Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2020/736 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/293 Esas – 2020/736
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/293 Esas
KARAR NO : 2020/736

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … İÇ TASARIM VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. ….. BANKASI A.Ş. KÜÇÜK SANAYİ ŞUBESİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket müşterisi “………………… Ismayılov” isimli Azeri vatandaşının müvekkili şirket nezdinde 4542 ilk dört 7900 son dört hanesi olan kredi kartından alışveriş yaptığını, kredi kartı çekim işlemlerinin 19.01.2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, çekim işlemlerinden sonra müvekkili şirket müşterisi olan kişiye irsaliyeli faturalar tanzim ve faturalara konu malların da teslim edildiğini, pasaport üzerindeki isim ile çekim işlemlerinin gerçekleştiği slip üzerinde yazan ismin aynı olduğunun anlaşıldığını, müvekkili şirketin kontrol yükümlülüğünün kredi kartı bilgileri ile pasaport üzerindeki ismin aynı olması sebebiyle burada sona erdiğini, Ayrıca, müvekkili şirketin kredi kartı bilgilerinin kopyalandığı/çoğaltıldığını bilmesinin mümkün olmadığını, davalı taraf, tam anlamıyla kendi kusurundan kaynaklı güvenlik sorununu müvekkili şirket üzerine bırakmaya çalıştığını, ortada nedensellik bağının da söz konusu olduğunu, banka gerekli güvenlik önlemlerini almış olsaydı çekim işlemlerine onay vermemesi ve anında işlem yapılmamasını istemesinin gerekeceğini, ancak somut olayda kart bilgilerinin kopyalandığının onaydan hemen sonra verildiği görüldüğü gibi davalı bankanın sorumluluğunun sabit olduğunu, kredi kartı çekim işlemlerinden sonra 128.000,00 TL’nin müvekkili şirket hesabına geçmesini sağlayan davalı bankanın, çekim işlemlerinden hemen sonra komisyonunu alarak yaklaşık 4-5 gün sonra hiçbir açıklama yapmaksızın müvekkili şirket hesabına haksız bloke uyguladığını, provizyon onayı verdiği işlem sonrasında pos cihazı geri alınarak kullanıma kapatıldığını, kaldırılmasına ilişkin 24.01 2019 dilekçeye davalı banka tarafından 25.02.2019 tarihli yazısı ile cevap verildiğini, hukuki mesnetten yoksun iddialarla müvekkili şirket ile arasındaki üye iş yeri sözleşmesi dayanak gösterilerek sözleşmenin feshedildiğinin dile getirildiğini, davalı bankanın işleme provizyon onayı vermesi ve akabinde banka nezdinde bloke uyguladığını, tutar üzerinden komisyon alması işleminin, hukuka aykırılığın en net göstergesi olduğunu, bu konu hakkında ayrıca Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı banka tarafından müvekkili şirketin hesabına tesis edilen haksız blokenin hangi gerekçelere dayandırıldığının davalı banka tarafından açıklanmasının gerektiğini, müvekkili şirketle banka arasındaki tüm sözleşmelerden de anlaşılacağı üzere davalı banka tarafından müvekkili şirket hesapları üzerinde bloke koyabileceğine ilişkin bir hüküm de bulunmadığını, davalı banka her ne kadar Üye İş Yeri Sözleşmesinin 6 Maddesini dayanak olarak göstermişse de: müvekkil şirket yetkilisi/yetkililerince imzalanan bir sözleşmenin bulunmadığını, davalı banka tarafından haksız bir şekilde tesis edilen blokenin ardından bankacılık sisteminde davalı banka tarafından müvekkili şirket hakkında şerh düşüldüğünü, dava tarihinden ktsa bir süre öncesine kadar müvekkili şirket nezdinde ki tüm pos cihazlarının ilgili banka/bankalar tarafından geri alındığını, müvekkili şirkete neredeyse tüm bankalar tarafından pos cihazı verilmesinden