Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/991 E. 2021/581 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/991 Esas
KARAR NO : 2021/581

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında iki yılı aşkın sürmüş bir ticari ilişki mevcut olduğunu, Müvekkili şirket ileri teknoloji ile kumaş üretmekte, davalı şirket ise müvekkilinden cari hesaba dayalı olarak kumaş baskı, boyama ve üretim siparişleri vererek satın aldığını, davalı şirketin siparişini verdiği malları müvekkilin fabrikasından kargolar vasıtasıyla teslim aldığını, en son satın alımını ise 08.04.2013 tarihinde gerçekleştirdiğini, davalı şirketten müvekkili nezdinde bulunan C/H. Kapatması istenildiğinde davalı son derece manidar bir şekilde satın aldığı bir kısım kumaşların ayıplı olduğunu iddia ederek satın aldığı kumaşların tamamına iade faturası kestiğini ve hakkında açılan kısmi icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirket basiretli bir tacir gibi TTK 23/1-C hükmü gereği 8 gün içerisinde teslim aldığı malı inceleme ve inceletme görevini yerine getirmeyerek ayıp itirazını süresinde yapmadığını, kaldı ki davalı şirket ayıplı olduğunu iddia ettiği kumaşların işlem görmüş ürünler olduğu ve artık kumaş olmaktan çıktığı da anlaşıldığını, davalı şirketle yapılan ticaret USD üzerinden ve kur farklı olarak yapıldığını, yasal zorunluluk gereği, resmi hesap ve faturalar TLolarak düzenlendiğini, davalının ödemelerini ödeme günündeki kur üzerinden TL şeklinde yaptığını, bu durumun davalı şirketin müvekkili şirkete yaptığı ödemelerden, gönderdiği e-maillerden ve yazılardan, taraflarınca düzenlenmiş fatura metinlerinden davalı şirketin ayıplı maldan bahisle düzenlediği iade faturasından ve mevcut genel durumun analizinden kolayca anlaşılabildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğu miktarın tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili şirketin Ankara’da bulunması nedeniyle yetkili mahkemelerin Ankara Ticaret Mahkemeleri olması gerektiğinden yetkiye itiraz ile şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıdan USD üzerinden mal satın almak yada davacıyla kur farklı olarak ticaret yapmak hususlarında her hangi bir anlaşması, sözleşmesi ya da kabulü bulunmadığın,ı dolayısıyla davacının “ticaretin USD üzerinden ve Kur Farklı olarak” yapıldığı yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, yetki ve diğer itirazlarımızın kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, fatura, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporları, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğunun tespitine ilişkindir.
Mahkememizce, davalı ticari defterlerinin incelenmesi yönünden ANKARA NATM’ye talimat yazılmasına, SMMM bilirkişinin talimat mahkemesince resen seçilmesine karar verilmiştir.
Alınan 03/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirket tarafından davacı şirkete ayıplı ürün içerikli iade faturası düzenlenmemiş olduğu, mevcut dosya kapsamı içerisinde taraflar arasında var ise ürün alış veya satışları ile hizmet ifasına ilişkin işlemlerde teslim veya ifa sonrası talep edilecek ürün veya hizmet bedellerine ilişkin tutarların hangi tür para birimi üzerinden gerçekleşeceğini gösterir sözleşme örneği vs. bilgi ve belge bulunmadığı, usulünce tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliği taşıyan davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirkete; 21.12.2017 olan takip tarihi itibariyle 3.595,61.-TL, 26.07.2018 olan dava tarihi itibariyle 21.866,59.-TL, rapor tarihi itibariyle 2.351,76.-TL borçlu olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi (17.07.2018) tarihinde düzenlenerek mevcut davada icra takip tarihindeki alacak miktarına eklenerek talep edilen kur farkı içerikli 18.270,98.-TL faturanın davalı şirketten talep edilip edilemeyeceğine ilişkin takdirin mahkemede olduğu bildirilmiştir.
