sebeple feshin haksız olduğunu, haksız fesih sebebiyle menfi, müspet ve her türlü maddi zarara karşılık şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davalı idareye verilen teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde nakde çevrilme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı ile yapılan sözleşmenin davacının işi yürütememesi hatta davalı kurumun genel müdürlüğünde üst düzey yöneticileri nezdinde 21/05/2003 tarihinde toplantı talep ettiğini, ancak bu toplantıya gelmediklerini, bunun üzerine çalışma bölgelerinde Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/56 Değişik iş dosyasında tespit yaptırıldığını, davacının sözleşmenin fesh edileceğini bildiği için alelacele Ankara üzerinden süre uzatım yönünde dava açtığını, davacının sözleşme şartlarına uymadığını, sözleşmeyi süresinde götürmediğini, müteaddit defalar ihtarname gönderilmesine ve 10 günlü süre verilmesine rağmen işin düzeltilmediği, mahallinde yapılan tespit sonucu alınan rapora göre işin %45’inin gerçekleşmiş olması gerekirken %25’inin gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiğini, bazı bölgelerde hiç çalışma yapılmadığının görüldüğünü, çalışma bölgelerinde işin fiilen terk edildiğinin görüldüğünü, bu sebeple feshin haklı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2010/325 ESAS 2010//608 KARAR SAYILI DOSYADA:
İSTEM: Davacı idare vekili vermiş olduğu dava dilekçesinden özetle; davalı ile 30/05/2003 tarihinde “BURKAN -5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenajı İnşaatı İşleri” sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin 11.203.368.712,500 TL olduğunu, sözleşmenin bitim tarihinin ise 15/01/2006 olduğu, işin iş programına uygun yürütülmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme yükümleri gereği yapılan uygulamalar sonucu hakediş ve ekleri belgelere göre tamamlanmamış iş bedelinin %10 olan toplam 890.264,74 TL’nin haklı fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinden özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca Ankara mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetkisiz karar verilmesi gerektiğini, sözleşmenin tek taraflı olarak davacı tarafından feshedildiğini, bu nedenle davacının herhangi bir zarar- ziyan, cezai şart talep hakkı olmadığını, sözleşmenin feshi sebeplerinin gerçek duruma ve mevzuata uygun olmadığını, sözleşmenin 60.maddesinin doğru uygulanmadığını, kalan işin tamamlanması için ilave masrafların talep edilebileceğini, tespit hakedişinde kesinti tutarı 841.696,52 TL olarak tespit edilmiş ve ihtirazı kayıt ile imzalanmış olmasına rağmen davacı tarafından 890.264,74 TL talep edilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca KDV talebinin de yerinde olmadığını belirterek, asıl davanın reddi ile fesih nedeniyle düzenlenen tespit hakedişinin ihtirazı kayıt ile imzalamalarına rağmen KDV dahil 318.972,05 TL alacakları olduğunu, bu alacaklarının ödenmediğini, fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere bu bedelin 147.593,54 TL ‘sinin 21/10/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile faizin KDV’si ile birlikte tahsilini karşı dava olarak talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davacı iş ortaklığı ile davalı idare arasında “BURKAN -5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenajı İnşaatı İşleri”’ne ilişkin 30/05/203 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede işin bitim tarihi olarak 15/01/2016 tarihi belirlenmiştir.
Davacılar vekili tarafından verilen 26/04/2010 havale tarihli ıslah dilekçesi ile asıl dava yönünden; davadaki talebin 98.496,31 TL daha artırılarak 103.496,31 TL +18.628,44 TL KDV ile birlikte toplam 122.125,64 TL’ye ıslah ile yükseltilmiştir.
Bu dilekçe ile birleşen 2005/183 Esas sayılı dosya yönünden de; toplam 815.400,46 TL bedelli teminat mektuplarının iadesi, nakde çevrilmesi halinde nakde çevrilme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesi şeklinde davanın ıslah edildiği,
Ayrıca haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar ve alacak olarak;
Sigorta bedeli bakımından toplam 43.311,72 TL’ye çıkarılarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Şantiye kurulumu, sökümü ve nakliyesi bedeli olarak toplam 16.035,35 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
İşçilere ödenmek zorunda kalınan kıdem ve ihbar tazminatı bakımından 18.929,31 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
Projelere altlık olacak harita föy bedellerinin ödenmemesinden doğan zarar talebinin 2.708,02 TL olarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Mühendise verilen araç hizmet bedelinden doğan alacak olarak toplam 5.592,82 TL olarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Kazı fazlası malzemenin döküm bedelinden doğan alacak talebi olarak toplam 95.340,78 TL olarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Hakedişde kesilerek ödenmeyen bilgisayar ve yazıcı bedelleri bakımından toplam 50.658314 TL olarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Yeni iş kalemlerinden doğan alacak talebi bakımından toplam 489.090,64 TL olarak 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Tamamlanamayan imalat bedellerinden doğan alacak talepleri bakımından toplam 529.668,25 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Hendek genişliklerinin eksik ödenmesi bedeli olarak toplam 152.238,02 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında kullanılan formülün hatalı uygulanmasından doğan zarar talebi bakımından toplam 116.230,13 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Genel giderlerin artması nedeniyle talep edilen zarar bakımından toplam 399,264,74 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte,
Kar kaybı talebi yönünden toplam 953.710,24 TL’nin 06/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve bu faizin KDV’si ile birlikte olmak üzere ıslah edilmiştir.
Islah dilekçesinde diğer taleplerin ise atiye terkedilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce 10/07/2019 tarihinde, birleştirilen 2015/183 esas sayılı dosyada davacıların teminat mektuplarının nakde çevrilmesi halinde bedelinin iadesi talebi olduğundan , 815.400,46 TL ‘nin %068,31 ‘nin 1/4 ‘i olan 13.925,00 TL nipsi başvuru harcını yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verilmiş davacılar vekili tarafından nispi harç 22/07/2019 tarihinde yatırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15.HD’nin 28/02/2019 tarih ve 2018/4265 -2019/875 E/K sayılı ilamı ile; “….Yükleniciler vekili tarafından açılan birleşen 2005/183 Esas sayılı davada “teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde bedelinin davalıdan istirdatı” talep edilmiş ancak dava dilekçesinde teminat mektuplarının değeri belirtilip alınması gereken peşin nispi harcı yatırılmamıştır. Davacı yükleniciler vekili 20.04.2010 tarihli ıslah dilekçesinde ise, birleşen dava dilekçesindeki talebini “teminat mektubunun iadesini ve nakde çevrilmesi halinde işleyecek avans oranında faizi ile tahsili” talebini de ekleyerek ıslah ettiklerini belirtmiş, teminat mektuplarının tutarını toplam 815.400,46 TL olarak belirtmiştir. Ne var ki, ıslah dilekçesinde ıslahla artırılan ve harcı yatırılan alacak kalemlerinin toplamı 2.983.903,81 TL olup, bu alacak kalemlerinin içerisinde teminat mektuplarının bedeli toplamı 815.400,46 TL nin bulunmadığı, teminat mektuplarının bedellerinin toplam üzerinden yatırılması gereken harcın yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Oysa 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereğince kesin teminat mektubunun iadesi isteminin dinlenebilmesi için teminat mektubunun bedeli üzerinden nispi harcın yatırılması gerekir. Yatırılacak peşin nispi harç tutarı ise Harçlar Kanunu’nun 28-a maddesi uyarınca teminat mektuplarının bedeli üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcının dörtte biridir. Yatırılması gerekli peşin harçlar yatırılmaksızın davanın görülmesi mümkün değildir. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemece ve Yargıtayca re’sen nazara alınır. Davacılar özel hukuk tüzel kişisi olup Harçlar Kanunu’na göre harçtan muaf olan kişi ve kurumlardan değildir. Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (Harçlar Kanunu m.30). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz.(m.32) Bu durumda mahkemece Harçlar Kanunu’nun 30, 32. maddeleri gereğince teminat mektuplarının iadesi talebi yönünden davacıya noksan harcı tamamlamak üzere bir sonraki duruşmaya kadar süre verilerek, tamamlanması halinde yargılamaya devam edilmesi, ikmal edilmemesi durumunda dosyanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılması gerekirken teminat mektuplarının iadesi veya bedelinin tahsili istemi ile ilgili olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. 