Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/246 E. 2020/855 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/246
KARAR NO : 2020/855

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. – Kayhan Mah. İnönü Cad. Sönmez İş Sarayı
VEKİLİ : Av. … – Atatürk Cad. Sıtkı Bey Plaza No:82Kat:3 D:13/14 Kadıköy/İSTANBUL
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Altunizade Mah. Okul Sok. Üsküdar/İSTANBUL

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 31/08/2015 tarihinde oluşan trafik kazasında müvekkili … ile … yönetiminde ve adına kayıtlı 57 DC … plakalı araç ile çarpıştığını, ilgili kaza davalı şirket sigortalısı …’in şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamakla asli kusuru neticesinde oluştuğunu, kazaya karışan asli kusurlu aracın kaza esnasında davalı şirket …’nin ZMMS ile güvence altında olduğunu, oluşan bu kaza sonrasında mağdur müvekkili tarafından 16/05/2017 tarihli Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi engelli sağlık kurulu tarafından %17, 28/07/2017 tarihli İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu tarafından %13 oranlı sürekli sakatlık raporu alındığını, raporlara istinaden davalı … şirketi tarafından mağdur müvekkiline 88.419,00 TL ödeme yapıldığını, her ne kadar davalı … şirketi tarafından2 yıllık gecikme ile işbu ödeme yapılmış ise de davacı mağdur müvekkilinin beden gücü kayıp oranına, aktif ve pasif dönem zarar sürelerine ve davalı şirket sigortalı sürücüsünün kusur oranına göre ödenen bu miktarın oldukça yetersiz olduğundan 2918 sayılı KTKnuna 111/2 maddesine dayanılarak ibranamenin iptali ile bakiye zararın davalı … şirketinden temerrüt tarihinden işleyecek faizi ile tahsilini talep ettiklerini, mevcut raporlarda belirlenen sakatlık oranının da eksik inceleme ile verildiğini, poliklinik epikrizlerinden de görüleceği üzere dizini tam bükmeden ovalayarak yürüyüp, çömelemediğini, sürekli ağrıları devam ettiğini, bilateral bacak bıyığıyla yerine getiremediğini, bu nedenlerle davacı müvekkilinin gerçek sürekli sakatlık oranının ATK tarafından tespit edilerek ödenmesi gereken gerçek tazminat bedelinin hesaplanması, ayrıca eksik ödemeye ilişkin aktüer hesabının yapılmasını talep ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL sakatlık ve cismani zarar sebebiyle 31/08/2015 kazanın oluş tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin iptali ile sigorta poliçesinde yer alan teminat tutarları dahilinde davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davacı Tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmiş ve davacıların tüm zararı karşıladığını, davacı tarafından davadan önce müvekkil şirkete başvuruda bulunulmuş olup, müvekkil şirket nezdinde açılan 280408-2 sayılı hasar dosyalarına iletilen evraklar çerçevesinde aktüeryal hesaplama yaptırıldığını, söz konusu hesap sonrası, davacılar vekili hesabına 27.10.2017 tarihinde 88.429,00-TL tutarında maluliyet tazminatı ödenmdiğini, yapılan ödemeler karşılığında müvekkil şirket davacı tarafından ibra edildiğini, hal böyle iken davacı yönünden huzurdaki davanın reddi gerektiğini, öte yandan müvekkil şirket tarafından ödemeye esas alınan aktüer raporu, Hazine Müsteşarlığı aktüerler siciline kayıtlı, konusunda uzman aktüer tarafından düzenlendiğini, raporda davacıların özür oranı, yaşı, gelir durumu ve tarafların kusur oranı gibi ana etkenler dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, davacı tarafa ödenen tazminat ibraname mukabilinde ödenmiş olup, müvekkil şirketin başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirketin geçici iş göremezlik zararından kaynaklanan tazminat sorumluluğu bulunmadığını, davacının temerrüt tarihinden itibaren mevduat faizi talebinin kabulü mümkün olmadığını, yargılama öncesi davacı vekili tarafından müvekkil kuruma yapılan başvuru üzerine müvekkil kurumca başvuru değerlendirilmiş olup başvuruya cevaben ödeme yapıldığını, bakiye tazminat talebine ilişkin müvekkil kuruma herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, kaza raporları, genel adli muayene raporu, epikriz raporları, emar sonuçları, engelli sağlık kurulu raporları, sigorta poliçesi, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri doğrultusunda davacının maluliyetinin varlığı ve oranı ile ilgili rapor düzenlenmek üzere dosya ATK 2. İhtisas Kuruluna gönderilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: Mehmet Ali oğlu, 28.05.1986 doğumlu, …’ın 31.08.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Alt esktremiteye ait sorunlar, Tablo 3.33b, Kurisiat ve kollateral ligament laksitesi, %25; Tablo 3.5 Bacak kaslarında atrofiye bağlı özürlülük yüzdeleri, b. Baldır Hafif %3, Balthaazrd formülüne göre %27.25 olduğu,Tablo3.2 Alt ekstremite özürlülüğünden kişini özürlülük oranının hesaplanmasına göre %14 olduğu, Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %14(yüzdeondört) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Mustafa Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği mahalde 1 trafik bilirkişisi ile keşif yapılarak, kazada kusur oranları konusunda rapor aldırılması talep edilmiştir.
Bilirkişinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Meydana gelen trafik kazasında 57 DC … plakalı otomobil sürücüsü …’in tamamen (%100) kusurlu olduğunu, diğer 16 EHH 48 plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’ın ise kazayı önleme adına alacağı tedbir bulunmadığından kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Dosyanın aktüer bilirkişisine tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Aktüer bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu poliçede teminat limitinin 268.000 TL olduğu, davacıya 27/10/2017 tarihinde 88.429,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme dönemine göre yapılan hesapla davacı için hesaplanan tazminatı toplamının 99.183,05 TL olduğu, kendilerine yapılan 88.429,00 TL ödeme düşüldüğünde aradaki farkın 10.754,05 Tl olduğu, yazım tarihine göre yapılan hesapla davacı için hesaplanan tazminatı toplamının 137.750,68 TL olduğu, kendilerine yapılan ödemenin hesaplamanın yapıldığı tarihe güncellenerek bulunan 105.371,03 TL düşüldüğünde aradaki farkın bakiye tazminat miktarının 32.379,65 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosyanın önceki aktüer bilirkişiye tevdi edilerek, tarafların itiraz ve beyanlarını değerlendirir ve 2020 yılı asgari ücret miktarları değerlendirilerek, davacı tarafın maddi tazminatının hesaplanması, ödeme günü ve rapor günü şeklinde iki ayrı hesaplama yapılması talep edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin 20/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu poliçede teminat limitinin 268.000 TL olduğu, davacıya 27/10/2017 tarihinde 88.429,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme dönemine göre yapılan hesapla davacı için hesaplanan tazminatı toplamının 99.183,05 TL olduğu, kendilerine yapılan 88.429,00 TL ödeme düşüldüğünde aradaki farkın 10.754,05 Tl olduğu, yazım tarihine göre yapılan hesapla davacı için hesaplanan tazminatı toplamının 156.050,38 TL olduğu, kendilerine yapılan ödemenin hesaplamanın yapıldığı tarihe güncellenerek bulunan 106.875,53 TL düşüldüğünde aradaki farkın bakiye tazminat miktarının 49.174,85 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Somut olayda, davacı ve davalı … Şirketi arasında ibraname imzalandığı, anılan ibraname gereği davalı … şirketince davacıya 27/10/2017 tarihinde 88.429 ,00 TL ödeme yapıldığı, davacıya ibraname gereği 88.429 TL ödeme yapılırken davacı tarafından fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulduğuna dair herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davacı dava dilekçesinde yetersiz ödemeye dayalı ibranamenin iptalini talep etmiştir
Bilindiği üzere 2918 sayılı KTK’nun hem işletenleri, hem de onların hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bağlayan emredici nitelikteki 111/1 maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu belirtilmiş 2. fıkrasında ise “Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi madde, ibranamenin iptali için zarar görene yetersizlik, zarar verene de fahişlik iddiası ile iptal hakkı tanımış, iptal sebebi olarak da objektif bir unsur olarak bu yetersizliğin veya fahişliğin açıkça belli olması halini kabul etmiştir. Bu durumdan anlaşılacağı gibi, maddede aşırı yararlanmayı düzenleyen BK’nin 28. maddesinde öngörülen zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmış olması gibi halleri aranmamış diğer bir deyişle sübjektif unsurlara yer verilmemiş, TBK’da öngörülen aşırı yararlanmanın şartları aranmaksızın sadece açıkça yetersizlik veya fahişlik objektif unsurunun yeterli olacağı kabul edilmiştir.
Yargıtay yerleşik içtihatlarına (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/3277 Esas ve 2019/117 Karar sayılı Kararı, 2016/15739 Esas ve 2019/7236 Karar sayılı Kararı, 2016/14093 E-2017/6940 K sayılı kararı )göre açıkça yetersizlik veya fahişlik unsuru tespit edilirken, davacı zararı, öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığının bu şekilde değerlendirilmesi,şayet ödenmesi gereken tazminat miktarı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmesi ve rapor tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bu durumda davacının zararının ödeme tarihindeki( 27/10/2017) verilere göre hesaplama yapan gerekçeli denetime açık, davacı tarafından itirazda bulunulmadığı aktüer bilirkişinin 21/02/2020 havale tarihli raporuna itibar edilerek 99.183,05 TL olup davalı … şirketi tarafından ise 88.429 TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla, zarar ile ödeme arasında açıkça yetersizliğe dair bir farkın olmadığı, ibranamenin makbuz hükmünde kabul edilemeyeceğinden ibranamenin iptali talebinin reddi ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL ve ıslah harcı 110,00 TL olmak üzere toplam 145,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 91,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 13/4. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.