Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/518 E. 2021/61 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/518 Esas – 2021/61

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2018/518
KARAR NO : 2021/61

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….
DAVALI : …. ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davalı firma arasında, davalı firmaya ait olan Çamlık Mh. Selçuklu Cd. No:24 Pendik/İstanbul adresinde Mevcu Emsey Hastanesi İnaşat Projesinde danışma ve gözetim hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin 06/10/2017 tarihinde yazılı sözleşme imzaladığını, taraflar arasında akdedilen bu sözleşmeye göre davalı firmanın müvekkil şirkete aylık 5.900,00 TL+kdv ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkil şirketin sözleşmeden doğan sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdi halde davalı şirketin sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı şirketin …. Hastanesi İnşaat projesinde danışma ve gözetim hizmeti veren müvekkil şirket sözleşmesi devam ederken 07/12/2017 tarihinde hiçbir ihbar, bildirim ve fesih olmaksızın keyfi bir biçimde davalı tarafça ilgili iş yerine alınmadığını, 07/12/2017 tarihnide bahse konu iş yerine giden müvekkil firmanın Genel Müdürü …’nın iş yerine alınmadığını ve bu durumla alakalı tutanak tutulduğunu, davalı yanın hiçbir ihtarda bulunmadan sözleşmeyi feshedip müvekkil şirket çalışanlarını iş yerine almaması ve müvekkil şirkete vermiş olduğu zararlar nedeniyle 20/03/2018 tarihinde ihtarname çekildiğini, tebliği alan davalının ihtarnameye cevap vermediğini, müvekkil şirketin sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, davalı şirketin inşaat projesinin danışma ve gözetim işi için 2 çalışan istihdam ettiğini, sözleşmenin 3. Maddesi gereği davalı tarafından müvekkil şirkete aylık ödenmesi kararlaştırılan güvenlik hizmeti bedelinin 5.900,00 TL+KDV olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinin 2. Fıkrasında, işverenin hizmet bedelini belirtilen vadede ödememesi durumunda aylık fatura bedelini, aylık %2 gecikme faiziyle birlikte yükleniciye ödeyeceğin, peşinen kabul ve taahhüt ettikleri konusunda mutabık kaldığını, sözleşmenin davalı tarafça sözleşmenin bitimine 54 gün kala feshedildiğini, müvekkil şirketin davalı tarafın sözleşmeyi feshettiğini bile çalışanlarının iş yerine alınmaması üzerine öğrendiğini, davalı firmanın sözleşmenin bitimine 54 gün kala sözleşmeye aykırılık yapması nedeni ile müvekkil firmanın alacağının bulunmadığını, buna göre müvekkil şirketin davalı firmaya 45 günlük tutar KDV hariç 8.849,00 TL bir yoksun kalının karın mevcut olduğunu, müvekkil şirket ile davalı yanın imzaladığı sözleşme gereği ödenecek tutarın aylık 5.900,00 TL+KDV olduğunu, hizmet sözleşmesinin 7. Maddesinde taraflarca, sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren bir ay (30) gün önce yazılı olarak haber verilmediği taktirde sözleşmenin otomatik olarak bir yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığını, dolayısıyla sözleşme sonuna kadar toplam 12 ay için müvekkil şirketin uğramış olduğu kar kaybının 5.900,00X12=70.800,00 TL+KDV olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan 45 günlük hakediş ve 1 yıllık tutarındaki kar kaybının davalı yandan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme karşılıklı anlaşılarak feshedilmiştir. davacının sözleşme süresince doğmuş alacakları eksiksiz olarak ödenmiş olup davacının müvekkil şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, nitekim davacı taraf 7.12.2017 tarihinden sonra hizmet vermediği gibi müvekkil şirkete başkaca fatura da kesmediğini, daha önce kesilmiş olan faturalar, hizmet verilen ayın sonunda kesilmiş olup davacı tarafından kesilen son faturanın tarihi 15.12.2017 dir. bu durum dahi tek başına ticari ilişkinin taraflarca karşılıklı olarak sonlandırıldığının en temel kanıtı olduğunu, davacı tarafın, sözleşme fesh edilmediyse neden önceki aylarda ay sonunda fatura keserken, son kestiği