2-Davacı yükleniciler vekili, birleşen 2005/183 Esas sayılı davadaki “menfi, müspet ve her türlü zarar ziyan tahsili” talebine ilişkin olarak verdiği 25.12.2007 tarihli açıklama dilekçesinde idarece sözleşmenin feshini takiben 3’er adet bilgisayar ve yazıcı bedeli olarak 28.328,00 TL nin hak edişlerinden kesildiğini, oysa bu hizmetlerin sağlanmasının işin yapımı ile ilgili olmadığı gibi yapım işinin gereklerinden de bulunmadığını belirterek hak edişlerden kesilen bilgisayar ve yazıcı bedelinin tahsilini istemiştir. Mahkemece idarenin hak edişlerden bu tutarı kesmesi haklı ve sözleşme gereği kabul edilerek, birleşen 2005/183 Esas sayılı davada yüklenicilerin talebi reddedilmiştir. İdare tarafından açılan birleşen 2010/325 Esas sayılı davada 890.264,54 TL hüküm altına alınmış olup, bu miktarın 28.328 TL’lik kısmını idareye teslim edilmeyen bilgisayar ve yazıcı bedeli oluşturmaktadır. Söz konusu bilgisayar ve yazıcı bedelinin daha önceki hak edişlerden kesilmiş olması sebebiyle son düzenlenen hak ediş tutanağında (tespit tutanağı özetinde) iş sahibi idarenin alacağına ilave edilmiş olması mükerrer olarak iş sahibinin bilgisayar ve yazıcı bedelini tahsil etmesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle mahkemece birleşen 2010/325 Esas sayılı davada 28.328,00 TL bilgisayar ve yazıcı bedelini de içerecek şekilde tahsil hükmü kurulması doğru görülmemiştir.3-Mahkemece asıl ve birleşen davalarla, 2010/325 Esas sayılı birleşen davaya karşılık olarak yükleniciler tarafından açılan karşı davada, hüküm altına alınan alacakların avans faizi ve (bu faizin %18 KDV’si) ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Oysa 3065 sayılı KDV Kanun’un 1. maddesinde KDV’nin konusunu teşkil eden işlemler sayılmış olup, mal ve hizmet alımları içerisinde faiz geliri sayılmadığından, faize ayrıca KDV yürütülemez (Dairemizin 07.02.1996 gün ve 1996/288 Esas-1996/636 Karar sayılı kararı, 08.04.1996 gün ve 1996/742 Esas-1996/1973 Karar, 01.02.2010 gün ve 2009/785 Esas -2010/400 Karar, 02.07.2014 gün ve 2013/6230 Esas-2014/4635 Karar sayılı kararları). Mahkemece faiz alacağına KDV yürütülmesine dair yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.4-Asıl ve birleşen 2005/183 Esas sayılı davada davacı, birleşen 2010/325 Esas sayılı davada karşı davacı olan yükleniciler vekili 17.07.2014 tarihli bilirkişi raporuna yaptığı itirazlarına 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesi gereğince alınan uzman görüşünü de dayanak olarak eklemiştir. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesinde düzenlenen uzman görüşü, tarafların uyuşmazlığın aydınlanabilmesi, anlaşılabilmesi ve iddia ve savunmaların ispatı için kendisinin belirlediği özel ve teknik bilirkişiden bir konuda bilgi alması olarak düzenlenmiş olup, uygulamada özel bilirkişi adı da verilmektedir. Taraflar kendi menfaatlerini koruyabilmek ve alınan bilirkişi raporundan tatmin olmamaları halinde olayın tam olarak aydınlanmasını sağlamak ve doğru ve adil kararın verilmesi için uzman görüşü alıp mahkemeye ibraz edebilecektir. Mahkeme özellikle özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda tarafın sunduğu uzman görüşünü dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate almak ve değerlendirmek zorundadır. Bu anlamda alınan bilirkişi raporunda, taraflardan biri, uzman görüşüne dayanmak suretiyle itiraz etmiş ve bu itirazlar mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmamış ve itirazlar gerekçeli bir şekilde karşılanmamış ise uzman görüşüne dayanan tarafın 6100 sayılı HMK’nın 27., Anayasının 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkı ihlal edilmiş olabilecektir.Dosyaya ibraz edilen uzman görüşünde 17.07.2014 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen görüşlerin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içermektedir. Mahkemece alınan 17.11.2015 tarihli ek raporda uzman görüşüne yer verilerek değerlendirme yapılmışsa da, gerekçeli kararda uzman görüşüne hiç yer verilmemiştir. Uzman görüşü kararda gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur (Dairemizin 11.05.2017 gün ve 2017/492 Esas-2017/2026 Karar ve 25.09.2017 gün ve 2017/1083 Esas-2017/3122 Karar).5-Dosya kapsamı ve toplanan delillerden yüklenici iş ortaklığının sözleşme ve ekleriyle fen ve tekniğine uygun olarak projeleri hazırlayıp idareye sunmadığı ve bunun sonucu olarak iş sahibi idarece düzenlenen proje değerlendirme raporlarına göre aksaklıkları ve hataları düzelterek projeleri yeniden iş sahibi idareye ibraz ettiği anlaşılmaktadır. Davacı bu nedenle kusurlu olması sebebiyle iş sahibi idarece proje onaylarının sözleşme hükümlerine göre gecikerek yapılmasından dolayı süre uzatımı talep edemez. Ne var ki, toplanan delillerden ve alınan bilirkişi raporlarından iş sahibi idarenin sözleşmeye konu bölgelerde proje değişikliğine (revizyonuna) giderek işi artırdığı, yağmur suyu ve atık su şebeke boylarında proje revizyonları sonucu artışlar olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 39.2 maddesinde “sözleşmenin yürütülmesi sırasında sözleşme kapsamındaki işlerde değişiklik zorunlu olduğu veya sözleşme dışında kalan fakat gerek görülmesi üzerine yapılması ihaleden sonra kararlaştırılmış işler çıktığı ve bu yüzden ilk sözleşme fiyatında artma veya eksilme olduğu takdirde yüklenici, ilk sözleşme fiyatının %15 i içinde kalan fazla veya eksik işleri aynı sözleşme hükümleri dahilinde yapmak zorundadır. Yüklenici bu şekilde işin gerek artmış ve gerekse eksilmiş olmasından dolayı süre uzatımı hariç hiçbir talep ve iddiada bulunamaz” hükmüne yer verilmiştir. Proje revizyonları sonucu oluşan iş artışları nedeniyle davacıların sözleşmenin 39.2 maddesi hükmü uyarınca süre uzatımı talebinde haklı oldukları anlaşılmaktadır.Yine sözleşmenin “fesih halinde ödeme“ başlıklı 60.1 maddesinde “sözleşmenin yüklenicinin sözleşmeyi esastan ihlali ile feshedilmesi durumunda proje müdürü tamamlanan işin ve siparişi verilen malzemenin bedelini hesaplayacak ve bundan o tarihe kadar yapılan ödemeleri ve işlerin tamamlanmayan kısmının tutarının belirli bir yüzdesini sözleşme verilerinde belirtildiği üzere işverenin tamamlama için ilave masrafları olarak düşerek bir hak ediş hazırlayacaktır. İlave gecikme cezası uygulanmayacaktır. İşverene ödenecek miktarın yüklenicinin alacağından fazla olması halinde aradaki fark işveren namına alacak kaydedilecektir.” Hükmüne yer verilmiş olup, sözleşmenin 55. sayfasında 60.1. maddede geçen “tamamlanmamış işin bedeline uygulanacak yüzde miktarının, işlerin tamamlanması için işverenin ilave masraflarını temsil etmek üzere %10 olduğu açıklanmıştır. Görüldüğü gibi iş sahibi, sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde tamamlanan işin ve siparişi verilen malzemenin bedelini hesaplayacak ve bu bedelden o tarihe kadar yapılan ödemeleri ve işlerin tamamlanmayan kısmının belirli bir yüzdesini (%10) işverenin tamamlama için ilave masrafları olarak düşerek bir hak ediş hazırlayacaktır. Sözleşmenin bu maddesi uyarınca iş sahibince sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde hesaplamanın “fesih tarihi itibariyle kalan imalat bedeli üzerinden” yapılması gerekir.Yüklenicilerin iş artışı nedeniyle sözleşmenin 39.2 maddesine göre süre uzatımı talebinde haklı oldukları dosya kapsamı ve toplanan delillerden anlaşılmakla öncelikle ne kadar süre uzatımı verilmesi gerektiğinin tespiti, bu tespite göre kalan sürede işin tamamlanmasının mümkün olup olmadığı ve sonuçta fesihte hangi tarafın kusurlu olduğunun saptanması gereklidir. Yükleniciler asıl ve birleşen 2005/183 Esas sayılı davada idarece sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek 23.11.2007 ve 25.12.2007 tarihli açıklama dilekçelerinde gösterdikleri alacak kalemleri ile ilgili istemlerde bulunmuşlardır.Bu kalemler arasında haklı nedenle sözleşmenin feshedilip feshedilmediğinin değerlendirilmesi gereken istekler yer almaktadır. Örneğin, müspet zarar kapsamında bulunan kar kaybında feshin haklı olup olmadığına göre bir değerlendirme yapılarak fesihte idare haklı ise kar kaybı istenemeyeceği, haksız ise kar kaybı istenebileceği düşünülmelidir. Diğer taraftan yüklenicileri hakettiği iş bedelleri için feshin haklı olup olmadığının bir önemi yoktur. Yükleniciler hakettikleri imalat bedelini fesihte idare haklı olsa dahi isteyebilecektir. Yine idarece açılan birleşen davadaki talep bakımından sözleşmenin 60.1 maddesi uyarınca sözleşmenin idarece haklı nedenle feshedilmesi gerektiği açıktır. Tüm bu hususlar bakımından dava dosyası incelendiğinde, 2. ve 3. bilirkişi kurulu raporları düzenleniş tarzı itibariyle gerekçesiz olup, hükme esas alınacak nitelik ve yeterlikte olmadıkları gibi rapordaki hesaplamaların dayanakları da denetime elverişli olarak gösterilip yapılmamıştır. Mahkemece yapılan 11.09.2007 tarihli 1. bilirkişi kurulu raporunda proje revizyonları sonucu oluşan ilave işler nedeniyle yüklenicilere süre uzatımı verilmesi gerektiği kabul edilmesine rağmen bunun miktarı denetime elverişli olarak gösterilmemiştir. Yine bu raporda yapılan hesaplamalar ile hükme esas alınan son bilirkişi kurulu raporu ve ek raporundaki hesaplamalar arasında özellikle yüklenicilerin ilave işler sebebiyle süre uzatımına hak kazanıp kazanmadığı konusunda çelişkiler bulunmaktadır. Hükme esas alınan son bilirkişi raporunda sözleşmenin 39.2 maddesi uyarınca iş artışı bulunmasının yüklenicilere süre uzatımı verilmesini gerektirdiği belirtilmesine rağmen yüklenicilerin süre uzatımına hak kazanmadığına dair sonuca ulaşılması dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.O halde mahkemece yapılması gereken iş, 6100 sayılı HMK’nın 281/3 maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman içerisinde mimarın da bulunacağı 3 kişilik bilirkişi kurulundan proje değişiklikleri sebebiyle