Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1814
KARAR NO : 2020/916
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … –
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Bank Asya Bursa Şubesinde hesabı bulunduğunu, söz konusu TL hesabında bulunan 21.500 TL’yi 07/04/2016 tarihinde dövize çevirdiğini ve döviz hesabı olarak 7.535,88 USD olarak açtırdığını, bu hesap hareketi gerek banka gerekse TMSF kayıtlarında mevcut olduğunu, Bank Asya’nın faaliyet izni 22/06/2016 tarihinde kaldırılması üzerine bankanın kapatıldığını ve tüm varlıkları TMSF’ye devredildiğini, müvekkili tarafından TMSF’ye çeşitli tarihlerde başvurular yapılarak kendisine ait olan bedelin döviz olarak ödenmesi talep edilmiş olmasına rağmen resmi bir cevap alamadığı gibi tarafına ait olan alacağını da alamadığını, daha sonra müvekkili hesabının Vakıf Katılım Bankası A.Ş.’ye TL üzerinden devredildiğine ilişkin defter verildiğini, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yapılan bu işleme karşılık hesabını kapatıp döviz olarak alacağını talep eden müvekkiline yasal bir gerekçe gösterilmeden hesabı kapatılmadığını ve talep ettiği alacağın kendisine ödenmediğini, davalıların müvekkiline ait hesabın kapatılıp kendisine ödeme yapılmamasına resmi bir cevap vermedikleri gibi buna ilişkin kanuni bir dava veya karar olmamasına rağmen ödeme işlemini ısrarla yapmadıklarını, bu nedenlerle 7.535,88 USD 07/04/2016 tarihinden bu yana mevduata uygulanan ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili banka sigorta kapsamındaki fonların ödenmesi hususunda TMSF tarafından aracı kılındığını, TMSF’nin talimatları doğrultusunda hak sahiplerine ödeme yapıldığını, dava konusu bedelin müvekkili bankaya TL değer üzerinden gönderildiğini, davacıya da bu değer üzerinden ödeme yapılabileceğini, müvekkili bankanın kendisine TL değer üzerinden gönderilen fonu davacıya da ancak TL değeri üzerinden ödeyebileceğini, dosyada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı TMSF vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili kurum aleyhine açılan davada davacı Bank Asya Bursa Şubesinde TL hesabı açtığını, TL hesabında bulunan 21.500 Tlyi 07/04/2016 tarihinde dövize çevirdiğini, Bank Asya’nın faaliyet izni kaldırıldıktan sonra kendisinin bilgi ve muvakafatı olmaksızın mevduatının TL olarak Vakıf Katılım Bankasına devredildiğini, devir işleminden sonra hesabın kapatılıp kendisine ödeme işleminin ısrarla yapılmadığını ileri sürmekte ve 7.535,88 USDye 07/04/2016 tarihinden itibaren mevduata uygulanan ticari faiziyle birlikte kurumundan ve Vakıf Katılım Bankasından müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini, Asya Katılım Bankası A.Ş Bursa Şubesi nezdindeki mevduatının fona devredildiği ve kendisine haksız olarak ödenmediği iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi usul ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davada husumetin müvekkili kuruma yöneltilmesinin hatalı olup, müvekkili kurumun pasif husumet sıfatı bulunmadığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görev yönünden reddi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili kurum yönünden yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını ve davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, banka kayıtları, müvekkili kurum kayıtları, yazışmalar, TMSF tarafından yapılan basın açıklaması, TMSF’nin 01/12/2016 tarihli yazısı, TMSF ile banka arasında yapılan sözleşme, hesap bilgileri, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hukuki niteliği itibariyle alacak istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirir, bankacılık mevzuatı ve teamülü kapsamında davacının alacağının varlığı ve miktarı, davalı TMSF’nin doların TL’ye çevrilmesindeki usulün mevzuat ve teamüle uygun olup olmadığı, ayrıntılı gerekçeli, hüküm kurmaya elverişli rapor düzenlenmek üzere dosya 1 bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu tutarın alınan bloke kararının kaldırılması tarihinden itibaren en yüksek USD mevduat faiz oranlarından faizi ile birlikte USD cinsinden veya ödeme tarihindeki TCMB’nin döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödenmesi gerektiği konusunda kanaat oluştuğunu, yalnızca bazı belgeler alınması suretiyle ödeme ile yetkilendirilen Vakıf Katılım Bankası A.Ş’nin sorumluluğunun olmadığını, kendisine intikal eden döviz cinsinden katılım hesabını yetkisi ve mudi talimatı olmaksızın TL’ye çevirerek ödeme yetkisi verilen Vakıf Katılım Bankası A.Ş’ne aktaran ve TMSF kapsamında sorumluluğu bulunan TMSF’nin söz konusu yapılacak ödemeden de sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacının Asya Katılım Bankasındaki 7535,88 USD döviz hesabının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22/07/2016 tarihli 6947 sayılı kararı ile Asya Katılım Bankasının faaliyet izninin kaldırıldırılmasından sonra davalı TMSF tarafından Vakıf Katılım Bankası A.Ş Bursa Şubesine 30/12/2016 tarihi itibariyle 23.186,98 TL hesap açılarak yatırıldığı davacı tarafından döviz hesabındaki paranın TL cinsinden çevrilerek yatırılması işleminin hukuka aykırı olup döviz olarak bedeli talep edilmiştir.