faturayı neden ayın ortasında kestiğini ve bir daha neden fatura kesmediğini açıklaması gerektiğini, davacı taraf da sözleşmenin fesh edildiğini bilip kabul ederek sözleşmenin süresinden dahi önce son faturasını kesmiş, bir daha da fatura kesmediğini, davacı tarafın müvekkil şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, davacı, söz konusu sözleşme gereği müvekkil şirkete 31.10.2017, 30.11.2017, 15.12.2017 tarihlerinde 3 adet fatura kesmiş, faturaların karşılıkları müvekkil şirket tarafından eksiksiz bir şekilde ödendiğini, davacı 45 günlük hakedişin ( menfi zarar ) yanısıra ayrıca 1 yıllık kazanç kaybı ( müspet zarar ) olduğu iddiasıyla da müspet zararını istemiş olup davacının kar kaybı alacağı olmadığı gibi menfi ve müspet zararlar birlikte talep edilemez, davacının talebi hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu, davaya konu sözleşme, taraflarca karşılıklı olarak ortak kararla feshedilmiş olup müvekkil şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, borçlar kanununun 125. ve ilgili diğer maddeleri uyarınca kar kaybı müspet zararlar içerisinde yer aldığından, davacının iddia ettiği “menfi zararla” birlikte talep edilmesi hukuken mümkün olmadığını, yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve sayın mahkemenizce de res’en göz önünde bulundurulacak sebeplerle, haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine,davacı tarafından aynı anda talep edilen menfi ve müspet zarar taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmenin haksız fesih nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 45 günlük hakediş ve 1 yıllık tutarındaki kar kaybının tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.

Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, davalı tanıkları duruşma esnasında dinlenmiş, talimat yazılmak suretiyle, ayrıca mahkememizce dava dosyamız uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Talimat yazılmak suretiyle aldırılan 20/05/2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; Davacının ikinci sınıf tacir olup işletme hesabı defteri kullandığı, İncelenen evrak kısmında da zikrettiğimiz üzere davacı defterinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, fakat işletme defteri yapısı itibarıyla, gerçek borç, alacak ilişkisini tespite imkân vermediği, bunun nedeninin ise bütün giderler ve gelirlerin peşin ödenmiş ya da tahsil edilmiş gibi deftere kaydedilmiş olması olduğunu, davacı yanın İncelenen 2017 yılı işletme defterinde, davacı yan tarafından davalı yana 3 adet toplam 15.212,60 TL tutarında fatura düzenlendiği, faturaların davacı yanın işletme defterinde kayıt altına alındığı, tarafımızdan görüldüğünü, davalı yan tarafından davacı yana 3 parça halinde toplam 15.212,60 TL tutarında ödeme yapıldığının dosya münderecatından anlaşıldığı, ödeme toplamının 15.212,60 TL olduğunu, Davalı Yan Tarafından Davacı Yana Yapılan Ödemelerin diğer bir ifadeyle davacı ve davalı yanın ticari defterlerinin örtüştüğü, davacı yanın davalı yandan ticari defterlere göre borç ve alacağının olmadığı, taraflar arası muhasebesel çekişme olmadığı tarafımızdan görüldüğünü, huzurdaki davanın konusunun davacı yanın sözleşme dahilinde alamadığı 45 günlük ücreti ve sözleşmenin (30 gün önce yazılı bildirim yapılmadığından) otomatik uzadığı gerekçesiyle 1 yıllık toplam 70.800,00 TL (+ KDV) ücret bedeli olduğu tarafımızdan görüldüğünü, davacı yanın günlük ücretinin (5.900,00 TL + 30 gün) 196,67 TL olduğu, sözleşme dahilinde alınamayan 45 günlük ücretin 8.850,00 TL olduğu, tarafımızdan hesaplandığını, davacı yanın yine dava konusu “30 gün önce yazılı bildirim yapılmadığından sözleşmenin otomatik uzadığı” iddiasına tarafımızdan itibar edilmediği, çünkü davalı yan tarafından sözleşme bitimine 54 gün kala davacı yanın iş yerine sokulmamasının, davalı yanın sözleşmenin yenilemeyeceği noktasında irade beyanı olduğu, davacı yanın davalı yandan talep edebileceği 12 aylık bedelin 70.800,00 TL (+ KDV) olduğu, tarafımızdan hesaplandığını bildirmiştir.