imtina edildiğini, ticari anlamda bankalar noktasında itibarsızlaştırıldığını, davalı banka tarafından, müvekkili şirketin hesaplarına hukuka aykırı olarak tesis edilen bloke ve bankacılık sistemine müvekkili şirket hakkında olumsuz bilgiler paylaşması sonucunda müvekkili şirketin bankalar nezdinde itibarsızlaştırılması ve günümüzün en büyük alışveriş faktörü olan kredi kartının davalı banka tarafınca kullanılmasının engellenmesi sonucunda büyük maddi kayıp yaşadığı konusunda şüphe bulunmadığını, Yargıtay II. Hukuk Dairesinin 07.03.2017 tarih, 2015/13625 E. 2017/1323 K. sayılı ilamının da iddialarını desteklediğini, İlgili kararda; “Mahkeme iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bi’/rkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında post cihazı üyelik iş yeri sözleşmesi yapıldığı, 05/08/2014 tarihinde 15.000,00 TL ‘lik işlem nedeniyle anılan sözleşmeye istinaden 217.50 TL komisyon ücretinin kesilmesinden sonra, 14.782,50 TL’nin davacının hesabına geçirilmesi gerektiği, ancak, bloke koyulmak suretiyle paranın hesaba geçirilmediği, mevzuata uygun provizyon alınmış bir işlemin sadece kredi kartının,.. dışına ait olmast nedeniyle ters ibraz süresi sonuna kadar ödenmeyerek ilgili hesaba bloke konulmasının uygulamaya ve mevzuata uygun olmadığı, üye iş yeri sözleşmesine göre post işlemlerinin banka komisyonları kesilerek ertesi gun müşteri hesabına alacak geçirilerek ödemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 14.782,50 TL’nin 06/08/2014 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir” şeklinde açıklığa kavuşturulduğunu, davalı bankanın hukuki mesnetten yoksun blokesi sebebiyle uğradiğı zarar sebebiyle bloke tutarının %20 si oranında kötü niyet tazminatına çarptırılmasını talep ettiklerini, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başvurusunun dava şart: olması sebebiyle davalı tarafla anlaşma ortamının denendiğini, ancak davalı bankanın taraflarınca anlaşmaması sebebiyle anlaşma sağlanamadığını, haksız bloke sebebiyle müvekkilinin büyük zarara uğradığının açık olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, çünkü günümüz ekonomik koşullarında blokede bekleyen paranın müvekkili bu zor zamanlarda btr nebze olsun rahatlatacağını, tedbir şartlarının somut olayda oluştuğu, Yargıtay kararlarının da iddialarını desteklediğini, müvekkili şirketin davalı banka nezdınde bulunan hesapları üzerinde davalı bankaca haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tesis edilen blokenin kaldırılması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saki; kalmak kaydıyla şimdilik 125.000,00 TL’nin davalı bankaca tesis edilen haksız bloke tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili, Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; açılan davanın haksız olduğu ve reddini talep ettiklerini, davacı şirket tarafından müvekkili bankaya başvuru yapılarak 23.10.2017 tarihinde Yapı Kredi Üye İşyeri Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme dışında, Üye İşyeri Sözleşmesi Ön Bilgi Formu, Üye İşyeri Başvuru Formu, Taksit Yetkilendirme Formu ve Üye İşyeri Müşteri İletişim Bilgilendirmesi Formu imzalandığını, davacı tarafın, 23.10.2017 tarihli üye işyeri sözleşmesi kapsamında işyerine tahsis edilmiş olan 1893193472 nolu pos cihazı ile 18-19 Ocak 2019 tarihlerinde ekte detayları da verilen yurt dışı kartlarla 34 adet işlem denemesi ve onaylı 8 adet işlem gerçekleştirdiğini, 34 adet işlem detayları dilekçe ekinde sunulduğunu, belirtilen