Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/65 E. 2018/529 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/65 Esas
KARAR NO : 2018/529

HAKİM … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … Üçevler Mah. Doğa(220)Sk. No:5 D:2 Nilüfer Bursa Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – Gazcılar Cad. Petek Bozkaya İş Merkezi D Blok Kat:4 No:407 16030 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – Ulu Cd. Yıldız Sk. No.37 Demirci Han Kat.1 No.4 Adalet Sarayı Batısı Osmangazi/ BURSA

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Bursa İli Osmangazi İlçesi İsmetiye Mah. 4049 Ada 6 parselde bulunan taşınmazı 350.000 TL bedelle davacı …’a karşılıklı mutabakat sonucu satışında anlaşıldığı ve davacıya ait … plaka sayılı araç 50.000 TL Karacabey’de 1 adet daire 50.000 TL olarak 100.000 TL nin davalıya verildiği, kalan 250.000 TL için vade farkı ile beraber Haziran 2016 tarihinden başlamak üzere sıralı olarak 24 ay 7.000 TL ‘lik toplam 168.000 TL, 25. Ayın senedi 100.000 TL olacak şekilde senetler düzenlenerek davalıya verildiği ve satışa konu Bursa ili Osmangazi İlçesi İsmetiye Mah. 4049 ada 6 parsel deki taşınmaz üzerine 06.05.2016 tarihinde 275.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği, 05.05.2016 düzenleme tarihli 10.06.2016 ödeme tarihli 7.000 TL bedelli müvekkilinin davalıya verdiği sıralı senetlerin 7 numaralı olana kadarki tüm senetlerin bedelini davalıya elden ödeyerek aldığı, daha sonraki yine aynı şekilde 8. Ve 9. Senetler olan 05.05.2016 düzenleme tarihli 10.01.2017 ve 10.02.2017 ödeme tarihli 7.000 TL bedelli iki senedin bedelini de davalıya Elmasbahçeler Cami çıkışı elden ödediğ davacının bedelini ödediği bu senetleinr bugüne kadar iade edilmediği iddia edilerek davalıya malen verilmiş olan 05.05.2016 düzenleme tarihli 10.01.2017 ve 10.02.2017 ödeme tarihli 7.000 TL bedelli iki senet için davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği 10.01.2017 vadeli ve 10.02.2017 vadeli senetlerin bedeli ödendiğinden davacıya iade edilmiş olduğu senetlerin davalıda bulunmadığı, davacının ilk iki senetle ilgili borçlu olmadığı iddiasıyla davayı açmış ise de davalının başlattığı bir alacak takibi yada protesto yada alacağın ödenmesi yönündeki ihtarı olmadığı borçlu olunmadığının zorla tespitinin de olamayacağı iddia edilerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, tarafların beyanı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, icra takibinden önce açılan bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz koşulları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerdeki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması bakımından, kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası güncel bir yarar var ise açılabilir. Tespit davasının konusu maddi vakıalar değil, yalnız hukuki ilişkiler olabilir ve hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespitinde davacının güncel bir yararı bulunmalıdır. Hukuki yararın varlığı, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, kendiliğinden gözönünde tutulur. Dava, hakkın ihlali nedeniyle mahkemeden hukuki korunma istemidir. Dava hakkı da, hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacı, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek için mahkeme kararına muhtaç bulunmalıdır. Bu bağlamda, hukuki korunmada (davada), zorunluluk olmalıdır. Tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. Îdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Eda davası ile aynı zamanda davanın dayandığı hakkın veya hukuki ilişkinin var olduğunun tespiti de hüküm altına alınır ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. O halde eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır.
a)Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı;
b)Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı;
c)Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
O halde somut olayda, davacı ile davalı arasında davalıya ait Bursa İli Osmangazi İlçesi 4049 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 350.000 TL bedelle satışına dair sözleşme yapıldığı, davacınında 1 adet 50.000 TL değerinde araç, 1 adet 50.000 TL değerinde ev kalan 250.000 TL kısmı yönünden 7.000 TL bedelli 24 ay süreyle 24 adet senet düzenlendiğini, 10/01/2017 ve 10/02/2017 ödeme tarihli iki adet senedi elden ödediğini ve davalının senetleri iade etmediğinden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı savunmasında dava konusu iki adet senedin davacıya ödendiği ve senetlerin iade edildiği belirtmiş olup bonolar sebebiyle menfi tespit davasının açılması ve yargılamanın devamında davacının güncel yararının olmadığı, davadan önce davalı alacaklının icra takibinde bulunmadığı gibi alacağı ile ilgili davacıya yönelik bir başvuru ve talebinin olmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, davacının ihtiyati tedbir talebinde bulunularak alacağın geç kavuşmasına engel olmadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle usülen reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 239,09 TL’den mahsubu ile artan 203,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ nin 7/2. Maddesine göre belirlenen 1680 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.