MahkememizcE; Taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, davacıya ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan 06/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının 2013 ve 2014 yıllarında kağıt ortamında, 2015- 2016-2017 ve 2018 yıllarında ise e-defter tuttuğu, Defterlerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 224 ve 225. maddeleri ile 6102 Sayılı- Yeni T.T. Kanunun 64. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, ticari defterlere yapılan kayıtların, “Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği” ile “Muhasebe İlke ve Kurallarına” uygun olarak yapıldığı, sahibi adına delil olma özelliğine sahip olmakla beraber takdirin mahkememize ait olduğu, Davacı kayıtlarına göre 31.12.2013 tarihi itibariyle davalıdan olan alacağın 3.595,63-TL olmasına rağmen takibin, 21.12.2017 tarihinde 1.885,00 USD Asıl Alacak ve 613,43 USD İşlemiş Faiz olmak üzere toplamda 2.498,43 USD üzerinden başlatıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Bilirkişi İsmet Erdem’in vefat ettiği anlaşıldığından dosyanın başka bir bilirkişiye tevdi edilerek, taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, davacıya ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan 21/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içeriği evraklar ve davacı tarafından ibraz edilen fatura ve sipariş formu örnekleri incelendiğinde hem sipariş formunda hem de faturalarda satışın dolar cinsinden yapıldığı ve ödemelerin 60 gün kur farklı yapılacağı yazılı olduğu, bu nedenle davacının kur farkı isteme hakkı bulunmakla birlikte kesmiş olduğu kur farkı faturasındaki tutarın nasıl hesaplandığını gösterir hesaplama tablosunu dosyaya ibraz etmesi gerektiği, dosyaya ibraz edilen belgeler TL cinsinden olup dolar cinsinden muavin defter dökümü olmadığı, bu nedenle davacının kur farkı hesaplama tablosu yanında dolar bazında muavin defter dökümü ile cari hesap dökümünü de ibraz etmesi gerektiği, davacının kestiği kur farkı faturası e-fatura olup temel fatura senaryosunda kesildiği, davacı tarafından kesilen temel a-faturaya kesildiği anda red imkânı bulunmamakta ve 8 gün içinde itiraz ve iade hakkı bulunduğu, davalı bu hakkını kullanmamış yasal süresinde ve 30 Kasım tarihinde iade faturası kestiği, kendi defterlerine işlediği, davacı defterlerinde bu faturanın kayıtlı olmadığı, Bu iade faturasının bir örneğinin dosyada mevcut olduğu, incelendiğinde bu e-faturanın da temel fatura senaryosunda kesildiği, dolayısıyla bu faturaya da kesildiği anda ret verme olanağı olmadığı, kesilen iade faturasına davacı tarafından 8 günlük yasal süre içinde itiraz ve iade işleminin uygulanıp uygulanmadığı ya da faturanın iadesi süresi geçtikten sonra iade işleminin uygulanıp uygulanmadığı dosya içindeki evraklardan tespit edilemediği, davacının da bu faturaya karşı nasıl bir uygulama yaptığını gösterir belgeleri ibraz etmeleri gerektiği, davacının Temmuz 2018 yılı BS formu ile kasım 2018 BA formlarını davalının da temmuz 2018 yılı BA formu ile kasım 2018 BS formlarını ibraz etmelerinde yarar bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce; dosyanın bilirkişi …’e tevdi ile dosyaya celp edilen BA BS formları ve davacı vekilinin kur farkı faturasının nasıl hesaplandığına dair açıklama dilekçesi de değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlemesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 06/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı kur faturasını e-fatura olarak kesmiş defterine işlemiş BS formunda göstermiş davalı bu faturayı 8 günlük yasal süresinde iade etmemiş defterlerine işlemiş BA formuyla beyan ettiği, davalı yasal süresinden çok sonra iade faturası kesmiş bu fatura e-fatura olarak gönderilmiş davacı bu faturayı defterlerinde ve BA formunda göstermemiş davalı BS