işlemler sözleşme hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, bu aykırılık nedeni ile Üye İşyeri sözleşmesinin feshedildiğini ve 52325626 numaralı POS ödeme hesabında bulunan 125.833.33 TL ‘nın bloke edildiğini, Uluslararası Visa ve Mastercard Kuralları ve Genel Bankacılık uygulamalarına uygun olarak ödeme yapılmadığını, davacı tarafından 25.01.2019 tarihinde blokenin kaldırılması talebinde bulunulduğunu, müvekkili banka tarafından davacının talebine yukarıdaki açıklamaları doğrultusunda cevap verildiğini, Banka cevabi yazısında talebin haksız olduğunun yeterince açıklandığını, davacının talebinin yakandaki mevzuat ve dilekçe içeriğindeki açıklamalar doğrultusunda hukuka aykırı olduğu ve talebin reddinin gerektiğini, İşlemlere ilişkin olarak 19.01.2019 tarihli 434026-434027-434028-434029-434030-434031-434032 – 434033 seri numaralı davacı tarafından müvekkili bankaya bildirilen İrsaliyeli Fatura örnekleri ve slipler dilekçe ekinde sunulduğunu, davacının, bu belgelerden de anlaşılacağı üzere peş peşe kayıp/çalıntı statülü kartların da olduğu yurt dışı kartlarla slip bölerek tutar deneyerek manyetik ve fallback (Chip özellikli kredi kartlarını manyetik şeridinden geçirerek işlem yapılması) okutmalı imza karşılığı yapılan işlemlerinin şüpheli bulunduğunu, firmanın POS üyeliğinin kapatıldığını, hesabına bloke tanımlandığını, kartların POS cihazında fiziki olarak kullanıldığını, kartlar chipli şifreli olmasına rağmen şifre uygulaması by-pass yapılarak fallback (Chip özellikli kredi kartlarını manyetik şeridinden geçirerek işlemin şifresiz olarak yapılması) yapıldığını, belirtilen hususların sözleşme ve mevzuata açık aykırılık teşkil ettiğini ve müvekkili bankanın bloke uygulamasının haklılığını bariz şekilde gösterdiğini, Yargıtay yerleşik içtihatlarının müvekkili bankanın uygulamasını doğrular mahiyette istikrar kazandığını, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Sözleşme, soruşturma dosyası, banka kayıtları, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, davacı tarafın hesabında bulunan 125.000,00 TL üzerine konulan blokenin haksız olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, konusunda uzman bankacı bilirkişinin mahkemece resen seçilmesine karar verilmiştir.
Alınan 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı Banka tarafından davacı Üye İşyeri ile yapılan Üye İşyeri Sözleşmesinin iptal edilmesi, POS cihazının geri alınması ve davaya konu işlemlerle ilgili olarak hesabına bloke konulmasında, davalı Bankanın haklı olduğu* şeklinde beliren kanaatini; takdiri Mahkememize ait olduğu, Chargeback (Ters İşlem) süresi sona erene kadar hesap üzerindeki blokenin devamı, süre bitiminde Charback işlemi gerçekleşmemiş ise blokenin kaldırılması, Mahkememizin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Davacı …. İç Tasarım ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı Bankanın Küçük Sanayi Şubesi arasında 23.10.2017 tarihinde Üye İşyeri Sözleşmesi imzalanmıştır. Üye İşyerine tahsis edilen 1893193472 No.lu POS cihazından 18 – 19 tarihlerinde Nizami İsmailov isimli şahsa 8 adet İrsaliyeli Fatura karşılığı toplam 128.000,00 TL. tutarında mal satımı gerçekleştirilmiş ve Yurtdışı kredi kartı ile ayrı ayrı onay alınarak 128.000,00TL. ‘lık tutar Üye İşyeri hesabına alacak kaydedilmiştir. Davalı Banka, Üye İşyeri Sözleşmesinin 4. Maddesini gerekçe göstererek, sözleşmeyi iptal etmiş ve Üye İşyeri hesabında bulunan 125.833,33 TL. üzerine bloke koymuştur.
