Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2020/823 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/169 Esas – 2020/823

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2019/169 Esas
KARAR NO : 2020/823

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
:2-
:3-
VEKİLİ :Av.
DAVALI : TÜRKİYE HALK…..BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilin ortağı bulunduğu “sarılıgil Ortaklığı Sinan” adi muhatap bankanın Küçüksanayi sitesinde bulunan 10200446 nolu hesabından 27/07/2016 tarihinde internet bankacılığı aracılığı ile 28.500,00 TL Yapı Kredi Bankası Sanayi Mahallesi şubesine … adına havale yapıldığını, bu işlemin müvekkilin telefonuna yönlendirilen şüpheli bir yazılım ile dolandırıcılık olayı ile meydana geldiğini, müvekkile yüklenecek bir zararlı yazılım yüklenmesi de bulunmadığını, müvekkilin dosya kapsamında da yer alan ifadesi incelendiğinde internet bankacılığı üzerinden işlem yaparken, muhatap bankanın sitesinden mobil uygulamaya geçilmesi konusunda uyarı notu geldiğini, dolandırıcılık işlemi bu noktadan sonra devreye girmiş bulunduğunu, bankaların şüpheli buldukları işlemler bakımından gerekli tedbirleri ivedi şekilde almak sorumluğunda olduğunu, bankaların sundukları hizmetlerin niteliği gereği birer güven kuruluşu olduklarının kabul edildiğini, kendilerine tanınan ayrıcalıkların aynı zamanda uzman kuruluş olmaları sebebiyle, basiretli tacir olmanın ötesinde yükümlülüklerinin bulunduğunun kabul edildiğini, bunun bir sonucu bankaların objektif özen yükümlülüğü altında olduğunu, bankaların müşterilerine sundukları hizmetlere ilişkin esasları ve sistemleri kendileri bankanın sistemi üzerinden gerçekleştiğini, internet üzerinden faaliyetlerin yürütülmesinde en önemli sorun, hiç kuşkusuz güvenlik sorunu olduğunu, hizmetin güvenli bir şekilde sunulmasında müşterinin ve hizmet sağlayıcısının üzerine düşen yükümlülükler ve sorumluluklar olduğunu, müvekkilin yaşanan bu olayda sorumluğunun ve kusurunun bulunmadığını, bu itibarla, internet üzerinden de müşterilerinin işlemlerinii yürütmesine imkan tanıyan davalı kurum nezdindeki yatırım enstrümanın internet ortamında üçüncü kişilerce usulsüz olarak havale edilmesi durumunda dahi müşterisinin kendisine yatırdığı parasını yukarıda açıklanan mevzuat çerçevesinde iade etmekle yükümlü olup, ancak bu usulsüz işlemin gerçekleşmesinde müşterisinin üçüncü kişilerle işbirliği içinde olduğunun veya müteafik kusuru bulunduğunun kanıtlanması durumunda hesap sahibinin alacağından kusuru oranında mahsup talebinde bulunabileceğini, bu nedenle müvekkilin zararı olan 28.500,00 TL’nin olay tarihinden itibaren uygulanacak mevduat faizi de işletilmek sureti ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki ve husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının hesabından gerçekleşen başkasına ait hesaba eft işlemine ilişkin itirazının kişiye özel bilgi ve parolalar ile müşterinin banka sisteminde kayıtlı telefon numarasına gönderilen şifrenin kullanıldığının tespit edilmesi üzerine kabul edilmeyip üzerine kabul edilmediğinin olumsuz karşılandığını, davacının şifre bilgilerini korumak anlamında gereken dikkat ve özeni görtermeyecek kusurlu davrandığını, davacının ortaklığın hesabındaki işlemlerden haberinin olmadığı yönünde iddiasının asılsız olduğunu, dava konusu transfer işlemleri dolayısıyla müvekkil bankaya herhangi bir kusur atfedilemeyeceği sorumluluk yüklenemeyeceği yerleşik Yargıtay İçtihatları ile sabit olduğunu, banka tarafından tüm müşterilerine şifre bilgilerini banka personeli dahil kimse ile paylaşmamaları gerektiğine dair bilgilendirme Sms’leri gönderildiğini, davacının talebinin bankayla imzalanan bankacılık hizmet sözleşmesi, ilgili mevzuat ve uluslararası bankacılık uygulaması kapsamında haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın yetkili İstanbul Anadolu Adliyesine gönderilmesine, davanın husumet yönünden reddine, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın banka yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız temin edilen evraklar ile birlikte banka konusunda uzman bilirkişiye ve bilgisayar konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporun temin edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