yüklenicinin hak kazandığı süre uzatımı miktarı ile bu miktarda gözetildiğinde fesih tarihi itibariyle kalan süre içinde yüklenicinin işi tamamlamasının mümkün olup olmadığı, davalı iş sahibinin 818 sayılı Borçlar Kanunu 358, Türk Borçlar Kanunu’nun 473. maddesine göre süresinden önce fesih isteminde haklı olup olmadığı ve bunun sonucu olarak asıl ve birleşen davalarda yüklenicinin ve iş sahibinin isteyebileceği tazminat miktarı konusunda, iş sahibinin daha önce hak edişlerden kestiği bilgisayar ve yazıcı bedelini isteyemeyeceği, faize KDV talep edemeyeceği, sözleşmenin 60.1. maddesine göre iş sahibinin isteyebileceği tazminatın fesih tarihindeki kalan iş bedeli üzerinden hesaplanması gerektiği de dikkate alınarak daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek biçimde HMK’nın 281/son maddesi gereği gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirmek suretiyle asıl ve birleşen davalara da sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarıyla hükme varılması doğru olmadığından taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün 1, 2 ve 3. bent uyarınca davacı yükleniciler, 4. ve 5. bent uyarınca da taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların sunmuş olduğu deliller toplanarak ve ihale dosyası da getirtilerek dosya üzerinden bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi kurulundan alınan 11/09/2007 tarihli bilirkişi kurulu raporu 12/09/2008 tarihli ve 08/06/2009 tarihli ek bilirkişi raporlarına göre; davacının süre uzatım talebinin yerinde olduğu, 250 günlük süre uzatım verilmesinin makul olduğu, davalı idarenin sözleşmeyi feshinin haklı olmadığı, davacının fiyat farkı (eskalasyon katsayısı farkı) talebinin yerinde olduğu, 103.496,31 TL talepte bulunabileceğini, tespit hakedişine dahil edilmeyerek hiç ödenmeyen ve eksik imalat kalemlerine ilişkin olarak 1.500,00 TL talepte bulunabileceğini, siparişi verilen malzeme bedeli yönünden yeterli belge ve bilginin sunulmadığı, iş sonu projelerine altlık olacak harita föy bedeli olarak 1.514,32 TL talepte bulunabileceği, mühendise verilen araç hizmet bedeli olarak 3.127,50 TL talep edebileceği, kazı fazlası malzemenin döküm bedeli olarak 53.314,50 TL talep edebileceği, bilgisayar ve yazıcı bedeli olarak kesilen 28.328,00 TL’nin ödenmesi gerektiği, yeni iş kalemlerinden doğan 273.499,14 TL’nin talep edilebileceği, tamamlanmayan imalat bedeli olarak 296.190,00 TL’lik imalatın yapılmış olması halinde ödenebileceği, hendek genişliklerinin eksik ödenmesi bedeli olarak 85.131,40 TL talep edilebileceği, nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında kullanılan formülün hatalı uygulanması nedeniyle 64.995,81 TL ödenebileceği, şevle yapılan kazı imalatının iksalı kazı olarak ödenmesinden doğan 68.196,77 TL’lik talebin haklı olmadığı ve yine zemin ıslahı ile ilgili 651,78 TL’lik talebin haklı olmadığı, şevle açılan kazının 1/3 şeve göre ödenmesinden doğan zarar talebinin haklı olmadığı, sözleşmenin feshi nedeniyle doğan zararların şimdilik 3.500,00 TL olduğunu, bu kalemlere ilişkin belge veya açıklama sunulmadığından görüş bildirilmesi mümkün olmadığı, 51.316,79 TL olarak ödenen sigorta bedelini kalan iş oranı %71,526 esas alınarak 36.704,85 TL olarak talep edilebileceği, şantiye kurulumu sökümü, nakliye bedeli olan 22.418,91 TL’nin tavan iş oranı üzerinden hesaplanması neticesinde 16.035,35 TL’nin talep edilebileceği, genel giderin artması nedeniyle 149.569,04 TL’nin talep edilebileceği, fesih sebebiyle iş akitleri fesh edilen çalışanlara ödenen kıdem tazminatı olarak 4.407,88 TL talep edilebileceği, işin yapılmaması nedeniyle talep edilebilecek kar kaybının 631.658,59 TL olduğu belirtilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmeleri üzerine başka bir bilirkişi kurulundan 18/10/2010 tarihli rapor alınmıştır. Alınan bu rapora göre; davacının süre uzatım talebinin yerinde olmadığı, davacının kendi kusurlu davranışları ile işin uzamasına ve maliyetlerin artmasına yol açtığını, projelerin hazırlanması ve uygulanmasında davacının gerekli hassasiyet ve özeni göstermediği, bu davranışın sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, davalı idare tarafından davacının birçok kereler uyarıldığı ancak bundan bir sonuç alınamadığı, bu sebeple sözleşmenin feshinin haklı olduğu, davacının imalat bedelinin eksik ödeme talebi olarak talep etmiş olduğu, 29.842,32 TL ile ilgili belgeler sunulmadığından eksik ödemeye rastlanılmadığının belirlenmiş olduğu görülmüştür.
Bu raporun yeteri kadar açıklayıcı, denetime müsait olmaması, birleşen dosyada ve ıslah talebi yönünden de herhangi bir açıklama yapılmamış olduğu sadece davacının süre uzatım talebi ile feshin haklı veya haksızlığı hususunda görüş belirtilmiş olduğu görüldüğünden ve taraflarca da itiraz edilmesi nedeniyle başka bir bilirkişi kurulundan 28/08/2012 tarihli bilirkişi raporu ve 12/06/2013 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu alınmıştır.
Alınan bu raporlardan müteahhidin işe yeteri kadar gayret göstermemesi, işi planlayamaması, projeleri yeteri kadar doğru olarak zamanında düzenletmemiş, işte yeteri kadar performans sergileyememesi nedeniyle işin feshine sebep olduğunun anlaşıldığını, işin şehir bazında geniş bir alanda yapılması mümkün iken, yeterli ekipman, alet ve hafriyat makinalarını işe koyamaması, işin müşavir ve idare nezdinde süresinde bitirilemeyeceği kanaatine vardırdığını dosya içerisinden anlaşıldığını, müşavir firmanın işin yürütülmesinde idare adına sorumlu iken, iş kapasitesinin akışı nedeniyle süre uzatımı verilmesi gerekirken, süre uzatımının verilmediğini, hakediş ödemelerinde idarenin, şevlerin hesabında, hafriyat hesabında açıkça tarifli iken bu hükümlere uymaması, uymamak içinde çareler aradığı görüldüğünden müşavir firmanın da görevini tam yerine getirmediğini, müteahhidi denetlemede ve takip etmede sorumlu olduğunu, bu sebeple sözleşmenin feshini, müteahhidin %50, müşavir firmanın %35, idarenin ise %15 oranında kusurlu olduğunu netice itibariyle davacıya 250 gün süre uzatım verilmesi gerektiği, fiyat farkı olarak 103.496,31 TL talep edebileceği, projelere altlık olacak harita foy bedelleri ile ilgili olarak 1.514,32 TL talep edebileceği, mühendise verilen araç hizmet bedeli olarak 3.127,50 TL, kazı fazlası malzemenin döküm bedeli olarak 53.314,50 TL, bilgisayar ve yazıcısı bedeli olarak kesilen 28.328,00 TL, hendek genişliklerinden dolayı eksik ödeme bedeli olarak 85.131,40 TL, nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında hatalı formül uygulanması nedeniyle 64.995,81 TL talep edebileceği, sözleşme gereği ödenen 51.316,79 TL sigorta bedelinin kalan işe oranı üzerinden 18.352,43 TL, şantiye kurulumu sökümü ve nakliye bedeli olarak kalan işe oranı üzerinden 8.017,68 TL, genel giderlerin artması sebebiyle 149.569,04 TL, iş akdi feshedilen çalışanlara kıdem tazminatı olarak 2.203,94 TL olmak üzere toplam 303.486,08 TL artı KDV’yi 06/05/2005 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte talep edebileceğinden şevli yapılan kazı imalatının iksalı olarak ödenmesinden dolayı 68.196,77 TL zemin ıslahı olarak 651,78 TL, şevle açılan kazının 1/3 şeve göre ödenmesinden dolayı zarar talebinin ve davacının kusurlu olması nedeniyle 631.658,59 TL kar kaybı talebinin yerinde olmadığı belirlenmiş, ek raporda ise; işin feshedilmesinden dolayı işçilere ödenen kıdem tazminatı ile ihbar tazminatları ile ilgili erken bir ödeme yapılmış olmasının talep doğurmayacağını, iş sonu proje altlıkları föylerin idareye teslim edilmediği anlaşıldığından bu hususta talepte bulunulamayacağını, teslim evraklarının sunulması halinde belirlenen bedelin talep edilebileceği, mühendise verilen araç ve hizmet bedeli olarak tespit tutanağında herhangi bir itiraz olmadığından bu bedelin ödenmesinin mümkün olmadığı, kazı fazlası malzemenin döküm bedeli olarak talep edilen bedel ile ilgili belgelerin bulunmaması nedeniyle talep edilemeyeceği, bilgisayar ve yazılım bedeli olarak talep edilen bedelin ödenebilmesi için tutanak ile teslim edilmiş olması gerektiğini, bu belgeye rastlanılmadığından talep edilemeyeceğini, belgenin sunulması halinde belirlenen bedelin talep edilebileceğini, hendek genişlikleri ile ilgili belirlenen eksik ödemenin talep edilebileceği, nakliye birim fiyatları ile ilgili belirlenen bedelin talep edilebileceği, şevli yapılan kazı imalatının iksalı ödenmesi yönünden, zemin ıslahı ile ilgili olarak, şevle açılan kazının 1/şeve göre ödenmesinden dolayı zarar talebinin haklı olmadığı, genel giderlerin artması sebebiyle 149.569,04 TL’nin talep edilemeyeceğini, birleşen 2010/325 esas sayılı dosyadaki karşı dava yönünden ise 270.315,30 TL artı KDV’nin işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğini, davalı idarenin talep etmiş olduğu 890.264,73 TL’nin tarafların hepsinin kusurlu olması nedeniyle talep edilemeyeceğini ve davalı idarenin işveren ambarında kullanılan malzeme karşılığı talep ettiği 20.240,22 TL’nin herhangi bir belgesi sunulmadığından talep edilemeyeceği belirlenmiştir.
Bilirkişi raporuna tarafların itiraz etmesi, karar vermeye elverişli olmaması ve kendi içinde çelişkili olması ve alınan raporlar arasında mübayenet olması nedeniyle mübayenetin giderilmesi için başka bir bilirkişi kurulundan 17/07/2014 havale tarihli rapor alınmıştır.