Bilindiği üzere “ Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile bu bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında ki Yönetmelik “ 23 Şubat 2007 tarihli ,26443 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin amacı “1”. maddede, faaliyet izni kaldırılarak yönetim ve denetimi 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106’cı maddesine göre Fona intikal eden banka nezdinde bulunan sigortalı mevduat ve sigortalı katılım Fonunun tespiti ve hak sahiplerine ödenmesi ile bu bankaların İflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak ifade edilmiş, “2”. maddede, yönetmeliğin 5411 sayılı 106. maddenin son fıkrasına dayanılarak hazırlandığı belirtilmiştir. Somut olayda, İflas tasfiyesinin Fon tarafından gerçekleştirildiği, tasfiyenin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve yönetmelik hükümlerine göre yerine getirildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesinde, idari dava türleri olarak, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, tam yargı davaları, her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak belirtilmiştir. Şu halde, idari bir işlemin iptali idari yargıdan istenebileceğinden mahkemece buna ilişkin verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 111. madde başlığı “ Fonun Kuruluş ve Bağımsızlığı” dır. Maddede, bu kanun ve diğer ilgili mevzuat ile verilen yetkiler çerçevesinde tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla, mevduatın ve katılım fonlarının Sigorta edilmesi, Fon bankalarının yönetilmesi, mali bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi, satışı, tasfiyesi, Fon alacaklarının takip ve tahsili işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması, Fon varlık ve kaynaklarının İdare edilmesi ve Kanunla verilen diğer görevlerin ifası için kamu tüzel kişiliğine haiz idari ve mali özerkliğe sahip TMSF’nın kurulduğu belirtilmiştir.
İdare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemlerin, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların çözümünün idari yargının görev alanında bulunduğu, 5411 sayılı Kanunun 111. maddesinden de anlaşılacağı üzere, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, olayda kanunla kendisine verilen görev uyarınca tek taraflı ve kamu gücünü kullanarak hareket ettiğine yer verilerek, 5411 sayılı Kanunun 111. maddesi göz önünde tutulduğunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Asya Katılım Bankasındaki döviz hesabının TL hesabına çevrilerek Vakıf Katılım Bankası Hesabına aktarılması işlemlerine karşı açılan davaların idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden davacı tarafından davalı TMSF’ ye yönelik açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1 -b bendinde “ Yargı yolunun caiz olması” dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından davalı …Ş yönünden açılan davanın, davacının Asya Katılım Bankası hesabındaki döviz hesabının TL hesabına çevrilerek Vakıf Katılım Bankası Hesabına aktarılması işleminin TMSF ile Vakıf Katılım Bankası arasındaki “Asya Katılım Bankası A.Ş nezdinde Sigortalı Katılım Fonunun Hak Sahiplerine Ödenmesine İlişkin Aracılık” sözleşmesi kapsamında davalı … kendisine aktarılan paraların hak sahiplerine ödenmesi ile yükümlü olup ödeme sırasında ibraname düzenlenmesinin aracılık sözleşmesi ile belirlendiği anlaşılmakla Vakıf Katılım Bankasının bedelin ödenmesi sırasında ibraname düzenlenmemesi işlemleri yönünden davacı ile bu davalı arasında hukuki ilişki olmadığından, TMSF nin sorumlu olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunu itibar edilerek ibraname düzenlenmemesi bedelin ödenmesine yönelik davalı … A. Ş ye husumet yöneltilemeyeceğinden davacı tarafından davalı …Ş’ye yönelik açılan davanın husumet sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacı tarafından davalı TMSFye yönelik açılan davanın idari yargı yönünde görülmesi gerektiğinden yargı yolunun caiz olmaması dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine,
2-Davacı tarafından davalı …Ş’ye yönelik açılan davanın husumet sebebiyle reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 678,22 TL’den mahsubu ile bakiye 623,82 TL fazla karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesine müteakip istek halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı TMSF vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2020
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.
Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.