Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/846 E. 2023/359 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/846 Esas
KARAR NO: 2023/359

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … – […….] UETS
DAVALI : 2- … –
VEKİLLERİ : Av. … – […] UETS
Av. … – ……. – İstanbul Sarıyer/ İSTANBUL
Av. … – [……] UETS
DAVALI : 3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …No:63/2 16400 İnegöl/ BURSA
DAVA İHBAR OLUNAN : … –
VEKİLİ : Av. … – [……] UETS
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle: Davalılardan …’ün sürücüsü,…’un maliki ve … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigortacısı konumunda bulunduğu … plaka sayılı aracın 05/09/2017 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde davacı … ağır şekilde yaralanmış ve kalıcı sakatlığa uğradığını, kazanın oluşumunda davalı …’ün tamamen kusurlu olduğunu, müvekkili …’ın %25 oranında sürekli sakatlığa uğradığı tespit edildiğini, müvekkili …’ın mezkur kaza nedeniyle uğradığı sürekli sakatlık sebebiyle normal bir birey ile aynı nitelikte ve güçte çalışmasının mümkün olmadığını, müvekkili uzun yıllardır ayakkabı ve çanta satış işi ile uğraştığını, ayakta durduğu zaman ağrılarının şiddetlendiğini, müvekkilinin en temel ihtiyaçlarını dahi giderirken normal bir bireyin sarfetmesi gereken çaba ve efordan çok daha fazlasını göstermesi gerektiğini ve çok zorlandığını, müvekkilinin kaza tarihinde 46 yaşında olduğunu, davalı tarafların kazadan ve açılan davadan sonra üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallara tedbir konulmasını engelleme çabası içinde davrandığını, bu nedenle davalı …’a ait araç sürücüsünün olayda tamamen kusurlu bulunması, eylemin müvekkillerin maddi ve manevi büyük zarara yol açması sebebiyle talebin de sadece kayden olduğu dikkate alınarak davalı … ve … adlarına kayıtlı gayrimenkul ve araç kaydına 3. Şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati haciz vasfında ihtiyati tedbir konulmasını, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik ; müvekkil … için 100,00-TL maddi tazminatın davalı şahıslar yönünden mezkur kaza tarihi olan 05.09.2017 tarihinden, davalı … yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olarak temerrüt tarihi olan 23.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile , 50.000,00-TL Manevi tazminatın yalnızca davalı şahıslar yönünden kaza tarihi olan 05.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline Müvekkilin sağlık durumunda bozulma meydana gelmesi ve kalıcı iş göremezlik oranının daha da artması ihtimali nedeniyle dava taleplerimiz yönünden de fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkisizlik itirazlarının bulunduğunu, dava konusu, sürücü … sevk ve idaresindeki, … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 13.11.2016 – 13.11.12017 tarihleri arasında, ….. no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, Poliçe üzerinde Ölüm Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 310.000,00 TL olarak sınırlandırıldığını, bu miktar maksimum talep edilebilecek miktar olup, müvekkil şirketin asıl sorumluluğu gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, her durumda müvekkil şirket sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle davacı tarafından müvekkil … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesinin gerektiğini, müvekkil şirket tarafından kazaya karışan … plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olması tek başına poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkil şirket tarafından ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ispatı gerekmediğini, her şekilde, meydana gelen kazada tarafların kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususlar dikkate alınıp kusur durumu bilimsel bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini, bu nedenlerle davaya yönelik tüm beyanlar dikkate alınmak suretiyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aksi takdirde hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçemizde belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Cevap dilekçesinde özetle; müvekkil …’un olayda pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, müvekkil Karadeniz Oto Kiralama’nın sahibidir. Kazaya karışan … plakalı araç 11.05.2017 tarihinde 12647766692 TC Kimlik numaralı …’ya yıllık olarak kiralandığını, Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da görüleceği üzere uzun süreli kiralamalarda meydana gelen kaza ve hasarlardan kiracı sorumlu olmadığını, imzalanan kira sözleşmesinde meydana gelen kazadan dolayı tazminattan kiracının sorumlu olacağı belirlendiğini, müvekkilin … plakalı aracı dava dışı …’ya kiraya vermiştir. Aracın kira bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkilimiz durumu araştırmış ve bu kişinin cezaevinde olduğunu öğrenildiğini, bu kişinin müvekkilimize aracın yerini davalı …’ün bildiğini söylediğini, … ise davadışı Halim’den alacağı olan Şahin Soyuşen’in aracı aldığını beyan ettiğini, 05.09.