Alınan bu rapora göre; sözleşmenin feshi hususlarının sözleşmenin 59. maddesinde düzenlendiğini, bu maddede; esaslı ihlal hallerinin örnekleyici şekilde sayıldığını, fesih hususunda Türk Borçlar Kanunun 473. maddesinin de uygulama alanı bulduğunu, buna göre yüklenicinin iş sahibine yüklenemeyen bir sebeple işi bitiremeyeceğinin anlaşılması veya işi geciktirmesi halinde iş sahibinin sözleşmeden dönebileceğini, davalı idare tarafından fesih ihbarında; 28 gün süre ile işin bırakılmasına, işin zamanında bitirilmesinin imkansız olmasına, sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine aykırı davranılmasına dayanıldığını, buna göre fesih sebepleri tek tek incelendiğinde; işin 28 gün süre ile bırakıldığına dair bir delile rastlanılmadığını, bu iddiaya dayalı feshin haklı olmadığını ancak toplantı tutanakları incelendiğinde; davalı idare tarafından ve müşavir firma tarafından davacıya devamlı surette işin gecikmesinden dolayı uyarılar yapıldığını, 23 nolu toplantıda “iş programına göre yüklenici meydana gelen gecikmeyi telafi edeceğini söyledi” ibaresinin bulunduğunu, buna göre davacı firmadan kaynaklı gecikmelerin olduğunun anlaşıldığını, bu hususta birçok toplantı tutanağı düzenlendiğini, bu tutanaklarda davacı firmanın yapılacak işleri zamanında ve iş programına uygun götüremediği ve yapılacak işlerde ve imalatlarda gecikmeler yaşandığı, söz verilen ve iş programında yer alan tarihlere göre işleri yürütemediğini açıkça tespit edildiğini, projelerin inceleme süresi yönünden yapılan değerlendirmede de; sözleşmenin inceleme sürelerinin belirlendiğini ancak müteahhit firmanın müşavir firmadan inceleme sonrası geri dönen projelerin revizyonları için kullandığı sürelerden dolayı gecikmelerin kaynaklandığını, bundan da müteahhit firmanın sorumlu olduğunu, idareden kaynaklanan gecikmelerin ise aynı zamanda incelenen projeler yönünden gecikmeler göz önüne alındığından bu gecikmelerin toplanmayarak en uzun süreli gecikmenin göz önüne alındığını, bunun da 4. bölge için 46 günlük süre olduğunu, bu gecikmeden idarenin sorumlu olduğunu, bunun dışında daha sonra teslim edilecek olan bölgelere ait projelerle ilgili revizyon sürelerinin oldukça fazla olması, davacının imalata başlaması ile birlikte imalata ağırlık verdiğini ve diğer bölgelerle ilgili revizyonları hesaplama tablosunda da görüldüğü üzere uzatmaya başladığının tespit edildiğini, sözleşmede 3. inceleme için herhangi bir süre öngörülmediğini, bu nedenle 2. incelemeden sonraki revizyonlarda geçen sürelerin davacının sorumluluğunda olduğunun kabul edildiğini, davacı tarafından revizyonlar arasında fark olduğu, yeni düzeltmeler ve eklemeler istendiği iddia edilse bile proje revizyon raporlarından anlaşıldığı kadarıyla bazı hataların ikinci incelemelerden sonraki revizyonlarda da aynen devam ettiğinin görüldüğünü, ikinci ve sonraki proje revizyonlarında davacının hiçbir revizyona itiraz etmediği, hataları kabul ettiği ve düzeltmeye çalıştığı görüldüğünden ikinci ve sonraki revizyonlarda geçen sürelerin sorumluluğunun davacıda olduğunun tespit edildiğini, sözleşmede 12 ekip kurularak bu ekipleri tekli ya da ikili ekipler halinde bölgelerde çalışacak ve her ekibin farklı çaplardaki borular için, farklı diğer işler için, farklı bölgede görev alacağı ve yapacakları işlere göre günlük iş yapma hızlarının iş planında programlanmış olduğunu, 12 ekipten 8 tanesinin boru döşeme işinde görevli olduğu, diğerlerinin ev bağlantısı, beton dökümü, vb işlerde çalışmalarının öngörüldüğünü, öngörülen iş hızlarına göre boru çaplarına bağlı ağırlıklı ortalama çalışma hızının 36m/gün/ekip olarak hesaplandığını, bu hızla tüm ekiplerin iş planına göre aynı anda çalışması durumunda maksimum günlük 204 metre boru döşenebileceğini, bu hesaplamada ekipler için öngörülen işin dışında bulunan diğer işleri de gerektiğinde yaptığının varsayıldığını, izleme raporlarında yapılan işlerin miktarının yazılı olduğunu, işin feshedildiği tarihe kadar geçmiş olan 515 günlük sürenin 9 haftasında hiçbir iş yapılmadığının tespit edildiğini, yapılan işlerin standart sapması hesaplandığında ortalama iş hızının 70,2m/gün olduğunu, oysa ki iş programında 204 mt./gün olduğu, buna göre iş hızının planlanan hızın %30u oranında olduğunu ve işin çok yavaş yapıldığının tespit edildiğini, bu hız ile devam edildiğinde işin bitmesi için gerekli olan sürenin 1131 gün olduğunu, sözleşme feshedilmese idi, yüklenici firma tarafından kalan işin 915 günde bitirilebileceğinin tespit edildiğini, fesih tarihinde işin bitimine 254 gün kaldığından fazladan 661 güne ihtiyaç olduğunu, 46 günlük gecikme idareden kaynaklandığından bu süreden düşüldüğünde 615 güne ihtiyaç bulunduğunu, işin yavaş yapılmasında yani iş hızının düşüklüğünden davacının sorumlu olduğunu ve kalan 254 günde işi bitirmesinin mümkün olmadığının tespit edildiğini, davacının iddialarında ve bazı bilirkişi raporlarında %478e varan iş artışı olduğunun belirlendiğinin ancak bu yorumların yanlış olduğunu, ekler bazında meydana gelen bu artışların imalatta boru boyu bazında herhangi bir miktarda artış olacağını göstermediğini, sözleşmeye göre planlama alanının genişletebileceğini, bazı hatların yenilenmesi veya yeni ek hatların yapılmasının sözleşmeye göre istenebileceğini, bu tür istemlerin yapılacak işlerin toplam maliyetinin yani toplam sözleşme bedelinin %15ini aşamayacağının belirlendiğini, buna göre her ne şekilde olursa olsun meydana gelen iş artışının toplam bedeli proje sözleşme bedelinin %15ini aşmıyorsa müteahhit firmanın bunların bedelini almak suretiyle işleri yapma zorunluluğu olduğunu ve bu işlerden dolayı süre uzatımı istemesinin sözleşmeye uygun olmadığını, keşif artışı ile ilgili sözleşmedeki maddelerin doğru yorumlanmadığını, sözleşmenin 39. maddesine göre ihaleden sonra kararlaştırılmış işler çıktığı zaman veya ihale dosyasındaki keşif metrajından farklı olarak kesin proje sırasında meydana gelen artışların ihale sonrasında ortaya çıkan durum olarak değerlendirilemeyeceğini, ihalede belirsizlik olacağının başından beri belli olduğunu, tatbikat yapım işi 145 km olarak düşünülmüşken iş sonu proje işini 110 km olarak öngörüldüğünü yani kesin projelendirme aşamasında meydana gelen 110 km’nin üzerindeki projelendirme değerleri, proje bir bütün olarak düşünüldüğünde ve mevcut diğer kanalizasyon hatlarıyla entegrasyonu düşünüldüğünde zaten beklenen bir durum olduğu ve bu durumu ihale sonrası ortaya çıkmış bir iş artışı olarak düşünülmesinin yerinde olmadığının tespit edildiğini, buna göre davalı idarenin sözleşmenin 59/2.a maddesine göre; fesih koşullarının oluştuğu iddiası yerinde değil ise de davacının işi programa göre götürmediği, yavaş götürdüğü, belirlenen tarihte bitirmesinin mümkün olmadığı, ek olarak 615 gün daha süreye ihtiyacı olduğu, bu sürenin uzamasında davacının kusurlu olduğu, ihale bedeli kadar iş yapılmadan ek işler yapıldığı iddiasının da yerinde olmadığından ek işler nedeniyle süre talebinde bulunmasının da yerinde olmadığı, bu hususunda sözleşmenin feshi için esaslı unsur olduğu belirtilerek sözleşmenin feshinde davalı idarenin haklı olduğu belirlenmiştir. Bu açıklamaya göre; davacının süre uzatım talebinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. Ancak 46 günlük süre uzamasından idare sorumlu olduğundan bu süreye göre davacının 19.043,32 TL + KDV fiyat farkı (eskalasyon kat sayısı uygulaması) talep edebileceği belirlenmiştir. Birleştirilen 2005/183 esas sayılı dosyada ise feshin haklı fesih olması nedeniyle yüklenicinin zarar talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi için bilirkişi kurulundan 17/11/2015 tarihli ek rapor alınmıştır.
Alınan bu ek raporda tarafların itirazları değerlendirilerek kök raporda bir değişiklik yapılmadığı belirtilmiş, ancak KDV kalebinin yerinde olduğu ve KDV miktarı yönünden mali müşavirden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.
Ek raporda; talep edilen alacaklar yönünden KDV talep edilebileceği belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı uyarınca dosyanın İstanbul Nöb.Asl.Tic.Mah.talimat yoluyla gönderilerek üniveristelerin öğretim görevlilerinden seçilecek bir mimarlık fakültesi öğr. üyesi ,bir inşaat mühendisliği fakültesi bir öğretim üyesi ve dosyanın nitelikli hesap gerektirmesii nedeniyle bir borçlar hukuku öğretim üyesinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi heyetinden tarafların idida ve savunmaları, önceki raporlara itirazları, davacı vekilinin sunduğu uzman görüşü de değerlendirilmek suretiyle Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor aldırılması istenilmiştir.