04/03/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından, 13/12/2018 tarihinde bilirkişi incelemesine herhangi bir ticari defter ve belge getirilmediği, Davacı tarafından, davalı şirkete Kartal 18,Noterligi 20.03.2018 tarih 8184 nolu sözleşmenin haksız feshi hakkında ihtarname gönderildiği, ihtarnamede tebliğ şerhinin olmadığı,Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmenin haksız fesih nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 45 günlük hak ediş ve 1 yıllık tutarındaki kar kaybının tahsili istemine ilişkin olduğu, Davacı yüklenici ile, Davalı işveren arasında 06.10.2017 tarihinde, 06/10/2017-31/01/2018 tarihleri arasında geçerli olan (2 sabit personel ile danışma ve gözetim hizmetlerinin sağlanması) sözleşme imzalandığı, sözleşmenin bedelinin aylık 5.900 TL+KDV olduğu, Sözleşmenin 5.8 maddesinin : Sözleşme süresinden önce İşveren tarafından (1) bir ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla fesh edebileceğin, sözleşmenin 7. maddesinin Sözleşme süresinin nihayetinde, taraflar sözleşmenin feshini 1 ay önceden yazılı şekilde diğer tarafa ihbar etmedikleri takdirde, sözleşme kendiliğinden bîr yıl süre ile sözleşme bedeli hariç aynı şartlarla kabul edilmiş sayıldığını, Böyle bir halin vukuu durumunda, sözleşme bedeli ve süresi, karşılıklı mutabakat dahilinde yeniden düzenlenir, işverenin yapımını yüklendiği işin uzaması durumunda sözleşme süresi uzatılacağı şeklinde olduğu, davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşılarak feshedildiğini belirtmiştir, ancak buna alt yazılı bir belge sunmadığı, davacı şirket çalışanlarının, davalı şirket inşaat şantiyesine alınmadığına dair, Davalı şirket İnşaat Şef Yrd. Nurettin Güleç ile Davacı Genel Müdürü Tolga Karıncalı’nın imzalarının bulunduğu, 07.12.2017 tarihli tutanak tutulduğu, davacı vekili dava dilekçesi 4,madde; Sözleşmenin davalı tarafça, sözleşmenin bitimine 54 gün kala feshedildiğini, müvekkilinin, davalı tarafın sözleşmeyi feshettiğini çalışanlarının iş yerine alınmaması üzerine öğrendiğini belirttiği, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen faturaların ödendiği, Davacı firma çalışanlarının, davalı şirket inşaat şantiyesine 07.12.2017 tarihinde alınmadığına dair tutanak tutulduğu, ancak davacı firma tarafından Aralık 2017 ayına ait, davalı şirkete 15.12.2017 tarihli 15 günlük hak ediş faturası düzenlendiği ve bedelinin davalı şirket tarafından ödendiğini, davacı vekilinin, dava dilekçesi ekinde sunduğu davacıya ait vergi levhasına göre; Davacı Beyhan Akyel Karıncalı’nın 01.08.2017 tarihinde faaliyete başladığı; davacının tacir olduğuna dair herhangi bir belgenin olmadığı, davacı vekili tarafından, davalı şirkete gönderilen ihtarnamenin tebliği şerhinin olmadığı, mevcut dava dosyasına göre ; davaya konu sözleşmenin tek taraflı alarak haklı sebep gösterilmeden davalı şirket tarafından feshedildiği, sözleşmenin feshinin davacı şirket tarafından bilindiği, sözleşmenin feshi ile ilgili davalı şirket tarafından, davacı şirkete usulüne uygun şekilde (yazılı şekilde) fesih bildirimi yapılmadığı, davalı şirket tarafından sözleşmenin karşılıklı mutabakatla yapıldığına dair herhangi bir belgenin sunulmadığı, feshin haksız olduğu, bu nedenle davacının 31.01.2018 tarihine kadar devam edecek sözleşme nedeniyle elde edilecek gelirden mahrum kaldığı, davacının 45 günlük hak ediş bedelinin 8.850,00 TL+KDV 159,30 TL=9.009,30 TL alacağının olduğunu bildirmiştir.