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında davacı …’ın yaralandığını, olay sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere olay ışıklı kavşakta gerçekleştiğini, … plakalı araç sürücüsü davacı uymasına gereken hız limitinden yüksek olan mevcut hızı ile kavşağa yaklaşırken hızını azaltmamış ve gerekli yol kontrollerini yapmamış olup, işbu davranışı nedeniyle kaza meydana geldiğini, davacı taraf kazanın gerçekleşmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/306 Esas – 2018/440 Karar sayılı dosyasında yapılan davacının asli kusurlu olduğuna, davalı …’ün ise tali kusurlu olduğuna karar verildiğini, bu nedenlerle aracın uzun süreli kiralanmış olup, müvekkilin işleten sıfatı bulunmadığından davanın müvekkilimiz bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, kazanın meydana gelmesinde müvekkilin ya da sürücünün herhangi bir kusuru bulunmayıp asli ve tek kusurlu olan taraf davacı olduğundan davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan davalı Orient Sigorta A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkil şirket ile sigortalı … arasında, … plakalı araç için; 30.11.2016 – 30.11.2017 tarihleri arasını teminat altına almış olan 4008311 poliçe no’lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi akdedildiğini, davacı tarafın, 05.09.2017 tarihinde sigortalı araç 06 GD 5751 ile … plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle, müvekkilinin yaralandığını iddia etmekte ve maddi-manevi tazminat talebinde bulunduğunu, müvekkil sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminatın poliçeye ilişkin özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, hasarın teminat kapsamından olmadığını, bu sebeplerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, ihbar edilen sıfatına sahip olduğundan dava nedeni ile müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulmamasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/11510 soruşturma sayılı dosyası, Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/846 E. Sayılı dosyası, İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2019/24 E. Sayılı dosyası, tedavi evrakları, Adli tıp raporları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı … Sigorta AŞ’nin yetki itirazı yönünden HMK’nun 16.maddesi uyarınca zarar gören davacının yerleşim yerinin Bursa olduğundan yerinde olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı tarafın kaza tarihinden sonra tedavisine ilişkin belgeler celp edilerek maluliyet durumu ile ilgili Bursa Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana bilim dalına gönderilmiş rapor temin edilmiştir.
15/10/2019 tarihli raporda özetle; 05/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası olayı nedenli sol fibula distal şaft kırığı, sol medial malleot, sol tibia anlerior şafi kırığı ve olay sonrası 29.11.2017 tarihinde sol kalçada ağrısı olması sebebiyle başvurduğunda sol kalça posteriorda kalça kırığı olduğu ve posttravmalik koksartoz. total kalça protezi amceliyatı yapıldığı mevcut arazlarının 28603 sayılı tesmi gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü. Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönçimelikiç değerlendiritmesinde; Sol total kalça protezi, sol ayak bileğindeki kırık ve buna bağlı eklem hareketlerinde kısıtlanma, 3.em.lik ah ekstremite uzunluk farkı arazlarının Tabio 3.10, Tablo3.11, Tablo 3.1, Vablo 3.3, Tablo3.31, Tablo 3.33a kapsamında alt ekstremite Özür oranının Balthazard yöntemi ile (504154742) 9462 tespil edildiği, bu değerin Tablo 3.2 kullanılarak kişi özürlülük oranına çevrilmesi ile 943) bulunduğu; buna göre şahsın 05/09/2017 tarihinde meydana geldiği bildirilen trafik kazası olayı ile illiyerli özürlülük oranının %3l(yüzdeotuzbir) olduğunu, şahıstaki kırıkların iyileşme süresinin 9 (dakuz) ay olduğu, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği kanaati bildirilmiştir.