formuyla beyan ettiği faturasını defterlerine işlemiş davacı 8 günlük yasal süresinde itiraz ya da iade edip etmediğine dair bir belgeyi kök raporda talep edilmesine rağmen dosyaya ibraz etmediği, davalı iade faturasında kuru yanlış almış olup rapor içeriğinde bu konu ayrıntılı anlatıldığı, bütün bunlardan önce davacının davalıdan 3.593.65-TL alacaklı ve her iki taraf defterlerindeki kayıtlı olduğu, İade faturalarından sonra davacı 21.866.62 TLL alacaklı göründüğü, Davacının kök raporda belirtildiği gibi kur farkı faturası kesebileceği, Sözleşme bulunmamakla beraber faturalarda dolar karşılığı gösterilmiş ödemelerin kur farklı olacağı belirtildiği, aynı şekilde sipariş formları da bu yönde imzalandığı, davacının kesebileceği kur faturası KDV dahil 10.535.26-TL olabileceği, 31.10.2013 tarihinde davacının kur farkından doğan alacağı 2.916.95-$ olduğu ve fatura kesildiği günkü kurdan 14.130.87-TL yaptığı, Cari alacak olarak görünen 3.595.61-TL düşüldüğünde kalan tutar 10.535.26-TL olur ve bu tutar fatura edilirken KDV si iç yüzde ile hesaplanıp kesilmesi gerektiği, Bunun dışında cari hesaplar incelendiğinde ödemelerin TL çekle yapıldığı, Yargıtay birçok kararında ödemenin TL çekle yapılması halinde çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle kur farkı istenemeyeceği yönünde kararlar verdiği, Raporun ekinde faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi halinde kur farkı talep edilip edilemeyeceği ve ödemenin TL çekle yapılması halinde kur farkının talep edilip edilemeyeceği ile ilgili yakın tarihli bir Yargıtay kararına göre bu olayda davacı kur farkını dolar olarak karşılığı gösterilen faturalar ve sipariş formlarına göre kur farkı isteyebilir ancak TL çekle ödeme yapıldıysa talep edemez şeklinde olduğu, Bu konuda nihai karar mahkemenin olup kur farkının kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 3.595.63-TL alacağı görüldüğü bildirilmiştir.
Mahkememizce; Dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile davacı vekilinin dilekçe ekinde sunduğu hesaplama tablosu dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 26/05/2021 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda; davacı verilerinin doğru kabul edildiğinde kesilecek kur farkı faturası KDV dahil hesaplandığında, buna göre toplam alacak faturasının KDV dahil 21.863,02 TL olduğu, bu tutardan TL alacak bakiyesi olan 3.595,63 TL nin düşülmesi gerektiği, kesilmesi gereken kur farkı faturası KDV dahil 18.268,39 TL olduğu, kur farkı kesilebileceği konusunda kanaat getirir ve karar verilirse davacının kesebileceği kur farkı faturası KDV dahil 18.267,39 TL olduğu, kur farkı istenemez kanaatiyle karar verilirse davacının davalıdan olan cari hesap alacağı KDV dahil 3.595,63 TL olduğu, davacı vekilinin itiraz dilekçesi incelendiğinde 30.000,00 TL tutarlı çekler 26/03/2013 tarihinde alındığı, bu konuda takdir mahkemenin olmakla birlikte kur farkının kabul edilmemesi halinde davacının dalıdan 3.595,63 TL alacağı kur farkının kabulü halinde KDV dahil 21.863,02 TL olduğu bildirilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava,taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak meydana gelen alacağın tahsiline ilişkindir. Talimat mahkemesi aracılığıyla davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda SMMM bilirkişi Ferhat Cıvır tarafından tanzim edilen 03/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirkete; 21.12.2017 olan takip tarihi itibariyle 3.595,61.-TL, 26.07.2018 olan dava tarihi itibariyle 21.866,59.-TL, rapor tarihi itibariyle 2.351,76.-TL borçlu olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi(17.07.2018) tarihinde düzenlenerek mevcut davada icra takip tarihindeki alacak miktarına eklenerek talep edilen kur farkı içerikli 18.270,98.