26/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/518 Esas sayılı dosya muhteviyatı, Davalı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari e-defter (yevmiye-defteri kebir) defterlerinin, Davalı vekilinin 18.03.2019 tarih bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinin, Davacı vekilinin 20.03.2019 tarih bilirkişi raporuna ilişkin beyan dilekçesinin, Davacı vekilinin 25.03.2019 tarih (k.k.) bilirkişi raporuna ibraz ve ek rapor alınması hakkında dilekçesinin, incelenmesi sonucu; Sözleşmenin 07,12,2017 tarihinde davalı şirket tarafından tek taraflı olarak sebebi olmadan feshedildiği, Sözleşmenin feshi ile ilgili davalı şirket tarafından, davacı şirkete usulüne uygun şekilde (yazılı şekilde) fesih bildirimi yapılmadığı, Davalı şirket tarafından sözleşmenin karşılıklı mutabakatla yaptığına dair herhangi bir belgenin sunulmadığı, Sözleşmenin 5.8 maddesinin : Sözleşme süresinden önce işveren tarafından (1) bir ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla fesh edebileceğini, şeklinde olduğu, taraflarca sözleşmenin başında (1) bir ay sürenin makul süre olarak öngörüldüğü, Feshin haksız olduğu, Davacı tarafın varsa, (müspet zarar) 1 ay kar kaybını talep edebileceği, Davacının uğramış olduğu kar kaybı belirlenirken maliyet kalemleri ( personelin ücretleri , sigortalan vb. diğer masraflar ) sözleşme bedelinden düşulmeii , ayrıca davacının bu süre içerisinde bir başka yerde güvenlik hizmeti verip vermediğinin belirlenmesi gerekli olduğunu bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; taraflarca akdedilen hizmet sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı hak edişlerin ve kar kaybının davalı taraftan tahsiline karar verilmesine ilişkindir. Taraflar arasında 06/10/2017 tarihli hizmet sözleşmesinin tanzim edildiği, 07/12/2017 tarihli tutulan tutanakta davalı firmanın, davacı tarafla çalışmak istenilmediğinin beyan edildiği, bu hususta ihtar, mail, bildirimin olmadığı, davacı tarafın personelinin ve müdürünün şantiye alanına alınmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça (davacı tarafın personellerini şantiyeye kabul etmemesinin) taraflar arasında akdedilen sözleşmenin haksız bir şekilde feshedildiği, usulüne uygun bir şekilde davacı tarafa fesih bildiriminin yapılmadığı, taraflarca sözleşmenin sona erdiğine dair mutakabatname niteliğinde bir evrakın bulunmadığı anlaşılarak dosya SMMM bilirkişilere tevdi edilmiş, davacının 31/01/2018 tarihine kadar devam edecek sözleşme nedeniyle elde edilecek gelirden mahrum kaldığının, davacının 45 günlük hak ediş bedelinin 8.850,00 TL + KDV olduğunun her iki SMMM bilirkişi tarafından belirtildiği,davacı tarafın personelinin şantiyeye alınmamasının davalı tarafça sözleşmenin yenilenmeyeceği noktasında irade beyanı olduğu, bu nedenle davacının, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin otomatik olarak uzadığı iddiasına dayalı olarak kazanç kaybı talebinde bulunamayacağı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, davacı tarafın hakedişlere yönelik talebinin kabulüne, buna göre 500,00 TL haksız fesihten kaynaklanan hakediş bedelinin davalının temerrüde düşürülme tarihi olan 23/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın 500,00 TL değerindeki kazanç kaybı talebinin reddine, dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı tarafın hakedişlere yönelik talebinin KABULÜNE, buna göre 500,00 TL haksız fesihten kaynaklanan hakediş bedelinin davalının temerrüde düşürülme tarihi olan 23/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafın 500,00 TL değerindeki kazanç kaybı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen aşağıda dökümü yazılı 1.198,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranına göre hesap edilen 599,00 TL’sinin ve 35,90 TL peşin harcın, 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 676,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalılara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava değeri ve HMK 241/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

Yargılama Gideri:
1000 TL bilirkişi ücreti
198 TL posta ve tebligat gideri
35,90 TL peşin harç
35,90 TL başvurma harcı
5,20 TL vekalet harcı
Kısmen kabul oranına göre hesap edilen miktar 676,00 TL