Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/546 E. 2018/577 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/546
KARAR NO : 2018/577

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. – Halitpaşa Mah. 2. Dar Sk. N:8/6 Mudanya/BURSA
VEKİLİ : Av. … ……. – Halit Paşa Mah. Mustafa Kemal Paşa Cad. Kamuran Apt. No:139/B Mudanya/ BURSA
DAVALI : ZİRAAT BANKASI A.Ş. MUDANYA ŞUBESİ, Mudanya/Bursa
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememize tevzi edilen Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Dava konusu müvekkilinin Vodafone operatörlü …. numaralı Samsung SM-G355HQ cep telefonundan 10 Şubat 2018’de bankanın gerçek mobil uygulamasına giriş yaptığını zannederek kendi şahsi uygulama şifresi ve kullanıcı bilgileriyle giriş yapmasıyla müvekkilinin sahte internet sitesine girişi ile tüm bilgilerinin çalındığını, kopyalanarak ana siteye giriş yapılmış ve müvekkiline ait TL, euro ve dolar olarak 5 vadeli hesapta bulunan 385.774,81 TL para, 15e yakın ayrı işlemle farklı hesaplara aktarılarak müvekkilinin hesabının boşaltıldığını, müvekkiline yapılan hesap aktarım işlemleri ile ilgili sms yahut onay kodu gelmediğini, 21 Şubat 2018 tarihine kadar müvekkilinin bu olağan dışı işlem nedeniyle bilgilendirilmediğini, herhangi bir onay kodu almadığını, ilgili işlemlere ilişkin herhangi bir güvenlik tedbiri banka tarafından alınmadığını ve müvekkilinin çok yüksek bir meblağ ile normal şartlarda bankanın güvenlik zaafiyetinden ileri gelen bu olay nedeniyle mağdur edilmiş ve büyük miktarda zarara uğratıldığını, 21 Şubat 2018 tarihinde müvekkilinin müşteri temsilcisi tarafından yine söz konusu dolandırıcılık olayı ile ilgili olmayarak yenilenen kredi artının alınması için aranmış, konuşmanın devamında hesaptaki hareketler müşteri temsilcisinin dikkatini çektiğinde “siz hesabınızı başka banka hesaplarına mı aktardınız?” şeklinde sorusu üzerine dava konusu olan 11 gün sonra açığa çıktığını, müvekkilinin hesap yahut para aktarımı işi yapmadığını beyan etmesi üzerine şüphelendiğini ve derhal ilgili bankanın Mudanya şubesine gittiğini, hesaplarının boşaltıldığını gördüğünü ve bununla ilgili döküm talep ettiğini, ilgili banka memurunun müvekkiline savcılığa gitmesi gerektiğini söylediğini, ilgili banka memurunun müvekkilinden ilgili para aktarım işlemlerinin kendisinin bilgisinin dışında yapıldığına ve mağduriyetinin önlenmesine ilişkin gerekli işlemlerin yapılması adına bir dilekçe de aldığını, müvekkilinin hesabının eski hesaplar olduğunu, müvekkilinin hesap açtığından bu yana hiçbir kimseye yahut şirkete EFT yapmadığını, müvekkilinin şimdiye kadar mobil bankacılık işlemi de yapmadığını, hesaplarının ticari olmadığını, müvekkilinin ticari kimliğinin de olmadığını, emekli olduğunu, bankaların kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belirli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlü olduğunu, usulsüz tevdi sözleşmesinin özelliği gereği banka açısından aynen iade borcu yerine misli ile iade borcu doğurduğunu, mevduat sözleşmesinde vadeli vadesiz hesaba yatırılan paranın mülkiyeti müşterilerinden bankaya geçtiğini, 2007 yılında Yargıtay kararında 7 banka müşterisinin hesabında bulunan paranın müşteri haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka banka hesabına aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olacağı, çünkü bankaların bir güven kurumu olduğu dikkate alınarak müşteri zararının banka tarafından karşılanması gerektiği sonucuna varıldığı, 2009 yılında “Yargıtayın yerel mahkemeyi onamış olduğu kararında 8 davacı müşterinin internet aracılığıyla işlem miktarını 2000 Tl ile sınırlandırdığını, bankanın işlemi öğrendikten sonra hesabı bloke etmediğini, bu nedenle oluşan zarardan sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davayı kabul ettiğini, teknolojinin sürekli geliştiği için kullanıcıların yeni tehlikelere karşı sürekli uyarılmaları ve alınacak güvenlik önlemleri hakkında bilgi verilmesi gerektiğini, müvekkilinin internet mobil bankacılık hizmetinden dolayı yaşadığı ağır zararın giderilmesini temin etmek amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL zararın 10/02/2018 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte bu mümkün olmazsa en yüksek banka mevduat faiziyle hesaplanarak bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, internet bankacılığı sözleşmesi, 5 vadeli hesaba ilişkin hesap dökümü-ekstresi, bankaya verilen dilekçe örneği, banka cüzdan fotokopileri, banka vadeli hesap sözleşmesi, Yargıtay kararları, gazete haberleri, vodafone davacıya ait telefonda internet sim kartı hareketleri, internet geçmişi dökümü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almaması sebebiyle davacının hesabında bulunan paranın davacının bilgi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu uğradığı maddi zararın davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, davacının beyanında da ifade edildiği üzere tacir olmadığı, açılan hesabın ticari bir hesap olmadığı anlaşılmakla, davacının tüketici olup yapılan işlemin tüketiciye yönelik uygulamalardan kaynaklandığındab dava tarihi itibariyle TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/15278 Esas ve 2017/645 Karar sayılı İlamında vurgulandığı üzere 6502 sayılı TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2.maddeleri gereğince görevli mahkemenin Bursa Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğu, ile de benzer şekilde kabul edildiği anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Açıklanan nedenlerle, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre;
1-Davanın görev, dava şartı sebebiyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Tüketici Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK. ‘nın 341 ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere üzere karar verildi. 27/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.