Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/152 E. 2020/871 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/152
KARAR NO : 2020/871

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
FERİ MÜDAHİL :
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Şirket müdürün temsil yetkisinin kaldırılması
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
YAZIM TARİHİ :11/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirket müdürün temsil yetkisinin kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirketi ………’nun temsile yetkili olduğunu, ancak şirket temsilcileri arasında anlaşmazlık olduğunu belirterek …’ın temsil yetkisinin kaldırılmasına, davalı şirketin usul ve kanuna uygun çıkarılmamış pay senetlerinin geçersizliğinin tespitine, şirket kurucu ortaklarının kuruluş sermayesi ve sonrası sermaye taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle şirketin uğradığı zararın tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın ileri sürdüğü hususların genel kurul kararı olmaksızın temsil yetkisinin sınırlandırılması için haklı gerekçe olup olmadığının taktirinin mahkemeye ait olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerle, şirket genel kurulunun yapılamadığını, ortakların bir araya gelerek basit konularda dahi karar alamadıklarını ve şirketin alalade işler bakımından işleyişinde de dönem dönem aksaklıklar yaşanmakta olup bu durum özellikle 3.kişilere karşı temsil yetkisinin kullanılması gereken hukuki işlemlerde ortaya çıktığını, şirket ortakları arasında suç duyurusuna kadar giden anlaşmazlıklar şirketin işleyişini de etkilediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından davanın şirket ortağı Nurgul Arslan’a ihbarı talebi üzerine …’a dava ihbar edilmiştir.
… vekili tarafından sunulan müdahale dilekçesinde; açılan dava nedeniyle müvekkilinin bu davadan olumsuz anlamda etkilenecek olması ve asıl davanın konusunun müvekkili ile ilgili olması, davalı tarafın ne müvekkilini ne de şirketi savunma gayreti içinde olmadığını belirterek davaya müdahale talebinde bulunmuş, 17/06/2020 tarihli oturumdaki beyanında ise; dava dilekçesinde; şirkete kayyum atanmasına ilişkin herhangi bir dava veya talep olmadığını, davacının talebi müvekkilinin şirket ortağı Nurgül AslanIın temsil yetkisinin kaldırılmasına ilişkin olduğunu, amacın müvekkilinin şirketteki temsil yetkisini kaldırtıp davacının şirketi tek başına yönetme isteği olduğunu, bu nedenle tedbir talebini kabul etmediklerini bildirmiştir.

…’ın davanın sonucunda etkilenecek olması nedeniyle davalı yanın da davaya feri müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
KANITLAR:
Davalı şirketin sicil dosyası, bilirkişi raporu, tanık beyanları,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davalı şirket temsilcilerinden …’ın şirketi zarara uğratması nedeniyle, şirket temsil yetkisinin kaldırılması, davalı şirketçe çıkarılan pay senetlerinin geçersiz olduğunun tespitine yöneliktir.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış ,davalı şirketin sicil dosyası getirtilmiştir.
Davacı taraf , tanık olarak …’nun dinletmek istemiş ise de; tanık … , davacı şirketin ortağı, yönetim kurulu başkanı ve şirket temsilcisi olduğundan tanık olarak dinlenmesi mümkün olmadığından davacı vekilinin tanık olarak dinletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından tanık dinletme talebinden vazgeçildiğinden davacı tanıklarının dinlenilmesinden sarfı nazar edilmesine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … tarafından, …. …. Arslan, … , ………..hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık , güveni kötüye kullanma, suç işleme amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma nedeniyle şikayette bulunulduğundan, mahkememizce Bursa Cumhuriyet Başv. 2018/54707 esas sayılı dosyasının neticesi beklenilmiştir.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2019 tarih ve 2018/54707 soruşturma, 2019/46872 Sayılı kararı ile, müşteki vekilinin dilekçeleri, müşteki beyanı, şüphelilerin savunmaları, bilirkişi raporları, suç tarihi, şikayet tarihi, taraflar arasındaki ilişkinin başlayış şekli, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğünün raporu, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulunun 17/04/2019 tarihli yazısı, ibraz edilen dilekçeler, bilirkişiler ve raporları ile ilgili ibraz edilen dilekçeler, ibraz edilen uzmanlık raporları, ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, atılı suçlardan şüpheliler hakkında kamu davası açmak için yeterli delil elde edilemediğinden, kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Dosyanın 1 YMMM, 1 SMMM ve 1 Ticaret Hukuku Öğretim görevlisinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor aldırılmıştır.
Aldırılan 26/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; Anonim şirket yöneticisinin ,mahkeme tarafından görevden alınmasına yönelik bir yasal düzenleme bulunmadığı, haklı sebeplerin var olması halinde dahi anonim şirket yöneticilerinin ancak genel kurul kararı ile görevden alınabileceği, bu sebeple davacının …’ın temsil yetkisinin kaldırılmasına yönelik talebinin TTK ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu, kaldı ki …’ın yargılama devam ederken yapılan genel kurulda da yeniden şirket yöneticisi olarak seçildiği, davacı şirketin, … … A.Ş.’ne paydaş olmadan önce … ..A.Ş.’nin sermaye attırımı işlemlerinin genel kurul kararı ile tesis edildiği, davacının sermaye artırımı işleminden sonraki bir tarihte … ..A.Ş. hissedarı olduğu, davacının … ..A.Ş. hissedarı olduğu dönem sonrasında yapılan genel kurullarda şirketin sermaye miktarına, pay oranlarına ve pay senetlerinin niteliğine yönelik her hangi bir itirazda bulunmadığı, şirketin mevcut sermaye miktarına ilişkin genel kurul kararının iptali, yoklukla malul olduğu ve/veya geçersizliğine ilişkin açılmış bir dava olmadığı, şirketin kurucu ortağı olmayan davacı şirketin, kuruluş sermayesinin yerine getirilmemesi sebebiyle , şirketin nasıl bir zarara uğradığı yönündeki iddiasını HMK gereğince somutlaştırması gerektiği, ayrıca sonraki sermaye attırımı taahhütlerinin, davacının ….A.Ş.’ne paydaş olmadan önceki bir tarihte yapılmış ve tamamlanmış olması sebebiyle de şirketin nasıl bir zarara uğradığına yönelik davacı iddialarının HMK gereğince somutlaştınlması gerektiği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı şirkette dava tarihi itibarıyla,davacının %50 hissesi,…’ın %56 ve Neslihan Güleneli Arslan’ın %24 oranında pay sahibi oldukları ve davacının davalı şirkete 2014 yılında hissedar olarak katıldığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanununda anonim şirket yöneticisinin haklı neden olsa dahi azline ilişkin bir yasal düzenleme olmadığından ve anonim şirket yöneticileri ancak genel kurul kararı ile görevden alınabileceğinden davacının şirket yetkilisi …’ın azline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça gerek kuruluş sermayesine ilişkin olarak gerekse sonraki sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararlarına karşı süresinde açılmış bir dava olmadığından davacının bu sebeple şirketin uğradığı zararın tazmini talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı,davalı şirkete 2014 yılında hissedar olmasına rağmen bu tarihten dava tarihine kadar yapılan genel kurul toplantılarında sermaye miktarına ve pay senetlerinin hamiline olmasına yönelik olarak itirazda bulunmadığından bu aşamada yapılan itiraz MK maddesi uyarınca iyi niyet kurallarına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan bu talebinde reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 54,40 – TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 – TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yararına ölçümlenen 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/12/2020

Başkan … Üye … Üye …0 Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.