İstanbul 7.Asl.Tic.Mah. 2019/87 Talimat dosyasında İTÜ İnş.Fak.Öğr.Üyesi Prf.Dr…., İTÜ Mimarlık Fak.Öğr.Üyesi Doç.Dr…., Doç.Dr…. tarafından düzenlenen 09.06.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı iş sahibi tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, sözleşmenin haksız feshi söz konusu olmadığından yüklenicinin tazmin edilmesi gereken bir zararının bulunmadığı, banka teminat mektubunun riskin gerçekleşmesine bağlı olarak paraya çevrilebileceği, davalı idarenin projelerin incelenmesi ve onaylanması süreçlerindeki gecikmelerine bağlı olarak olarak dava konusu işi 46 gün geciktirdiği, davacı yüklenicinin dava konusu iş ile ilgili davalı ile yaptığı 11632 numaralı sözleşmede öngördüğü 204 m/gün hızından yavaş olarak ortalama 87 m/gün hızında çalıştığı, bu nedenle de davalıdan kaynaklı 46 günlük gecikme süresi kendisine verilse bile (işi bitirmek için 844 gün ek süreye ihtiyacı bulunmakta fesih süresi itibariyle 254, gecikme nedeniyle 46 gün bu değerden düşüldüğünde ek olarak 544 gün süreye ihtiyacı bulunmaktadır) işi zamanında yetiştiremeyeceği, davacı tarafından hazırlanan sözleşme dokümanlarında inşaat işi miktarının toplam 165 km olduğu, bunun yine sözleşmedeki %15 artış şartıyla 189,75 km’ye kadar çıkabileceği, yine sözleşmede davacı yüklenici tarafından hazırlanan iş planında davacı yüklenicinin yapılacak iş miktarını 109,606 km olarak gösterdiği, sözleşmeye göre yüklenicinin proje ve inşaat işlerini yaptıkça hak edişlerle ücretini aldığı, bu nedenlerle iş devam ederken iş artışından bahisle süre uzatımı istemesinin uygun olmadığı, hak edişlerle davalı tarafından sözleşmede görülen ve iş için ayrılan bütçenin kullanılarak bitirilmesinden sonra halen yapılması gereken iş varsa bunlar için ek süre ve ek ücret istemesi gerektiği, sonuç olarak davalı idarenin işin davacı yüklenici tarafından yavaş yapılması nedeniyle sözleşmede: “59.3 Sözleşmenin taraflarından birisinin proje müdürüne, sözleşmenin ihlali ile ilgili olarak yukarıda Madde 59.2 ‘de listelenenlerin dışında bir neden ile bildirimde bulunması durumunda ihlalin esastan olup olmadığına Proje Müdürü karar verecektir.” şeklinde düzenlenmiş maddeye göre Proje Müdürünün sözleşmenin esastan ihlal edildiğine karar vermesi ve bu karara istinaden davalı idarenin 06.05.2005 tarihli fesih ihbarnamesi ile fesih kararı vermesinin uygun olduğu, davacının fesih hak edişine kadarki hak edişler ile ilgili olarak talep edebileceği eskalasyon farkı bedelinin 19.643,321 TL +KDV olduğu, davacının sigorta bedeli olarak talep edebileceği bedelin 36.704,85 + KDV olduğu, davacının projelere altlık olacak harita bedeli olarak talep edebileceği bedelin 21.514,32 TL + KDV, davacının yeni iş kalemlerinden doğan alacaklarına ilişkin olarak talep edebileceği bedelin 243.023,60 TL +KDV, davacının tamamlanmayan ithalat bedellerinden doğan alacaklara ilişkin olarak talep edebileceği bedelin 296.190,13-TL +KDV , davacının eksik ödenen hendek genişliklerine ilişkin olarak talep edebileceği bedelin 85.131,40-TL+KDV, davacının davalı idarenin nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında kullanılan formülün hatalı uygulanmasından doğan farka ilişkin olarak talep edebileceği bedelin 64.995,81-TL+KDV olduğu, karşı davacı yüklenicinin davacı idare tarafından yapılan tespit tutanağında fesih tarihinden sonra yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan bedel olarak talep edebileceği bedelin 147.593,54-TL + KDV olduğu, davacı idarenin sözleşmeye göre fesih hak edişinde belirlenen kalan iş bedelinin %10’u oranında kesilecek bedel olarak talep edebileceği bedelin 841.696,74-TL + KDV olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dosyamız talimat mahkemesine tekrar gönderilerek bilirkişi kurulundan taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
İstanbul 7.Asl.Tic.Mah.2020/85 tal.sayılı dosyasında, İTÜ İnş.Fak.Öğr.Üyesi Prf.Dr…., İTÜ Mimarlık Fak.Öğr.Üyesi Doç.Dr…., Doç.Dr…. tarafından düzenlenen 10/02/201 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; davacı yüklenici ve davalı idare vekillerinin kök rapora itirazları hakkında kök rapordaki görüşlerinde bir değişikliğin olmadığını ancak davacının yüklenicin kalemi olduğu şeklinde görüş ve kanaat belirtilen bedellere ilişki tarihine yöre eskalasyon katsayısı uygulanmasına ilişkin itirazı olduğu ve bu nedenle bu bedellerin aşağıdaki şekilde yeniden hesaplanması sonucu projelere altlık olacak harita föy bedellerine ilişkin kök raporda yapılan 1.514,32-TL bedelin davacıya ödenmesi gerektiğine ilişkin görüş ve kaanatine, bu bedelin öncelikle sözleşme fesih tarihine eskale edilerek ödenmesi gerektiği, sonrasında da ayrıca 250 gün süre uzatım hakları bulunduğundan bahisle Eylül 2006 tarihine kadar eskale edilmesi gerektiği görüş ile itiraz edildiği, bu bedelin sözleşmenin fesih edildiği 2005 katsayısı olan 0,269419 ile 1.514,32 TL ‘nin çarpılması sonucunda bedelin 1.922,31 TL + KDV olabileceği, yeni iş kalemlerinden doğan alacaklara ilişkin olarak kök raporda yapılan %10 ihale indirimin bu bedel içinde uygulanmasının uygun olacağı şeklindeki görüş ve değerlendirmeye bu indirimin de uygulanmasının gerektiği ve ayrıca bu bedele fesih tarihine kadar olacak eskalasyon bedelinin eklenmesi gerektiğine ayrıca 46 günlük süre uzatımı hakkı olması nedeniyle bu sürenin sonuna kadarki eskalasyon farkının eklenmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmeye itiraz edilmediğini, bilirkişi heyetinin yapım işlerinde uygulanan ihale indirimin çıkacak yeni iş kalemlerine de uygulanması gerektiği görüş ve kanaatinde olduğunu, bu nedenle yeni iş kalemlerinden doğacak olan 273.499,14 TL’den %10 azaldığında bedelin 246.149,24 TL olacağı, kök raporda bu bedelin sehven 243.023.60 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın bu maddede belirttiği üzere bu bedelin sözleşmenin fesh edildiği Nisan 2005 tarihinde eskale edilmesinin uygun olduğu bu haliyle de 0,269419 ile çarpılması sonucunda toplam bedelin 246.149,24 TL + 66.317,28 TL = 312.466,52-TL- KDV olacağı ve bu değerin ıslah sonrası arttırılan kısmı için davacının faiz isteme hakkı olduğu değerlendirildiği, tamamlanmayan imalat bedellerinden doğan alacak bedeli olarak kök raporda hesaplanan bedele fesih tarihine kadar eskalasyon farkı uygulanması gerektiği belirtilerek itiraz edildiği, kök raporda davacı yüklenicinin tamamlanmayan imalat bedellerinden doğan alacak yönünden 296.190,13 -TL + KDV talep edebileceği ve bu değere sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiği göz önünde bulundurulduğunda eskalasyon katsayısı eklenemeyeceği değerlendirildiği denildiği, ancak davacı tarafın bu maddede belirttiği üzere bu bedelin sözleşmenin fesh edildiği Nisan 2005 tarihine eskale edilmesinin uygun olduğu bu haliyle de Nisan 2005 kat sayısı olan 0.269419 ile çarpılması sonucunda toplam bedelin 296.190,13 TL + 79.799,25 TL =375.989,38-TL + KDV olacağı ve bu değerin ıslah sonrası arttırılan kısmı için davacının faiz isteme hakkı olduğunun değerlendirildiği, eksik ödenen hendek genişliklerine ilişkin kök raporda hesaplanan bedele fesih tarihine kadar eskalasyon farkı uygunlanması gerektiği belirtilerek itiraz edildiği, kök raporda davacı yüklenicinin kazı ve dolgu işlerine ait hesaplamayı dava konusu iş ile ilgili sözleşmede bulanan Zeyilname 1 isimli zeyilnamenin 3.maddesine uygun olarak yaptığı, bu nedenle davacının 85.131,40-TL + KDV talep edebileceği denildiği ancak davacı tarafın bu maddesine uygun olarak yaptığı bu nedenle davacı tarafın bu maddede belirttiği üzere bu bedelin sözleşmenin fesih edildiği Nisan 2005 tarihine eskale edilmesinin uygun olduğu bu haliyle de Nisan 2005 kat sayısı olan 0.269419 ile çarpılması sonucunda toplam bedelin 85.131,40 TL + 22.936,02 TL – 108.067,42 TL + KDV olacağı ve bu değerin ıslah sonrasında arttırılan kısım için davacının faiz isteme hakkı olduğu değerlendirildiği, davalı idarenin nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında kullanılan formülün hatalı uygulanmasından doğan farka ilişkin olarak hesaplanan bedele fesih tarihine kadar eskalosyon farkı uygulanması gerektiği belirtilerek itiraz edildiği, kök raporda, dava konusu iş ile ilgili sözleşmenin keşifler, listeler , garantiler bölümünde nakliyeye ilişkin birim fiyatların nasıl oluşturulacağı gösterilmiş ve hür bir metreküp malzeme için yüklenicinin %25 yüklenici karı alması öngörülmüştür, bu nedenle 1.bilirkişi heyetinin 2.ek raporundaki hesaplama sonucunda ulaştığı 64.995,81 TL + KDV talep edebileceği denildiği, ancak davacı tarafından bu maddede belirtildiği üzere bu bedelin sözleşmenin fesih edildiği Nisan 2005 tarihine eskale edilmesinin uygun olduğu bu haliyle de Nisan 2005 katsayısı olan 0.269419 ile çarpılması sonucunda toplam bedelin 64.995,81-TL + 17.511,11 TL = 82.506,92 TL + KDV olacağı ve bu değerin ıslah sonrası arttırılan kısmı için davacının faiz isteme hakkı olduğu değerlendirildiği, davalının sigorta bedeline ilişkin kök raporda yapılan değerlendirmenin doğru olduğu ancak hesaba maddi hata olarak eklendiği şeklindeki itirazının teknik açıdan yerinde olduğu ve bu nedenle kök raporun sonuç kısmındaki davacının sigorta bedeli olarak talep edebileceği 36.704,85 TL +KDV olduğu denildiği ve bu bedelin davacının davalı idareden olacağı olmadığı şeklinde görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı yükleniciler vekili İnşaat Mühendisi Suat Taş tarafından düzenlenen Uzman Görüşü Raporunda;iş sahibinin trafik izinlerini almasındaki gecikme nedeniyle 22 gün, proje müdürünün tamamlama belgesini geciktirmesi nedeniyle 16 gün, hava şartlarının yüklenici tarafından öngörülen şartların dışında olduğu gerekçesiyle 56 gün,sözleşme dışında kalan ancak yapılması ihaleden sonra kararlaştırılan işler nedeniyle 198 gün,verilerin geç teslim edilmesi nedeniyle 40 gün,projelerin onay sürecinde meydana gelen gecikmeden dolayı 175 gün olmak üzere toplam 507 gün süre uzatımı verilmesi gerektiği,sonuç olarak fesih şartlarının oluşmadığı,yüklenicinin süre uzatım talebinin haklı olduğu ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmede yüklenicinin kusuru olmadığı bildirilmiştir.
