Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2020/37 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/194 Esas
KARAR NO : 2020/37

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …. MAKİNA KALIP HIRD. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … KALIP MAKİNA – … – T.C.N…. – …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememize tevzi edilen Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalıya 12 adet irsaliyeli faturada tutarları yazılı olan toplam 47.774,83 TLlik ürün sattığını, ancak davalı tarafın ürünleri teslim almasına rağmen müvekkiline yalnızca 35.994,06 Tl ödeme yaptığını, bakiye 11.780,77 TLyi müvekkili tarafından yapılan tüm ısrarlara rağmen ödemediğini, dava konusu faturalara ilişkin olarak davalı tarafça kısmi ödeme yapılmış olması, tarfalar arasındaki cari ilişkinin kanıtı olmakla beraber müvekkilinin davalıdan faturaya dayalı olarak 11.780,77 TL bakiye alacağı bulunduğunu, müvekkilinin bakiye alacağının davalı tarafça ödenmemesi üzerine dava şartı olduğu için arabulucuya başvurduklarını, taraflar arasındaki satış işlemine ilişkin faturaların ticari defterlere işlendiğini, bu nedenlerle müvekkilinin alacaklı olduğu 11.780,77 TLnin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
Davalı taraf duruşmada, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların beyanı, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arasında mal alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davalı asil 07/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; Dava konusu olan 11.780,77 TL borcu kabul ettiğini, davacı ile 90.000,00 TL toplamda alışverişinin olduğunu, bunun bir kısmını ödediğini, 11.780,77 TL kısmı kaldığını, bu miktarı ödeyemediğini, davayı kabul ettiğini, beyan etmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 308, 309,310,311,312. Maddelerine göre” Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” kabul beyanın şekli, zamanı, hukuki sonuçları ve yargılama giderleri üzerine etkisi düzenlenmiştir.
O halde somut olayda, davacı tarafından davalıya ürün sattığını faturalar düzenlendiğini ancak bedelinin ödenmediği ileri sürülerek alacaklı olduğunu iddia etmiş davalı ise ön inceleme duruşmasında, dava konusu hukuki ilişkiyi ve alacağı kabul ettiği anlaşılmakla, davalının usulune uygun kabul beyanı sebebiyle davanın kabulune, mal alım satımından kaynaklanan 11.780,77 TL alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir..
Öte yandan, bilindiği üzere; HUMK’un 94/1. maddesi gereğince; davayı kabul eden davalı, davada mahkum olmuş gibi yargılama masraflarını ödemeye mecburdur. Ancak, Harçlar Kanunu’nun 22 maddesi hükmü uyarınca; kabul, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının 1/3′ ü, daha sonra olur ise 2/3’ü alınır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ” Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret ” başlıklı 6. maddesi gereğince de; anlaşmazlığı davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.
Davayı kabul eden davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının istisnası ise HUMK’un 94/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme gereğince; davayı kabul eden davalının hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması, diğer taraftan ilk celse (en geç ilk celse) davayı kabul etmiş olması halinde, davalı yargılama masraflarına mahkum edilemez. Ancak bu iki şartın birlikte mevcut olması aranmıştır.
12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Yasanın 312. maddesi ile HUMK’un 94. maddesine parelel düzenleme getirilerek aynı ilkeler yeni usul kanunun da korunmuştur.
Somut olaya gelince; davacı tarafından davalıya ihtar çekilmeden, eldeki dava açmış olup, dava dilekçesindeki delillerden de anlaşılacağı üzere davacının, davalının alacağı ödemede temerrüde düşürmediği ve ihtar çekilmediğinden davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; ilk celse davayı kabul eden ve dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalının HUMK’un 94/2. maddesi (HMK’nın 312/2. maddesi) hükmü gereği yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücreti, karar ilam harcı ve diğer giderlerden sorumlu tutulmamalarına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, 11.780,77 Tl alacağın dava tarihi olan 13/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ile karar ve ilam harcından HMK’nın 312/2. Maddesine göre davalının sorumlu tutulmamasına, davacı üzerinde bırakılmasına
3-Davalının kabulu sebebiyle 492 Sayılı Harçlar Yasasının 22.md uyarınca alınması gerekli karar ve ilam harcının 1/3 oranına isabet eden( 804,74 TL 1/3) 268, 24 nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 201,19 TL’nin mahsubu ile bakiye 67,05TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.