-TL faturanın davalı şirketten talep edilip edilemeyeceğine ilişkin takdirin mahkemede olduğunun bildirildiği, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda SMMM bilirkişisi İsmet Erdem tarafından tanzim edilen 06/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı kayıtlarına göre 31.12.2013 tarihi itibariyle davalıdan olan alacağın 3.595,63-TL olmasına rağmen takibin, 21.12.2017 tarihinde 1.885,00 USD Asıl Alacak ve 613,43 USD işlemiş faiz olmak üzere toplamda 2.498,43 USD üzerinden başlatıldığının bildirildiği, SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 06/03/2021 tarihli ek raporda özetle; davacının kesebileceği kur farkı faturasının KDV dahil 10.535.26-TL olabileceği, 31.10.2013 tarihinde davacının kur farkından doğan alacağının 2.916.95-$ olduğu , fatura kesildiği günkü kur karşılığı 14.130.87-TL olduğu, cari alacak olarak görünen 3.595.61-TL düşüldüğünde kalan tutarın 10.535.26-TL olduğu, bu tutar fatura edilirken KDV si iç yüzde ile hesaplanıp kesilmesi gerektiği, cari hesaplar incelendiğinde ödemelerin TL çekle yapıldığı, Yargıtay’ın birçok kararında ödemenin TL çekle yapılması halinde çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle kur farkı istenemeyeceği yönünde kararlar verildiği,nihai kararın mahkemenin olduğu, kur farkının kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 3.595.63-TL alacağının görüldüğünün bildirildiği, SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen 26/05/2021 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda özetle; davacı verileri doğru kabul edildiğinde kesilecek kur farkı faturasının KDV dahil hesaplandığında, toplam alacak faturasının KDV dahil 21.863,02 TL olduğu, bu tutardan TL alacak bakiyesi olan 3.595,63 TL nin düşülmesi gerektiğinin, kesilmesi gereken kur farkı faturasının KDV dahil 18.268,39 TL olduğu, kur farkı kesilebileceği konusunda kanaat getirilirse, davacının kesebileceği kur farkı faturasının KDV dahil 18.267,39 TL olduğu, kur farkı istenemez kanaatiyle karar verilirse de davacının davalıdan olan cari hesap alacağının KDV dahil 3.595,63 TL olduğu, davacı vekilinin itiraz dilekçesi incelendiğinde 30.000,00 TL tutarlı çeklerin 26/03/2013 tarihinde alındığı, kur farkının kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 3.595,63 TL alacağının, kur farkının kabulü halinde KDV dahil 21.863,02 TL olduğu bildirildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu edilen alacaklar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, Yargıtay 19. HD’nin 2017/3234 Esas 2019/1778 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19. HD’nin 2018/1227 Esas 2019/1611 Karar sayılı ilamlarında da” Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir.Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken,…”hususlarının belirtildiği ,ilgili Yargıtay ilamları doğrultusunda çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği hususu da dikkate alınarak , davacının davalıdan cari hesap alacağının KDV dahil 3.595,63 TL olduğu tespit edilerek davanın kısmen kabulü ile, 3.595,63 TL’nin dava tarihi olan 26/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 3.595,63 TL’nin dava tarihi olan 26/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 245,62-TL harcın peşin alınan 374,78-TL ‘den mahsubu ile artan 129,16 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.231,50-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 365,61-TL ile alınması gereken 245,62-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yararına ölçümlenen 3.595,63-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 71,28 TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 59,87 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Davacı gideri ;
2.000,00 TL bilirkişi gideri,
231,50 TL tebligat posta gideri
2.231,50 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.