Davanın haksız fiilden kaynaklandığından, zarardan tarafların kusuru oranında sorumlu olduğundan, dosya İstanbul Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi istenilmiştir.
27/05/2020 tarihli ATK trafik ihtisas dairesi raporunda özetle;
1. Durum;
Kazanın, davalı sürücü …’ün ifadesinde belirttiği şekil de istikametine yanan yeşil ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde;
A) Davalı sürücü …’ün kusursuz olduğu,
B) Davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
2. Durum;
Kazanın, davacı sürücü …’ın ifadesinde belirttiği şekilde istikametine yanan sarı ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde;
A) Davalı sürücü …’ün %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu,
B) Davacı sürücü …’ın %20 (yüzde yirni) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
23/08/2022 tarihli ATK trafik ihtisas dairesi raporunda özetle;
a) Davalı sürücü …’ün kendi istikametine yanan yeşil ışıkta, davacı sürücü …’ın kendi yönüne hitaplı kırmızı ışıkta kavşağa giriş yaptığının kabulü halinde;
1- Davalı sürücü …’ün kusursuz,
2- Davacı sürücü …’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu,
b) Davacı sürücü …’ın kendi yönüne hitaplı sarı ışıkta kavşağa giriş yaptığının kabulü halinde;
1- Davalı sürücü …’ün %100(yüzde yüz) oranında kusurlu,
2- Davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu, oy birliği ile karar verildiği kanaati bildirilmiştir.
Dosyamız aynı zamanda konusunda uzman SMMM ve aktüerya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ortak bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Maddi tazminatın hesaplanması konusunda bir aktüer bilirkişiye dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler ….,……. tarafından düzenlenen 03/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; A.T.K’nın, 27.05.2020 Tarihli 40301 Sayılı Raporundaki Kazanın, davacı sürücü …’ın ifadesinde belirttiği şekilde istikametine yanan sarı ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde; Davalı sürücü …’ün %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu varsayımı Dikkate alındığında kazalının net zararının 158.242,70TL olacağının hesaplandığı, A.T.K’nın, 27.05.2020 Tarihli 40301 Sayılı Raporunda kazanın, davalı sürücü …’ün ifadesinde belirttiği şekil de istikametine yanan yeşil ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde; Davalı sürücü …’ün kusursuz olduğu, Davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu varsayımı Dikkate alındığında kazalının net zararının 0,00TL – olacağının hesaplandığını, Davalı …’un Kira sözleşmesi kapsamında kira bedellerinin maliyeye ve bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiğine dair ve kira bedellerinin ödendiğine dair yasal defter kaydı ve beyanname ibraz edilmediği mütalaa edilmiştir. Tarafların itirazı üzerine dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
01/02/2021 tarihli ek raporda özetle; A.T.K’nın, 27.05.2020 Tarihli 40301 Sayılı Raporundaki Kazanın, davacı sürücü …’ın ifadesinde belirttiği şekilde istikametine yanan sarı ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde; Davalı sürücü …’ün %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu varsayımı Dikkate alındığında kazalının net zararının188.489,20TL olacağı hesaplandığını, A.T.K’nın, 27.05.2020 Tarihli 40301 Sayılı Raporunda kazanın, davalı sürücü …’ün ifadesinde belirttiği şekil de istikametine yanan yeşil ışıkta kavşağa girdiği sırada meydana geldiğinin kabulü halinde; Davalı sürücü …’ün kusursuz olduğu, Davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu varsayımı Dikkate alındığında kazalının net zararının 0,00TL – olacağının hesaplandığı bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişinin raporuna itirazlar ve asgari ücretlere göre yeniden bilirkişi tevdi edilmiş olup aktüer bilirkişinin 01/01/2023 tarihli raporunda özetle: Davacının kusur durumuna göre yapılan hesaplamada, davalının tam kusuru durumunda 855.107,08 TL, tarafların eşit