Davacı yükleniciler vekili tarafından dosyaya sunulan 9 Ekim 2019 tarihli İnşaat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Mustafa Talat Birgönül imzalı Teknik Mütalaada,davacı yüklenicilerin süre uzatım talep haklarının doğduğunu,460 gün süre uzatımı verilmesi gerektiğini, bu gecikmelerin sebebinin işveren kaynaklı projeleri inceleme süresinde yaşanan gecikmeleri kapsadığı, sözleşmenin fesih olduğu tarihte sözleşmenin bitimine 254 günlük sürenin olduğu, yüklenicinin proje değişikliği nedeniyle hak kazandığı 460 günlük süre eklendiğinde 714 günlük süre uzatım hakkı olduğu ayrıca yağmur suyu ve atık su şebekelerinde yapılan revizyonlar sonucu metrajlarda oluşan ilave işlerin imalatı nedeniyle yükleniciye işin bitim tarihinden itibaren 321 gün daha süre uzatımı verilmesi gerektiği,bu sürede eklendiğinde 1035 günde yüklenicinin işlerini bitirebileceği,bu nedenle yapılan feshin haksız olduğu bildirilmiştir
Davacı yükleniciler vekili tarafından dosyaya sunulan Prof Dr Sezer Çabri imzalı 20/01/2021 tarihli hukuki mütalaada;iş sahibinin,işin 28 günden fazla durdurulduğuna dair dosyada bir bilgi/belge bulunmadığı, TBK 473 maddesine göre ifa zamanı gelmeden sözleşmeden dönmenin haksız olduğu, işlerin yapımında gecikilmesinin sebebinin projenin hazırlanma ve onaylanma süreclerindeki gecikmelerden kaynaklandığı,iş sahibinin işlerin kararlaştırılan bölgeye göre yapılmasını değiştirmesinin vakit kaybına neden olduğunun ,bunun 46 günden çok daha fazla bir süre sözleşmenin ifasını geçiktirdiğini,yüklenicinin işi zamanında bitirip bitiremeyeceğinin teorik olarak hesaplanmasının doğru olmadığını,hesaplama yapılırken yüklenicinin ekonomik,teknik ve insan kaynağı ile bu kaynakları arttırıp artıramayacağının dikkate alınması gerektiğini,fesih anında yüklenicinin 254 gün süresinin kaldığını,buna iş sahibinden kaynaklanan 46 günlük süre eklendiğinde 300 günün kaldığını,yüklenicinin işi hesaplanan günlük 204 m olarak yaptığı kabul edilmesi halinde bile çalışma gücünü %20 arttırarak 300 gün içerisinde bitirebileceğini,tüm bu açıklamalar ışığında yüklenicinin kalan süre içerisinde işi bitirebileceğini,iş sahibinin sözleşmeden dönmesinden dolayı uğradığı zararların tazmini ile ifa edilmeyen kısımdan dolayı yoksun kaldığı karı isteyebileceği, yapılan işlere ilişkin hakedişleri isteyebileceği, teminat mektubunun yükleniciye iade edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Taraflar arasında 30/05/2003 11632 sayılı Burkan 5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenaj İnşaat İşlerine İlişkin Sözleşme imzalanmıştır.
Sözleşmede işin süresi süresi 855 gün olarak belirlenmiş ve işin bitim tarihi 15/01/2006 tarihi olarak kararlaştırılmıştır.
Davalı idare tarafından davacıya 29/12/2004 tarihli ihtarname gönderilerek iş programına uygun çalışılmadığı, mühendisin yolladığı 21/07/2004, 23/08/2005, 14/09/2004, 05/11/2004, 18/11/2004 tarihli yazılar ile yüklenicinin uyarıldığı, Hamitler bölgesinde Çiçek Cad. ve civarında herhangi bir çalışmanın yapılmadığı, Elmasbahçeler ve Uluyol bölgelerinde bir ekiple çalışıldığını, Ertuğrul bölgesinde 31/01/2004’e kadar teslimi gereken projelerin 10/12/2004 tarihinde müşavir firmaya teslim edildiği, Beşevler Doğu- Batı bölgesi projelerinin henüz tamamlanmadığı, Çalı yolunda bir ekiple çalışıldığı belirtilerek 10 gün içinde sözleşme şartlarına ve onaylı iş programına uygun çalışılmaya başlanılması ve gerekli tedbirlerin 10 gün içinde alınması, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı şirket tarafından bu ihtarnameye karşılık olarak 10/01/2005 tarihli ihtarname gönderilerek iş programında belirlenen proje onay sürelerinin müşavir firmaca fahiş şekilde aşılması, güncelleşmiş iş programı yapılmasına müsaade edilmemesi ve gerekse sözleşme verileri Bölüm -4 ile 24/06/2005 tarihli tutanak ile sabit olduğu üzere projesi olmayan hiçbir ilde çalışma yapılmaması sebebiyle iş programına uygun çalışılamadığı, Hamitler bölgesinde idarenin talebi ile iş miktarının %81,13 oranında artış olduğu, Çiçek Caddesi ve civarında deşarj yapısını teşkil eden menfez projesinin nihai şeklini almadığı, ayrıca bölgede kamulaştırma çalışmalarının devam ettiği, Ertuğrul bölgesi için onaylı iş programında uygulama projesinin teslimi ile ilgili herhangi bir tarihin yazılı olmadığını, projelerin 29/01/2004 tarihinde idareye teslim edildiğini, 236 gün sonra onaylandığını, uygulama projelerinin 06/10/2004 tarihinde idareye teslim edildiğini, halen onay beklediğini, Beşevler Doğu ve Batı bölgesine ait avan projelerinin 07/04/2004 tarihinde gecikmeli olarak teslim edildiğini, sorunların çözümü için idareye sözlü ve yazılı olarak müracaat edildiğini, süre uzatım taleplerinin kabul edilmesi halinde programa göre %14 oranında önde olduklarını, halen Uluyol’da üç ekip, Çalı Karayolunda 1 ekip olmak üzere 4 ekibin faaliyet gösterdiğini, süre uzatım talebi kabul edildiği takdirde ekibin dokuza çıkarılacağını, 06/09/2006 tarihine kadar 250 gün süre uzatımın verilmesi ile iş programının güncelleştirilmesinin bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı idare tarafından davacı yükleniciye Bursa 14.Noterliğinden 06/05/2005 tarih 10409 yevmiye nolu ihtarname gönderilerek “BURKAN -5 Kanalizasyon ve Yağmur Suyu Drenajı İnşaatı İşleri” başlıklı sözleşmenin kalan %73,91’lik işin kalan 8 aylık sürede tamamlanmasının imkansız olması nedeniyle sözleşme hükümleri ve sözleşme şartlarının 59.maddesine ve BK hükümlerine göre feshedildiği bildirilmiştir.
Davalı idare tarafından Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/3 Değişik İş / Esas sayılı dosyasında yaptırılan tespitte ise; yapılan çalışmanın iş programına uygun olmadığı, tespit tarihi itibariyle iş programına göre işin yaklaşık %45’inin gerçekleşmesi gerekirken ancak %25’inin gerçekleştiği, mevcut çalışma temposu ve ekiplerle işin belirlenen sürede bitirilemeyeceğinin belirlenmiş olduğu görülmüştür.
Davalı idare tarafından Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/56 Değişik iş/ Esas sayılı dosyasında tespit yaptırılarak bilirkişi raporu alınmış, alınan rapora göre; iş programına göre işin %70’inin gerçekleşmesi gerekirken %25’lik kısmının gerçekleştiği, mevcut iş temposu ile işin süresinde bitirilmesinin mümkün olmadığının belirtilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı yüklenici tarafından Bursa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/35 Değişik iş/ Esas sayılı dosyasında tespit yapılmış, alınan bilirkişi raporunda bölgelerde çalışma yapıldığı, çalışan işçi ve araç sayılarının belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişiler Prof Dr …, Doç.Dr …, Doç Dr … tarafından düzenelenen 09/06/2020 tarihli kök rapor ve 10/02/2021 tarihli ek rapor usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olup, önceki raporlar ve sunulan hukuki mütaalalar değerlendirilmek suretiyle gerekçeli olarak hazırlandığından mahkememizce itibar edilmiştir.
Tarafların talepleri hakkında karar verebilmek için sözleşmenin davalı idare tarafından feshinin haklı olup olmadığının belinlenmesi gerekmektedir.
Yargıtay bozma kararında da belirtildiği üzere,yüklenici iş ortaklığının fen ve tekniğine uygun olarak projeyi hazırlayıp idareye sunmadığı ve bunun sonucu olarak iş sahibi idarece düzenlenen proje değerlendirme raporlarına göre aksaklıkları ve hataları düzelterek projeleri yeniden iş sahibi idareye ibraz ettiği,yüklenicinin bu nedenle kusurlu olması sebebiyle iş sahibi idarece proje onaylarının sözleşme hükümlerine göre gecikerek yapılmasından dolayı süre talep edemez.
