Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/277 E. 2019/595 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

Esas No : 2019/277
Karar No : 2019/595
Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : … Sigorta A.ş -… Tower Küçükbakkalköy Mh. Kayışdağı Cd. No:1 Ataşehir/İstanbul
Vekili : Av. … ……- İzmir Yolu 5. Km. Aysel sk. Arkat İş Merkezi k.4 D.18 Nilüfer/BURSA
Davalı : … Dokumacılık A.ş Organize Sanayi Bölgesi Turuncu Cd. 2. Sk. No:2 Nilüfer/BURSA
Dava : İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan Rücu’en)
Dava Tarihi : 04/04/2019
Karar Tarihi : 10/04/2019
Kararın Yazım Tarihi : 07/05/2019

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 27/07/2017 tarihinde … plakalı 0001-0210-20297855 numaralı kasko sigorta poliçeli …’ye ait sigortalı aracın İstanbul/Küçükçekmece Beşyol Mh. 502. Sk üzerinde park halinde iken davalı şirkete ait binadan düşen mermer parçaları sigortalı aracın ön sağ kaput çamurluk, ön cam tavan, arka camında hasar oluşmasına sebep olduğunu, söz konusu zarar davalının yani taşınmaz malikinin binada gerekli güvenlik önlem tedbirlerini almamasından meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkil şirketin sigortalısına 8.670,20 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, TTK’nın 1301. Maddesinde “sigortacıya, ödediği tazminatı haksız fiili ile zarara sebebiyet verenlerden ve bi fiillerden sorumlu olanlardan kusur oranına göre geri alma imkanı bahşettiğini, bu nedenle davalının Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve tahsilatı geciktirmeye matuf itirazları nedeniyle %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, asliye hukuk mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiil sorumluluğu gereği taşınmaz malikinden rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22. 03.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.Davaya konu … plakalı aracın kullanım şeklinin hususi olduğu Bu durumda uyuşmazlığı genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı gerekçeye göre;
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.


Hakim …
¸e-imzalıdır.