Dosyaya sunulan belgelerden, davaya konu işlemlerin Nizami İsmayilov isimli şahsa ait 4542 91** **** 2908 ve 4542 91** **** 7900 no.lu yurtdışı kartlarla gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Sözkonusu kartlarla 19.01.2019 tarihinde ; yaklaşık olarak 3–4 dakika içerisinde 12 deneme yapılarak, 8 adet onay alınmıştır. 21.57.23 – 21.58.57 saatleri arasındaki 1,5 dakikada 4 adette toplam 58.000,00 TL. tutarında onay alınmış ve 2 adette toplam 25.000,00 TL. için onay alınamaması üzerin 4542 91** **** 7900 no.lu kredi kartına geçilerek önce 20.000,00 TL. ve 30.000,00 TL. için onay alınmış, 3. denemede miktar yükseltilerek 40.000,00 TL. denenmiş ve onay alınamamıştır. Bu defa önce 15.000,00 ve sonra 5.000,00 TL. onay alınmış ve son olarak denenen 5.000,00 TL. için onay alınamayarak, sözkonusu kredi kartı ile denemeye son verilmiştir.
Davaya konu 2 kredi kartının chipli şifreli olmasına rağmen şifre uygulaması by-pass edilerek fallback (Chip özellikli kredi kartlarını manyetik şeridinden geçirerek işlemin şifresiz olarak gerçekleştirilmesi) yapıldığı tespit edilmiştir. Sonuç alınan işlemlerle ilgili olarak irsaliye faturaların düzenlenmiştir.
Davaya konu işlem sliplerinin incelenmesinden; kredi kartının Nizami İsmayilov adına düzenlendiği ve müşteri tarafından imzalandığı görülmektedir. Adı geçene ait pasaportta ise soyadının İsmayilov, adının Nizami Bayramoviç olduğu görülmektedir.
Davacı, davalı Banka ile imzaladığı 23.10,2017 tarihli Üye İşyeri Sözleşmesi nin 4. maddesindeki ÜYE İŞYERİ kredi kartı işlemlerinde PIN (Şifre) sorgusunu by-pass yaptığı (işleyiş kuralları gereğince yapması gereken bu sorgulama işleminin usulüne uygun biçimde yapmadığı) takdirde doğabilecek tüm zararlardan münhasıran sorumludur. BANKA’nın bu nedenle sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetme hakkı saklıdır. Bu maddede de belirtilen ve ÜYE İŞYERİ’ne ait olan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda her türlü sorumluluk üye işyerinin olacaktır. BANKA’nuı bu hususlardan dolayı hiçbir sorumluluğu bulunmadığı gibi belirtilen hususlara aykırı şekilde düzenlenen SATIŞ BELGESİ tutarı ÜYE İŞYERİ ‘ne ödenmeyecektir. Ödenmiş ise BANKA’nın bu tutarları ÜYE İŞYERİ hesabından her zaman resen geri alına yetkisi mevcuttur.” hükmüne aykırı olarak, şifre uygulamasını by-pass etmiş ve fallback (Chip özellikli kredi kartlarını manyetik şeridinden geçirerek işlemin şifresiz olarak gerçekleştirilmesi) yapmıştır. Davalı banka tarafından davacı Üye İşyeri ile yapılan Üye İşyeri Sözleşmesinin iptal edilmesi, POS cihazının geri alınması ve davaya konu işlemlerle ilgili olarak hesabına bloke konulmasının sözleşmeye ve olaya uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 213,47 TL’den mahsubu ile artan 159,07 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
4-Kararın niteliği gereği davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yararına ölçümlenen 15.825,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
17/11/2020

Katip 157032
¸E-imzalıdır.

Hakim 151390
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 157032
¸E-imzalıdır.