Yüklenici davacı tarafından sunulan hukuki mütalalar, işin devamı sırasında yapılan proje değişikliklerinden davalı idarenin kusurlu olduğu kabul edilerek herbir proje değişikliği için yükleniciye süre verilmesi gerektiği kanaatiyle hazırlanmıştır. Oysa yüklenici iş ortaklığının fen ve tekniğine uygun olarak projeyi hazırlayıp idareye sunmadığı ve bunun sonucu olarak iş sahibi idarece düzenlenen proje değerlendirme raporlarına göre aksaklıkları ve hataları düzelterek projeleri yeniden iş sahibi idareye ibraz ettiği,yüklenicinin bu nedenle kusurlu olması sebebiyle iş sahibi idarece proje onaylarının sözleşme hükümlerine göre gecikerek yapılmasından dolayı süre talep edemez. Yine yüklenicinin iş bitirme kapasitesi (hızı) hesaplanırken yüklenicinin ortaya çıkan gecikmeyi giderebileceğini vaat etmesi ve ek araç ve fazla iş gücü kullanımıyla işgörme hızının arttırılabileceği öngörülerek yüklenicinin süresinde işi bitirebileceği hesaplanmıştır.Ancak sözleşme tarihinden fesih tarihine kadar sürenin yaklaşık 2/3 ünü kullandığı halde sözleşmenin ancak %30 unu tamamlayabilen yükleniciden böyle bir taahhüt almanın,fesih tarihine kadar tedbir almayan yüklenicinin işi bitirebileceği beklenemeyeceğinden bu yöndeki hukuki mütalalara da katılınmamıştır. Bu nedenle yüklenici tarafından ibraz edilen ve yükleniciye süre verilmesi gerektiği için idarenin feshinin haksız olduğu yönündeki görüşlerine itibar edilmemiştir.
Ancak iş sahibi idarenin sözleşmeye konu projelerde değişikliğe giderek işi artırdığı,yağmur suyu ve atık su şebeke boylarında proje revizyonları sonucu artış olduğu kaçınılmazdır.Sözleşmenin 39.2 maddesi hükmü uyarınca yüklenicinin süre uzatımı talebi haklıdır.Ancak bu süre ne kadar olmalıdır.
Son bilirkişi rapor ve ek raporunda belirtildiği üzere sözleşmedeki iş planında 109,606 m boru yapılması kararlaştırılmışken davalı idarenin talebi üzerine 110,32m boru yapılması kararlaştırılmış olup,bu talep sözleşmenin işin %15 arttırılıp-eksiltilebileceği hükmüne uygun olup idareden kaynaklı tüm gecikmeler nedeniyle yükleniciye 46 gün ek süre vermek gerekirdi.
4.Bölge için hazırlanan tatbikat projelerinin davalı idare tarafından onaylandığı tarih olan 19/03/2004 tarihinden sonra yüklenicinin işe başladığı ve sözleşmenin fesih tarihi olan 06/05/2005 tarihinde yüklenici 413 gün çalışmış olup, çalıştığı gün sayısını yapılan işe oranladığımızda yüklenicinin (36.167/413) günde 87 m boru döşeme kapasitesinin (hızı) olduğu anlaşılmıştır..
Bu tarih itibarıyla yüklenicinin sözleşme süresinin dolmasına 254 gün vardır ve idareden kaynaklanan 46 günlük gecikme süreside eklendiğinde yüklenicinin 300 günü vadır.
Yüklenicinin fesih tarihi itibarıyla eksik kalan 73.439 m boru döşeme edimini günlük 87 m boru döşeme kapasitesine oranladığımızda (73.439/87) 844 gün daha süreye ihtiyacı vardır.
Yukarıda hesaplanan yüklenicinin 300 gün süre uzatım talep hakkı düşüldüğünde yüklenicinin sözleşme bitiminden itibaren 544 güne daha ihtiyacı olduğu görülmüş,dolayısıyla yüklenicinin işi süresinde bitirmesi mümkün olmadığı anlaşılmış olup,idarenin feshi haklı fesihtir.
Mahkememizin 2005/152 esas sayılı dosyasında; itibar edilen son bilirkişi rapor ve ek raporu doğrultusunda,davalı idareden kaynaklanan 46 günlük gecikme nedeniyle yüklenicinin ek eskalasyon farkı talep hakkı olduğundan bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda 22.471,11 TL nin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
Birleştirilen 2005/183 esas sayılı dosyasında;davacı yüklenici tarafından sözleşme teminatı olarak 815.400,46 TL tutarında teminat mektubu verilmiştir.Teminat mektubunun nakde çevrilebilmesi için riskin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.Ancak teminat mektubu nakde çevrilmeden dava açıldığı için teminat mektubunun iadesine veya paraya çevrilmiş ise bedelinin iadesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından sigorta bedeli talep edilmiş olup, sözleşmenin tamamlanmayan kısmının %71 oranında olduğunu, sözleşmenin haklı feshedilmiş olması nedeniyle davacının müspet zarar ve sözleşme hiç yapılmasaydı uğramayacağı zarar olan menfi zarar kapsamında sigorta bedellerini istemesinin mümkün olmadığı, sözleşmenin feshinden sonra sigortadan davalı idarenin de faydalanmasının mümkün olmadığı, faydalanmış olsa idi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceği, prim ödeme borcu da davacıya ait olduğundan kendi kusurlu davranışı nedeniyle sözleşmenin feshine neden olduğundan ve fesih tarihinden sonra sigortadan davalı idarenin faydalanmamış olması nedeniyle davacının sigorta prim bedelini talep etmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mühendise verilen araç hizmet bedelinden doğan alacağa ilişkin talep yönünden ise; teknik şartnamenin 3.3 maddesine göre 8 aracın hazır bulundurulacağının belirlendiği ve bunun bedelinin de yükleniciye fatura edileceği ve yine günlük olarak ilave 100 Euro ödeneceğinin belirlendiği, araç bedellerinin fesih öncesindeki son aya ait olduğu, bu zaman diliminde taraflar arasında iş ilişkisinin oldukça zayıfladığı ve fesih noktasına gelindiği, nitekim 6 Mayıs 2005’te sözleşmenin feshedildiği göz önüne tutulduğunda davalı idarenin hizmeti almadığı ve tutanak itirazı kayıtsız olarak yüklenici tarafından kabul edildiği gerekçelerine üstünlük tanınarak talep edilen araçların kullanılmadığı ve bedelinin istenilemeyeceği kanaatine varıldığından yüklenicinin bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından şantiye kurulumu, sökümü ve nakliyesi masrafları olarak 16.035,35 TL talep edilmiş ise de, bu hususta sözleşmede özel hüküm bulunmadığı, yüklenicinin TBK 471. maddesi gereğince bu masrafları yapmak zorunda olduğu, sözleşmenin erken feshinin şantiye kurulumu açısından bir öneminin olmadığı, davacının işi yapması için zaten şantiye kurmak zorunda olduğu, haklı fesih nedeniyle de şantiyeyi kendi kusurundan dolayı söktüğü, bundan dolayı herhangi bir zarar talebinde bulanamayacağı, sözleşmenini 62. maddesine göre şantiye sökülmese idi dahi herhangi bir talepte bulunamayacağından yüklenicinin bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından işçilere ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tazmini talep edilmiş, işin idare tarafından haklı olarak feshedilmesi nedeniyle davacının işçilere ödenmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatından davalının sorumlu olmaması nedeniyle yüklenicinin bu talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının, kazı fazlası döküm bedelinden doğan alacağa ilişkin 95.340,78 TL’nin tahsiline yönelik talebi yönünden ise; davacının kazı fazlası malzemeyi taşıyarak ve idarenin onayını alarak belediyenin ruhsatlı döküm alanlarına döküm yaptığı ve ücret ödediğine ilişkin bir belge dosya kapsamında olmadığından bu alacak kalemi yönünden de talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının davalı idareden kaynaklı gecikmeler sebebiyle artan şantiye maliyeti , genel giderler vb. oluşan zararlar nedeni ile ilgili talebinin incelenmesinde ise; davacının proje yapımında kusurlu olması ve sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi nedeniyle şantiye maliyetlerini vs zararlarını isteyemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kar talebinin incelenmesinde ise: davalının sözleşmeyi feshetmesinde haklı olması nedeniyle davacının talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının hakedişte kesilerek ödenmeyen bilgisayar ve yazıcı bedellerine ilişkin olarak 50.658,14 TL ödenmesi yönünden talebinin incelenmesinde ise; davacının yazıcı ve bilgisayarı almadığını sözleşmeye göre bu malzemelerin iş bitiminde idareye kalacağının belirlendiğini, sözleşmenin imzalanması ile yürürlüğe girdiği, feshin ileriye yönelik olması nedeniyle davalı idarenin bu malzemelerin bedelini hakedişlerden kesmesinin yerinde olduğundan yüklenicinin bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının yeni iş kalemlerinden doğan alacakları talebi yönünden ise;sözleşmenin feshinin haklı veya haksız olduğuna bakılmaksızın yüklenici tarafından sözleşme harici yeni iş kalemi olarak yapılan işlerin bedelini talep hakkı olduğundan son bilirkişi heyeti raporunda hesaplanan 368.710,49 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
-Projelere altlık olacak harita föy bedellerine ilişkin olarak talep edilen 2.708,02 TL yönünden ise; bu föylerin davalı idareye teslim edildiği ve feshin haklı olup olmamasına bakılmaksızın hakedişe ilişkin föy ve harita bedellerinin ödenmesinin ve bunun %60’ının idareden talep edilebileceğinden bilirkişi heyetince belirlenen 2.268,32 TL yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir.
-Davacının tamamlanmayan imalat kalemlerinden doğan alacaklarına ilişkin talebinin yönünden ise; davalı idarenin tamamlanmamış iş bedellerini ödemediği ancak tamamlanmamış olduğu belirtilen işlerde, yapılan işlerden davalı idarenin faydalanacağı gözönüne alındığında talebin kabulu gerektiği kanaatine varılarak Nisan 2005 tarihine eskale edilerek hesaplanan 443.667,46 TL yönünden davanın kabulune karar verilmiştir.