20/01/2020 tarihli uzman banka bilirkişisi raporunda özetle: Davacılar “……. Ort. Sinan” isimli adi ortaklığın Halk Bankası A.Ş. Küçüksanayi Şubesi nezdindeki hesabından, Yapı Kredi Bankası A.Ş. Sanayi Mahallesi İstanbul Şubesi nezdindeki ……………. adına 27.07.2016 tarihinde internet üzerinden 28.500,00 TL’lik EFT yapıldığı, bu tutar’ın aynı gün EFT alıcısı ……………. …………..’a nakit olarak ödendiği, Davacı adi ortaklık; hesabından internet üzerinden gerçekleşen 28.500,00 TL’lik EFT nin kendilerinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştirildiği, dolandırıldıklarını, Banka’nın şüpheli buldukları işlemler bakımından gerekli tedbirleri ivedi şekilde almak sorumluluğu ve yükümlülüğünün bulunduğu iddialarında bulunularak 28.500,00 TL nin davalı Banka’dan tahsilini talep ettiği,”Bankacılık Hizmet Sözleşmesi” nin 7.12. maddesi’nde “Müşteri’nin güvenlik seçeneklerini kısmen veya tamamen kullanmaması nedeniyle herhangi bir zarar’ın doğması halinde ınteraktif bankacılık işlemleri’nin kendi bilgisi haricinde üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek Banka’ya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği’nin” açıklandığı, olayın zararlı yazılım, uzaktan erişim gibi bir yolla gerçekleştirildiği, ancak olayın oluş şekli itibarıyla bir dolandırıcılık vasfında bulunduğu; davalı bankanın huzurdaki olayda zararın doğmasına/artmasına etkisinin bulunmadığı, zira olayda, davacının bizzat telefona gelen linkleri tıklarken dikkatli olması konusunda yükümlü olduğu, linki tıklayarak dolandırıcılara, zararın oluşumuna kendi kusurlu eylemi ile sebebiyet verdiği, işlemin nasıl gerçekleştiği, hangi mesaj’ın telefona geldiği, işlem sırası, saati, güvenlik önleminin bulunup bulunmadığı, işlemin gerçekten cep telefonundaki bilgilerin kopyalanmasından mı yoksa bilgisayarda antivirüs programı olmaması sebebiyle bilgisayar kayıtları’nın kopyalanmasından mı kaynakladığı gibi ayrıntılı hususlar’ın somutlaştırılabilmesi için Sayın Mahkemen izce de uygun görülmesi halinde Bilgisayar- ınternet konuları’nda uzman bir Bilirkişi’den rapor alınması gerektiğini bildirmiştir.
17/11/2020 tarihli bilgisayar mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davacı beyanları ve banka log kayıtlarında işlemin gerçekleştirme şekli göz önüne alındığında davaya konu olayın bir dolandırıcılık vasfında olduğu ve Asliye Ceza Mahkemesinde yargılamanın devam ettiği görüldüğünü, davalı banka mobil/internet bankacılığı giriş sırasında ve şüpheli işlem öncesinde SMS şifresi gönderdiği ayrıca şüpheli EFT işlemi bilgilendirme SMS attığı log kayıtlarında tespit edildiğini, davalı banka alması gereken önlemleri aldığını, davacı bankadan gönderildiği iddaa ettiği sms içerisindeki link üzerinden sisteme girmek istediği, cep telefonuna zararlı/casus yazılım yüklendiğini ve bu şekilde dolandırıldığı beyan etmiş; bahsi geçen cep telefonu kaybolduğu için üzerinde teknik inceleme yapılamadığını, davacının cep telefonuna yönlendirici program yüklenmesine sebebiyet verdiğinin, kişisel bilgilerini bir şekilde koruyamadığının anlaşıldığı ve üçüncü kişilerin eline geçmesinde kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, 27/07/2016 tarihinde internet bankacılığı aracılığıyla 28.500,00 TL nin davacıların bilgisi ve rızası dışında, dava dışı ……….. ……….. adına havale yapılması sonucunda uğranılan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğu iddiasına dayalı olarak davalı bankadan tazminine karar verilmesine ilişkindir.Her ne kadar 27/07/2016 tarihli havale işleminden davalı bankanın sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de bankacı bilirkişi tarafından tanzim edilen 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda olayın zararlı yazılım, uzaktan erişim gibi bir yolla gerçekleştirildiği, olayın oluş şekli itibariyle dolandırıcılık vasfında olduğu, davalı bankanın zararın doğmasına artmasına etkisinin bulunmadığı, davacının bizzat telefona gelen linkleri tıklarken dikkatli olması konusunda yükümlü olduğu, linki tıklayarak dolandırıcılara, zararın oluşumuna kendi kusurlu eylemi ile sebebiyet verdiğinin belirtildiği, bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 17/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı bankanın mobil/internet bankacılığı giriş sırasında ve şüpheli işlem öncesinde SMS şifresi gönderdiği, şüpheli EFT işlemi bilgilendirme SMS i attığının log kayıtlarında tespit edildiği, davalı bankanın alması gereken tüm önlemleri aldığı, davacı bankadan gönderildiği iddia edilen sms içerisindeki link üzerinden sisteme girilmek istendiği, cep telefonuna zararlı/casus yazılım yüklendiği ve bu şekilde dolandırıldığı beyan edilmiş ise de bahsi geçen cep telefonu kaybolduğu için üzerinde teknik inceleme yapılamadığı, davacı tarafın cep telefonuna yönlendirici program yüklenmesine sebebiyet verdiği, kişisel bilgilerini bir şekilde koruyamadığının anlaşıldığının, üçüncü kişilerin eline geçmesinde kusurlu olduğunun düşünüldüğünün bildirildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu hususlar bilimsel, gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak , 27/07/2016 tarihinde internet bankacılığı aracılığıyla 28.500,00 TL nin davacıların bilgisi ve rızası dışında, dava dışı … adına havale yapılması sonucunda uğranılan zarardan davalı bankanın sorumlu olmadığı, bankanın gerekli güvenlik önlemlerini aldığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 486,71 TL’den mahsubu ile artan 432,31 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacılara iadesine,
6-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacılardan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
07/12/2020

Katip 136164
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.