Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/948 E. 2019/586 K. 08.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

Esas No : 2018/948
Karar No : 2019/586
Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : … –
Vekili : Av. … – Uluyol Cad. Kanburoğlu Apt. No:32 K.1 D.1 Osmangazi/ BURSA
Davalı : … GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş – Üçevlermah 72 Sok. Aknil Plaza K.1 No: 6/16 K:1 Nilüfer/ BURSA
Vekili : Av. … – Levent Mah. Çamlık Cad. No:27 3. Levent Beşiktaş/ İSTANBUL
Dava : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Dava Tarihi : 17/07/2018
Karar Tarihi : 08/04/2019
Kararın Yazım Tarihi : 08/05/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasnıda değişik tarihlerde akdedilen sözleşmelerin, 23/01/2018 tarihli toplu fesih bildirimi ile sona erdirildiğini, müvekkil şirket sözleşmesinin feshedildiği tarihten hemen bir gün sonra güvenlik hizmeti sunan başka bir firma ile anlaşmış olup söz konusu firmanın sistemini kulandığını, müvekkil şirketin davalı şirkete ait cihazları kullanmasının mümkün olmadığını, 23/01/2018 tarihinde müvekkil şirket ile davalı şriket arasında akdedilen sözleşme sona ermesine rağmen davalı Şubat ve Mart aylarında kredi kartından otomatik tahsilat yapmaya da devam ettiğini ve haksız kazanç elde ettiğini, söz konusu bedellerin toplamı 12.400,21 TL’si olup, davalıya ihtarnamenin tebliğine rağmen davalı borçlu tarafından ödenmediğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen davalı şirket tarafından otomatik yapılan tahsilatın iadesi yapılmadığından davalı şirketin borcu olduğunun tespiti ve borçlunun borç itirazının reddinin gerektiğini, bu nedenle Bursa 12. İcra müdürlüğünün 2018/… e. Sayılı dosyası üzerinden icra takibinin devamına, haksız itirazı nedeniyle borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkili mahkeme olmadığın, yetkili mahkemenin İstanbul Asiye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanmış olan Sözleşmenin 9.3’üncü maddesinde “… Müşterinin tüketici olmadığı hallerde, iş bu sözleşmenin tatbik ve tefsirinden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, taraflar şimdiden kabul ve beyan ederler…” şeklinde olduğunu bildirmiş, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalının borca itiraz neticesinde takibin durması sonucunda itirazın iptali ve icra inkar istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere tüm davalar için uygulanan yetki kuralı, genel yetki kuralı olup; buna göre genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.6/1; mülga 1086 sayılı HUMK m.9/1) Bazı davalarda ise genel yetkili mahkeme yanında başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır ki bu da özel yetki kuralıdır. Öte yandan davacının genel yetki ile özel yetki kuralı arasında seçimlik hakkı vardır. 6100 sayılı HMK’nun 10.maddesinde (mülga 1086 sayılı HUMK m.10) sözleşmeden doğan davalar için özel yetki kuralı öngörülmüş olup; sözleşmeden maksat ise konusu mal varlığı hakkı olan Borçlar Hukuku’na ilişkin sözleşmelerdir. (Yargıtay HGK 23/10/2013 gün ve 2013/65 E. 2013/1480 K.)
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddede ise “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” denilerek yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin de yetkili olduğu düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin ve icra dairelerinin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkeme ve icra dairelerinin de yetkisinin devam etmesini istiyor ise, diğer bir anlatımla, münhasır olmayan yetki sözleşmesi yapmak istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.
Bu yetki kuralları kesin olmadığından, HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı”nı “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuş olmakla yapılan incelemede taraflar arasında imzalanan sözleşmeler incelendiğinde 9.3 Maddesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtildiğinden münhasır yetki sözleşmesi gereği yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemelerinin olduğu anlaşıldığından yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İstanbul Merkez (Çağlayan) nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili mahkeme olması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, HMK 20.md.gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul merkez (çağlayan) nöbetçi Asliye ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2 haftalık süre içerisinde başvuru yapılmazsa AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİ HUSUSUNUN İHTARINA, (ihtar edildi)
2-HMK 331.maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.


Hakim …
¸e-imzalıdır.