kusuru halinde 427.553,54 TL zararın olduğu mütalaa edilmiştir.Davacı vekilinin 12/04/2021 havale tarihli talep artırım dilekçesi sunduğu maddi tazminat talebini 188.489,20TL’ ye artırmıştır. Davacı tarafa SGK tarafından 9.696,30 TL geçici iş göremezlik ödemesinde bulunduğu ancak sigorta şirketleri tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde toplanan delillerden somut olayda; davalıların sürücüsü, işleteni, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı araç arasında 05/09/2017 tarihnde meydana gelen cismani zararla sonuçlanan trafik kazasında maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmakla davanın haksız fiilden kaynaklandığından öncelikle tarafların kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/306 Esas ve 2018/440 Karar sayılı Kesinleşen ilamı ve mahkememizce düzenlenen ATK Trafik İhtisas Dairesinin Genişletilmiş Heyetinin 23/08/2022 tarihli raporundaki vurgulanan hususlar ile davacı yönetimindeki … plaka sayılı motorsikleti ile Osmangazi ilçesi Elmasbahçeler Mahallesi Ali Ferruh Yücel Caddesi üzerinde mahal şartlarına göre yüksek olan mevcut hızı ile dikkatsiz ve ön tedbirsiz şekilde orta ayracı ile bölünmüş 3 şeritli yolun sağ şeridinden ışık sistemi ile yönetilen Gökdere Kavşağına doğru seyir halinde iken kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadan ve yolun solunu kontrol etmeden sarı ışıkta kavşağa giriş yaparak seyrini sürdürdüğü esnada kendisinin sol tarafından kendisine doğru gelen yolun sağ tarafını kontrol etmeden dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde kendisi kavşağa giriş yaparak seyir şeridine giriş yapan davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plaka sayılı kapalı kasa kamyonetin sağ ön yan kısmına motorsikletin ön kısmıyla çarpması olayında hangi sürücünün ışık ihlali yaptığına ilişki kesin bir kanaat verici delilin bulunmadığı ancak kesinleşen mahkumiyet kararına konu ceza dava dosyasındaki maddi bulgular değerlendirildiğinde taraf sürücülerin tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, işletme tehlikeleri doğrultusunda tehlikeler eşit varsayıldığından, zararın yarı yarıya paylaştırılması ve tehlikeler eşit kabul edilerek her iki araç sürücüsünün de % 50 şer oranda kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmekte olup Yargıtay 4.HD 2021/4002E- 2021/6091K sayılı Kararı,Yargıtay 4 HD, 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilamı ve yerleşik içtihatlar kapsamında 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen 03/10/2019 tarihli maluliyet raporuna itibar edilerek davacının sürekli iş göremezlik durumunun %31 iyileşme süresinin 9 ay olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan maluliyet ve kusur raporları dikkate alınarak düzenlenen maddi tazminat hesabı yönünden Yargıtay en son içtihatları kapsamda tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınarak hesaplamalarda 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatı hesaplaması yapılan gerekçeli denetime açık aktüer bilirkişinin 01/01/2023 tarihli ek raporuna itibar edilerek tarafların eşit kusuru doğrultusunda davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararının 427.553,54TL maddi tazminat olduğu anlaşılmaktadır. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamı) Bu miktar yönünden davacının dava açmakta haklı olduğundan talep artırım ile 188.489,20 TL maddi tazminat talep edebilecektir. Bu miktar maddi tazminattan davalı sürücü …’nün sürücü, davalı … Sigorta A.Ş’ nin sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu sabittir.Diğer davalı davalı … tarafından işleten olmadığı 11.05.2017 tarihinde dava dışı …’ya yıllık olarak kiralandığından meydana gelen kazadan dolayı tazminattan kiracının sorumlu olacağı işleten sıfatının bulunmadığı uzun süreli kiralama ile kiralandığını husumet sebebiyle davanın reddini savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davada sıfat kavramı üzerinde kısaca durulması yararlı olacaktır.
Sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şekli taraf kuramına göre o davanın tarafları iseler de, bu her zaman o kişilerin taraf sıfatına sahip oldukları anlamına gelmez. Taraf sıfatı dava şartı değildir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır (Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2012, s. 248-249). 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. (Yargıtay 17 HD 2019/4255 E-2020/3307 K sayılı ilam). Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı KTK 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay uygulamalarında,işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda, getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17 HD. 2020/8228 E-2021/190 K sayılı ilam). Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.Yukarıdaki açıklamalar ile somut olayda davalı …’ un uzun süreli kira ilişkisi olduğuna dair sözleşme, vergi kaydı gibi belge sunulmamış yapılan bilirkişi raporunda defterler ve kayıtlar tespit edilmemiş ise de İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/24 Esas ve 2019/746 Karar sayılı dosyasında davalı …’ un dava dışı …’ya 11/05/2017 tarihinde aracı kiraladığı Bitlis istikametinden Muş ili Hasköy İlçesine giriş yapan 2015 model Fiat marka … plaka sayılı aracın, plaka tanıma sisteminde ”aranıyor” şeklinde uyarı vermesi üzerine aracın görevlilerce durdurulduğu, şoför koltuğunda……. isimli şahsın oturduğunun tespit edildiği, Mehmet Şah Soyuşen’in alınan ifadesinde; 2017 yılında arkadaşı … isimli şahıstan 200.000 TL alacağı olduğu için bu şahsın kendisine araç verdiğini, … plaka sayılı Fiat Fiorino marka aracı Eylül ayının sonlarına doğru … isimli şahsın … adına aracı kendisine teslim ettiğini, bu konuyla ilgili aralarında herhangi bir yazılı sözleşme yapmadıklarını, Halim ile yapmış olduğu bütün anlaşmaların güvene dayalı olduğunu, aracı aldığı tarihte ruhsat devir işlemini Halim’in halledeceği konusunda kendisine söz verdiğine dair beyanlar değerlendirilerek ceza davasında ” kiralık aracı” Mehmet Şah Soyuşen tanığa teslim ettiği, bu surette güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluştuğunun kabul edildiğinden ceza davasındaki maddi olguların mahkememizi bağlayacağı dava konusu aracın uzun süreli kiralamak suretiyle işletenlik sıfatını kiracı …’ ya geçtiği kanaatine varılarak davalı …’ un işleten olmadığından bu davalıya yönelik açılan davanın pasif husumet sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı maddi tazminat talebi dışında manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Bu durumda belirtilen hususlar ve olay tarihi, tarafların yaşı, sosyo-ekonomik durumları, olayın ağırlığı, davacıdaki maluliyetin varlığı oranı, bölgesi, kusur durumu dikkate alındığında talep edilen davacı için takdiren 40.000,00 TL manevi tazminat alacağı yerinde görülerek hükmedilen manevi tazminat alacaklarının davalı sürücü …’ den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığından davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalı … yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüt oluştuğundan 05/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.ş yönünden ise 07/02/2018 tarihinde başvuru yapıldığı ve 15 gün süre verildiğinden 23/02/2018 tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile,
A) 188.489,20 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 05/09/2017 tarihinden itibaren işlediği yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.ş yönünden 23/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar … ve … Sigorta Aş’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ( … Sigorta A.ş’nin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına)
B) Davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 05/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
C) Davacı tarafından davalı …’a yönelik açılan davanın pasif husumet sebebiyle reddine,
D) fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 15.608,09 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 171,12 TL, tamamlama harcı 643,45 TL nin mahsubu ile bakiye 14.793,52 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ den (Davalı … Sigorta A.Ş nin davanın kabul ve red durumu miktar dikkate alınarak bakiye harcın 12.061,12TL kısmından sorumlu olmasına) müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1500 TL, ATK rapor-dosya masrafı 2060 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 893,43 TL olmak üzere toplam 4.453,43 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 4266,6 TL yargılama gideri ve peşin alınan 171,12 TL, tamamlama harcı 643,45 TL olmak üzere toplam 5.081,17TL yargılama giderinin davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan; posta ve tebligat gideri 342 TL’ yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 29.273,38 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 10 ve 13. Maddesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı …’ un vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 7/2. 13. Maddesine göre belirlenen maddi tazminat yönünden 9.200 TL manevi tazminat yönünden 8.000 TL olmak üzere toplam 17.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı …’ ün vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat talebinin reddi yönünden AAÜT’ye 10 ve 13. Maddesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2023

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.