-Davacının hendek genişliklerine ilişkin eksik ödenen alacak talebinin incelenmesi yönünden ise; Hükme esas alınan son bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere idarenin hendek genişliklerine ilişkin ödemesinin eksik olduğu belirlenerek ve Nisan 2005 tarihine göre eskale edilerek hesaplanan 127.519,55 TL yönünden davanın kabulune karar verilmiştir.
-Davacının davalı idarece nakliye birim fiyatlarının oluşturulmasında kullanılan formülün hatalı uygulanmasından doğan zarara ilişkin olarak talebinin incelenmesinde ise; davacının talebinin yerinde olduğu bilirkişi raporundan anlaşılmış olup 97.358,16 TL’ yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 20/04/2010 tarihli ıslah dilekçesinde; siparişi verilen malzeme bedeli için 125,00 TL, şevli yapılan imalatın iksarlı kazı olarak ödenmesinden dolayı 125,00 TL, zemin ıslahını gömlekleme malzemesi ile yapıldığı iddiası nedeniyle 125,00 TL, 1/1 şevle açılan kazının 1/3 şeve göre ödenmesinden dolayı 125,00 TL, hakediş ödemelerinin gecikmesi nedeniyle uğranılan zarara ilişkin 1.000,00 TL, onaylı iş programı uyarınca çalışılamaması nedeniyle oluşan eskalasyon kat sayısının karşılamadığı zarar nedeniyle 500,00 TL, akdin feshi nedeniyle kaçırılan fırsatlar nedeniyle uğranılan zarar bakımından 1.000,00 TL, akdin feshi nedeniyle uğranılan sair zararlar nedeniyle 1.000,00 TL’ye ilişkin olmak üzere toplam 4.000,00 TL taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir.
Davacının atiye bırakma talebi davalının açık kabulüne bağlıdır. Davalı tarafından atiye bırakma talebi kabul edildiği belirtilmediğinden davacının bu talebi kabul edilmemiştir. Bu talepleri yönünden davasını ispat edemediğinden reddine karar verilmiştir.
Harcı yatırılan dava değeri 3.799.304,27 TL olup 1.854.924,44 TL yönünden kabul 1.944.379,83 TL yönünden red kararı verilmiş olup yargılama gideri,harç ve vekalet ücreti bu miktarlar üzerinden hesaplanmıştır.
Birleşen 2010/325 esas sayılı dosya yönünden ise; davacı idarenin sözleşmeyi haklı feshi nedeniyle, sözleşme gereği tamamlanmamış iş bedelinin %10’unu talep hakkı olup,bilirkişi heyeti tarafından hernekadar 841.696,74 TL+KDV hesaplanmış ise de, uyulmasına karar verilen yargıtay bozma ilamında kararda belirlenen 890.264,74 TL’den 28.328 TL bilgisayar ve yazıcı bedelinin düşülmesi gerektiği belirtildiğinden ve bu bedel düşüldüğünde 861.936,74 TL’ye hükmedilmesi gerekmekte olup kısa kararın yazımı sırasında sehven 864.936,54 olarak yazdırılmış olup bu durum duruşma sonrasında farkedildiğinde zabıt paraf edilmek suretiyle düzeltilmiştir. Davalı,davacı idare tarafından temerrüde düşürülmediği için dava tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Karşı dava yönünden ise;bilirkişi raporunda karşı davacı yüklenicinin idare tarafından yapılan tesbit tutanağında fesih tarihinden sonra yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan bedel olarak 147.593,54 TL talep edebileceği belirtildiğinden bu miktara hükmolunmuştur.
Karşı davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, fesih nedeniyle hakedişin 18/11/2005 tarihinde düzenlenmiş olduğu belirtildiğinden zamanaşımı süresi bu tarihten itibaren başlamakta olup dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından davalı idareye Ankara 21. Noterliğinden düzenlenmiş, 07/03/2008 tarih, 10590 yevmiye nolu ihtarname gönderilerek, süre uzatımı nedeniyle 103.496,31 TL alacağın hakediş tarihinden sözleşmenin devam edeceği amacıyla doğan zararlar nedeniyle: sözleşme gereği yapılan sigortalar tutarı 51.316,79 TL, şantiye kurulum bedeli olarak 22.418,91 Tl, ödenmek zorunda kalınan ihbar ve kıdem tazminatları olarak 18.929,31 TL, şantiye giderleri için 3.365.822,00 TL, mahrum kalınan kar bedeli olarak 2.472.742,73 TL olmak üzere toplam 5.931.229,74 TL ile sahada ve hat başında kalan malzeme bedeli için 62.542,41 TL, harita ve föy bedelleri için 2.523,87 TL, araç bedelleri için 3.127,50 TL, malzeme döküm bedeli için 53.314,50 TL, bilgisayar ve yazıcı kesintisinden dolayı 28.328,00 TL, yeni iş kalemlerinden dolayı 273.499,15 TL, yapılmış imalat bedelleri için 315.485,08 TL, hendek genişliği için 85.131,40 TL, nakliye birim bedeli için 64.995,81 TL, şevli kazı için 68.196,77 TL, gömlekleme pozu nedeniyle 651,78 TL, yine çalı yolu menfez imalatı için 21.987,87 TL olmak üzere toplam 979.784,14 TL’nin 14/11/2005 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte 3 gün içerisinde ödenmesi talep edilmiştir.
İhtarname davalı kuruma 12/03/2008 tarihinde tebliğ edilmiş, 16/03/2008 tarihi itibariyle davalı kurum temerrüde düşmüştür.Dolayısıyla 2005/152 ve 2005/183 esas sayılı dosyalarda temerrüt tarihi olarak bu tarih alınmıştır.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlere, yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Mahkememizin 2005/152 esas sayılı dosyasında açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 22.471,11-TL alacağın 5.000,00-TL’sinin dava tarihi olan 21/04/2005 bakiye 17.471,11-TL’sinin temerrüt tarihi olan 16/03/2008 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
a-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 1.535,00- TL karar harcının, peşin olarak alınan (67,50TL peşin harç + 2.000,21 TL ıslah harcı olmak üzere toplam) 2.067,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 532,71-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
b-Davacı vekili yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili yararına ölçümlenen 13.417,18-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2- Birleştirilen 2005/183 esas sayılı dosyada açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
a-Davacı tarafından sözleşmenin teminatı olarak verilen 815.400,46-TL miktarındaki teminat mektubunun davalıdan alınarak davacılara verilmesine, paraya çevrilmiş olması halinde bedelinin çevrilme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
b) Harita föy bedelleri 2.268,32-TL yeni iş kaleminden doğacak alacak 368.710,49-TL tamamlanmayan imalat bedellerinden doğan alacak 443.667,46-TL, hendek genişliklerine ilişkin eksik ödenen alacak 127.519,55-TL, nakli birim fiyatlarının hatalı oluşturulmasında kullanılan formulü hatalı uygulanmasından doğan 97.358,16-TL olmak üzere toplam 1.039.523,98-TL alacağın 625.00-TL’sinin dava tarihi olan 21/04/2005 tarihinden, bakiyesinin temerrüt tarihi olan 16/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin ve atiye bırakılan alacak taleplerinin reddine,
c-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 126.709.88-TL karar harcından, peşin olarak alınan 170,77TL peşin harç + 42.012,79 TL + 13.925,00 ıslah harçları toplamı 56.108,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 70.601,32 TL harcın davalıdan tahsiline,
d-Davacı yararına ölçümlenen 97.213,63-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Reddedilen kısım üzerinden davalı yararına ölçümlenen 98.823,83-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-A)Birleştirilen 2010/325 esas sayılı dosyada açılan davanın kısmen kabulü ile: 861.936,74-TL’nin (kısa kararın yazımı sırasında daktilo hatasıyla 864.936,54 TL olarak yazılmış olup daktilo hatası olduğundan heyetçe resen düzeltilmiştir) 07/06/2010 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
a-Asıl davada; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 58.878,89 TL karar harcından, peşin olarak alınan 13.220,45TL harcın mahsubu ile bakiye 45.658,44 TL harcın davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı yararına ölçümlenen 60.146,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Reddedilen kısım yönünden davalı yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)Karşı davanın kabulü ile; 147.593,54-TL’nin temerrüt tarihi olan 16/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacılara verilmesine,
a) Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 10.082,11-TL karar harcından, peşin olarak alınan 2.191,80-TL harcının mahsubu ile bakiye 7.890,31-TL harcın davacı/karşı davalı … Genel Müdürlüğünden tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Karşı davacı yararına ölçümlenen 17.971,39-TL vekalet ücretinin karşı davalı … Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yüklenici ortaklığı tarafından yapılan bozmadan önce yapılan 26.901,35 TL ile bozmadan sonra yapılan 22.587,25 TL yargılama gideri toplamından oluşan 49.488,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına (2.024.989,09/2.905.971,10) göre hesaplanan 19.795,44 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacı yüklenicilere verilmesine (Tüm dosyalar için birlikte yargılama gideri yapıldığı için tek bir hesaplama yapılmıştır)
5-Davalı idare tarafından yapılan 136,50TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına (2.024.989,09/2.905.971,10) göre hesaplanan 81,60 TL yargılama giderinin davacı yüklenici ortaklığından alınarak davalı idareye verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliyle karar verildi. 16/06/2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Bozmadan önce Asıl davada Davacı masrafı: Bozmadan sonra asıl davada davacı gideri
21,00 TL Dava Açma Gideri 1.587,25 TL tebligat ve posta gideri
129,00 TL Posta Pulu 21.000,00 TL bilirkişi ücreti,
154,05 TL Posta Masrafı 22.587,25 TL toplam gider
4.721,00 TL Talimat Masrafı
4.800,00 TL Talimat masrafı
4.582,00 TL talimat masrafı
12.494,30 TL Talimat (Bilirkişi ücretleri+posta) Masrafı
26.901,35 TL Toplam Masraf (asıl davada yapılan toplam masraf birleşen dosyalar yönünden de yapılmış olduğundan, birleşen dosyalar ile birlikte üçe bölünerek -karşı dava hariç- hesaplama yapılmıştır.

Asıl davada Davalı masrafı:
136,50 TL Posta masrafı